bugün

filmin "etkileyici" olduğu konusunda tartışmaya gerek yok zaten. v'nin anarşist ve devrimci terminolojiyi kullandığı da açıktır. ancak "anarşizmin manifestosu" falan deniyor film için. yooo, o kadar da değil. bu olsa olsa anarşist devrim terminolojisi kullanıp, onu savunduğunu göstererek anarşizmi ve devrimi yanlış anlatmak olabilir. v, faşizme karşı savaşıyor olabilir. ama bakınız ne için savaşıyor, faşistlerin hükümeti ele geçirmesi sonucu oluşan tek partili oluşumu yıkmak için. v'nin derdi filmde öyle görünüyor ki, yalnızca hükümetledir. "devlet" hakkında bir fikir üretmez. ayrıca yaptığı şeyler ve sonucunda oluşanlar biraz sinemasal'dır. v'nin biraz abartılmışı örümcek adamdır gibi geliyor bana. aradaki fark, örümcek adamın halkı ayaklanmaya çağırmamasıdır. filmde en rahatsız edici olan da budur. süper kahramanla devrim mi olur? hadi oldu diyelim, o ayaklanan halk, anarşist bir devrim yapacakmışçasına ayaklanıp, hükümeti mi değiştirir? buna benzer bir şey için (bkz: mosh)(hatırlayınız, klibin sonunda o öfkeli halk beyaz saraya girmeyi başarıp, sıraya girip imza atıp çıkıyordu).

evet film etkileyicidir. ama etkilenmeden evvel bir düşünmek lazımdır.
şu anda ülkemizin, içinde bulunduğu durumla benzerlikler taşıyan baş yapıt.
br haftada en az 8 kere izlenesi film.

ilk alındığı gün 2 kere ve daha sonraki günler en az birer kere sakin kafayla izlenmelidir.

filmn en akılda kalıcı repliği ilk repliği olan "remember remember the fifth of nowember" dır.

--spoiler--
Hatırla,5 Kasım'ı hatırla
Barut ihanetini ve komplosunu
Zaten aklım almaz
Barut ihanetinin neden unutulacağını
Ama ya adam?
Biliyorum, adı Guy Fawkes idi...
ve biliyorum;1605'deParlamento Binası'nı patlatmaya çalıştı.
Ama kimdi gerçekte?
Neye benziyordu?
Bize fikirleri hatırlayın dendi, adamı değil.
Çünkü bir adam başarısız olabilir.
Yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir.
Ama 400 yıl sonra...
bir fikir hâlâ dünyayı değiştirebilir.
Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
Fikirler adına öldürülen ve...
fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
Yalnız bir fikri öpemez,...
ona dokunamaz veya onu tutamazsınız.
Fikirler kan ağlamaz. Acıyı hissetmezler.
Sevmezler.
Ve özlediğim bir fikir değil...
bir adam.
5 Kasım'ı bana hatırlatan bir adam.
Asla unutmayacağım bir adam
--spoiler--
http://vforvendetta.warnerbros.com/
bir karşı ütopya üzerine kurgulanmış ve içinde bazı fantastik ögeleri de barındıran sık sık 1984 u hatırlatan senaryosu etkileyici film.
"v" harfi daha bir anlamlı artık. devrim kelimesi daha bir derin sanki. aşk ise çok uzaklarda... izle bu filmi, izle ,tekrar izle. bakma sadece, gör ayrıca. her sahneyi kazı beynine. unutma.
bir kere izlemenin yeterli olmadığı filmlerden.
(bkz: ideas are bulletproof)
uzun zamandır izlediğim en kaliteli filmlerden biridir fakat filmde kuzey ırak olarak kurdistan kullanılmaktadır. bunun dışında güzel bir film.
şiirsel bir dille yazıldığı belli olan ama ana dilimiz ingilizce olmadığı için şiirselliğini tam anlayamadığımız güzel filim.
(bkz: v for vendetta replikleri)
izlememenin büyük bir kayıp olacağı bir başka güzel film.

