bugün

--spoiler--
bu filmde natalie portman'ın saçlarını kesen bir abi var, e madem tüm düzenek v'nin oyunu idi o saçları kesen kim bilader?

aha da bu oluyor:http://www.comicscontinuu...m/stories/0602/20/vth.jpg
--spoiler--
--spoiler--
çok güzel bir film. şiddetin ve kutuplaşmanın arttığı, ötekileşmenin doruklara ulaştığı 2000li yıllar için çok manidar.(rte gibi konuştum lan)

totaliterizmi eleştiren diğer akranlarının aksine v for vendetta mutlu sonla bitiyor. ve elbette bu film çoğumuzun anarşist yerlerine iyi geliyor. ki tekrar belirteyim ben de filmi çok beğendim. üstelik v'nin öldürdüğü elemanlar içinde bir de medya adamı görmek beni heyecanlandırdı. zira belki de sinemada ilk kez medya ve totaliterizm dengesine değinilmiş. ayrıca bir de holding sahibi görseydik bu film daha da hoşuma gidebilirdi, neden? çünkü medyacı ile yakalanan güncellik tamamlanmış olurdu.

ayrıca bu film pek çok açıdan ilkleri yaşattı. ilk kez müslümanları sorun eden batılılar eleştirildi, belki de pahallı bir prodüksyon içinde ilk kez ırak savaşı eleştirildi. ancak yine de hayatımın filmi diyemiyorum zira v, tüm bunları kendi intikamı için yaptı, üzerinde testler uygulanıp vücudu yanmasa idi umrunda olmayacaktı belki de. son eleştirim de bir döngüyü tekrarladığı için olacak... aslıdna bu çizgi romana yapılsa daha doğru olur. nedendir bilinmez dünyayı kurtaran adamlar hep böyle bir okumuş etmiş, büyük aristokratik salonunda şövalyeleri ile oturan, bruce wayne gibi mirasyedi tipler. bu noktada acaba kurtuluş maceraperest aristokratlarda mı aranmalı? ancak v'nin tüm o eşyaları çaldığı düşünülürse bruce wayne ile aynı kefeye de koymadığım anlaşılır, yine de ben dünyayı kurtaracağı iddiasındaki adamın illa ki ortaçağ şövalyeleri içinde kırmızı şarap içmesi gerekmedğini düşünüyorum.
--spoiler--

edit:

--spoiler--
içim rahat etmedi tam açayım istedim şu aristokrasi muhabbetini. efendim ben bu filmi beğendim, v de müthiş bir karakterleştirmenin ürünü. çok başarılı. ancak şu bir gerçek ki çocukluğumuzdan da kalan alışkanlıklarımızla olsa gerek biz(belki de sadece ben) böyle filmlerden, çizgi romanlardan çok etkileniyoruz. illa ki her olayı süpersonik olsun istiyoruz. sorun da burdan kaynaklanıyor. yani benim gönlümde yatan kahraman nedense aristokratik geyikleri aşmış olmalı. ne bileyim illa ki şekspir(evet şekspir)den dizeler okumak zorunda değil. bilmem anlatabildim mi?
--spoiler--
bir kaç ayda bir tekrar izlenmesi gereken film. *
edit: 5 i de seyrettim.
insanların zihinleri uyanıyor,özgür düşünce kabına sığmıyor,isyan,hareket,enerji; her yer kaynıyor ve bu şarkı tüm yumuşaklığı ve sakinliğiyle çalıyor. bir marş da çalınabilirdi örneğin ama filmdeki psikolojiyle şarkının sakinliğinin oluşturduğu zıtlık bence çok çarpıcı.

"And now you say you love me
Well, just to prove you do
Come on and cry me a river
Cry me a river
I cried a river over you..."

natalie portman'ın yağmur altında ıslandığı sahne de çok anlamlıydı, dönüşümün suyla tamamlanması...adeta ruhunun yıkanması...
eski bir ankara counter-strike takımı.
v for vendetta..
bu filmi izlediğiniz andan itibaren en iyi 10 filminiz arasına koyacaksınız, hastası olup her lafını ezberlemeye çalışcaksınız, v for vendetta izlerken televizyonun içinine girmek isteyeceğiniz türden bir film..

