bugün

" sen en iyisi güzel bir çay sefası yap.. ama cam bardakta "

" - barış burayı başımıza yıkacak
+ fena mı işte yıksın! ama başınıza değil "

(bkz: başının üzerinde gece göğünü görememek)
dün aksam TRT1 de yayınlanip tekrardan bizi huzne bogan guzel film.
feride çiçekçioğlu nun bir kitabı.
feride çiçekoğlu 'nu tanımadan önce en sevdiğim türk filmiydi. Feride Hanım'ı tanıdım, filmden soğudum o kadar tesirli bir antipati benimkisi. Uçurtmayı vurmasınları seven her izleyicinin Feride Çiçekoğlu'ndan uzak durması gerekir.
duygu seli.
kötü gardiyan gelir ve ekipbaşı kim? der
-benim
-suçun ne?
-düşünce (yürürü be)

böyle bir replik işte.

Ama kadının düşünce derken o surat halini, yüzünü, dudaklarını, tavrı ve en önemlisi oyunculuğunu unutamamışımdır hiç.
barış'ın her inci demesiyle duygulandığım film.
ilk basımı 1986 yılında yapılan, 1989 yılında beyazperdeye uyarlanan feride çiçekoğlu tarafından kaleme alınmış kitaptır. küçücük bir çocuğun ağzından bizlere bir simidin, pasta yiyebilmenin, kitap okuyabilmenin, gökyüzünün ve en önemlisi özgürlüğün değeri bir kez daha anlatılmıştır. bazen de küçücük bir çocuğun sorularının, bizim cevaplarımıza giden yolu aydınlattığını görebiliriz bu kitapta...
peşinden; onu sağ istiyorum diyerek iğrenç bir espri sahibi olabileceğiniz film adı.
inci'nin yere uçurtma çizdiği sekans da unutulmamalı.
toplumsal gerçekçi bir tunç başaran flimi.izlerken boğazınız düğümlenir,sözcükler birbirine karışır.özgürlüğün değeri bir daha anlam kazanır flimle birlikte.
-adı özgür olsun,tutsak doğdu özgür büyür belki bi gün....
ilk izledigimde çocuk oldugumdan ideolojisini tam kestirenedigim fakat daha sonra izledigimde ideolojik bir film olarak kafamda yer etmiş güzel bir film.
insanın bogazında dugum dugum dugumcukler bırakan gercek bir turk filmi.
Gelmiş geçmiş en önemli Türk filmlerinden biridir.
O donemin Turkiye'sini ozlettiren filmdir . Zira o donemde bugun oldugu gibi teroristi , kapkaccisi , gaspcisi ,yankesicisi , bolucusu sokaklarda cirit atamiyor iceriye aliniyor , iceridede hak ettigi muameleyi goruyordu .
oskar'a aday gösterilmiş ilk türk filmidir ayrıca.
youtube dan izleyebileceğiniz kelimenin tam anlamıyla mükemmel bi film.
barışı tanıdığım yerde ne bulutlar vardı, ne de başı gökte bir çınar.
adının anlamı dünyayı kucaklasa taşta büyümezdi barış !
ama bunu bilmezdi anası ! babasının sevdiği bir şarkıcının adıymış. yalnızca bu yüzden konmuş adı. diye başlayan film.

barış'ın filmdeki ilk "inciii" demesiyle birlikte içimize kor düşüren bir yapıt.

barış annesine sorar..
-eve gitmiiycez mi?
annesi de bütün siniriyle:
-git başımdan.. seni yollıycam eve. biraz da baban görsün dünyanın kaç bucak olduğunu..
der ve ranzasında keyif çatan sultan teyze bir nidâ koyverir:
-af çıkacak işte ooohh çatlasın çekemeyenler..
barış zaten annesine sinirlenmiş.. suratını döküp, kızarak sultan teyzeye dönüp:
-çıkmııyycak! der.
sultan teyze ise iyice öfkelenip, bir küfür sallar barış'a:
-hassittir ordan, sıçmıyım senin süt dişlerine, sittir..
barış'ın cevabı evlere şenlik:
-sen kendi ağzına sıç!
inci kızar barış'a:
-hani küfretmiycektin barış?
barış:
-ama önce o etti..
Nedense inci'nin de içinde bulunduğu koğuştaki hatunların bana acaip çekici geldikleri filmdir. Neden ulan neden?
(bkz: sapık mıyım)
Türk sinemasının en iyi filmlerindendir .
mükemmel bir başyapıt. kitabı ayrı, filmi ayrı güzeldi. kitaptaki şu söz çok etkileyicidir:

kuşların kanadına binip uçmayı öğretti barış bana.
içtenlik önemli çünkü barış da öyleydi.
inci, komünist ne demek?
Küçük bir çocuğun masumluğu, özgürlüğü daha da dikkat çekici ve önemli hale getirmiştir filmde. Filmin bütününe yayılmış o acıklı hava, siyasi suçlu inci'nin küçük Barış'la kurduğu diyalog ve paylaştıkları insanı derinden etkiler. ilk izlediğimde en iyi Türk filmi olduğunu düşünmüştüm. Sonradan düşüncem değişti. Ne olursa olsun ayrı bir yeri vardır türk sinemasında.
bir sinema şaheseri.
inci den:
'barışı tanıdığım yerde, ne çiçekler vardı, ne de başı bulutlarda bir çınar..
simitçinin gevrek sesi bile giremezdi oraya.. taş avluya yalnızca kuşlar konardı bazen..
adının anlamı dünyayı kucaklasa taşta büyümezdi barış;ama bunu bilmezdi anası.
babasının sevdiği bir şarkıcının adıymış. yalnızca bu yuzden konmuş adı..
neden orada olduklarını bilenler de bilmeyenler de sevdiler barış ı.
barış da onları sevdi; ama içlerinden birine tutkundu.
bizimki alışılmadık türden bir sevda öyküsüydü:

kuş kanadına binip çayırlara gitmeyi öğretti barış bana.
düşle gerçek, onun o yarım sözcüklerinde öylesine içiçe geçerdi ki dünyanın çirkinlikleri bir bulut gibi kayıp giderdi minik göğümüzden.
küçücük avluda düşsel uçurtmalar uçurmayı işte öylece öğrendim barış tan.