--spoiler--
(#1276097)'a ek olarak, kalabalıkta, afişlerden birine v çizdiği için vurularak öldürülen küçük kız da vardır. bir rivayete göre, hugo weaving'i de orda görmek mümkünmüş ama ben göremedim.
--spoiler--
mükemmel ötesi film. insanların istedikleri zaman ve başkalarını motive ettikleri zaman neleri başarabileceğini görmek için izlenmesi gerekir.
çizgiromanından filme aktarılırken bazı noktaların eksik bırakıldığı söylense de, V for Vendetta intikamın birgün alınacağını, halkın kazanacağını, despot otoriterin devrileceğini en iyi anlatan filmlerden biri.. klasik müzikle bina patlatan, aşık olduğu kadının saçını kazıyabilen, bir müzik kutusunda çalan şarkıların hiçbirinin eşliğinde dans etmediğinden yakınan v, filmin ana karakteri.. her gaz filmde olduğu gibi bu filmi izledikten sonra da insan kendini dünyayı kurtaran adam sanıyor.. filmin başında natalie'nin seslendirdiği dörtlük ilgiyi çeken cinsten;

Hatırla, 5 Kasım'ı hatırla
Barut ihanetini ve komplosunu
Hiç bir neden bilmiyorum ki gerektirsin
Barut komplosunun unutulmasını
izlenmeye değer ve yer yer cesur bir filmdir.

V for Vendetta filminin senaryosu Wachowski Kardeşler'e ait ama asıl kökü Alan Moore'un yarattığı bir fanzinden geliyor ki böyle bir kaynak da Wachowski kardeşler için zaten yeterince malzeme içeren bir hazine boyutunda.Her ne kadar bu böyleyse de diğer açıdan baktığımızda başta fanzinin yaratıcısı Alan Moore olmak üzere çizgi romanı okuyan V fanları film ile çizgi romanın birebir örtüşmediği fikrinde ısrarlılar.Çünkü bu kesimin böyle düşünmesinin temel dayanak noktası kahramanımız V'nin rolünün çizgi roman ile film arasında önemli bir değişim göstermesi..Çizgi roman okurları filmde V'nin ingiltere'deki baskıcı ve zalim diktatörlüğün devrilmesinden başka bir düşünce altyapısı oluşturulmadığını aksine bir durumun fanzinde var olduğunu savunmaktalar. Onların açısından V,çizgi romanda totaliter diktatörlüğün karşısında anarşist bir duruşa sahip olan savaşçıydı,filmde ise bu ideolojik altyapı bilerek veya bilmeyerek törpülenmiş ve V sanki bir düşünce savaşçısı değil de bir tür ''superhero'' diye tabir edilen olağanüstü özelliklerinin yanında başka bir nitelik taşımayan bir varlığa dönüşmüştü,.Yani aslında burda anlatılmak istenen şey V karakterinin bir özgürlük savaşçısı olmasının yanında eyemleriyle,tavır ve duruşuyla tam bir anti-faşist tez öne süren biri olduğuydu.işte çizgi roman hayranlarının takıldığı ve önemsediği nokta da buydu,filmde V karakterinin bu yönden içinin boşaltıldığını savunmaktaydılar.

Öte yandan V for Vendetta birçok yönden cesur bir film sayılabilir. Bir kere her şeyden önce 11 Eylül sonrası süreçte bu denli politik göndermeler yapabilmiş bir filmin çekilmesi çok şaşırtıcı. 9/11 paranoyasından ve bu paranoyadan yararlanan siyasi unusruların beraberinde getirdiği ''kaosun önlenmesi için yapılan ayrımcılığın legalite kazanması'' görüşüne inat,filmde günümüzde de çoğu ikinci sınıf insan muamelesi gören kesimlerin ezildği ön plana çıkarılmış.Anarşistler,dikta karşıtı hareketler ama özellikle de Müslümanlar ve eşcinseller filmde önemli derecede vurgu yapılan kesimlerdi.Bunların kanıtı olarak Dietrich karakterinin evinde işaretadamlarca yapılan baskında sadece Kur'an bulunmasının bile başlı başına idam sebebi sayılması, Evey'in kendi özgürlüğünü bulduğu hücrede eşcinsel mahkum Valerie'nin mektubunu okuması ve Evey'in o mektubu okurken hissettiği duygular bu vurguya kanıt olarak gösterilebilirdi.Bir değer cesaret örneği ise Hristiyanlığa ve özellikle Hristiyanlık üzerinden yapılan din istismarına yönelik bir protestoydu. ve bu belki de hepsinden daha cesurca yapılan bir hareketti.21.yüzyıl'da bile Dan Brown kitaplarının (başta tabii ki Da Vinci şifresi olmak üzere) Vatikan'da cayır cayır ve kimsenin müdahele etme gereği ve cesareti bile bulamadan yakıldığı bir dünya konjonktüründe ''pedofili sapkını'' bir psikopos karakterini filmde göstermek gerçekten de takdir edilmesi gereken bir tabu yıkma girişimi oldu.

