bugün

attila ilhan'ın ilk şiirlerindendir:

TÜRKiYE

Türkiye, Türkiye dağlarını duman almış,
üzümler memleketi, tütünler memleketi,
Türkiye, Türkiye çok gülmüş, çok ağlamış,
sabırlı, bağrı yanık insanlar memleketi.
Bulut gibi köpürmüş topraktan bereketi,
pehlivan dağlarında şafaklar büyümüş
ve o nehirler delirip gür gür gelirler
bir şarkı gibi dağdan denize yürümüş.

Sen Türkiye'sin, sağdıcım, kirvem Türkiye.
insanların, insanların, ah senin insanların,
morca gözlerinden öpsem, namuslu gözlerinden,
Asiye'm işveli, Hatice fistanı dal işlemeli,
sen kırk köyün içinde şanlı Zeyneb'im.
Şabanı vurdular yirmi yaşında, köprü başında
gel yılmaz Mahmud'um, gel Bilaloğlan.
Arabamın atları, deh deh deh aman da,
ha burası Karadeniz, gemiler yatar limanda,
deryalar aslanı şems-i bahrî Kamil Reis,
bu insanlar senden gelir, sana gider,
tarlaya savrulmuş buğday gibi Türkiye.

Sen Türkiye'sin, ekmeğim, tuzum Türkiye.
Omzumda mavzer, koynumda çevresin
ve kıl heybemde taze lor peyniri.
Gök rengi süt, karanfil rengi şarap,
batan güneş gibi bakır taşkömürü
ve rüzgara vermiş saçlarını nefti ormanlar
ve köylere karşı sarışın harmanlar.
Ferik elması, kavun, karpuz, dut ve kayısı,
fındık da sende, ceviz de sende, badem de sende,
alnımın teri, gözlerimin nuru Türkiye.

Sen Türkiye'sin, evim barkım, köyüm obam Türkiye.
O senin çifte çarşılı harp görmüş şehirlerin,
sahilde Mersin, yayla türküsü Konya.
Adana'nın yolları taştan, yola çıkıp Maraş'tan
ezanla birlikte vardık bir akşam Urfa'ya.
Bursa'nın, ya Bursa'nın ufak tefek taşları,
uçan yıldızı dondurur Ardahan'ın kışları.
Erzincan'da bir kuş var kanadı gümüş pul pul
ve göğe kılıç gibi çekmiş minarelerini
şehirler padişahı canım istanbul.

Türkiye, Türkiye, ay'lı yıldız'lı Türkiye,
sen Mehmed'sin omuzların Anadolu yaylası,
Aladağlar, Toros'lar dev gibi gövden,
Sen şehid oğlu, şehid babası,
sana selam olsun dünya'dan, hürriyet'ten...
kendi vatandaşlarından çok başka ülkelerin vatandaşlarına hizmet eden ülke

bazıları deri koltuklarda oturup tonlarca para alıyor, bazılarıda kaldırım taşlarda oturuyor gelen borçları sayıyor...
O kadar ülke arasında neden burası diye sorduran ülke.
batık devlet.

kuruluşunun 95 yılını yaşadığımız 2018 senesinin ekim ayında da yıllardır istikrarla devam eden çöküş trendiyle yıkılışa adım adım giden devlet. 1900'larda islamı siyaset edinmiş dincilere ve düşman devletlere karşı verilen mücadelenin ürünüydü türkiye.

95 yıllık süreçte ne cumhuriyet ne atatürk ilkeleri ne de devlet kendini koruyamadı; darbelerle, siyasetçilerin fütursuz davranışlarıyla, halkın yanlış seçimleriyle... koruma makenizmaları yok edildi.

öç zamanı geldi, çattı. demokrasi kültüründen uzak, cahil bırakılan halkın en büyük katkıyı verdiği bu batış sürecinde siyasal islamcılar ve diğer devletler ilmek ilmek ördükdükleri yol sonunda arzularına ulaşacaklar. çok geçmiş olsun.
an itibariyle sıralanan websitelerinin yasaklı olduğu ülke.
-wikipedia
-imgur
-4chan
-bütün* porno siteleri

daha önce yasaklanıp sonradan açılmış veya hükümetin canı sıkılınca yasakladığı websiteleri:
-youtube
-facebook
-twitter
-instagram

neden direkt olarak interneti yasaklamıyorsunuz anlamıyorum. zaten bu ülkede interneti bilgi edinmek amaçlı kullananların sayısı ülkenin 1/4'i bile değil. hepsini tek tek kapatıcağınıza kökten kesin de siz de rahatlayın, biz de.

