bugün
- yazarlardan akıl almak13
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir10
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası8
- gideon reid morgan jj34
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- fenerbahçe8
- jose mourinho25
- siradansiradisibiri8
- kuresele yavsayan gotler tam liste24
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması18
- meral akşener11
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir16
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması15
- anın görüntüsü10
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak23
- aydinoglu bombala22
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- erkeklerin çoğunun yalnız olması11
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan9
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- ali koç12
- sözlükten hatun kaldırmak24
- amerikan film klişeleri10
- magicovento14
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- en sevmediğiniz sözlük yazarları16
- herkesle iyi geçinmek13
- uzay pornosunun adı ne olmalı17
- cinlerin musallat olma sebepleri21
19-20 yaşındayken sanki 4-5 sene sonrası gelmeyecek gibi rahat yaşamış olmam.resmen dayılarıma çekmişim hayatı günlük yaşıyorum sanki yarın yok ama o yarın da gelince kışın yediğin hurmalar bilmem neni tırmalar olayı oluyor.Bundan sonraki hayatımda hayata 100 metre koşusu olarak değil de maraton olarak bakmaya çalışıyorum yoksa hiçbir bok olacağı yok.
Beni başkası için terkeden sevgilimi affedip onla nişan yapmak.
Üniversite tercihim. Mezun olalı yıllar oldu, hala hayatımın içine ediyor. Darısı ikincisinin başına, biraz da o eder belki.
Say say bitmez ama en büyük pişmanlığım çok daha iyi bir bölümde okuyacak potansiyel varken saçma sapan ataması bile olmayan bir bölüm okumam.Bu yüzden kendime baya bi sövüyorum.
Hiçbir pişmanlığı olmayanlar ne yapsın peki?
Keşke sarı yellozu hiç sevmeseydim...
En hızlı sperm olmak.
dalgasına aldığım nickname... sonrasında birden bire yazar olup ve nickimi değiştirememem...
Sevgili modlar da hiç yardımcı olmadı o dönem ne yalan söyleyeyim...
Sevgili modlar da hiç yardımcı olmadı o dönem ne yalan söyleyeyim...
dalgasına aldığım nickname sonrasında birden bire yazar olmam ve nickimi değiştirememem...
Sevgili modlar da hiç yardımcı olmadı o dönem ne yalan söyleyeyim...
Sevgili modlar da hiç yardımcı olmadı o dönem ne yalan söyleyeyim...
keşke eğitim hayatında okuldan kaçsaydım, haşeralık yapsaydım. iyi bir şey olduğu için değil tabii ki ama risk almayı daha iyi öğrenirdim. hiç bitmeyecek sandık ya bitecek istediğimiz gibi bir kendimiz olacağız sandık. ya da en azından kendi adıma diyeyim. ama o işler öyle olmuyormuş işte. her şey bitti mi peki. bitmedi. ama bitmedi derken eskisi kadar rahat söyleyemiyorum. zaman her gün işliyor. inşallah umut her zaman vardır.
Geçen yaz yaşadım o pişmanlığı, hala da pişmanım. Ama diğer seçenek daha iyi olur muydu bilmem bence zamanı değildi ve kısmet değildi.
yerde deste ile para bulmuştum ve onu almadım. valla çok pişmanım.
uzun zaman önce kim olduğumu kabullenmem gerekirken kabullenmeyip bu kadar ertelemek.
Valla yok.
güvenmek,inanmak.
Babam, arasıra ara derdi, aramazdım; maharetmiş gibi.
Üniversite okumak.
14 yaşındayız, lise hazırlık...
normalde olması gereken sınıfta herkesin istediği biriyle oturması, ama öyle olmuyor. öğretmen sınıf listesini alıyor, sıradan ikili ikili oturtuyor birini yanımıza. okulun ilk günü, yanımda garip bir çocuk oturuyor. ben çok konuşuyorum, o çok susuyor.
elimde walkman, içinde bir kaset, söylüyorum eğleniyorum kendi kendime. herkes sıra arkadaşıyla kaynaşmış, biz daha yeni adımızı öğreniyoruz yoklama esnasında.
bu işi çözmek istiyorum. onun da walkman'i var. müzik dinliyor.
ali baksana, ne dinliyorsun sen, diyorum, gülümsüyor, death metal diyor.
o ne ya diye şaşırıyorum. ilk defa duyuyorum.
dinlemek ister misin diyor.
sırf birazcık olsun kaynaşalım diye tamam diyorum. kaseti çıkartıyor, bana veriyor, tak walkman'ine diyor. takıyorum. ben de sana benim kaseti vereyim diyorum. istemiyor. yine gülüyor.
müziği açıyorum ve sonrasında 4 sene boyunca onun zoruyla dinleyeceğim, ama hiç zevk almadığım o müzik kulaklarımda çalmaya başlıyor. sesini ona çaktırmadan kısıyorum. sonra da gülümseyip çok güzelmiş diyorum.
