bugün

geleneksel müslümana 1000 kere tercih edeceğim müslümandır. Kuran'ı pek okumaz iyi ki de okumaz, yoksa içindeki o saf iyilik uçar gider. burdan bahsettiğim, araplaşmış türk müslümanları değil, anadoludaki kalbi temiz insanlarımız.

türk müslümanı, geleneksel sünni mezheplerin bencilliğine ve nefretine sahip değildir. paylaşımcıdır, sevgi doludur, hoşgörülüdür. islam, sadece türk, bosna ve eski iran müslümanlığında hoşgörülüdür. hanefiliğin, şafiliğin, şia'nın tam uygulandığı müslümanlık, gücünü nefretten alırken, türk müslümanlığı gücünü sevgiden alır.

geleneksel müslüman, yani kuran'a ve hadis'e tam uyan müslüman, kendinden olmayanı dışlamaya, zorla kendi gibi yapmaya, kendinden olanları da sıkı bir denetimde tutmaya meyillidir. türk müslümanı ise "senin için allah en hayırlısını versin" der; geleneksel müslüman oruç tutmayanları, içki içenleri, başını açanları, dar giyenleri düşman bellerken, türk müslümanı için bunlar o kişinin tercihidir.

türk müslümanı, islam'da 4 sünni mezhebinde de ortaklaşa olmasına, bu mezheplerin alimlerince ittifak halinde kabul edilmiş olmasına rağmen recmi reddeder, islam'da olmadığını savunur. çünkü o iyi kalplidir, kabul edemez recm gibi bir cezayı. bunu uygulayan ülkelerin hepsi islam ülkesi olmasına, ehli sünnet alimlerince peygamber zamanında da uygulandığı söylenilmesine rağmen, "islam'da yok dışardan getirildi" refleksini verir. bir kadını zina etti bu diye getirsen, türk müslümanı o kadını taşlamaz, genlerinde böyle bir kötülük yoktur çünkü. türk müslümanı dinden döneni öldürmez mesela, cezası mezheplerce bu olarak belirlenmesine rağmen, genel olarak türk müslümanının genlerine iyilik işlenmiş olduğu için, islam'ın geleneksel kabul görmüş evrensel kurallarından vicdansız olanları otomatik olarak eler, iyi kalbinden dolayı, bu vicdansız emir ve yasakları inandığı dine mal edemez, islam'da bunlar yok refleksi verir. açıp kuran'ı ya da tefsirleri ya da hadisleri ya da alimlerin bunlar hakkındaki yorumları okuduğundan değildir bu red, akla yatkın olmadığındandır.

nasreddin hocayla, ömer hayyam'la, mevlana'yla, bektaş veli'yle, aşık veysel'le, yunus emre'yle büyümüş anadolu müslümanı, kalbindeki bu iyiliği kendi yüzyıllardır süregelen geleneksel hayat tarzı ve görüşüne değil, islam'a yorduğundan, "gerçek islam bu değil" ve "araplar islam'ı yanlış anlıyor" refleksini verir. türkiye müslümanları için bu çok genel bir reflekstir, belki hiç kuran hadis mezhep okumamıştır ama gerçek islam'ın asla bunlar olmayacağını düşünür çünkü kendisi gerçek islam'ı değil, çok çok daha iyisini uygulamaktadır yüzyıllardır. islam'ın vicdansız yanlarını elemiş, kendi kültürünün güzel öğeleriyle kalanını harmanlamıştır ve ortaya arapların afganların malezyalıların mali'lilerin duydukça içimizi ürperten islam'ı değil, bambaşka, çok daha hümanist bir anadolu islam'ı almıştır.

o yüzden kuran'ı okumamış türk müslümanlarını anlıyorum ve okumalarını da isteyemiyorum. hele hele hadis ve mezhep öğretilerine hiç girmesinler, onlar böyle çok daha güzel. türkiye'de yavaş yavaş anadolu islamı'ndan kopup arap islamı'na kaymayı görüyoruz ve bu hiç hoş olmuyor. anadolunun hümanist ve vicdansızlıklarından arındırılmış islam'ı çok daha güzel.
türk ne ki müslümanı ne olsun?

iki yanlıştan bir doğru çıkmaz çocuklar..

hiç zırlamayın..
sadece sözde müslümandır...