edit: daha bir çok yasaklı site olduğuna eminim. fakat bir sorun düşünmekle uğraşmak istiyor muyum?
uğraşmak istemiyorsan yarım bilgi verme.

https://kuaza.com/interne...yede-yasakli-olan-siteler

https://www.merlininkazan...i-yasakli-teknoloji-94106

ayrıca bu çıkışlar bana son düzeyde komik geliyor, 8,8,8,8 gibi gerzek bir insanın bile yapacağı bir işlem ile kolayca bu yasaklar açılabiliyor. tutup rusya gibi "ikinci dünya ülkeleri" ile, ya da çin, k. kore gibi "üçüncü dünya ülkeleri" ile karşılaştırmak kesinlikle saçmadır. wikipedia kullandığı için tutuklanan bir uşak görmedim, yaşlı insan da görmedim. görmeyeceğime de eminim.
ahaber'e bakınca norveç, sokağa çıkınca suriye.
beni boğan ülke. artık bu ortadoğu zihniyeti, bu varoşluk beni o kadar çok boğuyor ki, ülkeye olan sevgim, inancım bile gitgide azalıyor.

düşük ıqlu insanlara katlanmak zorunda olmak ve bunlardan hayatın hiçbir noktasında kaçış olmaması, artık tahammül sınırlarını zorluyor. haksız bir şekilde bir yerlere gelen insanların havası, zenginlerin görgüsüzlüğü, sizden üstte olan herhangi bir vasfı olmamasına rağmen sizi ezmeye çalışması ruh daraltıyor. 3-5 kuruş için çakallık yapanlar, ufak hesaplar peşinde koşanlar sıkıyor. herkes birbirini nasıl siksem peşinde ve işin acı tarafı onlar gibi olmayanlar sistemin dışına itiliyor.

türkiye'nin en büyük 4.şehri sayılan bursa'da oturmama rağmen, adam gibi mekan olmaması. ufak bir örnek vermek gerekirse, jazz müzik yapan bir (1) tane bile mekan olmaması. bunun yanında sağına baksan nargile kafe, soluna baksan ciğerci. birbirinin kopyası mekanlar, her taraf ortadoğu zihniyetinden çıkma, ciğerci, künefeci, dürümcü, nargileci. ya hadi jazz çalan falan yeri siktir ettim adam gibi alkol içeceğin mekan sayısı bile çok az. sağda solda apaçiye maruz kalmama ihtimalin sıfıra yakın.

kısaca;

varoş müzikler,

varoş mekanlar,

varoş binalar,

varoş insanlar,

varoş hayatlar...

Türkiye'ye hoşgeldiniz.
içerisinde bulunan bireylerin, bireyleri siktiği, milli, dini değer dinlemeksizin alay ettiği, daşşak geçtiği bir millete sahip ülke / ülkem / ülkemiz. Bu denli orospu çocuklarının bulunduğu başka ülke yoktur. Bu kahpe çocuklarını toplayıp yaksak ülkece refaha kavuşacağız.

Buraya entry sıçmak istedim. Ayar oldum çünkü. Ulan adam orospucocuguataturk diye instagram hesabı açıp atıp tutmuş. Allah belanızı versin.
2019'da işsizlikte rekor kıracak olan ülkedir. etkisi şimdiden başlamıştır, 1500 kişilik temizlik personeli alımına 107 bin 305 kişi başvurmuştur.
https://indigodergisi.com.../universite-mezunu-iskur/
70 milyar liranın üstünde sosyal yardım adı altında seçim kampanyaları düzenleniyor ve insan yığınları bu herifleri destekliyor. üretim yok, istihdam yok, liyakat yok. eğitimli kesim kaçıyor. yerlerine cihatçı mülteciler geliyor. üniversiteler çiftliğe dönmüş. vergi sistemi akıl alır gibi değil. ordu konusuna girmek istemiyorum.
hala bu ülkeden zerre umudu olan gerçekten var mı? bu kadar saf olmayın.
t: ikinci lübnan vakası.
Bir gün bu ülkeyi bu duruma sokanlar gidecek..

Biz birbirimize bakacağız ne yaptık biz diye..

