bugün

Zaman zaman yaşanır. Böyle durumlarda en güzeli merkez kaçtir. Ortamdan uzaklasmak can sıkan stres veren kisi veya mekanlardan uzak kafayi dagitmaktir.
hiç uyumadan gittiğim bir iş günün ardından eve gelip akşam 10 da uyudum gece 3 de kalktım, şimdi gene iş saatini bekliyorum...bir iki saat sonra işe gidicem...hayatımın en boktan en sıkıcı yıllarını geçiriyorum ve eskiyi çok ama çok özlüyorum...tüm hislerimi kaybettim, mutlu olabiliyorum nede üzüntü duyabiliyorum. gülmek ya da ağlamak istiyorum onuda beceremiyorum...bir şeyler tekrar hissetmek istiyorum ama olmuyor...tükenmişlik bu olsa gerek...
hiç uyumadan gittiğim bir iş gününün ardından eve gelip akşam 10 da uyudum gece 3 de kalktım, şimdi gene iş saatini bekliyorum...bir iki saat sonra işe gidicem...hayatımın en boktan en sıkıcı yıllarını geçiriyorum ve eskiyi çok ama çok özlüyorum...tüm hislerimi kaybettim, ne mutlu olabiliyorum nede üzüntü duyabiliyorum. gülmek ya da ağlamak istiyorum onuda beceremiyorum...bir şeyler tekrar hissetmek istiyorum ama olmuyor...tükenmişlik bu olsa gerek...
Bazı fiziksel durumların sonucunda olabilir.
Açlık, yorgunluk, soğuk gibi.
Eğer bu sendrom ile karşılaşırsanız beyninizi kapatın ve uyumaya gayret edin. Çünkü canınız hiçbir şey çekmez nefes almak bile ağır gelir.
Uyanınca düzeleceğine inanmak ve uyandıktan sonra ufak bir gezintiye çıkmak, başkalarıyla sohbet etmek iyi gelir.
zengin hastalığıdır. fakirlerin böyle lüksleri yoktur. hayatta her şeyi erkenden alarak ve tadarak kendini meşgul edememektir.
eskiden tükenmiş olduğunu söyleyip yoğun bir karanlık içinde debelenen insanları gördüğümde çok ama çok garipserdim. şimdi daha iyi anlıyorum o karanlığa bulanıp hayatı donuk tonlarla yorumlayanları..
Surekli surekli ard arda kucuk meselelerden tartışmaktan basima gelmis sendromdur. Artik kendimi yorulmus tartisamayacakmis gibi hissediyorum.
Şuan da içinde bulunduğum ruh hali.
Zenginlerin girmiş olduğu sendrom.
(bkz: #29096837) Şu yaşadığım şeylerden sonra ben hala tükenmemişsem kimse tükenmişlik sendromundan filan bahsetmesin.
ben mi melankoliğim ve seçici algı ile hep böyle depresif başlıkları seçiyorum, yoksa sol framede mi bir sıkıntı var?
neyse;

tükenmiş sendromu çağımızın hastalığı.

şöyle anlatayım;
her sabah sevgilinin sesiyle, öpücüğüyle uyanmak varken, mekanik b.k gibi bir alarm ile uyanıyorsun. muhtemelen 06.00 ya da 06.30 gibi. ha bu bahsettiğim büyük şehirler için geçerli tabi. güzel, uzun, sağlıklı bir kahvaltı yapsan belki biraz mutlu olursun ama yolda kıytırık bir pastaneden ya da yol üstü simitçisinden bir poğaça alıp ayak üstü tıkıştırıyorsun. onu yapabilmek de bir lüks tabi. genellikle muhtemelen zift gibi bir kahve içiyorsun. sonra yürüyerek deniz kenarıdan işe gitmek varken, belki toplu taşım araçlarının içinde oturacak yer bulabilirsen şükrediyor ama muhtemelen terli terli ve kokulu duş almayan insanların arasına sıkışık sıkışık ayakta giderek iş yerine ulaşıyorsun. saat 09.00'da başlayan ya da kendi istediğin saatte gittiğin, istediğin saatte çıktığın bir iş hayatın olsa belki bu kadar nefret etmezsin işe gitmekten ama iş muhtemelen 08.00 gibi başlıyor ve 17.30 veya bazı yerlerde 18.00 (ki hatta işin bitince çıkmak zorunda olduğun yerler de var, mesela hastane gibi) çıkıyor o yorgunluğa yola düşüyorsun. trafik yine berbat. insanlar mutsuz. herkesin suratından yorgunluk ve tükenmişlik akıyor. kimsenin kimseye tahammülü yok. herkes bir an önce kendini eve atmanın derdinde. belki ay sonuna yetişecek faturalar, kredi kartı borçları ya da ne bileyim çocukların okul taksidi falan olmasa bu kadar endişe de etmeyeceksin gelir gider hesabından ama ne yazık ki dünya bunun üzerine dönüyor. günümüzde ortalamanın üstünde değilsen muhtemelen tatile gidemiyorsun ya da 5 gün gittiğin tatilin taksidini 1 sene boyunca ödüyorsun. ülkenin gündemi o kadar berbat ve her gün o kadar sık kötü haber alıyorsun ki istesen de mutlu olamıyorsun. bütün bunların sonucu tükenmişlik sendromuna neden oluyor. yataktan kalkmak istemediğin, işe gitmek istemediğin idareten / idameten yaşanılan hayatlar.
Mutsuzluktan ölüyorum dünyanın tüm yükü benim omzumda gibi daha fazla yaşayacak gücüm kalmadı. Konuşmaya bile mecalim olmuyor bazen. Böyle mi oluyor.