Diğer bir açıdan V for Vendetta,izleyen ve filmi beğenen kişilere bir tür felsefe de yerleştirmeye çalışmıştır.V'nin şahsında oluşan özgürlük hareketi,baskıya ve zulme karşı başkaldırma,kısasa kısas düşüncesiyle oluşan haklı bir öc alma ama sadece ''adalet'' için alınan bir intikam serisi bu filmi ayrı bir yere koyan faktörlerdi.Çünkü filmi izleyen herkesin önünde açık bir şekilde ''devlet terörü'' dediğimiz olgu duruyordu ve bu içinde bulunduğumuz hayatta da var olan bir düzendi. Filmde V bu düzene bir son vermek,insanlığı gün geçtikçe yutan bu sistem(!)e ''dur'' demek için zaten organize ve haksız bir şekilde yasallaştrırılmış bu terörün mahvettiği hayatını sürdürüyordu. Artık onun için kaybedecek birşey yoktu aksine kazanacağı,ondan ve bütün insanlıktan alınan değerlerin geri verilmesi için sürdürmesi gereken bir ''vendetta''sı vardır ve bu kan davası suikastler bitene ve devrimin simgesi olacak parlamento binasının bombalanması hadisesine kadar devam etmeliydi. Evey'in korkuyla sorduğu ''Daha çok insan ölecek mi?'' sorusuna soğunkanlılıkla ''Evet'' demesi bu kararlılığın bir göstergesi sayılabilir.

Filmin olumsuz yönde eleştirilen bir tarafı olarak ise film sonunda baskıya karşı koyan halkın yaptığı devrimin kansız bir şekilde olmasıydı.Bu yönden filmi eleştirenler hiçbir devrimin kansız bir şekilde olamayacağını,filmde başbakan ve yardımcısı öldürülse bile polislerin ve diğer güvenlik görevlilerinin halkın üstüne ateş açmamalarının garip olduğunu,filmde Guy Fawkes maskeleriyle devrime katılan halkın güvenlik görevlilerinin arasından rahatça geçmesinin abartılmış bir sahne olduğunu ve bu olayın ''devrim'' denilen olgunun ruhuna aykırı bir görüntü çıkardığını öne sürdüler.

Filmde V harfinin sembolize ettiği şeyler ve dolayısıyla 5 rakamıyla ilgili bir fenomen yaratılmış.Bunun ispatı olarak şunlar gösterilebilir:
1-V for Vendetta ismi 5 heceden oluşur (V).
2-V karakteri Thomas Pynchon'ın V romanını okuyorken görülebiliyor çizgi romanda.
3-Çizgi romanda kullanılan Beethoven'ın 5. Senfonisi nota olarak 3 kısa ve bir uzun nota ile başlar. Bu da Mors Alfabesinde V harfine denk gelir.
4- ''Evey'' ismi 3 harften oluşur. Bunlar ingiliz alfabesinin 5. harfi olan E, Romen rakalmlarından beşe tekabül eden V, ingiliz alfabesindeki sondan beşinci harf olan Y (ya da 5'in karesi olan 25. harf).
5-V Larkhill kampında 5 (romen rakamıyla V) numaralı odada kalır ve burda işkence görür. 5 sayısının ikilik değeri 101'dir.Bu George Orwell'ın Nineteen Eighty- Four isimli romanındaki meşhur 101 numaralı işkence odasına gönderme yapar.
6-V'nin şahsi olarak kullandığı vecizesi 'Vi Veri Universum Vivus Vici'dir (By the power of truth, I, while living, have conquered the universe - Hakikatin kuvvetiyle, yaşarken ben, kainatı fethettim.) Görüldüğü gibi bu vecize her birisi V ile başlayan (Latincede U V olarak yazılır) V harfi ile başlamakta.
7-Kasım (November) Gregoryan takviminde v ile başlayan tek aydır.