3 tarafı denizlerle çevrili balığı balık çiftliklerinde yetiştiren güzel ülkem.
görsel
Demin uydu haritalarına baktım da.. Böyle afrikadan baltığa; rusyaya; avrasya'ya falan... Valla biz kendimizi yediğimiz yetmiyormuş gibi anadolu'yu da yemişiz arada. Anadolu çölleşiyor. Anadolu kuraklaşıyor. Bu ülke, 21. yüzyılda Siyasal islamcılarla ve ne yaptığının umrunda olmayan cahil halk kitleleriyle yönetilmeye devam ederse cidden yazık olacak. Oluyor da zaten... Demokrasiyi böyle anlayacak ülkeye Jakobenlik şart!
ülke hakkında veriler:
*başkent; ankara
*en büyük kent; istanbul
*resmi dil; türkçe
*kıta; asya ve Avrupa`
*hükümet biçimi; tam başkanlık sistemi
*yasama organı;Türkiye Büyük Millet Meclisi
*Yüzölçümü; 815,578 km2 (37.)
*güncel nüfus; 82,340,030
(19.)
*para birimi; türk lirası
*gsyih; 909.9 milyar dolar (17.)
*kişi başı milli gelir; 10,512 dolar (64.)
*işgücü nüfusu; 31 milyon 709 bin
*ortalama maaş; 23608 tl
*ihracat; 157.1 milyar dolar (32.)
*ithalat; 234.2 milyar dolar (23.)
*doğrudan yabancı yatırım; 198.4 milyar dolar (27.)
*dış borç; 453.2 milyar dolar (26.)
kamu finansmanı:
*gelirler; 225 milyar dolar (2015)
*giderler; 234 milyar dolar (2015)
....................
*Dış rezervler; 135 milyar, 638 milyon dolar (06.12.2013).
150-200 sene önceye kadar ormanlarla kaplı bir ülkeymiş. Dönemin insanları "konar-göçer" bir hayat yaşadıklarından (mera hayvancılığı ile falan uğraştıklarından) geniş meralara ihtiyaç duymuşlar. Bunun için ormanları yok edip, hayvanları için meraya dönüştürmüşler! (Bilenler için, kurtuluş savaşı dönemi Türkiye'si de Kuraklık/kıtlık dönemidir) Ancak daha esaslı tahribatlar, artan nüfusla birlikte Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiş. Çünkü nüfus artmış. Hani diyorlar ya... Türkiye zamanında milyonlarca hayvan üretiyordu. işte o zamanlar, "ahır hayvancılığı" yerine "mera hayvancılığı" yapıldığı için; ormanlar odun deposu olarak görüldüğü için; tüketimimizin kurbanı oluyormuş meğerse. Sağda solda çok çok nadir gerçek manasıyla ormanlar kalmış. Devlet kurumlarının rakamları ne derse desin; ne haritalar yayınlarlarsa yayınlasınlar; Orman bakımından Türkiye'nin ne halde olduğu uydu fotoğraflarından açıkça görülüyor.

Bu saatten sonra yapılacak ilk güzel iş:

Türkiye'nin nüfusunu sürdürülebilir bir rakama indirmek ve o rakamla devam etmektir. Çünkü bizi bu hale getiren ilk olarak nüfus fazlamızdır. 80 milyon kişi bu ülke için ciddi boyutta fazladır.

ikinci olarak, yapabiliyorsak muhakkak yeni ormanların kurulmasına girişmeliyiz. Bunun için iklimi olumlu yönde değiştirebilecek politikalar da yapmalıyız.

mesela Deniz suyunun tuzunu arıtıp, Anadolu'ya verebilmeliyiz. Ya da deniz suyundan Bulut yapıp, Anadolu'da bir yerlere yağmasını sağlayabiliriz. Ya da yağmur sularını biriktirecek devasa depolar yapmalıyız.

Gerçek manası ile (sadece ağaç dikerek değil) kurduğumuz ormanlarda, sürdürülebilir tekniklerle yararlanmalıyız.

Nüfusumuz azalırsa, tüketim zaten düşecektir. Tarım ürünü yerine, sanayi ve teknoloji ürünleri üretirsek; ihracat için gereğinden fazla tarım ürünü üreterek, bu üretimin yükünü doğaya yüklememiz de son bulacaktır.

