bugün

*
Welcome my son, welcome to the machine.
Where have you been? It's alright we know where you've been.
You've been in the pipeline, filling in time,
provided with toys and Scouting for Boys.
You bought a guitar to punish your ma,
And you didn't like school, and you know you're nobody's fool,
So welcome to the machine.
Welcome my son, welcome to the machine.
What did you dream? It's alright we told you what to dream.
You dreamed of a big star, he played a mean guitar,
He always ate in the Steak Bar. He loved to drive in his Jaguar.
So welcome to the machine.
bu sarkidaki klavye melodileri superdir,tam anlamiyla hayatin carklarini anlatir.
"anne, bak, ben değersizleştirme sistemi kurdum bi tane! anne! ama öyle bir sistem ki, insanlar içinde olmak istiyorlar. çünkü öyle bir yaptım ki fonksiyonu değersizleştirdiği alan o kadar geniş ki, o bile bir değer ifade ediyor"

girme güzelim. girme. uzak dur o'ndan. o seni değersizleştirecek, hırslandıracak. girme.
canavar olmaktansa, canavarlardan korkmak ya da bizzat onlar tarafından yok edilmek yeğdir.

hıristiyan değilim bu arada, sağ sol yanak muhabbeti değil.
mümkünse antimensch yollamak lazım (fikir açısı versin diye söyledim. kişisel almayın).

(bkz: deniz gezmiş)
youtoube'da itü makine fakültesi çekimli klip'te arka fonda çalan ve iyi bir yaratıcılık örneği sergilenmiş, pink floyd'un muhteşem eseri...
içinde muhtesem bir arabeklik tasir, müzigiyle degil bütün olarak; dünya ötesidir.beklersin kopsun artik dersin inatla tutunur diker gözlerini yukari bosluga bakar gibi(ne demek istedigimi biliyorum ki anlamadiniz ama ben bu sarkiyi dinlerken böyle bir adam hayal ederim biliyorum sözler baska birseyi anlatir ama ben onu da buna benzetirim)
Wish You Were Here'daki en güzel, en kalbe işleyen, dinleyince diyarlardan diyarlara uçuran tek şarkıdır kendileri kanımca..
girişinden çıkışına serileşen ve kendine yabancılaşan insan ağıtıdır.
korkuyorum anne,
al beni içine...
pink floyd un tadından yenmeyen, özellikle kafa iyiyken tripten alıp triyoleye sokan klibi de bi o kadar güzel parçası.
umulmadık güzellikte bir shadows fall coveri vardır.
girişteki "welcome my son, welcome to the machine..." sözlerinden itibaren etkisi altına alır, bir süre öylece bırakır.
dinlemeden geçilmemesi gereken bir eser.

bu şarkıyı dinlerken ilginç hislere kapılırsınız. ses kaydından mıdır, melodileri çeşitliliğinden midir, vokalin büyüsünden midir nedir; sanki duyduklarınız bambaşka diyarlardan, çok çok uzaklardan gelen seslerdir. sizi resmen kozmik bir yolculuğa çıkarır.
pink floyd'un öldüren şarkılarından sadece bir tanesi.
dinleyeni semalarda gezdiren, turlar attıran bir pink floyd şaheseridir. çalması da güzeldir, zordur.
bad trip yaşatan bir pink floyd eseri. coverlanması imkansızdır, daha iyisi yapılamaz.
pink floyd'un en öldürücü şarkılarından biridir. müzik endüstrisinin yozlaştığını anlatan bir şarkıdır. daha doğrusu hayatın yozlaştığını anlatan bir şarkıdır.
"bir şarkıyı oluşturan enstrumanlar ağlar mı?" sorusunun cevabı.
dünya üzerindeki tüm uyuşturucu ve içkilerden daha etkili bir şarkı. (bkz: golden shot)dedikleri bu olsa gerek...
güzelce bir queensryche coverı mevcuttur.
pink floyd şarkılarını coverlamak bence cesaret işidir, müziğin, her şeyin dibine vurup amına koymuş adamların şarkılarına tekrar el atıp yorumlamak kolay değildir ama şöyle bir şey yapılmış*. bence fena da olmamış;

http://www.youtube.com/watch?v=0z6SpiwEhQQ
çok güzel bir şarkıdır. ancak ben roger waters versiyonunu öneririm. bir sürü kişiye aynı şey gibi gelir ama değildir.
arjen lucassen tarafından yapılan coverı gece evde tek dinlenmesi sakıncalı olabilecek bir eserdir.

http://www.youtube.com/watch?v=gfSRNeL7Tpc
yüreğe işleyen klavye tınılarına sahip bir eser. pink floyd. pink floyd. pink floyd.
en sevdiğim pink floyd şarkısı. 5. olacak dövmem.
1 yılın üstünde bir süredir bu şarkı hakkında hiç birşey yazılmamış olması enteresan olan şarkı.

bu şarkı, içinde bulunduğumuz dünyanın açıklayamadığımız, adını bir türlü koyamadığımız sıkıntılarını öyle güzel anlatır ki. ani bir aydınlanma yaşarsınız.

klibiyle birlikte dinlendiğinde triple etki yaratır. bir süre sonra bir trans moduna geçiyorsunuz. o an dünyanın ne olduğunu anlıyorsunuz. zaten biliyordunuz ama adını koyamıyordunuz.

adı ne peki?

(bkz: machine)