bugün

sabık başbakan adnan menderes'in hiç de milletin adamı olmadığının delili olan çiftliktir. yüzlerce dönüm araziden mürekkep olup bu çiftlikte bir zamanlar modern kölelik sistemi uygulanmaktaydı.

(bkz: adnan menderes in çiftçiyi azarlaması)
Bu çiftlik üzerinde çok konuşulmuştur. Arazisinin büyüklüğü üzerine Adnan Menderes'in şöyle bir açıklaması vardır:

" Ben çiftliğin başına geldiğimde; anam, babam çok evvel ölmüş bulunuyorlardı. Aradan çok zaman geçmişti. Sahipsiz kalmış arazinin şurasında burasında, fuzuli tasarruflar, işgaller olmuştu. Zeytin yetiştirmek, ağaç yetiştirmek teşebbüslerine girilmişti. Ayrıca, köylüler için mühim olarak kullanılabilecek dağ parçaları da vardı. Arazim, tapum altında olduğu halde, bu teşebbüslerin hiç birine müdahale etmedim. Komşularımla ve köylülerle, bir tek davam olmadı. Tasarrufum altında bulunan ve fakat istifadelerine bıraktığım araziyi, tapu terki suretiyle ve 1932 senesinde, tamamıyle onların tasarruflarına terk ettim.

toprak kanunu korkusuyle arazi sattığım doğru değildir. üç dört köyün arazisi yoktu. Civarımdaki komşularıma, yok denecek bir bedelle ve ne zaman olursa ödenmek üzere, arazimin büyük bir kısmını devrettim. Bu topraklara şehirden, kasabadan, daha çok para verecek insanlar vardı... Şimdi arazim, 3000 küsur dönümdür."

Kaynak: Şevket Süreyya aydemir, Menderes'in dramı, sayfa 134-135, Remzi kitabevi, 1969.