bugün

gökten yağmur yerine şeker yağdıran ak sakallı amca. * *
belden aşağısı buluttan oluşan, dünyanın her yerini kaplayan ve bu sayede herkesin her yaptığını gören tosuncuk biri.
camide ezan okuyan kişiyi allah sanırdım. o yüzden korkup oturudum. annemde bana korkmayayım diye yanıma oturup sarılırdı.
(bkz: nuri amca)

ps: mahallede tıknaz, kel, hitler bıyıklı, sürekli yüzü gülen, dominant karısının sözünden çıkmayan bir amcaydı. ben onu niye tanrı olarak algılamışım onu bilmiyorum. ama onun devasa halini tanrı olarak algılardım. rahmetli nuri amca, toprağın bol mekanın cennet olsun.
ben diyanet işleri başkanını sanardım. tövbe yarabbi. ufaktım o zamanlar 4 yaşındaydım herhalde gerçekleri öğrendim sonrasında.
böyle alev figürli falan başında taç var alevden dev böyle korkunç falan bişey.
hayal etmek yerine tanrıyı görmek için bulutlara bakardım. çok uzun süre bakınca bulutlarda bir dede görmeye başlamıştım. suratı kimseye benzemeyen bir dede.
şahsen benim için ( bilenler varsa ) warcraft da ki mountain king di. nedense çok benzetirdim.

şöyle örnekleyebiliriz ;

görsel
(bkz: flying spaghetti monster)
yüksek bir yerden aşağıdaki tebasına bakan tamamına yakını buluttan oluşan umut tabak'ın sesi gibi etkileyici bir sesi olan bir varlık olarak algılardım ama bu algılama değişmedi insan büyüdükçe tanrıyı tasfir etme düşünceside değişmiyor sanırım.
power rangers'lata emir veren bir tüpün içinde suret vardı. Ben hep öyle zanneder ve hayal ederdim.
benim için atatürk gibi bi şekil vardı kafamda..gökyüzünden beni seyrediyordu.
hep kocaman dağ şeklinde hayal etmiştim.
eski 5000 tl'nin arkasındaki mevlanayı tanrı sanardım.

(bkz: para ile imanın kimde olacağı belli olmaz)
banyodaki fayansın üzerindeki şekil, böyle keçi sakalı falan vardı, kızgın bakıyordu. onu tanrı sanardım.
yeşil sarıklı yaşlı pamuk gibi bir dede hayal ederdim, allah günah yazmasın çocukluk işte.
beyaz sakallı dede olarak hayal ederdim hep.
beyaz sakallı,fesli ama beyaz bir silüet olarak hayal ederdim.
neden böyle bir süliet görürdüm bilmiyorum ama bir biri içine girmiş ve geometrik şekiller oluşturan, kızıl çizgilerden oluşmuş bir görüntü canlanırdı bende.
(bkz: astrotanrı)
çocukken tanrıyı örgü ören kocaman göğüsleri olan bir nine olarak hayal ederdim.**. şimdi ise içimdeki çocuğun hayal ettiği tanrı bir tutam jacob bir tutam benjamin bir tutam da madonna karışımı.
bulutların üstünde oturur tanrı dediğin, lir çalar orda, çok büyük değil çok zekidir, abaküsü vardır, bulunduğu yerde devamlı oryantal ezgiler duyulur. (lirden değil, böyle kaval sesli falan) kocaman da bir kitabı vardır, insanlar hakkında bilgileri kaydettiği.
gördüğünüz hiç bişeye benzemez denildiğinden olsa gerek gökyüzündeki anlamsız bulut şekilleridir.
arkadaşımın odasındaki atatürk resmini tanrı sanardım.
koskocaman, devasa bir güneş.