bugün

kağan ölünce karısı kağanın kardeşi ile evlendirilir.
sanılanın aksine levirat uygulamasının kaide olduğu töredir. baba ölünce üvey anne, kardeş ölünce yenge nikaha alınır, özellikle göktürklerde.
levirat evliliği atsız mecmuada da var. üvey anneyle, yengeyle evlilik türk toresine ait bir gelenektir zaten.

https://atsizmecmua.wordp...urklerde-levirat-evlilik/
bir zafer kazanıldığında en büyük türk ziyaret edilir
tıpkı sn. imamoğlu nun atatürk ü ziyareti gibi
Türk töresinde, devlet ulusu için vardı. Tüm kaynaklar, din, etnik kimlik ayırt etmeksizin tarafsızca, eşit şekilde dağıtırdı.

TÖRE KURALLARI
Kural 1-Doğa severlik;
Türk boyları içerisinde yaşayan ihtiyarlar, gençler doğa ile bütünleşmiştir. Bitkilere, suya, havaya zarar vermez. Ekolojik dengeye önem verir, sağlam kafa sağlam bedende olur savıyla faydalı yiyeceklerle, doğal ve sağlıklı beslenir. Spor yapar, bedensel güce önem verir.
Kural 2-Kadın hakları;
Aile içinde kadın erkek eşit haklara sahiptir. Tek eşlidirler. Eş, Sultan Kaan/Kaan olarak temsil edilirdi. Türk töresinde, kıyafet, mevsimsel olarak hava durumuna göre, Türk örf ve adetlerine göre giyilirdi.
Kural 3-Erdemlilik;
Türkler ve Türk egemenliğinde yaşayan herkes güvenilir, çalışkan, konusunda uzman olmalıdır. Türk töresi, tüm diğer kabilelerin ve dünya milletlerin “evrensel” ahlak değerleriyle örtüşür. Türklerde su kaynaklarında beraberce yıkanıldığı bilinmektedir. Sevişmek adam öldürmekten daha ayıp değildi.
Cinsel taciz asla olmaz, hiç kimse cesaret edemez, aklından bile geçiremezdi. Çünkü, töreye göre çok ağır cezalar uygulanırdı. Hırsızlık, devlet malına zarar verme vs. asla olamazdı çünkü; Türklere göre devlet malı, ulusun malı olarak bilinirdi, kutsaldı. Devlete zarar vermek, ideallerin alçaltılması, ahlaki değerleri kıymetten düşürmek, sır saklamamak aynı şekilde cezalandırılırdı.
Kural 4-Adalet;
Türk töresinde cezalar çok nettir. Tüm toplum bireyleri tarafından bilinir ve kesin uygulanır. Herhangi bir boy üyesi, kurultaylarda Kaan’dan hesap sorabilir. Yönetici / yönetilen/ceza veren omuz omuza çalışır, birbirine karşı sorumludur. Doğuya, güneşe bakan evlerinin kapısı kilitlenmez. Hırsızlık yoktur. Hakan kendi özel varlığını belli zamanlarda halka eşit dağıtılırdı. Eski Türklerde suç: “şerefli” suç: “şerefsiz suç” diye ikiye ayrılırdı. Türk töresine karşı çıkan hanedan mensuplarına ölüm cezası verilince, kendi yayının kirişi ile boğulurdu. Osmanlılar devrinde bile bu böyle olmuştur. Namussuzluğun, iffetsizliğin cezası ölümdü.
Kural 5-Aile;
Büyüğe saygı, küçüğe şefkat ve sevgi zorunludur. Toplumun inşa edildiği temel noktadır. Anne ve baba, çok küçük yaşlardan başlayarak töre kurallarını ve bildiği her şeyi çocuklarına öğretir.
Kural 6 -Etik anlayış;
Toplum faydası için dürüst davranan her bireyin önü açılır. Yönetici sınıfına geçer. Töre dışı, bencilce davranan birey, sınıfı, yaşı ne olurda olsun toplum dışı bırakılır. Hiç kimse onla konuşmaz, sofraya alınmazdı. Oba tarafından dışlanırdı.
Kural 7-Özgürlük;
Türk ulusunun Türk’ten başka efendisi olmaz. Hür yaşar.
Kural 8- inanç;
Türk devletinin dini yoktur, Laiktir. inanç, kişisel bir şeydir. Türk egemenliğinde, Türk töresine göre, Musevi, Hristiyan, Budist, Şaman vs. mutlu bir şekilde yaşamışlardır. Türkler, din sömürüsüne dayanan tüm iktidarların yıkıldığını görmüştür. Töre, din sömürüsünü affetmez. Din görevlileri siyasete karışmaz. Onlar; ait oldukları topluma efsun, ölüm, doğum sırasındaki ritüelleri yerine getirme işini yapar.
Kural 9-Yönetim şekli;
O zamanın koşullarına göre, en ileri demokrasidir. Devlet yapılanmasında töre esastır. Devlet yurttaşlarının ücretsiz ulaşım, sağlık, eğitim, güvenliğini sağlar. Bu bağlamda ipek yolu ile tüm Asya ve Avrupa, binlerce Türk ürünü yapıtlarla, kervansaraylarla doludur.
Kural 10- Kültür;
Diğer kültürlerin gelenek göreneklerine, sağlıksız yiyeceklerine ve giysilerine özenilmez. Taklit edilmez. Gösterişe ve debdebeye önem verilmez. Yöneten / yönetilen hiçbir şeyi israf etmez, aynı şeyleri giyer, aynı şeyleri içerler. Sosyal felaketlerde /kıtlık /deprem/ sel olduğunda ortak akıl ile birlik olup, her türlü zorluğun üzerinden gelirler.
Kural 11-Eğitim;
Çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara Türk töresi öğretilir. Barışta ve savaşta tam olarak ne yapacakları konusunda bilinçlendirilirler. Hakanlar tüm buyruklarını bilinçli verir. Halklar ve beyler cesur ve bilgedir. Türk Milletini sevmek üzere yetiştirilir.
Türk töresi, yüksek çok küçük yaşlardan başlayan sorumluluk duygusu demektir. Devlet hizmetinde, insanların ilişkilerinde millete hizmeti ve insanlara saygıyı esas alır. Ağırbaşlı, vakarlı, ciddi, çok konuşmayan, gerektiği zaman az ve öz konuşan, soğukkanlı olan, birden öfkelenmeyen, cesur, ahlaklı, azimli, sözüne ve vazifesine sadık, disiplinli, yalan söylemeyen kişiler yetiştirilir. En önemlisi, topluma ihanetin zararları ve cezası öğretilir.
keşke bu şekilde yaşanılan bir dönemde, yerde yaşayabilseydim.
Türk ırkının tek ilacı, kurtuluşudur.

