bugün

pazardaydım pazardaaaaa.
üst kattan akan su sorununu halletmek için tamirci çağırmak, tamirci ile yedi saat geçirmek, adam gittikten sonra gayrete gelip nalbura gidip derz alıp, yer karolarının arasına (on beş metrekare derz çekmek) "hazır elimiz değmişken" mantığımı seveyim!
dünkü ders yoğunluğunun yorgunluğunu çıkarmak olabilir.
Sunum yaparken isten hic anlamayan 3 tane orta yas ustu adama laf anlatmaya calismak.
Buzdolabına doğru ilerlemek.
personelin gotunu toplamak.
film izlemek.
uludağ sözlüğe entry girmek. belim ağrıdı lan.
spor salonuna gitmek.
evde pineklemeyi yorucu sayan yazarları görmemizi sağlayan sorudur.
otobüs beklemek. Kodumun bursa'sında saatte bir geçiyor otobüsler.
arabayı dar bir yere park etmeye calismak bugun terletti edemedim de baktim olmuyor başka yer buldum.
(bkz: düşünmek)
(bkz: ünitelendirilmiş yıllık plan)
sevmediği insanların suratına bakmak.
35237859230649783398502 kez bankaya gitmek.bıktım.
sabah kalkar kalkmaz geometri sorusu çözmeye başlamak.
2 saat aralıksız ders dinlemeye çalışmak. Hoca ara vermedi ama ben hayallere dalarak birkaç kez ara verdim.
ehliyet işlemleri için erkenden kalkmak ve uzun süre dikilmek.
Yürümek. Yürü allah yürümek.
yemek yemek.

kilo alacağız diye eziyet çekiyoruz lan.
Termodinamik üstüne akışkanlar dinlemek.
röntgenlemek.
Pardon röntgen çekmek.
okula gitmek. ben gibi ayda yılda bir derse girenler için yorucu tabi.
kimi zaman yazarları hayattan soğutabilecek işlerdir.
yaşamak, hala hayatta kalabilme mücadelesi vermek, dinleneceği günleri beklemek.