bugün

performans kelimesinin belki de en anlamlı kullanılabileceği bir abdullah gül cümlesidir.

(bkz: yok ama her gece her gece)

edit: ulan ne kadar ampul kafa varmış be sözlükte önce kendinizi aydınlatın kendinizi.
edit 2: eksilemeyeni...
(bkz: yök artık)
erdoğan teziç gibi isimleride gördü bu memleket diye düşünürsek, sonuna kadar haklı olduğu düşünülebilecek bir söz.
yok artık lebron james.
yusuf ziya özcan'nın performansını ailecek beğeniyor ve icraatlarını ilgiyle takip ediyoruz.
erdoğan teziç gibi bünyelere eyvallah diyen bünyelerin eleştirdiği söz. sizin istediğiniz gibi karar verince iyi oluyor dimi.
sezer zamanında yök'ü yere göğe sığdıramayan, gül döneminde ise ağızları köpüren sözümona sosyal demokrat kemalistleri* cıldırtan söz. ulan mesele sezer-gül meselesi değil. ikisininde dunyasında demokrasi, hümanizm, özgürlük, çoğulcu demokrasi, üniversite özerkliği, bilimsel gelişim yok. sezer kemalizmi, gül ise islamcılığı dayatıyor üniversitelere. a benim gençlik başında duman yeni yetmelerim, asıl bağırıp çağırmanız gereken sülük gibi yakamıza yapışan, her tarafından faşizm fırlayan cunta anayasası, onun tohumu yüksek öğretim sistemidir.
ısrarla lincoln'ün performansından memnun kalan skibbe'yi hatırlatan övgü.
eylül aynında vizyona girecek olan filmin adıdır. orjinali türkçe çekilen filmin almanca seçeneği de bulunmaktadır. dvd ve vcd formatında da piyasaya sürülecek. ayrıca, 18 yaş altı için uygun sahneler içermiyor.
konu ise: eski köşkün yeni sahibi bey eşine piyano dersi aldırtmak için hoca tutuyor ve herşey hocanın eve ders vermek için gelmesiyle başlıyor... önce hoca evin hanımefedisiyle, sonra hoca ile evin sahibi beyle ve daha sonra da üçü aynı anda soluk soluğa geçen şehvet denizinde sürüklenmeye başlıyorlar...

çok yakında sinemalarda!
(ara: çıkarmadan beş)
- abi yök diye bir grup var akşam bizim barda çıkıyor. performansını beğeniyoruz sağlam grup.
+ davulcusu kim ?
- zönk !
yokun performansını henüz görmedik. ne de olsa yok yahu.
filler tepişir çimenler ezilir. Paralı eğitim cenderesinin içine sıkıştırılan öğrenciler, 6. sınıftan başlayarak liselerde en bilindik ifadeyle yarış atı haline getirilirken ya da üniversitelerde sahte gelecek vaatleriyle kandırılırken aynı zamanda sorunlarına da yabancılaştırılıp egemen sınıflardan(YÖK, Danıştay...) çözüm bekleyen bir pozisyona sürüklenmektedirler. Eğitimin niteliksiz ve bilimsellikten uzak oluşu da içine düşülen durumu daha iyi yansıtmaktadır. ilköğretim sıralarından üniversite amfilerine uzanan, düşüncenin düşünmenin kırıntılarını dahi taşımayan bir eğitim sistemi sözkonusudur. tamamen sistemin ideolojisine göre insan yetiştirilmektedir. Bu aynı zamanda insanların tek tipleştirilmesine ve kendini gerçekleştirememesine neden olmaktadır. Bu çarkı kırmanın yolu, egemen sınıfların farklı klikleri arasındaki tartışmalara taraf olmaktan ziyade başta ailelerle birlikte çağdaş, akılcı, bilimsel akademik talepleri yükselterek yeni bir eğitim programının hayat bulmasını sağlamaktan geçmektedir. Yeni eğitim programı; düşünen, araştıran, inceleyen ve her şeye eleştirel bakabilen yeni insanı yaratma hedefini önüne koymalıdır. Bu da eşit, parasız, bilimsel bir eğitim sistemiyle mümkündür. Yök'un performansını beğeniyoruz çünki böyle bir kurum YOK*.
(bkz: full muamele)