bugün

valide komşuya gider ve bana beşikteki kardeşini salla der bende hiç sevmem sallamayı(başka bişeyi değil haa beşiği) neyse bi taraftan beşiği sallıyor bir taraf tanda tv izliyordun bir süreden sonra sallamaktan kolum yoruldu çünkü kardeşim ağlıyordu hemen bir beyin fırtınası ve ocağın telini getirdim(yadigar bi ocağımız vardı telli kopmuştu peder yeni tel almış ama daha takmamıştı..)işte o tellin bir ucunu beşiğe diger ucunuda kapı koluna bağladım uzanaraktan kapıyı hareket ettiriyordum bu sayede sırt üstü uzanıp tv izleyebiliyordum bir süre sonra valide aniden kapıyı çarparak girer ve o çarpmanın etkisiyle küüüttt beşik devrilir valide onun şokunu üzerinden atamadan 20cm teli 2metre şekline geldiğini görünce sinirlendi ve peşime verdi ben tabikii vıııınnnn dışarı ama bunun akşamıda var dimi..

akşam babam duyunca yaptıklarımı koptuğunu görmüştüm mm halbuki ben kendimi okkalı biii dayağa hazırlamıştım ama...
doktorculuk oynama ayağına kızların orasını burasını ellemek.
çürük elmaları ağaçtan toplayıp,mahalledeki tüm evleri kapı kapı dolaşıp,kan kanseri arkadaşımıza yardım amaçlı satıyoruz diyerek duygu sömürüsü yapmak. para kazanmak ve sonra harcamak.
düşünüyorumda insanların merhametini kötüye kullanmakmış bu tam bir şerefsizlik işte.
sineği sineklikle bayıltarak etkisiz hale getirdikten sonra kanatlarını yolup vucüdunu kolanya doldurulmus bir kapta ateşe vermek* *
teravih'e gitmek.

durun lan durun eksilemeyin önce anlatayım okuyun sonra eksi verirsiniz. *

şimdi efendim kızları bilmiyorum onların teravih olayı baya gün gibi oluyormuş bir kaç arkadaşımla konuşmuştumda. baya sarmalar falan gidiyormuş.

bizim olayımız erkek bölümü.

evet efendim ne diyorduk. bu teravih'ler allah affetsin ama çocukluk işte yani.

şimdi efendim tabi biz giderdik arkadaşlarla ve pek uslu durmazdık.

en arka saf'ta konuşlanırdık. ilk 4 yahut 8 rekat normal kılardık. lakin bir süre sonra içimizdeki kurt rahat durmazdı ilk başlarda secdeye giden arkadaşımızın kafasına elimizle vururduk. o arkadaşımız bir rüku'ya eğildiğimizde pandik atardı ve olaylar gelişirdi.

evet tam anlamıyla olaylar gelişirdi.

arkadaşımız rüku için eğildiği anda poposuna saglam bir tekme ile öndeki cemmatin üzerine uçmasını sağlardık arkadaşımızı.
tabii millet namaz kıldığı için o an bize bir mudahale edemezdi.
aramızda muhakkak namaz'ı ciddi kılan arkadaşlarımız olurdu onun burnuna osuran arkadaşım gözümün önünden gitmez. adam resmen cami'nin içinde zarttt diye osurmuştu tabi daha sonra kendisi bir daha cami'nin önünden dahi geçemedi. imam baya resmini cami kapısına asmıştı ''aranıyor'' diye. *

neyse efendim. işte rüku'ya gidenlere tekme atardık cemaatin üstüne düşerdi falan. bazen bu cemaat içinde bir kişi namazını bozar arka saf'a gelir bizi döver ve yanına alırdı. işte işkence başlardı.

siz mecburen bütün teravih namazını kılardınız.
yakalanmayan ibne arkadaşlarınız ise arka saftan ''kikiki'' diye güler dikkatinizi dağıtırdı her rekat arasında cemaatten homurdanmalar yükselirdi ama katiyyen bir ''soğutma'' olmazdı. hoş görürlerdi o çocukları.

