bugün

sinek ilacı, alkol, bozuk bir mide ve ansızın gelen misafirler sanırım böyle anlara yetiyor.

ergenliğe yeni adım atmış bünye yaz tatilini fırsat bilip yaşına başına bakmadan 3-5 tane bira çakıyor gece arkadaşlarıyla. aslında midesinin bira karşısında hassas olduğunu farkında değil henüz. gerçi bugün bile tam emin değilim, biranın içindeki mi motoru bozuyor yoksa soğukluğundan mı böyle oluyorum. ne zaman iki kutudan fazla bira içilse ertesi gün kesin sindirim sistemi cıvıklaşıyor. inanılmaz bi mide ağrısı ile uyanırım. boşaltım sistemi paçamdan akar yani o derece.

yaz dedik, yazlık dedik tabi ki sivri sinekler başa bela. ama biz çocuğuz bize pek dokunmuyor. daha çok rahatsız olan evin reisi. adamın yılda bi kez tatili var. sinirden stressden uzaklaşacak. gece sivrisineklerle öyle boğuşmuş ki sabah ilk iş olarak evi ilaçlamış. küçük oğlunun odasına kitlemiş ve her yeri sivri sinek ilacına boğmuş erken saatlerde. ben öğlene doğru kalkacağım için bi sorun olmaz diye düşünmüşler sanırım.

hayatının platonik aşkı ve ailesinin biz geldiiik gürültülerine uyanan esas karakterimiz ben, uyku mahmurluğunun mide ağrısı ile birleşmesi sonucu kendini tuvalete kitleme gafletinde bulunur. tabi tuvalet denilen yere sinek ilacına boğar ve havalandırmasını açmayı unutursan sevgili babacığım, içerisi hitlerin gaz odası gibi yakıcı kavurucu ve ergenliğe yeni adım atan çocuk bünyesi için bayıltıcı olabiliyor.

gözüm kapının kırılma sesiyle açılıyor, içeri tüm aile ve misafirler dalıyor, yerde garip ergen bünye belinden altı çıplak yatıyor. kızla göz göze geliyorum ki utancımın metrik sistemde yeri yok...
kalabalık bir yerde yürürken yere düşmek akabinde herkesin sana bakıp gülmesi.*
pek süslü püslü giyinmiş, takıp takıştırmış yola koyulmuş bünyenin tam tüm gözler üzerindeyken en olmadık bir anda yere düşmesi ile eteğin başa geçmesi anlarıdır.
topuklu ayakkabının çim zemine saplanması anıdır.
(#8832178) bu andır.
denize atlarken şortun çıktığı an. *
en az 10 dakika suyun altında kalarak ilk şok atlatılmaya çalışılır.
konusurken agızdan salya damladıgı an.
birinin size soru sorduğunu sanıp, cevap verip, insanların önce birbirine mal mal bakıp sonra o bakışların size dönmesi.
lanet olsunki benim başıma gelmiş bir olaydır. Sınıfın önünde eteğinin düşmesi. Gerisini hatırlamıyorum şok dolayısıyla bilincimi yitirmiştim.
elimdeki defterin içindeki testlerin kızılayın göbeğinde yolun ortasında dağılması, dönüp toplaması. Ama koşmaya devam ettim.
küçükken donsuz dışarı çıkmıştım efendim.* **
hocaya 'oğlum o zaman o öyle oluyorsa, bu da olur' dediğim an. hocam beni neden dışarı atmadın?
birden fazla olma ihtimalleri yüksektir.*
ortaokula giderken, uykuya aşırı derecede düşkün şahsım öğleci olmanın da verdiği bir rahatlıkla uyur uyur, derse yarım saat kala falan kalkardı.**
birgün saati yanlış anlayıp, okula baya bir erken gidip, bahçeyi boş görünce "eyvah! zil çalmış derse başlamışlar!" diye durumu yorumlayıp, sınıfa "geç kaldığım için özür dilerim hocam" diye mırıldanarak dalınca aslında daha sabahçıların ders işlemekte olduğunu görmem ve ışık hızıyla sınıftan çıkmam tam olarak yer yarılsa da içine girsem denilen anlara örnektir.
misafir gidilen evde sifonun bozul olması.

-şey büyük bir kova varmıydı?
polis arabasının aynasından yüzüme gözüme bakarken arabanın içinde polisin olduğunu farkettiğim andır.
(bkz: ergen kız dergileri)
tatile giderken izmir'deki akrabalarıma uğrayışım, sabah sabah insanları uyandırışım, götürdüğüm simitleri vs yiyerek afiyetle çay içişim ve neden ev halkı bir şey yemiyor, neden bu kadar tuhaflar diye saatlerce düşündüğüm halde bulamayışım. evlerinden çıktıktan sonra ramazan ayında olduğumuzu farkedişim.
benim için değil ama yatılı okulda kurnaya zıçarken yakaladığımız arkadaş o anı eminim hala unutmamıştır.
tatilde plajda elimde sigara eşliğinde denize giren kızları keserken, sigaradan içime doğru çekip bir yandanda cıbıl hatunlara iç çekerken dalıp akabinde sigarayı yere atıp ayağımın çıplak olduğunu unutup ayakkabı varmışçasına sigarayı ezerek söndürmeye kalkmak ve ananı sikeyim diye acıdan haykırmaktır.
gavurların gözünde şirin gözükmek için türkiyeyi ve türkleri kötüleyen biri konuşmaya başlayınca.

(bkz: ben niye utanıyorum lan)
herkesin sizi övdüğü bir konuda hiçbirşey yapamamak.

arkadaşlar uğraşır uğraşır ve aralarında karar verir. yapsa yapsa "o" yapar. gelirler size danışırlar. o da ne! konu hakkında tek kelime edemezsiniz, hafiften alnınız terlemeye başlar. gruptan olumsuz sesler yükselmeye başladıkça siz daha bir panik olursunuz. o an kıyamet kopsun istersiniz içinizden. halbu ki hiç önemli birşey değildir ama beklentileri boşa çıkarmak sizi yerin dibine sokar. bir daha kimsenin sizi ciddiye almama ihtimalini düşünmekten yapmaya çalıştığınız işe odaklanamazsınız bile. çok kötü bir durumdur. düşman başına diyelim.
dolmuşta sıkışık dururken dolmuşun fren yapması ve dolmuştakilerin durumunu yanlış anlaması .
bir gün boyunca yediklerinin kusma olayı sonucunda arkadaşın üzerinde yarı parçalanmış olarak çıkartılması.
Bir erkeğin kız arkadaşının evinde iş pişirdiği sırada, kızın babasının aniden içeri girmesi.

(bkz: Dübürüme bir şey saplandı)

(bkz: Bir ışık gördüm)