Türk; töresinden uzaklaştıkça, töresine dönmedikçe kaybetmeye mahkumdur.

Türk töresinin önemini size küçük bir örnekle hatırlatmak istiyorum.
Töremizde türk kadını el üstünde tutulurdu.
Ülkenin ilk adamı, ülkeyi yöneten kağan bile yanında eşi olmadan karar alıp hüküm veremiyordu. Eşi yanında olmadan aldığı kararlar hükümsüz sayılıyordu.
Türk kadını tıpkı türk erkekleri gibi ata biniyor, savaşa katılıyor hatta devlet bile yönetiyordu.

Şimdi neden töremizde kadınlarımızın yerine vurgu yaptığım konusuna geleyim.
Yine gencecik bir kız vahşice katledilmiş!
Yıllardan beri her gün kadın cineyeti haberlerini görmekten bıktım.
Bu konu hakkında herkesin bir fikri, görüşü olabilir. Ben bu tür olayların töremizden uzaklaştığımız için olduğuna inanıyorum.
Türk töresine göre yönetilse, yaşasa. Kadına el kaldıran erkeği bile hoplatırlar!
Eğer bir kadın başındaki örtüyü fayda istediği kişinin önüne atarsa; canımı, malımı, namusumu buraya bırakıyorum. Ya benim işimi gör ya kadın gibi bu örtüyü al başına bağla demiş olur. Çok zor zamanlarda, çok ağır şartlarda, çok sert kesilmiş bir racondur. Karşındaki kişiye şans bırakmaz.
Eşiğine düşen başı kaldırır. Af dileyeni bağışlar. Ekmeğini yediği eve ve halkına zarar vermez. Zarar vermeye gittiği yerin ekmeğini yemez. Yemişse de ona hürmeten zarar vermeden gider.
Edit: ince memed romanında okumuştum. Bir eşkıya yörede sevilen ağanın evini baskına gider. Ağa babacan bşr karakter olduğu için eşkıyaya ayran ikram etmek ister. Eşkıya ayranı içmeyince "yoldan geldin, bunu iç sonra yine ne istiyorsan yaparsın" der. Eşkıya "ben bunu içemem, içersem aana kötülük yapamam" diyor.
görsel