bugün

Yansın ıpnelerın alayı
Su veren ıtfayenın hortumunu sıkeyım
Ferhat gıbı topmuyum bır am ıcın collere duseyım
Verırse verır vermezse leylayıda sıkeyım mecnunuda.
Dil bu kemiği yok kırar insanı.
Ben çok yerimden kırıldım.
Bak sevdiğim yaptığına bizim burada ayıp derler.
Senin yaptığına çok şey denir de,
Dilim varmaz söylemeye,
Söylersem kırılmandan korkarım.
Çocukluğumdan bu yana sağlam kalmış,
tüm oyuncaklarımı kırarım.
Üç senedir kullandığım mor renkte bir kalemim var.
Birkaç dakika tereddüt eder, gerekirse
Onu da kırarım.
Seni kırmam.
intikam soğuk yenen bir yemektir elbet,
Benim de gücendiğim noktalar var esasında.
Gücüm de yeter sana, mecalim de.
Amenna.
Ama yapmam.
Bilmeni isterim sevdiğim.
Sürç-i lisan ettin sen,
Affolmayacak.
Tedavülden kaldır artık geçmişe ait,
Tüm safsataları..
Bak peşin peşin söyleyeyim.
Beklediğin güneş de doğmayacak.
Sevdiğim sana bir anekdot vereyim
Güneşi en güzel batarken görürsün.
Aslında,
Ben batan güneşin en güzelini Ferdi Tayfur'dan gördüm.
Sen marjinalliğin kitabını yazmışsın.
Ferdiyi ne bilirsin.
Ee hadi canım battı güneş ben gider. Veda vakti teletabilerin,
Rölantiye aldım, acelem yok.
Canı cehenneme sol şeritlerin.
Reddettim pop kültürünü, converse ayakkabıları,
Al hepsi senin olsun.
Gelirim dersen cam kenarından da vazgeçtim bak.
O da senin olsun.
Bana omzun yeter.
Gelmem dersen sözüm yok.
Bana, iki çift kelamın da yeter.
unutma hatırla eskileri ,
iç her daim intikam yemini .
Sevdiklerini koru ,
Ezdirme vatanını milletini .
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli.