bugün

kendisi profesör olup karşısında ki okutmanı sırf profesör olduğu için ezen insandır, yaratıkdır, bi b.k olmayan, olamayandır.
ülkemizin nadide insanları için kullanılan ama artık cılkı çıkartılmış ve bay getirmiş tanımlama.
-kaç lan kaç uranyum geliyo (bkz: uranyumdan koşarak kaçan adam) *
Yurdum insanı diye lafa başlayanı çok gözlemci bir tipmiş pozisyonuna koyan giriştir.
pire için yorgan para için orman yakar.
vapur daha yanasmadan iskeleye atlayan insandir benim yurdumun insani.
anket yapar anket doldurur benim yurdumun insani.
direkt aziz nesinden gireyim mevzuya;

"türk milleti bi gariptir
öyle her şeyi kaldırmaz
ibne dersin kızarda
sikersin aldırmaz"
sağlık raporu kuyruğunda arkasında sıra bekleyip kendisine soru sorduğumda da bir saat kağıda bakıp herşeyi çok biliyormuş edasıyla 'mühürlettiysen tamam' diye geçiştirme bir cevap vermesiyle tanımlayabiliceğim insan modeli...
Hani bazı olaylar, sözler, durumlar vb. vardır.Yurdum insanından başkasına nasip olmaz. işte onlardan bazıları..

