bugün

kulluktan, kölelikten ;özgürlüğe, vatandaşlığa hiçbir bedel ödemeden geçtiği için bunun öneminin farkında olmayan sınıftır. bu ülkede grev kırıcı işçiler varsa işçi sınıfı denen birşey esasen hiç oluşmamış demektir.
türkiye'de isciler vardir ama ciddi bir isci sinifi yoktur maalesef.
1 mayıs'ta sokağa çıkmak,herhangi birşey yapmak yerine sokağa çıkanları eleştirip 'Mal lan bunlar dayak yiyeceğini bile bile gösteriye katılıyor amk anarşist ibneler'' der ama o sokağa çıkıp dayak yiyenler sayesinde elde ettiği 1 mayıs'ta çalışmama hakkını ''hacı yarın tatil mangal yapak mı?'' şeklinde değerlendirir, dayak yiyen yediği ile kalır.
var olmayan sınıftır.
burjuvazisi bir türlü oluşamamış bir ülkede
işçi sınıfının olabilmesi diyalektiğe de aykırıdır.
"işçi sınıfı' sadece ekonomik bir kategori değildir.
Yani nasıl ki fabrika sahibi veya paralı olmakla insan burjuva olamıyorsa; insan fabrikada da çalışınca otomatikman işçi sınıfına dahil olamaz."
"işçi sınıfı, ekonomik olmaktan daha çok kültürel bir kategoridir. Sınıf ancak yaşam stilleri ile birbirlerine benzeşen, hayat hakkında alınacak kritik tavırlarda anlaşabilen, kısacası ideolojiyi paylaşan insanlar topluluğudur. "
türkiye de işçi sınıfı sadece ekonomik bir sınıf olarak kaldı. bu yüzden gelişimini tamamlayamadı... sınıf gibi davranamadıgı için de
"kendinden beklenilen" savaşı bir türlü veremedi...
bir 1 mayıs öncesi işçilere ve bayramlarına bu eleştirel gözle bakmakta yarar var.
her gün iş cinayetine kurban giden, hak olan grevi bakanlar kurulunca ertelenen, açlık sınırının altında yaşayan ama alın terinin şerefi ile yaşayan sınıf. haram lokma yemezler.