bugün
- hemşire kızlar nasıl oluyor13
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek15
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi26
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız9
- en yaşlı özelliğiniz18
- aşkta yaş farkı önemli midir11
- anın görüntüsü15
- bik bik bu sözlüğün divasıdır20
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz8
- iğrenç bir his tarif et39
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz44
- sözlük yazarlarının abileri10
- insanlar melek mi şeytan mı8
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- eski kırığının burcunu hatırlayan erkek8
- yakışıklı ama zengin erkek12
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam14
- icardi190525
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- özgür özel12
- suriyeliler suriye'ye dönsün19
- fake hesabım için nick önerileri9
- kruvasan ile kahvaltı yapmak8
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız19
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi19
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması15
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- oksijensizsu14
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- tilki ailesi8
eline geçen en ufak bir söylentiyle dahi türk ordusuna bok atma eğilimi gösteren eşkıya yalamalarının yürüttüğü şuursuz dava. evet, dava. bu onların davası çünkü.
subay veya astsubayların münferit olarak yaptığı her hata türk silahlı kuvvetlerine mâl edilemez. çatısı altında binlerce kişinin barındığı bir kurumda elbette hatalar olacaktır, ancak bir kaç kişinin şahsi yanlışlarından kockoca bir kurumu sorumlu tutamazsınız.
(bkz: fırsatçılık)
subay veya astsubayların münferit olarak yaptığı her hata türk silahlı kuvvetlerine mâl edilemez. çatısı altında binlerce kişinin barındığı bir kurumda elbette hatalar olacaktır, ancak bir kaç kişinin şahsi yanlışlarından kockoca bir kurumu sorumlu tutamazsınız.
(bkz: fırsatçılık)
vatana ihanet kampanyasıdır! türk askeridir ki siz sıcacık evinizde tv karşısında sıcak çikolatanızı içebilin diye buz gibi havada itlerle çatışan, yaralanan, şehit olan kişidir. bunu ücret için değil vatana borcunu ödemek için yapar. saygısızlıktır. unutmayalım ki dedelerimiz de bu ülke için canlarını verdiler. bugün kendilerini bok atıldığını hissediyorlarsa eğer, emin olun kemikleri sızlıyordur.( biz tsk ya bok atmıştık dedelerimize değil diyorsanız tsk demek türk askeri demektir, aynı amaç için canını ortaya koyan yüzbinlerce cesur yürek değil midir ikisi de ?)
kampanyaya destek gibi olmasın ama bugün yine bir albay 10000 karton kaçak sigarayla yakalandı.
ben rütbeli askerim kimse bana bişey yapamaz diyemesin asker artık.
bu karalama kampanyası değil, kendine gel seferberliğidir.
not: cephede çarpışan mehmetçik değildir yaptıklarıyla ayıplanan. rütbesi var diye kendisini üst otorite sayanladır problem.
ben rütbeli askerim kimse bana bişey yapamaz diyemesin asker artık.
bu karalama kampanyası değil, kendine gel seferberliğidir.
not: cephede çarpışan mehmetçik değildir yaptıklarıyla ayıplanan. rütbesi var diye kendisini üst otorite sayanladır problem.
tsk'yı karalayarak kendi ezik egolarını tatmin etmeye calısan insanların nafile cabasıdır.
tsk bu ülkenin temelidir. onu yok saymak, karalamak sadece belli amaclara hizmet edenlerin maifetleridir. politik oyunlar ceviren malum kisiler tsk'yı karalayarak tsk'ya karsı olan gruptan oy almak cabasındayken diger tarafta durum daha farklıdır. tsk'ya olan güveni azaltmak onların ekmegine yag sürecektir. ama farkında degiller ki böyle bi' güce karsı etkisiz eleman olmaktan öteye gidemezler.
tsk'yı cökertebilecek bi güc göremiyorum ben bu ülkede. buna cesaret edebilecek insanları da! zaten isteseler de yapamayacklarını bile bile oyunlarına devam ediyorlar biz de uzaktan izliyoruz sadece. kendi pisliklerinde bogulacakları günü bekliyoruz!!
tsk bu ülkenin temelidir. onu yok saymak, karalamak sadece belli amaclara hizmet edenlerin maifetleridir. politik oyunlar ceviren malum kisiler tsk'yı karalayarak tsk'ya karsı olan gruptan oy almak cabasındayken diger tarafta durum daha farklıdır. tsk'ya olan güveni azaltmak onların ekmegine yag sürecektir. ama farkında degiller ki böyle bi' güce karsı etkisiz eleman olmaktan öteye gidemezler.