-Misafir gelince hemen çay suyu koymak. *
-Düğünlerdeki takı merasimleri.
-Yürüyüş veya dolaşma esnasında eline tespih, değnek, sopa, vb. almak...
yurdum insanı tipini karikatürize eden kişidir. (oh la la!)
Ankara Yenimahalle Belediye Tiyatrosu'nun 2 perdelik kabaresi. kasım ayı boyunca ücretsiz sergileniyor. oyunu metin bilgin yazıp, sahneye koymuştur.
http://www.milliyet.com.t...ama%20ters%20yapistirinca
nasa gibi nadide bir kurumda bile sigara içerek, "ben türk' üm abiğ" diyebilen, kabuğuna sığmayan haylaz ve bir o kadar da neşeli insalarımdır.
*
http://www.hurriyet.com.t...ndem/10802279.asp?gid=229
oha dedirten yurdum insanı modeli
türkiye'de doğmuş, büyümüş, muhtemelen başka da alternatifi olmamış vatandaşımızı tanımlarken kullandığımız içinde bir sevimlilik bulunduğuna inandığım tanımlama şekli. belki fransızlar ya da ingilizlerin de vardır "yurdum insanı" tanımı bilemiyorum.
-Bankacıyım. Amcamın biri 1000 YTL tüketici kredisi çekmek için şubeye geldi, sırada bekliyor. Sıra tam ona geldiğinde ise sistemin gitmesi nedeniyle 1.5 saat beklemesi gerekince bombayı patlatıyor. "Bu kadar saat şubenin önünde dilenseydim parayı toplamıştım."
-Kocaman bir alkış da televizyonda film izlerken yüzen gemileri gösterip "Ay bunlar nasıl böyle suyun üstünde batmadan durur anlamam ki." diyen yengeme ve ona "Onlar film icabı öyle duruyor salak karı." cevabını veren amcama gelsin.
-Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar benden mi??" diyor! Zaten tartışma o anda bitiyor, gülmekten tabii.
-Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.
-Huzurlarınızda tanesi bir buçuk lira olan atletlerin üç tanesini beş liraya almak için pazarlık eden annem ve "Abla kurtarmaz" diyen pazarcı. Alkışlarınızla efendim tencere ve kapak!
-Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor. Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda gülüşerek konuyu kapatıyoruz.
-Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama tek canın var..."
-Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize sokmaya yetti: ''Bu kadar insan hala bulamadınız mı?''
-Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor: "Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?" Teyzem cevap veriyor: "Bu paranın hayrını görme inşallah yazalım."
-Otobüse bindim, her yer dolu, arkaya doğru ilerledim, bir koltuktan tutundum, ayakta duruyorum. Hemen önümde oturan, 20'li yaşlara yaklaşmakta olduğunu tahmin ettiğim genç "Oturmaz mısınız?" dedi, hani kalkayım da oturun anlamında, "Gerek yok, teşekkür ederim, böyle iyi." dedim. Kalktı ve "Buyrun, oturun." dedi, "Teşekkürler, iyi böyle." dedim, "Huysuzluk etme, otur dedik, otur işte!" dedi, ne yapayım, oturdum ben de.
-Sene 1993. Sevgilime (şu an karım olur kendileri) araba kullanmayı öğretiyorum. izmir'in o zamanki halini bilenler bilir. Üçkuyular-Narlıdere yolu şimdiki gibi değil. Sakin... Stres olmasın, panik yapmasın diye çok karışmamaya çalışıyorum. Ayrıca çok sakin bir ses tonuyla konuşuyorum. Direğe 3 santim farkla geçiyor benim güzel sevgilim. "Direğe çok yakın geçtin hayatım." diyorum. Cevap "Hangi direğe?"
-Asker arkadaşımın evine akşam çay içmeye gittik. Arkadaşın babası oturduğumuz odanın bir köşesinde namaz kılarken, rükuya eğildiğinde arkadaşın yeğeni dedesinin arkasına geçip baş parmağını araya sokup "Düüt!" derken mi, yoksa dedesinin başını yana çevirip "Namaz bitsin ben senin bacagına s.çacağım!" derken mi, yoksa namazdan sonra dedesinin elinden kurtulmaya çalısan çocuk "Ama babam da anneme yapıyordu dede ya!" derken mi, dudağımı ısırmaktan kanattım bilmiyorum.
-Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: "Bacım o geçtiğin gece lambası değildi, çek sağa."
-Gecenin üçünde odamın penceresinden ölümüne sarkıp sigara içerken, yan pencereden ani bir şekilde kafasını uzatıp "Yakaladım! Hahaha!" diye bağırıp az daha düşmeme sebep olan kadın, benim öz annemdir.
-Anneme, "Hayatıma giren erkekler neden bu kadar çabuk çıkıyor? Bendeki şanssızlık genetik mi?" diye sordum. "O senin bireysel salaklığın, bizi bulaştırma!" dedi. Hemen sustum.
-Sahip olduğu Atatürk fotoğrafı hakkında "Bu resimden kimsede yok, biliyor musun?" diyen babama annemden muhteşem cevap! "Niye, sen mi çektin?"
zamanın da system of a down dinleyen, benim de için de olduğum bir gruba, ''ermenileri ne dinliyorsunuz, onlar türk düşmanı!'' diyen, hrant dink adında namuslu bir gazeteci vefat ettikten sonra da, ''hepimiz ermeniyiz'' diye bağıran dönek insanlardır.
kendisini özel ve elit zanneden yurdum insanının dilinden düşmeyen söz. *
kürdanla dişini karıştırıp çıkan şey büyükse anında ağzına atan yüce topluluk.
+beyefendi yeni benzin zamları hakkında ne düşünüyorsunuz?
-valla biz hep 20 liralık benzin alıyoz bacum!
bu aralar çok laf az iş insanıdır.
umarım yakın gelecekte bu tersine döner.

güzel yurdumun güzel insanı, silkelen kendine gel. daha ne kadar yalanlara, dolanlara kanacaksın? daha ne kadar ağlayacak, sızlanacaksın? illa ki biri mi gerekir bu milleti kurtarmaya? biz bizi neden farkedemiyoruz?
fırsat bulunca hırsızlık yapan,
başkasının mallarını gasp eden,
bu ahlaksızlığı fakirliğe-yoksulluğa yoran,
ölü soyan,
insanı türk olmaktan utandıran insanlardır.
değer verendir, yeri geldiğinde ayar vermesini de bilendir.

bkz. http://galeri.milliyet.co..._insani_gulduruyor/10.jpg
http://aktuel.mynet.com/g...bulur/936/85855/sayfa/41/
yurdum insanının değişik icatları,gülmekle ağlamak arasında kalınan durumları vardır ki bunlar değişik video sitelerinde gösterilir..bu kadar da olmaz dedirten görüntülere tanık oluyor insan.