allah affetsin ama bunu yapmayan yoktur herhalde.
herhangi bi yiyeceği o an yememek.

bir erik ağacına operasyon yapmışsınızdır arkadaşlarınızla.
operasyon başarılı geçmiştir ve baya erik koparmışsınızdır.
tabi hemen pay edilir ve erikler afiyetle mideye indirilir.
ama bir şerefsiz çocuk muhakkak çıkar ve o an o erikleri yemez.

yer gibi yapar ama yemez.

aradan 1 saat geçmiştir. hepimiz mahallede oturuyor muhabbet ediyoruzdur.
bu şerefsiz çocuk cebinden bir erik çıkarır ve hepimizin gözünün içine bakarak yavaş yavaş yemeye başlar.

+olm yemedin mi lan?
-yoo kalmış öyle bir tane
+tamam hadi çabuk ye amk şunu
-tamam
+bakma lan gözlerimizin içine at işte ağzına ye. ne öyle fare gibi tırtıklıyorsun.

bu şerefsiz arkadaşınız her 2 dakikada 1 erik çıkartır cebinden ve yavaş yavas size eziyet ettire ettire erikleri yer.
siz geberirsiniz artık.

+hadi olm sikecem ya ye şunları bitir hemen canımız çekiyo
-banane olum siz yediniz bunlarda benim payım istediğim gibi yerim.
+hay senin abura koyim ipne pezevenk

biraz daha dayanırsınız falan ama bu işkence bitecek gibi değildir.
arkadaşlarınızla o şerefsiz arkadaşınıza dalarsınız cebindeki bütün erikleri alır onun payınıda yersiniz.

o çocuk ağlak bir surat eriklerinin gitmesinin verdiği moral bozuklukla ağlayarak size küfürler ederek yanınızdan uzaklaşır.

siz hain bir kahkaha atarak siktir git lan ibine der eriklerde pek güzelmiş zuhahahaha diye gülersiniz.
burnunu karıştırıp koltuğun altına sürmektir.
evde anne yok iken ayakkabıyla gezmektir.
süs eşyasını kırıp allah belamı versin ki ben kırmadımdır.
porno kanalları açıp babam izliyor demektir.
(bkz: şerefsizliğin daniskası)
su tabancasının icine isiyerek saga sola sıkmak.
annenin gözü gibi baktığı çiçeklere benzin dökmek, evi kundaklamaktır. * *
mahalledeki en sevmediğin çocuğun bir sene boyunca peşinden koşup, mektuplar vermesi üzerine; mahalledeki diğer çocuklar seninle dalga geçmeye başlar ve sonunda çocuğun kafası taş atılarak yarılır ve kafasında iz bırakılır. ve hala çocukla aynı mahallede oturulur çocuğun yüzüne hala bakılamaz.
dört-beş kişilik bir ekip toplanarak bir müzik markete sıra ile gidilip sallama bir ismin albümünü ısrarla sormak sureti ile adama dükkanı kapattırıp imç 6. blok yolunu tutturmak...
alarmı olan arabalara balkondan soğan atmak...
miting alanına tepeden yumurta atmak...
ve en tehlikelisi ve en şerefsizi hareket halinde olan bir aracın sürücüsüne açık olan pencereden ensesine vurup kaçmak. *
bakkaldan meyve suyu alıp her gün başka bir komşunun hesabına yazdırmak.
şerefsizlik yapan çocukları ispiyonlayıp dövdürtmek. *
kardeşle balkonda oynarken sinir olunan kara sinekleri bayıltıp üşenmeden ayaklarından ipe dizmek, alttan çakmakla tutuşturup hızla yukarı doğru yanışlarını izlemek ve akşam anneye bunun kardeşinin fikri olduğunu söylemek; annenin kardeşi merhametsizlikle suçlamasını ve uzun nasihatlerini zevkle izlemek. aynı anda hem bir hayvana hem de kardeşe yapılabilecek şerefsizliği yapmak. * *
büyümeyi istemek.