Yani yapmamız gereken, Nüfusu azaltmak, Anadolu'nun eski ormanlarını yeniden oluşturmak, Daha sürdürülebilir şekilde üretmek, Tarım yerine sanayi ve teknolojiye ağırlık vermek...

Bunları yazdıktan sonra Türkiye'de yaşadığımı hatırlıyorum bir de...
her şeye rağmen sevmekten vazgeçemediğim canım ülkem.
görsel
görsel
3 tarafı denizler ile çevrili güzel ülkem..

Biz senin değerini bilemedik bundan sonrakiler bilirler nediyeyim..

Resimler yalnızca 3 dakika mıntıka ile sahilden aldıklarım..
Ülkemizde 3.3 milyar ton bor rezervleri, 17.3 ton kömür rezervleri vardır. Toplam parasal karşılıkları 1.3 trilyon dolardır.
Türkiye için hala Umut var. Bir kaç gündür yazdıklarımı toparladım. Üzerine eklemeler yaptım. Kısa olarak veriyorum:

1. Nüfusu 20 milyon kişiye düşürecek ve bu sayıda sabitleyecek politikalar uygulanmalı. Türkiye'nin kaynakları 80 milyon insanı besleyecek kadar yüksek değil. Nüfusun azaltılması refahı da peşinden getirecektir. #40660229 (Başka ülkelerdeki nitelikli kimselerin beyin göçü ile yurda kazandırılması bu kapsam dışında ele alınabilir.)

2. Sadece ağaç dikmekle değil bütün bir ekosistem olarak, Anadolu'da yok olan ormanları tekrar kurmalıyız. Bu kapsamda evcil hayvanların da (at, tavşan..vs) doğal dengeyi bozmayacak şekilde veya yeni bir doğal denge oluşturacak şekilde, yabanileştirilerek bu ormanlarda yaşamaları sağlanmalı. Anadolu ormanlarının tüm canlılığı ile yeniden kazanılması turizmimize de büyük katkı sağlayacaktır. #40659411

3. Kentlerde yaşayan insanları köylere döndürmek mümkün değil. Modern tarımın bu kadar fazla insana ihtiyacı yok. O yüzden şehirlerdeki insanları tarıma dayalı sanayi tesislerinde değerlendirmeliyiz. #40678315

4. Planımız dahilinde nüfus 20 milyon kişiye düşürüleceğinden, çok katlı apartmanlara ihtiyacımız olmayacak. Herkes 1-2 katlı, daha seyrek olarak konumlanmış, müstakil evlerde oturabilecek. Bu sebeple millet olarak depremlerden (doğal afetlerden) çok daha az etkileneceğiz.
Dünyanın ve teknolojinin bu denli geliştiği günümüzde en büyük şanssızlığı akp dönemine denk gelmek olan, zamanında gelişmekte olan bir ülke iken şu an gelişmemiş ülke konumuna gerileyen zavallı ülke.
aslında konum itibariyle yaşanacak ülke ama hep yönetimden kaybediyoruz.

aynı gün içinde iki yeri;

görsel
durumumuzu bir gözden geçirelim.
türkiye nasıl bir ülke?
dünyadaki yerimiz ne? insanlarımız nasıl yaşıyor? diğer ülkelerde durum nedir?

hadi bismillah...

ülkemiz genç işsizlikte yüzde 20.8 oranıyla ne yazık ki ilk sıralarda.
görsel

insanların dünyada en fazla çalıştığı ülke.
görsel

peki bu çalışmanın karşılığı nasıl?
bir hamburger için 34 dakika çalışmak zorundayız.
görsel

oysa hong kong'daki insan bir hamburger için sadece 9 dakika çalışması gerekiyor. londra'da ise bu süre 12 dakika. yunanistan'da ise 26 dakika.