filmde james mcteigue ve wachowski kardeşleri adları zaten önyargıyla filme bakmamıza yetiyo, matrixi yaratan kocaman yapan, derken çoğunluğun görüşüyle 2 ve 3 te sıçan (bence hepsi güzel, konu bu değildi) bu adamlar v for vendetta yı bir efsane yapmışlar, dolayısıyla önyargınızı kursağınızda bırakıyolar, bullettime, vs.. yi nadir dövüş sahnelerinde kullanmışlar, her şey yerli yerinde, film çok ciddi olmadan, çok dalga geçmeden; çok güzel bir anlatım, harika bir çizgiroman uyarlamasıyla, arkasında durduğu herşeyi abartmadan anlatarak, bazı şeyleri izleyicinin yorumuna bırakarak harikulade olmuş. natalie portman'ın en iyi oyununu görüyoruz, ayrıca onun bu film için bi şans olduğunu düşünüyorum, filmi izledikten sonra onun yerine koyabileceğiniz oyuncuları düşünün, hiçbiri uymuyo, evey rolü için harikaydı, tek takıldığı nokta ingiliz aksanı ama dublajlı yı alırsınız.. hugo weaving sadece sesiyle en kral mimik oyuncularını gölgede bırakıcak bir peformans sunuyo, sesinde sanki keder, sevinç, korku, coşku, gösteriş ve sadelik bir arada, karakterinin her şeyi sözlerinde ve duruşunda saklı, o ise bunları muhteşem yansıtıyor, 132 dk boyunca yüzü bile görünmüyor. stephen rea ve stephen fry'ın filme çaktırmadan yaptığı katkı inanılmaz, sanki filmin daha anlaşılmaz 2 oyuncusunun yanında seyircinin peşine düşeceği adam rolünü üstlenmişler, john hurt.. 1984teki rolünün tam tersiyle, orada savunduğu şeyden nefret ettiği bi rolle onu görmek güzel bi ayrıntı, tek lafım yok oyununa. müzikse sizi daha bi ekrana yaklaştırıyo, o jukebox dan çıkan her şarkı, patlamalara eşlik eden uvertür, hepsi filmi kusursuzlaştıran öğelerden..

bu kadar yapım yeter, filmi imdb de bir sene içinde ilk 250ye sokan, onu bir kült yapan muhteşem senaryosu ve onunda arkasında alan moore yazdığı çizgi roman var. faşist ve totaliter bi yönetime karşı bir halkın v önderliğinde uyanışını anlatıyo aslında film, ancak v yi değiştiren bir insanın, evey in gözündende izleme imkanı sunuyo bize. filmde hiçbir söz boşuna kullanılmamış, çoğunun arkasında şu ana, geçmişe ve geleceğe göndermeler var, özgürlüğün anlamını bize sorgulatıyo, daha sonra karşımıza yepyeni, daha sağlam, daha çarpıcı, daha basit, daha güzel bir özgürlük sunuyo, filmin felsefesi buraya sığmaz, lakin halkın topyekün yönetime ayaklandığı filmlerden değil v for vendetta, değerleri ön plana çıkarıyo, ve filmin her sahnesinde dürüstlükle sansür savaşıyo. çizgiromanda faşizmin yerine sunulan çözüm, anarşizm, filmde pek geçmiyor, bu da çizgiromanı okuyanları hayal kırıklığına uğratan bi unsur, ancak bu şekilde de film söylemek istediğini çok belli bi şekilde söylüyo. filmde zamanlamalar muhteşem bi zekanın ürünü, evey in içeride geçirdiği her saniye içinizi kemiriyo, derken birde bakıyosunuz, yani.. diyemedim, izleyin anlarsınız

Bu film izledikten sonra tekrar izlemek isteyeceğiniz bi film, izleyin!

hatırla, hatırla, 5 kasım gününü hatırla, patlamayı, ihaneti ve komployu, hiçbir neden bulamıyorum bu ihaneti unutmak için...
Matrix'de insanların yapay bir şekilde tarlalarda meydana getirilmesi, V for Vendetta da toplumun baskıyla, çeşitli hastalık ve terörle korkutularak bir makineye çevrilmesi anlatışmış.Ne yaptıklarından ne düşündüklerine kadar modernizmin kurbanı olan ingiltere halkı Hitler misali bir diktatörün peşine takılarak hayatını sürdürür ve kahramınımız V'de üstün güçlerini kullanarak halkı uyandırma görevini üstlenmiştir.Filmde verilen bazı mesajlar da şimdiki dönemle bağ kurar bir nitelik taşıyor.(Filmin geçtiği dönemde Kur'an'ın yasaklanmış ve terör kullanımı ile halkın sindirilmesi gibi...)
izlenilmesi vaciptir.
''Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir''

