bugün

besleyip, büyütmek, yeşile sarmak, doğaya bırakmak.
umut gözbebeklerindeydi yarin. gitti avuçlarında yarın.
bazen tehlikeli sularda yüzmek , umut denen o zehre kapılıp kaybolmak.
olmayacak yada olması ihtimali düşük bir şeyi olacakmış gibi kabul etmektir. aslında zihnin vucuda oynadığı bir tür oyundur. halüsinasyondur. (bkz: mutlu olmak)gibi koca bir yalanın başlangıcı ve sonudur. önce umut etmekle başlar her şey sonra yavaş yavaş umut edilene inanılmaya başlanır. umutlarınızdaki mutluluk kisvesi halihazırdaki duruma ve/veya şahsa uyarlanır. sonra bir müddet geçince aradan anlaşılırki zorla giydirilmeye çalışılan elbise olmuyordur duruma ve/veya şahısa. mutluluğun da kaderi bütün dar elbiseler gibi ya tamir için terziye gitmesi yada çöpe atılmaktır. tamirciden dönen elbise muhtemelen çöpteki yerini bulacaktır. geriye kalan da eski mutluluğun gittiği yerden gelen yeni umutlar olacaktır.
aptalca birşeydir. gerçekleri arka plana atıp saçma sapan düşlemektir. manasızdır. gereksizdir. zaman kaybıdır. yorucudur. gülümsetse de acıtandır.
kabuk baglayan yarayı surekli tırnaklayarak kanatmak gibi sonunu bile bile lades demek acıtır.
gerçeği reddetmektir.
insanın en zayıf yanı ve en güçlü duygusudur.
yaşama tutunma çabasıdır. şartlar ne olursa olsun hayatta kalabilmek için yapılması gereklidir.
riske girmek. olması kesin olmayan olay için çabalamak. *
gereksizdir tamamen. o günü ,o saati, o dakikayı hatta o saniyeyi yaşamak olmalıdır herşey, geri kalan acınıza acı katmaktan başka bir işe yaramaz.
yarını beklemektir.
insanın hayata bakışını paslanmaz kılar.
+sürekli aklınızdadır o.
+elbette bir gün gelicektir.
insanın kendisini kandırmasıdır. umut etmek değil yapılması gereken umudunu yeşertecek unsurları hayatında inşa etmektir.
hiç bir şeyi unutmayan insanın geleceğe dağir olan beklentisi vede kendi var oluş sebebidir.

--spoiler--

şu saatte hala yaşıyorsam ve bu entryi buraya giriyorsam, bu hala umudum olduğundandır...
--spoiler--
(bkz: garibin ekmeği umut)
yirmili yaşlardan sonra, insanı sarsan gücü bir kez daha anlaşılandır. yıllar geçtikçe hayal kurmamayı, aşık olmamak için kendini zorlamayı insana öğretendir. görmezden gelip sisteme yapışanların biricik dünyasında, umut etmenin eyleme dökülmesi için sistemin kabulü gereklidir. sistem denen canavar, kendi küçük canavarlarını yaratmış, egoistlik ve menfaatçilik günlük icraatler haline gelmiştir. o yüzden umut etmek koskoca bir yalana bile bile inanmaktır. çelişki odur ki, umuda tutunmayan ve inanmayanın kalbinin bir yerinde, kalp kırık da olsa, atmasını sağlayan gücü verenlerden biri de umuttur.
anlatan ama dinlemeyenlerin arasında, karanlık ruhların içinde, onları sevmeye çalışmak, aşık olmaya çalışmak gibi umut etmek de insanın kendi üzerinde sürdürdüğü bir işkencedir. yine de dünyanın dönmesi için sevgi ve umut kalıplaşmış sahtekarlıklardan kurtarılmalıdır.
işkenceyi uzatır.

(bkz: nietzsche)
istemsiz gerçekleşen bir olaydır. artık umudum yok desende biryerlerde saklıdır birşeyler, umut edersin, belki dersin keşke olsa dersin vs.
bazen sahip olunan tek güçtür; bir damla umut uğruna savaşmaktır.
gerçekleşmesi için sonuna kadar savaşılası şey.. hayatınızın anlamı için..
varlığında nefes almanızı sağlayan yitirdiğinizde kendinizi aptal ve kullanılmış hissettiğinizdir.
hiçbir işe yaramayandır...
umut kötülüklerin en kötüsüdür,işkenceyi uzatır...
görünmez kelepçedir,cezadır,ıstıraptır.
beklemektir. insan umudunu diri tuttukça yaşar.
umut gönlümün ekmeği umar ha umar umar...