tsk'yı cökertebilecek bi güc göremiyorum ben bu ülkede. buna cesaret edebilecek insanları da! zaten isteseler de yapamayacklarını bile bile oyunlarına devam ediyorlar biz de uzaktan izliyoruz sadece. kendi pisliklerinde bogulacakları günü bekliyoruz!!
kücük bir cocugu havan ile parcalayip sonra biz yapmadik cocuk patlamamis bomba ile oynamis diyorsa haklidir bu kampanyayi gerceklestirenler. ulan yok hadi dediginiz gibi patlamamis bomba olsun kuzum adama sormazlar mi o bomba orada ne ariyor diye ? dersim daglarinda üstüne havan düsen amcayida unuttuk kapandi gittide zaten o sayfa.
gün içerisinde tsk nın anlamsız hareketleri ile çektiklerimi düşününce tasfiye edilse evimi arabamı veririm bu ugurda. devletten nefret ettirdiler be, devlet için çalışayım 1 milyara da çalışırım derken.
bir süredir devam eden, bilinçli yapıldığı aşikar, zalimce uygulanan haksız eylem.
tsk'nın kendisine yöneltilen her eleştriye cevap verirken kullandığı cümledir. bu bir karalama kampanyası değil, görevlerini ve sorumluluklarını hatırlatma kampanyasıdır.
edit: bas bas eksiyi, birgün yabancı bir ülkede yaşamak zorunda olursan ve oranın askerleri seni alıp, "tuvalet"ten bozma koğuşlarda zorla "ulusal marş" söylettiği zaman anlarsın.
edit: bas bas eksiyi, birgün yabancı bir ülkede yaşamak zorunda olursan ve oranın askerleri seni alıp, "tuvalet"ten bozma koğuşlarda zorla "ulusal marş" söylettiği zaman anlarsın.
(bkz: vurdu aut)
türkiye'nin en kallavi ve milyonlarca müridi olan muktedirinin kırılgan yapısını ortaya koyan iddia. aman ne incinik bir kurummuş bu tsk!
karalama degil tsk ile ilgili dogrulari söyleme kampanyasidir. caylak olan bir arkadasin ricasini kirmayarak mesajini iletiyorum sizlere;
" ordhumusuuuu yıprahtmayhınnn yaaaaaaaaaaaa "
barva
" ordhumusuuuu yıprahtmayhınnn yaaaaaaaaaaaa "
barva
yıllardır türk medyasında doğu'ya dair haberlerde hep toz kondurulamayan bir kurum, manipüle edilen, dezenformasyon haberler. Ve bu yüzdendir ki sivas'tan ötesine gitmemiş adamın ahkam kesmesi. Türkiye'nin en değerli yerlerinde askeri gazinolar, ve dahi bunlara ast-üst rütbelenmesiyle buyur edilmeler (sanki astsubay eşi kaba, saba olduğundan gecesini zehir edeecek teğmen eşinin) türkiye cumhuriyetinin genel bütçesinin 1/4'ünü aldığı halde doymayan, profesyonel orduya geçmeyen, en ufak eleştiride buna cüret edenler vatan hainliğiyle yaftalanır gizli ibaresi bulunan, sivilde inşaat mühendisi adama şarkışla'da okul boyatıp "asker halkla kaynaştı" haberlerine konu olan. Pkk realitesiyle dağda savaşmayla bitmeyeceğini öngörüp, kirli maşa olmak yerine doğruları halka anlatmayı seçen askeriye içinde askeriye jitem görevlilerini sakarya-hendek-düzce kırsalında ortadan kaldıran, pkk kampları bizim için bbg evidir deyip sonrasında onlarca gencini şehit veren kuruma getirilen "HAKSIZ" eleştirilerdir. uğraş verilen "HAKSIZ" kampanyalardır...
Artık bu alışkanlıklarını değiştirmeleri lazım.
Üç general çıkacak, insanların gözüne baka baka utanmadan bizim gazeteyle ilgili yalanlar söyleyecek.
Kim olduklarını bilmediğimiz bilirkişiler,çocuk tahrayla yerdeki mermiye vurdu, mermi yerinden fırlayıp kızın karnına saplandı türünden saçma sapan raporlar verecek.
Ve, herkes bunlara inanacak.
Eskiden yapıyorlardı bunları.
Kimse inanmıyordu ama biz bunlara inanmıyoruz diyen bir gazete çıkmıyordu.
Şu zavallı Ceylan la ilgili bilirkişinin verdiği rapora bir bakın.
“Daha önce araziye atılmış ancak patlamadan kalmış 40 mmlik bombaatar mühimmatına elindeki tahra ile vurarak patlaması neticesinde hayatını kaybettiği kanaatine varıldığını...
Tahra dedikleri herhalde Ceylan'ın koyunlarına daldan ot kesmek için kullandığı orağa benzeyen alet.
