bugün

bu millet japonları taklitçi diye küçümserken adamlar sony, casio, toyota, mitsubishi, honda, lexus gibi markalarla çoktan dünyaya açılmıştı!

ülkelerin teknolojik gelişim seyrine dair bilgi edinmenin alabildiğine kolaylaştığı bir çağda, aynı tepkiyi bu sefer de çine karşı sergiliyoruz.
bedenen 2024 te olsak da, ruhen 1990 lara hapsolduğumuza inanıyorum ben, güncel dünya gündemini kavramakta beynimizde eksik olan şeyin ne olduğunu da cidden merak etmekteyim.
türk toplumu çalışmayı sevmiyor hep güya kestirme yollar uydurup aslında kendi tırmandığı ipi kesiyor. çalışmayı sevmediği ve bedel ödemekten hoşlanmadığı içn hazıra konmak gaspetmek yada rant ile gemii yüzdüreceğini sanıyor ama byle bir dünya yok dünyada olup biten eşşek gibi çalışıp üretim bunlar zor geldiği için düyayı yakalayamıyor boş işlerle uğraşıyor iyice herşey yozlaşıp çürüyor.
Çünkü bizim millet çok muhafazakar.
yasamında yenilik yapmayı sevmiyor
Bir şeyi icat etmek yerine taklit etmek, ar-ge sürecinin maddi ve manevi yönlerinden kurtulmak demektir.

Taklit ettiğin işler bir şeyi ise, kolaylıkla geliştirebilirsin..

Yani, işin kolayına kaçan ve hayal gücü sınırlı bir toplumuz. Ancak, bir şeyi gördükten sonra onu zihnimizde fizikselleştirebiliyoruz.
Arka sıralarda oturan bir ülke olduğumuz için. Üstelik, Dersimize de çalışmamışız öğretmen soru sormasın diye eciş bücüş oturuyoruz bir de.
Üç başkent sayın dendiğinde istanbul, izmir, ankara dedikleri için.

(bkz: cehalet)