bugün

sonuçlara bakınca doğru olan önermedir.

onların yöneticileri onlardan daha yan gelip yatıyorlar o da ayrı bir konudur.
Bu sekilde dusunenlerin ne is yaptigini merak ettiren sozde gercek.

Arkadas sanki herkes gunde 14 saat agir iscilik yapiyor.
Sabahtan aksama kadar masalarinda oturup pcleri ile, bilimum sosyal paylasim siteleriyle, oyun siteleriyle hasir nesir kisiler mutemadiyen ogretmenlere bok atiyor.
Ne is yapar bunlar? Muhendis, bankaci, memur, vs.
Ama cok yoruluyorlar onlara sorarsan.
Bir de laf atan ogrenci grubu var ki onlar tam allahlik.

Dunyadan haberiniz olmadan yasiyorsunuz.
Su an bir ozel sirkette, ki bu sirket turkiye'nin taninmis ailelerinden birinin, caycilik yapan bir kadin ayda 2500 tl maas aliyor. Tek gorevi servis yapmak. Temizlik vs yok.
Yine bi ozel sirkette tek gorevi evrak getirip goturmek olan bir adam 3500 tl maas aliyor.
Ikisi de universite mezunu degil. Bizzat tanidigim insanlar.

Ogretmen dediginiz adam atanabilmek icin bir taraflarini yirtiyor bu ulkede.
Ozel sektordeyse calisma sartlarini yazmak bile istemiyorum.

Ulkede bu kadar kolay para kazanan varken kalin kafalara iki kelam sokmak icin yirtinan adam birakin da alsin ayda 2500 lirasini.

He yok her seye ragmen ogretmenlik yatmaksa bunu diyenlere islerinden istifa edip bir egitim fakultesine girmelerini ardindan kpss' ye girmelerini ve atanmalarini tavsiye ediyorum.
ogretmen olmayi isteyip de becerememis olan insan soylemidir. yiyosa ol meslegimi kimseye yedirmem
(bkz: aynn cnm yea)

Uzaktan atip tutanlarin bir hafta filan cocuklarla vakit gecirmesi gerektigine inandigim gercek olmadigi gercek olan soylem.
öğretmenden öğretmene değişecek durumdur. adaylığınız kalktıktan sonra kimse size karışmaz siz yatmayı tercih ederseniz evet çok i yapmadan idare edip gidersiniz, vicdanınıza kalmış. ama bunu genellemek işe kendini adamış öğretmenlerimize büyük haksızlıktır.
öğretmenine göre değişen gerçek/yanlıştır. sınıf kapısı var ya, o kapı yatak odası kapısı gibidir işte. kapattıktan sonra yapılanlar sınıf ile öğretmen arasındadır, bir de varsa vicdanı. kimi eve sürünerek gider, o iki ay tatil azdır bile ona; kimi öğrencilere sırf ders anlatıp kendini yormamak için abuk subuk görevler verir, haftasonu tatilini bile haketmezler.
amma velakin; her iki grubun buluştuğu ortak bir payda vardır ki; o da, asıl meziyetin 40-50 çocuğu zaptedebilmek zorunda oluşun verdiği bitkinlik. işte burda bir ayrımdan söz edemeyiz.
Kitap okuyarak dersi rahmetli dedem de anlatır. Sen 16 sene oku, kpssyi gec, atan. Saçma sapan bir yerde göreve başla sonra ilk dersten kitabı okuyarak ders anlat. Nerede kültür? nerede bilgi? Koskoca oğretmensen teferruatına da gir şu konunun. Bide bana okutuyo. "evet arkadaşlar metinde böyle diyo. diğer metni de sen oku ahmet can." de olur mu öyle ya?
sorarlar sana sen ne iş yapıyosun diye? ( nedir bu insanların öğretmenlerle alıp veremedikleri? ) ?
Kişiye göre değişen gerçektir. Kimi öğretmenler var onlara tüm tatilleri helal olsundur. Ancak kimi öğretmenler var bu özel mesleğin sıfatını bile hak etmemektedirler. Ama burda ayrımı bu kadar açan öğretmenlerin seçilme sistemi. Daha iyi bir sistemle öğretmen atamalarında seçici davranılsa bu ayrım bu kadar açılmaz.
içinden gelmediği ve mesleğini sevmediğini halde zorunluluktan öğretmenlik yapanlar için geçerliliği olabilecek bir durumdur.
çünkü öğretmenlik, gerçekten idealist bir kişilik ve mesleğine aşık olmayı gerektirir. insanları sevmelisiniz en başta. bir şeyleri öğretmekten büyük keyif almalısınız...

