bugün

2-3 kere yaşadığım şey hiçbir etki yaratmadı bende akşam teyzenin birine su getirdim sabah ölmüştü toprağın bol olsun dedim gözlerini ellerimle kapadım.

siz yaşamı ne kadar ciddiye alırsanız yaşam sizi o kadar delirtir. siz onu hafife alın ki zihniniz sağlamlığını korusun.

ki en nihayetinde ölüm her şeyden büyük bir gerçekliktir neden onu yadsıyalım ki? kabul etmek en temizi.
Zordur her ölüm zordur kalanlar için gidenin yolculuğu başlamıştır kalanlar çeker.
Komşun toprak oluyor sıra da sana geliyor gibi sulu şakalarla kalan sağlar guldurulur ve ömürleri uzatılır.
üzücü bir hadise başıma gelmedi değil.
yoğun bakım üniteleri bilinci yerinde hastalar için kabusa eş değer yerlerdir. bilinciniz yerindedir, yakınlarınızı sadece 5 dakika ve bir ya da iki kişi olacak şekilde görürsünüz.

etrafta, ağzı, burnu, vücudu hortumlarla dolu uyutulan hastalar vardır. bu kasvetli ortam bilinci yerinde olan hastaları kötü etkiler ve bir çok hastada delirium denilen bir ajitasyon tablosu oluşur.

normal bir iki kişilik odada yanyana yatan iki hasta düşünün; birbiriyle sohbet edebilirler.

ama yoğun bakımda yatan iki bilinçli hasta birbirinin farkında bile değildir.

olası bir ölüm anında ortaya çıkan kargaşayı görmemeleri için ,( kalp masajları, entübasyonlar, kısaca yeniden canlandırma işlemleri esnasında) hastaların mahremiyet perdeleri kapatılır.

ama her durumda ortada bir terslik olduğu bellidir.

lakin hiçbir bilinçli hastanın yanındaki hasta öldükten sonra bunun hakkında konuştuğunu gözlemlemedim.

muhtemelen yok sayma mekanizması devreye girer, ya da içinde yaşar.

yakınlarında istekleri genelde "beni buradan çıkarın", "giderken götürün"," burada bırakmayın" olur.

Edit : be hey gerizekalı, gözlemlerimizi tecrübelerimizi paylaşmamızı da mı çekmedin de eksi verdin.