Tabii ki bir sembolün bu kadar fenomenleştirilmesi tepki doğurabilir,belki çok daha derine inilip varsayımlar üzerine konuşulursa bunun ilerde ticari bir kazanıma yarayıp yaramayacağının düşünülmüş olması da akla gelebilir ama V karakteri filmde zaten bu çelişkiye bir açıklama getiriyor: ''Simgeler tek başına değerli değildirler,onları değerli kılan,onları yaratan çok sayıda insanın olmasıdır'' Simge ve sembollere gelmişken bunların bir tür entelektüeliteyle yaratılmış olması da dikkati çekmektedir. Beethoven'ın 5.senfonisi,Goethe'nin eseri olan Faust'ta geçen ''Vi Veri Universum Vivus Vici' sözü,V'nin evinde bulunan binlerce kitap hep bu kültürel kaynağı gösteren işaretlerdi ki bu da V karakterinin seyirciye yerleştirmeye çalıştığı felsefenin bir uydurmadan ibaret olmadığını anlatmaya çalışan kanıtlardı.
Filme tarihsel altyapısı yönünde bakarsak daha başlangıcından beri bu yöne vurgu yapılmakta. ''Remember remember the 5th of November'' sözü kafiye içeren bir söz oyunu olmaktan öte geçmişe atıf yapan bir slogan haline getirilmiş.1605 yılında eski bir asker ve koyu bir ingiliz Katolik olan Guy Fawkes,Anglikan devletin katolikler üzerindeki baskıya karşı olarak birkaç yandaşıyla bir araya gelmiş ve 4 Kasım'ı 5 Kasım'a bağlayan gece önceden kiraladıkları ve ucu parlamento binasına çıkan mahzene yerleştirdikleri barut fıçılarını ateşlemeye hazırlandığı sırada yakalanmış ve sonrasında idam edilmişti.işte şimdi de 400 yıl sonra (film yapım yılı 2005) bu filmde ilham alınan idol olarak karşımıza Guy Fawkes çıkıyor.1605'teki Barut ihaneti Komplosu'nda kullanılan mahzenin yerini metro tüneli,barut fıçılarının yerini metro treni ve son olarak da barutların yerini nitrojen bombaları alıyor ve post-modern bir Barut ihaneti Komplosu uygulamaya geçiriliyordu.Belki buradan bir eleştiri çıkarılacaksa o da Guy Fawkes'ın aslında filmde ''ilham alınacak bir idol'' haline getirilecek kadar büyük bir dava adamı olmadığı söylenebilir.Çünkü V for Vendetta'da V,Evey'i hücrede ''özgür bir asi'' haline getirtmekle uğraşıyor,ağzından laf alınmak için işkenceler edilen Evey'in konuşmaktansa susup ölmeyi tercih edeceği bir seviyeye getiriyor fakat maskesini kullandığı Guy Fawkes bunun aynısını 1605'teki tutuklanması sırasında yapmıyor ve işkence altındayken yandaşlarının isimlerini veriyor ve çatışmada ölen arkadaşları hariç diğerleriyle beraber idam ediliyor.Şimdi durum böyleyken filmde Evey'i özgürleştirmek için bilinçli bir şekilde yapılan kötü muamele filmin asıl kaynağıyla ne kadar örtüşüyor bu bir tartışma konusu haline geliyor. ''Remember remember the fifth of November'' ise günümüz ingiltere'sinde her yılın 5 Kasım'ında kutlanan Guy fawkes Günü'nün o dönemin suikastçilerinin temsili kuklalarının yakıldığı, çocukların ülkemizde bayram şekeri istemesi geleneği gibi kapı kapı dolaşıp ''garibe bir penny'' diyerek harçlık istediği bir şükran gününe dönüşmüşken,aslında herşeyin göründüğü gibi olmadığını duyurmaya çalışan önemli bir slogan gibi sanki.

Son olarak şu da belirtilmeli ki Hugo Weaving yüzü görünmese bile sesiyle iyi bir performans ortaya koyduğu kesin ve bundan dolayı övgüyü hak ediyor.Gerek sesinin görüntüsüyle bütünleşecek özellikte olduğu gerekse zaman zaman yaptığı vurgu tonlamaları filmi orjinal diliyle izleyenlerin dikkatini çekecek boyutta.Nathalie Portman ise Evey karakterinin gerektirdiği ne varsa yapmıştır ama son sahnede Parlamento Binası bombalarla patlarken müfettişin V için ''O kimdi?'' sorusu üzerine verdiği ''O Edmond Dantes'di,annemdi,babamdı,kardeşimdi,bendim,sizdiniz'' demesi filmin sonunu sanki yapay ve klişe bir duygusallığa bırakmış gibi oldu.

