bugün

türkiye'de burjuva devletlerinde pek rastlanmayan bir kargaşa söz konusu, asker-burjuvazi çekişmesi. oysa klasik burjuva devletlerinde*, askeri yönetim bağlı bulunduğu burjuvaziye tam bağlı olmak zorundadır. ki burjuva devlet organize olarak sömürebilsin. ama türkiye'de sömürü isteği o kadar yoğun bir halde ki sistem laik geçinen bir ordu ve dinci geçinen bir burjuvazi tarafında ikiye ayrılarak sömürülmekte. Tüm bunlar, burjuva rejimde, siyasal krize davetiye çıkaran gelişmeler. Bir yandan devlet içinde fiili bir özerkliğe sahip olan, diğer yandan OYAK sayesinde kapitalist ekonomide güçlü bir konum elde etmiş bulunan TSK'nın hiçbir Batı ülkesinde rastlanmayan bu özgün durumu, hem Türkiye'de hem de Türkiye'nin üye olmak istediği Avrupa Birliği'nde ciddi olarak tartışılan ve çözülmek istenen bir sorun oluşturuyordu. Temel soru şuydu: Bir burjuva demokrasisinde, askeri bürokrasinin devlet içinde fiilen siyasal özerklik kazanması ve kendini seçilmiş sivil siyasal otoritenin üstünde görmesi nasıl mümkün olabilmişti? Bir burjuva parlamenter rejimde siyasal otoriteye tabi olması gereken askeri bürokrasinin, bu siyasal otoriteyle çatışmaya girmesi, iç ve dış siyaset konularında ona buyruklar yağdırması nasıl mümkün olabiliyordu? yaptığı faşist darbelerle burjuvaziyi tehdit altında tutan, ancak o olmadan kendi varlığının da tehlikede olacağını bilen bir ordu vardı, amaç burjuvaziyi tehdit etmek, yok etmemek, ülkeyi paylaşmaktı. bu durum Türkiye'de kapitalizmin henüz gelişmediğini ve devleti elinde tutan asker bürokrasisinin, kaçınılmaz olarak siyasette de belirleyici bir ağırlığa sahip olduğunun göstergesiydi. sonuçta Türkiye'de kapitalizmin savunucusu olan burjuva güçler*, cumhuriyetin kuruluşundan beri devlet yönetiminde daha fazla söz sahibi olabilmek ve böylece iktidarın nimetlerinden daha fazla yararlanabilmek için, bir yandan kendi aralarındaki iktidar kavgasını yürütürken, diğer yandan ortak çıkarları söz konusu olduğunda ya da sömürü düzenleri tehlikeye düştüğünde, domuz topu gibi birleşmekte ve emekçi sınıflara karşı ortak bir saldırı başlatmakta hiç tereddüt etmemektedirler. işte bu nedenle ülkede egemen burjuva ve asker araşında şiddetli bir çekişme olsa da, bu ikisinin bir olmadan var olamayacağı kesin, bu nedenle her türlü çatışmaya rağmen mücadeleleri ortak; çalışanı ezmek, sömürmek, yetinmeyip gerekirse dağda kullanmak. ***