evet bir hafta boyunca aramızda bu kelime ne demekti ya gibi konuşmalar dışında bir şey geçmiyor.
sonraki haftalarda ara ara tenefüste onu da çağırıyorum. geliyor, banka oturuyor, biz eğleniyoruz o sessiz sakin etrafı seyrediyor. bizler gibi değil. büyük gibi, ama küçük de. bir türlü anlayamıyorum.
zaman geçiyor, ara ara yediklerine karışıyorum, bazen gözlüklerini sil çok kirlenmiş diyorum, o da bana alışıyor. sözümü dinliyor. iyi arkadaş olmaya başlıyoruz.
insanız hepimiz neden bilmem merak ediyorum bu hallerini.
bizler gibi olmayışı beni üzüyor.
bir gün okula kirli gömlekle geliyor. bildiğin tam ortada kocaman bir leke. kızıyorum bu ne hal ali ya diyorum. neden kirli gömleği giydin.
ali gel sana bir şey diyeceğim deyip sınıftan beni dışarı çıkartıyor.
karşımda duruyor, bense ağzından çıkacak söze odaklanmış bekliyorum.
dibi benim annem yok, öldü diyor.
hayatımda en çok utandığım anlardan birini yaşıyorum. gömleğine ettiğim lafa üzülüyorum. başka hiçbir şey söylemiyorum.
sıra arkadaşımın annesi için o gece yattığımda ağlıyorum. ona ağlıyorum, annesiz kalmaktan korktuğum için ağlıyorum. ağlıyorum işte.
sonraları değişiyorum. o da değişiyor. aramızda kimsenin bilmediği bir sır oluyor. öğretmenler bile bilmiyor ama ben biliyorum.
yaşım daha 14. ve ben ali'nin annesi oluyorum.
artık derslerine daha çok karışıyorum. test kitabı alınca ona da söylüyorum. öğretmen ona kızınca ben de içerliyorum.
o da bana alışıyor, hesap veriyor, çalışmadığında benden özür diliyor.
4 sene böyle geçiyor.
üniversiteyi kazanıyorum. ayrı şehirlere düşüyoruz. görüşemiyoruz, eskisi kadar karışamıyorum. ihmal ediyorum. hayat, dersler, başka koşuşturmalar...
annesinin yerine koyuyor oysa hep beni. hatta anneler gününde dalga geçiyor, anneler günümü kutluyor.
üniversite devam ederken bir gün arıyor, dibi senle konuşmam gerekiyor diyor.
sınavlar var, gidemiyorum. ali haftaya olsa diyorum. ben haftaya gidicem ama diyor.
salaklık bende, bir an boş bulunuyorum.
bir hafta sonra arıyorum, istanbul'dayım diyor.
bir ay sonra arıyorum, artık bursa'ya dönmeyeceğim diyor. evimizi sattık diyor. onun parasıyla istanbul'da bir ev aldık diyor.
bir sene sonra arıyorum, dibi ben okulu bırakıp buralardan gidiyorum diyor.
kızıyorum.
bir kere değil bin kere kızıyorum.
yüzbin kere kızıyorum.
hayırsız evlat acısı gibi bir acı çörekleniyor kalbimin orta yerine.
neden diyorum, susuyor.
babanı, bizleri, bunca şeyi bırakıp nasıl gidersin diyorum geçiştiriyor.
10 sene geçiyor üzerinden.
biz ara ara konuşuyoruz. ben ara ara karışıyorum. gittiği ülkeye senede 4-5 kez gittiğim halde bir türlü görüşemiyoruz.
ama beni çok seviyor, çok iyi biliyorum.
ve bir sabah facebook'u açıyorum.
10 sene önce benle neden görüşmek istediğini anlıyorum. yıkılıyorum. kızmalarıma kızıyorum. küsmelerime kızıyorum. onu yapayalnız bıraktığıma kızıyorum.
çünkü notta şöyle yazıyor:
"10 sene önce bugün kaybettim babamı. sen tutunacak son dalımdın, senden sonra kimseye tutunamadım. tüm babaların doğum günü kutlu olsun..."
özür dilerim, binlerce, yüzbinlerce kez. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. küçüktüm affet.
normalde olması gereken sınıfta herkesin istediği biriyle oturması, ama öyle olmuyor. öğretmen sınıf listesini alıyor, sıradan ikili ikili oturtuyor birini yanımıza. okulun ilk günü, yanımda garip bir çocuk oturuyor. ben çok konuşuyorum, o çok susuyor.
elimde walkman, içinde bir kaset, söylüyorum eğleniyorum kendi kendime. herkes sıra arkadaşıyla kaynaşmış, biz daha yeni adımızı öğreniyoruz yoklama esnasında.
bu işi çözmek istiyorum. onun da walkman'i var. müzik dinliyor.
ali baksana, ne dinliyorsun sen, diyorum, gülümsüyor, death metal diyor.
o ne ya diye şaşırıyorum. ilk defa duyuyorum.
dinlemek ister misin diyor.