öğretmenlerin kalitesizliği de sadece öğretmenlere atfedilecek bir durum değildir; genel bir sistem sorunudur esasında.
kişiler, doğrudan işe atılıp para kazanabileceği bir bölümü okuyup mesleğini icra etme derdindeler. yani 'ben bu mesleğe uygun muyum acaba' diye düşünme durumu yoktur. 'işini yap paranı kazan, sırtını devlete daya' biçiminde bir bakış vardır toplum genelinde. e bir de iş bulma, sosyal statü, sosyal güvenlik meselesi de ülkedeki büyük sorunlar olunca aslında başka bir şeyi çok daha iyi yapacak kişiler öğretmenliği seçerek hem kendilerini heba etmekte, hem de öğrencilere yazık etmektedirler.

hiç bir iş yapmadığı savı çok acımasız ve ağır bir eleştiri. her insandan, her kitaptan, her öğretmenden öğrenilecek şeyler mutlaka vardır; yeter ki öğrenmeye hevesli olalım. türk öğrenci yapısı da bir şeylerin kafasına zorla sokulması yönlü olunca karşılıklı memnuniyetsizlikler oluşuyor.
yalan yanlış bir önerme. lan amına koyim ailesinin terbiye veremediği bebelerin, bilhassa lisedeki piçlerin kaşarların eğitimini üstlenen insanlara ne hakla hiçbir iş yapmıyosun denir. siz sabah akşam sikişin sonra doğurun çocuğu gönderin okula öğretmen uğraşsın dursun sonra bu çocukla. eğitim ailede başlar sen bu çocuğa verdin mi bir gram talim terbiye? lan bu gözler çocuğunu dersten bıraktı diye dersin ortasında sınıfa girip hocayı döven adamlar gördü. senin çocuğun malsa hoca ne yapsın beyin fakiri herif. ayrıca bu öğremenler senelerce okuyup kendini geliştirmiş, alanında uzman olmuş ki o göreve layık görülmüş. zaten aldığı para 2500 lira çok mu lan yarrak beyinli. senin milletinin geleceği öğretmenlere emanet. öğretmenlere gereken önemi göstermezsen bu milletin hali nice olur?
doğru bi gerçektir.
Yanlış bir soylemdir. Öğretmenler gelecek yetiştirirler.
öğretmenden öğretmene değişir o durum. ona bakarsanız mühendislikte öyle, avukatlık ya da nice meslekler. o işin yoğunluk derecesine ve mesleği yapan şahsiyete bağlıdır zannımca.
genellememek lazım.bazı öğretmenler vardır öğrencisinin hayatını değiştirir.bazıları ise okuldan soğutur.
Ben bu sene mezun olucam anadolu öğretmen lisesinden neden gittim o okula ek puanı var diye hiç bir şey olamasam öğretmen olmak için tam anlamıyla yanlış bir zıhnıyetle ogretmen olunca mutlu olmuycam biz bir ilçede okuyoruz ve merkeze uzak bi iki kalıteli hoca dısında hep ogretmen olduguna ınanmadiğim ınsanlar ogretmenlık kolay bir meslek değil belki ama o kadar hafife alan löp gibi oturup kitap tan okuyan hocalar da bu mesleği hic haketmiyor bize hocalarımızın artık öğretmenliği seçmemız gerektiğni söylüyor atanamıyorlar artık ogretmenlığe ne saygı var nede yeteri kadar önemi saçmaaaa.
ne alaka amk.
milletvekilerinden ve bu ülkeyi yönetenlerden daha iyi iş yapıyorlar var olsunlar.
Doktorlar da hiçbir iş yapmıyor herkes hasta,adalettekiler de bir şey yapmıyor suçlular dışarda diye devam eder gider.
Bazı hocalar için doğrudur ancak ben kabul etmiyorum.
Yeni nesil gençleri gördükçe hak verdiğim durum.
Öğretmenlerin iş yükü fiziksel yorgunlukla değil üstlendikleri misyon ile ölçülmeli, asıl tartışılması gereken bu misyonu ne derece yerine getirebiliyorlar.
kampta beleş tatil mi varmış lan. ilk defa duydum.
bu kendince gerçek saydığın önermeyi yazabilmeyi kime borçlusun acaba..
ben size gerçekleri söyliyim mi yavrularım. çoğumuz öğrencileri asla düşünmeyiz. maaşı düşünürüz.ek dersimiz hele bir az yatsın kıyameti koparırız. görümcemizin eltisinin kaynanası vefat etse bile izin alırız başımız ağrısa rapor alırız. birisi yan baksa ocakta yemek yansa inekler dağa çıksa eylem yaparız.

öğretmenler odasındaki yegane sohbet konumuz makyaj elbise alış veriş ev tekstili yemek vs dir.
velilerin hakkını aramasına karşıyız. her durumda veliyi suçlarız.
derse 7 veya 10 dk geç girer bizi beklerken konuşan öğrencileri azarlarız.

daha yazarım da neyse.
eğitim şart ne güzel bir sözdür bir daha da ispat edilmiştir.