bugün

garip bir sistem bu. para diye bir şey var hacı. kağıt parçası. bazen maden. esası maden aslında. bakır, demir falan. kağıt olanları yeni sayılır. neyse. bağlıcam orayı.

doğuyorsun. okula başlıyorsun ve okula adım attığın andan itibaren sistemin sana dayattıklarını alıyorsun. onlar gibi düşünmek zorundasın. onlar gibi giyinmek (üniform) onların sevmediklerini sevmemek, gerektiği zaman canını bile vermek zorundasın! başka değerleri kendinden üstün görmelisin yani. canından bile. en doğal hakkın olan yaşam hakkından bile feragat etmelisin! ne kadar ironiktir ki yaşamak bile bir hak olmuş. devletin sana öyle söylüyor çünkü.

dünya yalan söylüyor dostum. ne dersen de, bu dünya senin gibi binlercesini barındırıyor içerisinde. ufak okyanus balıklarıyız aslında hepimiz. bizim evrenimiz su. dışarıda hayat yok. dışarıya çıkamazsın. çıkmamalısın. yaşayamazsın orada, nefes alamazsın.

sonra, sana çalışmanı söylüyorlar. yaşamak için. karşılığında az önce bahsettiğim parayı vaat ediyorlar. kağıt parçası! ah, ne kadar da değerli değil mi? daha fazlasını kazanmak için kendini parçalıyorsun, ve yeni bir araba daha alıyorsun, yeni bir ipod daha. yeni bir iphone? blackberry? bmw? mercedes?

toplumsal statünü belirliyor bunlar, aslında sen olmayan sen'i, senmişsin gibi gösteriyorsun onlara! ah, onlar. senin ahlak algını ve etiğini doğduğundan beri lego hamuru gibi şekillendirmiş onlar. onlar. diğerleri.

şimdi söyle bana, gerçekten göremiyor musun? sana dayatılan sınırlar dışarısına çıkamıyor musun?

söylesene bana, korkuyor musun?