sırf birazcık olsun kaynaşalım diye tamam diyorum. kaseti çıkartıyor, bana veriyor, tak walkman'ine diyor. takıyorum. ben de sana benim kaseti vereyim diyorum. istemiyor. yine gülüyor.
müziği açıyorum ve sonrasında 4 sene boyunca onun zoruyla dinleyeceğim, ama hiç zevk almadığım o müzik kulaklarımda çalmaya başlıyor. sesini ona çaktırmadan kısıyorum. sonra da gülümseyip çok güzelmiş diyorum.
evet bir hafta boyunca aramızda bu kelime ne demekti ya gibi konuşmalar dışında bir şey geçmiyor.
sonraki haftalarda ara ara tenefüste onu da çağırıyorum. geliyor, banka oturuyor, biz eğleniyoruz o sessiz sakin etrafı seyrediyor. bizler gibi değil. büyük gibi, ama küçük de. bir türlü anlayamıyorum.
zaman geçiyor, ara ara yediklerine karışıyorum, bazen gözlüklerini sil çok kirlenmiş diyorum, o da bana alışıyor. sözümü dinliyor. iyi arkadaş olmaya başlıyoruz.
insanız hepimiz neden bilmem merak ediyorum bu hallerini.
bizler gibi olmayışı beni üzüyor.
bir gün okula kirli gömlekle geliyor. bildiğin tam ortada kocaman bir leke. kızıyorum bu ne hal ali ya diyorum. neden kirli gömleği giydin.
ali gel sana bir şey diyeceğim deyip sınıftan beni dışarı çıkartıyor.
karşımda duruyor, bense ağzından çıkacak söze odaklanmış bekliyorum.
dibi benim annem yok, öldü diyor.
hayatımda en çok utandığım anlardan birini yaşıyorum. gömleğine ettiğim lafa üzülüyorum. başka hiçbir şey söylemiyorum.
sıra arkadaşımın annesi için o gece yattığımda ağlıyorum. ona ağlıyorum, annesiz kalmaktan korktuğum için ağlıyorum. ağlıyorum işte.
sonraları değişiyorum. o da değişiyor. aramızda kimsenin bilmediği bir sır oluyor. öğretmenler bile bilmiyor ama ben biliyorum.
yaşım daha 14. ve ben ali'nin annesi oluyorum.
artık derslerine daha çok karışıyorum. test kitabı alınca ona da söylüyorum. öğretmen ona kızınca ben de içerliyorum.
o da bana alışıyor, hesap veriyor, çalışmadığında benden özür diliyor.
4 sene böyle geçiyor.
üniversiteyi kazanıyorum. ayrı şehirlere düşüyoruz. görüşemiyoruz, eskisi kadar karışamıyorum. ihmal ediyorum. hayat, dersler, başka koşuşturmalar...
annesinin yerine koyuyor oysa hep beni. hatta anneler gününde dalga geçiyor, anneler günümü kutluyor.
üniversite devam ederken bir gün arıyor, dibi senle konuşmam gerekiyor diyor.
sınavlar var, gidemiyorum. ali haftaya olsa diyorum. ben haftaya gidicem ama diyor.
salaklık bende, bir an boş bulunuyorum.
bir hafta sonra arıyorum, istanbul'dayım diyor.
bir ay sonra arıyorum, artık bursa'ya dönmeyeceğim diyor. evimizi sattık diyor. onun parasıyla istanbul'da bir ev aldık diyor.
bir sene sonra arıyorum, dibi ben okulu bırakıp buralardan gidiyorum diyor.
kızıyorum.
bir kere değil bin kere kızıyorum.
yüzbin kere kızıyorum.
hayırsız evlat acısı gibi bir acı çörekleniyor kalbimin orta yerine.
neden diyorum, susuyor.
babanı, bizleri, bunca şeyi bırakıp nasıl gidersin diyorum geçiştiriyor.
10 sene geçiyor üzerinden.
biz ara ara konuşuyoruz. ben ara ara karışıyorum. gittiği ülkeye senede 4-5 kez gittiğim halde bir türlü görüşemiyoruz.
ama beni çok seviyor, çok iyi biliyorum.
ve bir sabah facebook'u açıyorum.
10 sene önce benle neden görüşmek istediğini anlıyorum. yıkılıyorum. kızmalarıma kızıyorum. küsmelerime kızıyorum. onu yapayalnız bıraktığıma kızıyorum.
çünkü notta şöyle yazıyor:
"10 sene önce bugün kaybettim babamı. sen tutunacak son dalımdın, senden sonra kimseye tutunamadım. tüm babaların doğum günü kutlu olsun..."
özür dilerim, binlerce, yüzbinlerce kez. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. küçüktüm affet.
Aynısıdır .
Kardeşime iyi bi abilik yapamadım.
Kardeşime iyi bi abilik yapamadım.
aramaya inanmamak....
Var olacağını düşündüğüm durum. Gelin paylaşalım.
Kardeşime iyi bi abilik yapamadım.
Kardeşime iyi bi abilik yapamadım.
güncel Önemli Başlıklar