Edit : ben degil bi arkadaşım.
Annem gecen gun ben tukenmişlik sendromuna girdim mutfaği sen topla dedi. Bahaneler bitmişti bu geldi.
4 evreden olusur.1.evresi idealistlik evresidir. Kisi zorlandigini fark ettikcr kendi gucunu daha fazla zorlar. 2.evre zamanla istegin ve umudun kaybolma evresidir. Bu evrede birey duygusal cokus icine girdigini farkeder. 3.evre tum olumsuzluklari degistirmenin zorlugu karsisinda kendini caresiz hisseder. Tum savunma mekanizmaniz harekete gecse de yetersiz kalir. Ve son olarak 4.evre apati evresidir. Bu evrede cevresel olaylara duygusal olarak tepki vermede azalma, donuklasma ve duyarsizlasma ortaya cikar.
Sendrom onlem alinmazsa cogunlukla is kaybi, maddi kayiplar, ailevi sorunlar ve diger iliski guclukleri, alkol-sigara gibi etkiler gosterir. Ozellikle kadinlar bu sendromda risk altindadir yasadigi durumdan oturu.
iyi bi tatil lazım .
Meryem uzerli'nin ülkeye yaydığını düşündüğüm sendrom. Işin şakası tabi bu, gerçek bir rahatsızlık aslında.
Insanlar yasam savasi verirken farkinda olmadan tukenip gidiyorlar.Bunun içinde olduğunu farketmek de lüks bence.
Sendromunu bilmesem de bir tükenmişlik yaşıyorum 7-8 yıldır.
Mesela şu an bu entry'nin sonunu getirmeye üşendim ve üşendiğimi yazarak bitiriyorum.
şımarık ve zengin basit işte çalışan piçlerin yaşadığı durumdur. hastalıktır diyemiyorum. insanları salak yerine koyuyorlar. ulan günde 12 saat çalışan adam bu hissi yaşamıyor da orospunun biri milyarları basit bir şeyden kazanıyor bir de utanmadan tükendim diyor. porno film çekiyor sanki. porno filminde bile aynı anda 3 erkekle yatan kadının o paraya karşılık bu sözü söyleyeceğini sanmam.

ama bir şeyi zengin yaparsa farklı, fakir yaparsa farklı olması insanların bir gün isyan etmesine neden olacaktır.

zengin yapınca tükenmişlik, fakir yapınca "siktirgit tembel piç" oluyor. bunun acısı çıkacaktır. öyle veya böyle. benden demesi.
eline spreyi alıp duvara tükendik be yazdırır.
kendime verdiğim gazın sona ermesiyle yaşadığım durumdur. hedef bulamıyorum kendime, işe gidip geliyorum ama neden bilmiyorum mutlu olmak için çaba harcıyorum yeni insanlar ile tanışıp onlarla konuşmaya çalışıyorum ama mutlu değilim mutluluğun bir çaba sonucunda geleceği düşüncesi anlamsız geliyor. yalnız kalmayı hiç bir zaman sevmedim ama yalnız kalmaya kendimi itiyorum. fikirlerim var düşüncelerim var ama uygulamaya geçmek için gücüm yok. hep hayatın üniversite 1. sınıfta kalmasını istediğim gibi. sonuç olarak kendimi sorguladığım için tükenmiş hissediyorum kendimi.
Her sabah işe giderken hissettiğşm durumdur.
ağır şekilde yaşadığım durum. sözlükten tükendim artık bıktım hepinizden lanet gelsin. evet.
sanatçı hastalığı.
Meryem uzerli sayesinde gündem yapmıştı sanırım.