Kısacası V for Vendetta artıları ve eskileri olan ama sanki artıları daha fazla olan bir film,en azından çekilmesi bile sinemada önemli şeyleri değiştirecek,simgelere yeniden anlam kazandıracak,geçmişin izlerini bugüne taşıyabilecek bir film olmuştur
--spoiler--

that music!!!
yes! his music.

--spoiler--

filmin son bölümünde çalan çaykovski uvertürü ile patlayan bombaların sesleri inanılmaz uyuşmuş. Film gerçekten muazzam şiddetle tavsiye edilir.
söz konusu filmin, müfettiş olan karakteri, v yi aramakta ve çözmeye çalışmaktadır. yanında da polis bir arkadaşı vardır. bu arkadaşla kafa yorarlarken, olay televizyoncunun ilaç şirketi sahibi olduğu ve v ile bağlantısı olup olmadığına gelir ve aralarında şöyle bir konuşma geçer:
--spoiler--
- emin misin
- bu meslekte benim kadar uzun süre bulununca tesadüflere inanmaz oluyorsun.
--spoiler--

olay akmaya devam eder ve müfettiş iyice inceler bu adamı. ve v for vendetta gibi bir film de bombayı patlatır.

--spoiler--
- Şuna bir bak
+ ne görüyorsun
- ırak, kürdistan, suriye ve öncesinde de sudan.
--spoiler--

bu bölüm filmin orjinalinden şahsım tarafından çevrilmiş olup,dvd versiyonunun 39uncu dakikasına aittir.

tesadüf diyebilir misiniz?
derseniz, yersiniz...
neden anarşizmin baş yapıtı olarak lanse edildiğini anlamadığım filmdir. evet film güzeldir ama poz kesmektedir: bu kadar abartılacak yanı anarşist öğelerden ziyade kahramanlık figürleridir.
yüzünü göstermeden, mimiksiz oynanmış harika bir rol ve yok sayılamayacak kadar kaliteli replik içeren mükemmel film.

film izlemeyi, yakışıklı aktörü takip etmek sananlarca garip karşılanan, anarşizmi duvarlara yazı yazmak ve makyaj yapmadan gazete satmakla karşılaştıranlar için bile anlaşılır olması amaçlanmış film.
çaktırmadan rol çalanlar için,

(bkz: stephen fry)
(bkz: stephen rea)
hakkında söylenenler, aklımdan geçenler yukarıdaki 100 küsür entryde söylenmiş film. ben üstüne ekleme ya da çıkarma yapacak değilim. benim sadece değinmek istediğim bir sahne var:

v'nin esir ettikten sonra evey'nin saçlarını kestiği sahne. hani evey ağlıyor ya. işte orası. lan bi insan bu kadar mı güzel ağlar allasen. bir çocuk masumiyetiyle, bir kadın naifliğiyle bu kadar mı güzel ağlanır. ya arkadaş benim bu natalie portman'ı bulup ağlatmam lâzım. sonra da sarılıp böyle başını göğsüme yaslayıp "it's over darling!" falan demem lâzım. yapmam gerek bunu. yoksa bir yanım hep eksik kalacak yeminle.
--spoiler--
sonradan çizgi romanı alınıp okunduğunda gene aynı etkileri bırakabilen, tüyleri diken diken edip gözlerinizin yaşlanmasına sebep olan, V karakterinin Matrix'teki ajanı oynuyan Hugo Weaving olduğunu öğrendiğinde şoka sokan, herkesin en az bi kere izlemesi gereken, doğru düzgün politik filmlerden birisidir.
--spoiler--
ozellikle son sahnedeki londra sokaklarında 'v' kılıklı binlerce kisi 'ingiliz polisini' durdurabilmesi birlikte izledigim bir cok seyirciyi derinden etkilemistir.
--spoiler--
- evet o'nu ben öldürdüm, şiddet olumlu yönde de kullanılabilir...

+ sen neden söz ediyorsun ?

- adalet!

+ anlıyorum..

- o'nun gibisini yargılayacak mahkeme yoktur

+ yani, başkalarını da öldüreceksin ...
--spoiler--
--spoiler--
siyasetçiler, gerçeği örtmek, sanatçılar gerçeği açığa çıkarmak için yalan söylerler

--spoiler--