iş hayatı dengesinde oecd ülkeleri arasında en son sıradayız.
görsel

dünya çapında para birimi dolar karşısında en fazla değer kaybeden 3. ülkeyiz.
görsel

bunlara sebep olan tabi ki dış güçler, fayiz lobisi yüzünden bu haldeyiz. malesef ülkemiz en yüksek faiz oranına sahip 2. ülke konumunda.
görsel

fayiz yüksek olur da enflasyon olmaz mı? enflasyonda da 3. sıradayız maşallah.
görsel

kredi kartı borcu konusunda ise dünya lideriyiz. (asın bayrakları asın)
görsel

bütün bu etkenler ülkemizin yaşam kalitesini son sıralara düşürüyor.
görsel

eğitim kalitesinde de halimiz harap. 104. sıradayız.
görsel

eğitimde istikrarlıyız ama, bakın matematik ve fen bilgisi eğitiminde de 104. sıradayız. ama bizi bunlarla değil, din eğitimi ile listeleseler keşke, o zaman ilk 10'da olurduk kesin.
görsel

eğitim demişken, üniversitelerimiz de çok gerilerde biliyorsunuz, sanki rektörleri kendisi atamıyormuş gibi reisimiz de bu durumdan şikayetçi.
görsel

işte eğitimdeki kalitesizliğin bir acı sonucu. genç annelik oranında dünya listelerinde geri kalmış ülkelerle birlikte en üst sıralardayız.
görsel

sağlık konusunda kendimizi çok övüyoruz.
oysa uzman doktor oranında gelişmiş ülkelerden epey gerideyiz. 100 bin kişiye 50 uzman doktor düşerken, yunanistan'da bu sayı 166. kişi başına düşen doktor sayısında da gelişmiş ülkelerden gerideyiz.
görsel

ama olumsuzluklara rağmen ruh sağlığımız süper.
bakın 100 bin kişiye sadece 1.5 psikiyatrist düşüyor. oysa almanya ve hollanda'ya bakın, bizi kıskanmaktan kafayı yemişler.
görsel

ayrıca ölüm korkumuz yok, biliyorsunuz mermiye kafa atan, tankların altına yatan(!) bir milletiz, sağlık konusunda hiç endişe duymuyoruz.
görsel

ölüm korkumuz olmadığı gibi, cezaevindeki mahkum sayımız da yüksek. biliyorsunuz ülkemizde cezaevi görmemiş adama kız vermiyorlar bazı yörelerde.
görsel

basın özgürlüğü konusunda ise son sıralardayız, 157. sıra. ama basınımız son derece özgür aslında, a haber ne duymak istiyorsak onu söylüyor, gösteriyor. bilemedim bak.
görsel

peki mutlu muyuz? pek değil...
görsel

internet için bir dünya para ödüyoruz, dünyanın en pahalı ülkelerinden biriyiz, ama indirme hızında en gerilerdeyiz.
görsel

elektrik dağıtımında en kötü 50. ülkeyiz.
görsel

ama bakın din konusunda çok iyiyiz. "allah" denildiğinde her şeyi unutuyoruz.
görsel

"insan hakları"na inanmıyoruz. görmediğimiz şeye inanmayız çünkü. haklıyız.
görsel

havalimanı yaptık diye övünüyoruz, ama işin aslı hiç de öyle değil.
hani havalimanı konusunda süperdik ya, listeler öyle demiyor malesef.
görsel

"yahu geç bunları geç, bizim reisimiz var, asrın liderimiz var" dediğinizi duyar gibiyim.
fakat listelerde bizim reise de yer vermemişler.(tabi ki kıskanıyorlar, o yüzden)
görsel

peki politikacılarımıza güveniyor muyuz? güvenmiyoruz. ama yine de seçiyoruz.
görsel

bütün bunlara rağmen ordumuz var.
neyse ki ordumuz güçlü arkadaşlar, rahat olun.
görsel

velhasılı kelam, bir koca seneyi daha geride bırakırken, işte durumumuz budur.
batı ülkelerine benzeyerek gelişemeyiz. aslımıza dönmemiz lazım. kendi değerlerinden uzak bir millet kendini geliştiremez, bir medeniyet oluşturamaz. olsa olsa yapay ve ikircikli olur.
insanların dünyada en fazla çalıştığı ülkeden sonrasını okumadım. kore ve japonya'daki normal mesai saatlerinden bihabersiniz anlaşılan. bakınız fazla mesai demedim normal mesai.
Öncelikle ellerine sağlık üstad.

işin acı kısmı halkın umurunda değil .

Bu halk hak ediyor. Daha da beter olacak, olsun da. Bunu ben söylüyorum sanmayın. Bunu reel bir düşünce söylüyor, zira gerçekler acı. Iktidarın hayal satıyor ve fildişi kulelerde oturup hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Buna halk tepki göstermeli. Sandıkta ne yapacak göreceğiz. Yoksa ne halleri varsa görsünler.