böyle bir şerefsizlik olamaz.
şıpsevdi marka cikltleri alıp özenle açılıp itinayla içine aynı şekilde çamur yerleştirilip bakkala aannem sekersiz sakız istiyomuş deyip değiştirmek.6 yaşında komşunun oğluyla evlenme hayalleri kurarak parka kaçmak saklanma gece gece apartman sakinlerinin sizi aramaya cıkması..arkdaşalrınızı sizi güzelleştircem diye kandırıp saçına yüzüne şampuan krem karışımı bi ikksirr bulamak..sıkıldıkça corapların topuğunu kesip halıları ıslatıp üzerinde ferahlamak...gbi örneklendirilebilecek davranışlar bütünü.
kaan kural ve murat kosova ile aynı vapurda olmuşsa olay martıyı ekmeğe gönderdi gibi ifadeler duymak mümkün.
yan komşunun kızlarıyla pazar tahtaları arasında evcilik oynamak.
biraz safça bir arkadaşı uydurduğum hikayelerle sürekli korkutup ağlatmak, biz dışarda oynarken onun korkudan evde oturmasına neden olmak.*
sevilmeyen misafirin, çayına tükürmek.
büyüdüm kocaman oldum, hala kimi uyuz misafirlere yapasım geliyor, ama kendime engel oluyorum. büyümek böyle bir şey sanırım.
annenin en sevdiği avanak avni biblosunu kırmak sonra da sözde kırılmamış gibi yerine koymak.
(#5137898) numerolu entrymin ardından, aklıma geldi; olayı daha da açayım.

yanılmıyorsam 6. sınıftayız, edirne'ye okul gezisi düzenleniyor. ben de o zamanlar yunan halkına karşı garip hisler besliyorum. ailede yunan düşmanlığı görmüşüm, ama ben ilginç bir şekilde seviyorum kendilerini, vicdan azabı hissederdim, "ühühü sevmemelisin der meister ühühü" derdim, ama severdim, aslında zikimde de olmazdı hani. hocanın yanına gidiyorum otobüste, ısrar ediyorum gezinin ortasında "hocam yunanistan sınırına gidelim, ben yunanistan görcem!" diye. "lan olum manyak mısın?" tepkisiyle karşılaşsam da, sınırı görmemiz açısından götürülüyoruz oraya. "çocuklar bu sınır kapısı komşumuz yunanistan'ın, nüfusu 3 milyar yetiştirilen tahıl miktarı 55 groston" gibi bilgiler veriyor hoca; o sırada yunan askerleri tip tip bakıyor bize tabi. sarı bir çizgi var, sınır çizgisi. onu inceliyorum. eliyle hareket yapıyor, "geçme, uzak dur" cinsinden. bir ayağımı atıyorum, gülüyor, geri çekiyorum. bu sefer iki ayakla giriyorum, tepkisizleşiyor; daha da ileri gidiyorum. hoca çekiyor, oradan ayrılana kadar askere ibnelik olsun diye "yunanistan'a girdim lan godoş vursana hadi" mesajı vermeye çalışıyorum.

ama ilgilenmedi benimle, yüz vermedi ibne.
1-)tanımadığımız bir daire'nin bütün zillerine basıp kaçıyorduk
2-)köpeklerin ve kedilerin kıçlarına boncuklu silahla ateş ediyorduk
3_)rastgele telefon açıp adamın teki çıktığında karınız sizi aldatıyor diyorduk
4-)çok kalabalık bir parkın ortasına torpil yakıp patlatıyorduk
5-)bir sinek yakalayıp tek kanadını kırıp öremcek ağına atıyorduk ve örümceğin gelip sineği yemesini izliyorduk
6-)2 tane karınca yakalayıp kafalarını birbirine vurup kavga ettiriyorduk ve sakızına bahis koyuyorduk
7-)çocukların misketlerini gasp ediyorduk

amma yaramazmışım ya ...
mahalle bebeleri olarak alinan topun yari parasini odedigim icin top oynamak istemedigimde; otomatikman bebelerin, almanlar yenildigi icin biz de yenilmis sayildik moduna girmeleri. akabininde, cok israr ettikleri bir gunde topun yarisini kesip, bebelere alin lan kendi payinizi diye posta koymak.