bugün

Yenidoğan bebekler düşünüp tasarlayamazlar, kortikal değil subkortikal davranışlar sergilerler. taa ki tecrübeler yaratıp bunları yorumlamayı, karşılaştırmayı öğrenene kadar. bu bağlamda yenidoğanın programlanmış bir robot olduğunu söyleyebiliriz. işte bu programlar reflekslerdir. Bu refleksler evrimsel olarak insan oğlunun hayatta kalabilmesini sağlayan hareketlerdir.

moro refleksi: Bebek sırtüstü yatarken ellerinden tutup aniden bırakıldığında irkilme hareketi yapar (kollarını açıp kapama). Bebekler ani sesler duyduklarında ya da uyurken bu hareketi yapabilirler. ilk dört ayda normal kabul edilen bu refleks bebeğin sinir ve kas sisteminin gelişmesi ile en geç 6 ayda kaybolur.

Yakalama refleksi (palmar, plantar yakalama) : Bebeğin avucuna bir şey konduğunda bebek hemen yakalar.aynı şey ayak içi içinde geçerlidir. Bu refleks eğer ağaç gibi yüksek bir yerdeyseniz dallara tutunmayı sağlar. En geç üçüncü ayda kaybolur. bu reflekste ilkel atalarımızdan miras kalmıştır. annesinin yelesine doğar doğmaz bebeğin tutunabilmesi içindir. maymunlarda kuvvetli bir şekilde hala varlığını sürdürmektedir bu durum.

Aranma refleksi: Bebek yanaklarına, dudak kenarlarına dokunulduğunda başını o yöne çevirir. Bu refleks bebeğin memeyi bulmasında ve beslenmesinde etkilidir.

Emme Refleksi: Bebek dudağına bir şey dokundurulduğunda emme hareketi yapar. bebek daha anne karnındayken yavaş yavaş emmeye başlar (28. haftada başlar 32-34. haftada olgunlaşır) . Emme refleksi doğum sonrası bebek uyanıkken 3-4 aya, uykuda iken 7. aya kadar devam edebilir.

tüm bu reflekslerin yanında henüz mekanizması tam çözülememiş bir çok başka örneğide barındırır bebek. misal acıktığında ağlaması, midenin sinirsel yolaklarla beyindeki ağlama merkezini uyarması sonucu oluşan bir durumdur. bebek bilinçli bir şekilde ağlamaz. ama aylar geçtikçe bebek her ağladığında annesinin meme verdiğini anlar ve bir süre sonra meme emmek istediği için planlı bir şekilde ağlar. artık refleks olmaktan çıkmış kortikal bir hareket haline gelmiştir durum.
pediatri çalışan yazarın notunu sözlükte tutması sonucu açılmış başlık.
bu refleksleri her gördüğümde ya da düşündüğümde, insan vücuduna bir kez daha aşık oluyorum.

o küçücük canlının refleksleri olmasa hayata tutunma ihtimali olmazdı. belki üç beş basit nörolojik olay gibi görünüyorlar ama hayatın temelinde bu refleksler var.

sadece insan değil tüm hayvanlar da içgüdüleri ile büyüyüp kendilerine yetecek seviyeye geliyor.