bugün

tamamen erkegin hayatini sikme odakli bir olaydir. cunku kizlar baba evlerinde baskili bir rejim uygulanmaktadir evlenerek rahatlama pesindedirler.

erkek baba evinde pasadir aslandir bir evlenir hayati biter.
Hayatim su olsun,
sevgilim bu olmazsa olmaz.
Askim bu evimize cok yakisir.
Bi tanem bizde adet boyle, olmasi lazim.
Veeee vurucu kelime.
Ilk defa evleniyorum olmasi lazim.

Biz cunku 4.yu aliyoruz. ( turk kizi mode on)
bazı erkeklerde de olan hevestir.

mesela bende. şu okullar bitse de mutlu bir yuva kursak fena mı olur..
Aslında milleti, ırkı, dini ne olursa olsun aile kurmak isteyen kadının kendinden her ödün verişi, ve her fedakarlığı beraber olduğu erkeğinin kendisiyle ebediye dek kalması içindir.

Ve evlilik aslında ilişkinin ölüm çifti ayırasıya dek süreceğine dair formel bir sözdür.

Neden önemli? Çünkü basit bir sözü herkes verir.

Ama o nikah cüzdanı bir cesaret, bir doğruluk göstergesi olarak algılanır.

Devlet ve yaradan önünde söz verilir, ayrılmak zorlaşır.

Asıl heves unsuru aslında bir ömrü doğru insanla geçirebilmektir...

Not: Türkler için biraz da "şimdi sevişirsem ortada kalabilirim, sevişmesem de herifi kaparlar, en iyisi evlenmek" meselesidir...

Keşke evlilik cinsellikle bu kadar bağdaştırılmasa ülkemde.
hayatı düzene sokup mutlu olma hevesidir o. sevdicekle daha çok vakit geçirmek istemek mutlu ve özgür olma durumudur. evlenene kadar yetişkin olduğunuz kabul edilmez çünkü her şeyin hesabı sorulur.
Çünkü ataerkil bir toplumuz. Ve kadınlar kendi ayakları üzerinde durmayı beceremeden ömrü boyunca koca himayesinde barındırılmışlar.
Haliyle bu eğitim seviyesindeki insanların yetiştirdiği bayanlar da ayaklarının üzerine basamadığı için(çok çok nadirdir böyle bireylerin kendinden emin, güçlü bireyler yetiştirdiği.) biran evvel evlenip kocasının kanatları altına girmek, çalışmadan bakılacağını, ona sahip çıkılacağını bilmek ister.

Şimdilerde durum biraz daha farklı amaç evlenmektir, evlilik sürdürülebilir mi belli değil. Şaşaa debdebe içerisinde evlenirler en lükslerle ailelerin veya kendilerinin bellerini bükerler çünkü toplumumuz ekonomi egemen toplum oldu. Zekasıyla değil de ekonomisiyle toplumda yer tuttuklarını düşünüp itiraf edemezler. Baktılar geçim yok Olmadı boşanırız derler aklınızı başınıza alın ve okuyun okuyun okuyun!
ilahi gücün talebine en uygun iç güdüye sahip olmalarıyla, kadınların erkeklerden daha üstün olduğunun kanıtıdır.
toplumsal baskılardan dolayıdır.

kız çocuk tamamen hayatta başarılı olmak adına değil elin herifinin karısı olması için yetiştirilir. böyle olunca kızlar da özgüven eksikliği baş gösterir. evlenmediği sürece kendini başarısız hisseder. bu sebeple sürekli bir evlenme fikri kafasına yerleştirilir.
evlenmeden olmaz, napsınlar.
düzenli seks hayatının olacağı ve ailesinin boyunduruğu altından çıkıp kocasına türlü türlü kaprisler yapabileceğinden mütevellit evlenmek istemesidir.
aile kurma hevesidir, sevdiğiyle daha çok vakit geçirme birlikte bir şeyler yapma hevesidir. sorumluluk almaktan korkanların bok attığı hevestir.
id/idea durumudur.
Bir kimse sevgililiğe ne anlamlar yüklediyse, o anlamları sevgilisine yansıtır. Su nasıl bulunduğu kalıbın şeklini alıyor o hesap biraz.
Sevgililiğe yüklediği anlam, evlenmenin anahtarı da olabilir, kilidi de.
not : Yol yapmıyorum, sevgilim var.
Toplumumuzda küçüklüğünden beri evlenmek için yetiştirildiğinden kaynaklı olan durumdur. Bu heves Kız çocukları toplumun büyük kesiminde bir an önce bir koca bulup evlensin düşüncesiyle yetiştirildiği ve doğduğundan beri buna şartlandığı için vardır.
cinsellik üzerindeki toplum baskısı sebebiyledir. erkeklerde evlenmeden olurken, kızlarda evlenmeden olmaz.
sevişmek isteyip sevişememekten kaynaklanır. evlenince bir ömür hergün 3 kez sevişeceğini sanar.