bugün

çoğalmak neyse de, azalmak zor artık...
çoğalmak kelimesi azalmak kelimesi ile ilişkilidir.azalmak'ın basına h koyarsın hazalmak olur azalmakta ki al'ı atarsın azmak olur.hepsi çoğalmanın temek prensibidir.
bir cahit zarifoğlu şiiri.

çocuklarımızla
atlara biniyorduk

dönüp baktırarak geçmişe-kumandalı
atlara biniyorduk
benim çok çocuğum oldu
kadınım sen onların yüzlerini
çalılardan kolla

bütün çıplaksın-omuzların
birbirine içiçe iki saat rakkası
gelecekle kumandalı-dönüyor
güneşi alıyor-alıyor gövden
karanlık eşyada bulup
ürkünce parlayıp koşan hayvanda bularak

çocuklarımızlaysa-seçerek beni
içinin çağırması bir kır hayvanı düzlüğüyle
bedensel-seçerek ve buyruk üzerine
içine alışın doyuruşun
o erkek giysilerine giydirişin

doğanın çizdiğini
çizip kanattığını hiç görmedim seni
çalı eğildi yumuşadı batan taş
kabuklar düz bir sıyrılma oldu
işte en başta ve değişen dünyada -durmadan "sen" kalabilirlikle

güzel kılınan sen
beni de kutsal sıvamaktasın

güzelleşiyorum çocuklarımızla
hatırladıkça koşuyorum -biz geleceği
çoktan yaşadık öyle mi kadınım
koşarak hatırlıyorum alnımın terini
avucumda tutup doyuran buğday ağırlığında
sunarak göğe
sınayarak elimin alnımla anlaşan hünerini
ve hatırlıyorum koşarak o gelecek zamanda
içimize söyleyen sese akıyorduk
ilkin korkuyorduk
taşın kovuğunda oturuyorken
önümüzde ağaçsız düzlük-çöl ya da kumsal
gökte o acayip bakılamayan parıltı
buyruk alıyorduk

açık
anlamlı
şu bildiğimiz gibi
ve dünyada
yere basarak
oku'maya başladık

ben çocuklarım ve kadınım
bilerek erkekliği yeryüzünde
onun koşturmasıyla koşarak
bilerek kadınlığı yeryüzünde
onun koşturmasıyla kapanarak
erçocuklar sezinleyerek
giderek tanıyarak erkekliği
onun koşturmasıyla atılarak
kızlar kendilerinde doğrudan bularak
onun koşturmasıyla açılarak
hızla istekle alarak

ben ve kadınım
açık anlamlı şu bildiğiniz gibi
ve dünyada
yere basarak
erkekliği ve kadınlığı hükümet ettik

somuttur benim başım
rüzgar yüzümde engellenir
su akar saçımdan
öfkemde alnımda "v" damarı kabarır

kadınımla hayvana benziyorduk
saçaklı üç kollu üç ayaklı
et eti alıyordu

boğuyorduk
bir hayvanı ( yoruyorduk ) aramızda
ağırlıyorduk
et ati alıyor-sert'e çarpıyor kanlı'dan geçiriyor
değiştirmeden bırakıyordu

çocuklarımızla
atlara biniyorduk
dönüp baktırarak başımızı
ardımızda kalan topraklara-buyruk alıyorduk
atları belirginliğe kamçılıyorduk
açık
anlamlı
şu bildiğimiz gibi
ve dünyada
yere basarak
haberi alıyor yayıyorduk işlenmiş ovalara
sesimiz olan atımızla-atlarımız olan sesimizle
kadında çocuklarımızı çoğaltarak- şiirimizle
kent kurulu yamaçlara-ıssız dağlara da

tanıkol
yer sahibi gök sahibi
aktığımıza
içimize koyduğun sesle
(bkz: üremek)
ölümün başlangıcı.