bugün

dram ve entrikanin eksik olmadigi dizilerdir.
sümüklü böcekleri hatırlatan dizilerdir.
gosterimi uzadikca suyu cikan dizilerdir.
%90'ı ya entrika ya silahtan oluşmaktadır. elimde olsa topunu yasaklarım.
herbir bölümü enaz 90-100 dk.dan oluşan 9798678563456354 sezon sürmektedir.
(bkz: allah akıl fikir versin)
sokaktan toplanmış sakallı birkaç magandanın başrol olabildiği dizilerdir.
bölümleri çok uzundur. genel olarak hep aynı konuları ele alırlar. ama gene de kaliteli ve iyi içeriğe sahip olanları da vardır. onlar da gene bölümlerin uzunluğundan kaybediyorlar.
diyaloglar kadar bakışmaların ve ağlaşmaların olduğu dizilerdir.
üç tane konu üzerine yapılan dizilerdir.

birincisi polisiye.

ikincisi okul dizisi.

üçüncü ise zenginlerin kendi aralarında yaşadıkları çarpık ilişkiler.

bu üç konu olmazsa olmazdır. en çok da bunlar izlenir, millet hala bu saçma sapan işlerden bıkmamıştır.

bunların dışında farklı bir işe çok nadir rastlanır.
oyunculuklar genelde kötü

ışık kullanımı berbat. gece yarısı bile yüzler kıpkırmızı, ışıl ışıl *

tempo çok ama çok ağır ki zaten bu sayede bir bölüm 2 saat sürüyor.

ağır temposuna rağmen bir de haddinden fazla entrika oluyor ve hemen hemen tüm entrikalar saçma sapan yanlış anlamalar üzerine kuruluyor.

müzik seçimleri son zamanlarda düzelse de yine de amerikan yapımlarının çok ama çok gerisinde

bazen iyi bir konu yakalıyorlar bir bölümde; ama artık ya kapasiteleri yetmediğinden ya da izleyicinin zekasına güvenmediklerinden çok üstünkörü geçiliyor. bunu bir iki kez yaşadım ben. annem izlerken bir iki cümle veya olay ilgimi çekmiş ''vay harika bir ahlaki sorgulama gelecek'' tepkisi vermiş ve acaba ne olacak diyerek bazen bir bölüm sonrasını bile beklemiştim ama gördüm ki hiçbir şey olmuyor. kafanızda kurduğunuz o ahlaki sorgulama asla olmuyor. konu basite indirgeniyor ve saçma sapan bir şekilde kapanıyor.
adamı psikopat yapar.
Genellikle özgün olmayan ve çalıntı dizilerdir. Kalitesizlik diz boyudur. Ve entrika olmazsa olmaz. illa birileri zengindir.
nedense aynı polis karakolunu kullanmakta ısrar edilen dizilerdir. 3 ayrı dizide de aynı karakol. başka karakol mu yok lan ?!
herkesin malikanede veya villada yaşadığı dizilerdir.ulan herkes mi zengin, hiç mi ortadirek adam yok memlekette...
tarihi dizilerinin gerçekten yalan,saçma,gereksiz olması.
gerçekçiliğin en alt seviyede olduğu diziler. arkadaşlarım abarttığımı söylüyorlar, muhtemelen hiç yabancı dizi izlemediklerinden kaynaklanıyor bu.
98% gibi büyük bir kismi kalitesiZdir.
ilk 2 bolumunu izleyip birakirsiniz.
(bkz: Karadayı) dizisinin tabulari kirdigi sektordur. Bu kadar samimi, gercekci, her kitleye hitap eden ve her bolumu sinema filmi tadinda olan karadayiyi ayri kefeye koymak lazimdir.
bokunu yiyim izleme dizileridir.
uzunluğu 75-120 dakika arasında değişir.
oyuncular o kadar çok sahne çeker ki gerçek hayatlarında da doğal olarak kendilerini role kaptırarak şizofren olurlar.
türk senaristlerin uzatarak ve tadını kaçırarak bokunu çıkardıkları dizi.
özellikle samanyolu kanalının dizileri muhteşem ve bir o kadarda ibretliktir.
izlemeye değer olanları az sayıdadır: çat kapı, tatlı hayat, şen yuva, bizimkiler, acayip hikayeler vb. bunlardan birkaçıdır.
geri kalanları için (bkz: türk dizileri bitince seviniyorum)
annemler izlerken acıma hissiyle dolup, boşa giden zamanlarına bakıp onlar için üzüldüğüm dizilerdir. bittiğinde işkence bitti edasıyla seviniyorum. ama bir yandan sabırlarına hayran olmuyor değilim. sonra napıyorum kalkıp 2 buçuk saattir saçma bir sosyal medya parçasında entry girmek suretiyle zamanını harap ediyorum. hem de bunun için uyumuyorum. sen kime üzülüyordun canım kardeşim demek istiyorum kendime.
Bir dizinin sadece, evet yanlış duymadınız, sadece bir bölümünün, yeni bölüme kadar, gece gündüz demeden defalarca yayınlanması geleneği de vardır. Burdan dizi yetkililerine seslenmek istiyorum. Dozunda bırakın.
ilk bölümü izlendiğinde, finalinin nasıl olacağının belli olduğu dizilerdir.