bugün

hicbir devlet organi,makam ya da kisinin,yargi yetkisinin kullanilmasinda yargiclara ve mahkemelere mudahale edememe ilkesi.hukuk devleti ilkesinin cok onemli bir ogesi olan yargi bagimsizligi,ayni zamanda gucler ayriliginin ozunu olusturur.
bangalor yargı etiği ilkeleri nden ilkidir.
hukuk devletinin ön koşuludur, fakat ülkemizde bu konunun sıkça tartışılmasının ana sebebi adalet bakanının ve bakanlık müsteşarının , hakimler ve savcılar yüksek kurulu üyesi olması denebilir.
(bkz: jurstokrasi)
küresel olarak; güvenilirliğini gitgide kaybeden bağımsızlıktır.
yargı bağımsızlığı; yargı yapan kurumların her türlü kurumun, kişinin baskısından uzak, tarafsız olarak kanunları uygulamasıdır. bu yürütmeye karşı bir bağımsızlık olduğu gibi, yargıçları seçen hsyk'ya ve silahlı bir kuvvet olan tsk'ya karşı da sağlanmak zorundadır.

yargı bağımsızlığı; var olan kanunları uygulaması halinde geçerlidir. yargı, her demokrasi de olduğu gibi sınırsız bir güç değildir. demokrasilerin temel kavramı; sınırsız gücü elinde tutanlar eninde sonunda bu gücü kötüye kulanır diyerek sınırlandırılmıştır. yargının gücü var olan kanunları yapan meclis tarafından kanunlar ile sınırlanır. yargı var olan kanunları uygulama mecburiyetinde bir makinaya dönüşür. bu makinanın dişlilerini halk meclis eliyle yerleştirir ki biz buna kanun diyoruz. buna çomak sokmak isteyen her kişi bu kendi halinde çalışması gereken dişlilere müdahale etmekten kaçınmalıdır. dişlilerden biri ben şöyle çalışayım diyerek aykırı davranamaz. bu bağımsızlığın teröre, kaosa dönüşmesi olur.

bizim yargımız, yargı bağımsızlığının neden gerektiğini hç söylemiyor ve sadece bağımsızlık istiyor. bağımsızlık; tarafsız olmak için gereklidir ancak zaten taraflı ise rahat bırakın da daha iyi bir diktatörlük yapayım demektir.
(bkz: Yok böyle bir şey)
(bkz: hayal)
sizlere ömür.
yalan oldu.
önceden yargının bağımsız olabildiğine inanan insanların olduğunu görünce dumura uğradığım olaydır. lan türkiyede bağımsız olabilen ve davranabilen bir kurum olabilir mi? şimdi artık tanıdık birinin tekelinde. önceden isimlerini dahi bilmediğimiz, kime hizmet ettiğinden bihaberdik yargının. ikiside boktan bir durum velhasılı. bağımlı yargı bağımlı türkiye.
yargının yavaş yavaş kazanmaya başladığı bağımsızlıktır.
çook eskilerde kaldı.
13 eylül 2010 gününün ilk ışıklarıyla beraber milletimizde var olmaya başlayan erdem.yıllardır kanımızı emen sineklerin pek rahatsız olması buna delildir.
Yargıçların nasıl atandığıyla değil nasıl soruşturulduğu ve nasıl görevden alındığıyla ilgili bir kavramdır. Nasıl atandıkları olsa olsa yargının tarafsızlığıyla ilgili olabilir ki çok sevdiğiniz anayasaya göre yargıçlar tarafsız olmak zorunda bile değil. Hiç olmazsa anayasaya bu da ekleniyor.
üfürükten teyyare.
Oldu olacak hakimler savcılar yönetsin ülkeyi. Tamamen saçmalık. Bunu diyen samimiyetsizdir veya aptaldır. Yargı iktidarın fahişesidir. Daima güçlü ne derse o olur. Hakim sanki ulvi biri amk.
kamu vicdanını tatmin ederek kazanılan bağımsızlık. Tatmin etmezse sırtını halka dayamıyor demektir. O zaman da sırtını dayadığı birilerinin oyuncağı olur. Bana öyle geliyor.