''şiddet iyilik için kullanıldığında adalet getirir'' gibi insanın kafasına çakan repliklerle dolu sistem karşıtı film. faşist ingiliz yönetimi altında ezilen bir halkın , intikam ve özgürlük arayan V sayesinde nasıl uyandığını anlatan, harika efektlere sahip kült yapıt.
Constantin'in de yaratıcısı olan Alan Moore'un çizgi öyküsünden sinemaya uyarlanan harika film. En iyi on film listesinde yer alabilecek kadar iyi bir film.(Tabi öykü'nün kurgusu açısından) Filmin yönetmeni JAMES McTEIGUE'in ilk yönetmenlik deneyimine verdiğimiz pek çok hata var filmde. JAMES McTEIGUE pek çok ünlü holywood yapiminda yardimci yönetmenlik yapmış (The Matrix üçlemesi ve Star Wars: Episode II - Attack of the Clones)ve bunun etkisini V'nin karete sahnelerinde görüyoruz. Senaryo işini THE WACHOWSKI BROTHERS üstlenmiş. Ne tesadüftür ki otuz yılı aşkın süredir beraber çalışan Chicago;da doğup büyüyen Wachowski kardeşler 1999 yılında V for Vendetta'dan önce, Matrix üçlemesine yazar, yönetmen ve başyapımcı olarak imza atmışlar. Fight Club için yapilan tartışmalar V for Vendetta için de geçerlidir. Bir Hollywood yapımı olduğunu da tırnak içinde belirtmek lazım. hatta buyrun "bir holywood yapimi" (bkz: çelişki)
anarşist bir bakış açısını insanın gözüne sokar gibi işleyen flim.*
ele alınan kalem kağıtla birlikte defalarca izlenmesi, not tutulması gereken film hatta filmden öte bir başyapıt. her insanın mutlaka bir kere izlenmesi ve "acaba bizi demi böyle kandırıyorlar hanım" diye aklından geçirmesi gereken şaheser. * *
yüzde52 hareketetinin de benimsediği ve sitelerinde sık sık görüntülerine yer verdiği mükemmel film.
uzun zaman oldu izleyeli ama; filmin hemen başındaki konuşmada hemen hemen her kelime "v" ile başlıyordu, dikkatimi çekmişti.
izlediğim,izledittiğim izlediğim en iyi filmler arasına giren natalie portman a olan hayranlığımı artıran,içimde kahramanlık duyguları uyandıran a ulan şu devrimi hatunla el ele görebilseydi dedirtip içimdeki duygusalı salıveren Wachowski nin hoş filmi.
Maskeli protesto filmidir.
çizgi romanı kesinlike çok daha iyi ve gerçekçi olan, senaryosu çizgi romanına göre çok dağıtılan buna rağmen başarılı sayılabilecek bir filmdir. kesinlikle seyirliktir.
filmdeki bir diğer mantık hatası ise şudur:

--spoiler--
v, hücrede kaldığı sıralarda diğer hücrede kalan bir kadınla mektuplaştığını, o mektupları hep sakladığını ve natalie portman'ı* hücrede tuttuğu sırada da ona o mektupları verdiğini söylemişti. iyi de v zaten yangında tüm vücudu yanarak oradan çıkmıştı. o kayıtlar nasıl yanmadı tutuşmadı.
--spoiler--

onun dışında iyi bir film olduğunu düşündüğüm filmdir.
süper bir film,en iyi çizgi roman uyarlamalarından biri,ancak çizgi romanı çok daha detaylı ve kasvetliydi o nedenle film bende biraz hayal kırıklığı yarattı ama izlediğim en iyi filmlerden biriydi...
wachowski brothers gene işlerini yapmışlar,bize izlemek düşer.
"bu maskenin altında etten fazlası var. bu maskenin altında bir fikir var, ve fikirler kurşungeçirmezdir!
gibisinden ulvi sözleri içinde barındıran eşsiz güzellikte bir flim.
geleceğin ingilteresinde geçen bir anarşizm masalıdır. totaliter rejim 1984ü andırmaktadır ancak alan moore george orwell kadar ümitsiz değildir. o geleceğe dair daha ümitli cümleleri beynimize nakşetmiştir. insanların düşüncelerinin kurşun geçirmediğini anladığında önünde hiçbir gücün duramayacağını göstermesi açısından okunmalıdır, izlenmelidir, anlatılmalıdır. hikayenin içeriğinin yanında natalie portmanın oyunculuğu ve hugo weaving in özellikle sesi fazlaca etkileyicidir.

--spoiler--
özellikle v'nin ulusal kanalı ele geçirip yaptığı konuşma öyle etkileyicidir ki insanın çıkıp devrim yapası gelmektedir.
--spoiler--
ağustos ayı itibariyle moviemax e gelen 2005 yapımı, 2020 yılının totaliter ingiltere'sinde geçen bol bol izlenesi film.
v rolünde yüzünü her ne kadar görememiş olsak da acan simith rolündeki hugo weaving oynar. güzel filmdir, atraktif filmdir, the punisher ın biraz daha politik ve silahsız versiyonudur.
filmin türkçe dublajlı versiyonunda v'yi necmettin erbakan seslendirmiştir.
Hugo Weaving in muhteşem seslendirmesi ile izlenilecek bir film. aman diyim türkçesini izlemeyin. filmin ost * ını dario marianelli nin yaptığı filmdir.
kizi kurtardiktan sonra soyledigi kelimelerin yuzde 90i v ile basliyordu.

v: voila! in view, a humble vaudevillian veteran, cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of fate. this visage, no mere veneer of vanity, is it vestige of the vox populi, now vacant, vanished. however, this valorous visitation of a by-gone vexation, stands vivified, and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition. the only verdict is vengeance; a vendetta, held as a votive, not in vain, for the value and veracity of such shall one day vindicate the vigilant and the virtuous. verily, this vichyssoise of verbiage veers most verbose so let me simply add that it's my very good honor to meet you, and you may call me v.