O aletle mermiye vurmuş da, mermi patlamış da...
Ceylan'ın ilk yapılan otopsisinde saptanan bazı gerçekler var.
Küçük kızın elleri ayakları sağlam.
Mermi karnına isabet edip o minik gövdesini parçalamış.
Bilirkişiler bize bir açıklasınlar bakayım, bombaatar mühimmatıymış nasıl oluyor da üstüne sopayla vurulunca yerinden fırlayıp, o tahtayı vuran kızın karnına saplanarak patlıyor.
Bu bilirkişinin mermisi öyle bir mermi ki üstüne vurulduğunda olduğu yerde patlamıyor, dimdik havaya doğru da gitmiyor, havalanıyor, bir metre yükseldikten sonra doksan derece kıvrılıyor, "hedefi" vuruyor ve vurduğu hedefin içinde infilak ediyor.
On iki gün araştırma yaptıktan sonra buldukları "gerçek" bu.
Bütün saçmalıkları bir kenara bıraktığımızda elimizde inanılır bir tek gerçek var.
Ceylan, bir bombaatar mermisiyle vurulmuş.
O merminin yerden havalanıp kızı karnından vurduğuna inanmamızı bekliyorlarsa daha çok bekleyecekler.
Çünkü buna inanmayacağız.
inanan birinin çıkacağını da sanmıyorum.
Haa, inanmış gibi yapanlar çıkacaktır ama onlar söz konusu ordu açıklaması olduğunda zaten her şeye inanmaya hazırlar, varlık nedenleri bu inançları zaten.
Biz şu soruyu sormaktan vazgeçmeyiz.
Ceylan'ı kim vurdu?
O bombaatarın tetiğini kim çekti?
Ordu, bu saçma sapan yalanlarla uğraşacağına gerçeği söylemek zorunda.
Yalana fena alışmışlar ve bu alışkanlıklarını değiştirmek zorundalar.
Yalan söylediklerini bizzat bizimle ilgili olarak söylediklerinden de biliyoruz zaten.
Ceylan la ilgili ilk açıklamalarını yaparken, basın mensuplarının önünde üç general orduya karşı asimetrik bir savaş verildiğini.
Yani onlara göre, Ceylan'ı kimin öldürdüğünü” soran, orduya karşı asimetrik savaş yapmak” maksadıyla soruyordu bunu.
O soruyu soran, Ceylan'ı mesele eden bizim gazete.
Şimdi o generallere soruyorum.
Bizim gazete orduya karşı asitmetrik savaş mı yürütüyor?
Bir gazetenin, kendi ordusuna karşı savaş yürütmesi için bu savaştan bir çıkarı, onu o savaşa yönlendiren bir bağlantısı olması gerekir.
Ordunun elinde kocaman bir istihbarat örgütü var.
Çıkartın bakayım şu bizim bağlantıları ortaya.
Hadi...
Deyin ki, bu gazete şu bağlantısı nedeniyle bize karşı savaş yürütüyor.
Somut somut, açık açık konuşun.
Konuşamazsınız... Çünkü yalan söylüyorsunuz.
Orduya karşı savaş falan yürütmüyoruz, ordunun siyasetten çekilmesini, hukuka uymasını, kendi vatandaşlarını öldürmemesini istiyoruz.
Bunların hepsi hukuki istekler ve bunları istemek bizim hakkımız.
Bir generalin birinci özelliği dürüst olmaktır, binlerce insan size inanıp; sizin emrinizle ölüme yürüyecek,dürüst olmayan birine nasıl inanacak peki o insanlar?
Siz dürüst değilsiniz.
Ceylan'ın ölümünü soruşturanların asimetrik savaş falan yürütmediğini bildiğiniz halde bunları uyduruyorsunuz.
Niye yapıyorsunuz bunu?
Ceylan'ı kimin vurduğunu saklamak için mi?
Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, eski usul yalanlarla, suçlamalarla gerçeklerin üstünü örtmek, insanları korkutup sindirmek mümkün değil.
Bırakın bunları, siz bize Ceylan'ın nasıl vurulduğunu söyleyin.
Bu yerden havalanan mermi palavrası,asimetrik savaş palavrası kadar saçma çünkü.
Sizleri televizyonda konuşurken gördüm, genç generallersiniz, önünüzde daha epey yol var gidecek, o kadar yolu yalanla gidemezsiniz.
Dürüst ve saygıdeğer olmayı deneyin.
Bu, sizin adınızı, omuzlarınıza iliştireceğiniz bütün yıldızlardan daha fazla ışıldatır.
Ahmet Altan'ın taraf gazetesindeki konuyla ilgili yazısı.
Üç general çıkacak, insanların gözüne baka baka utanmadan bizim gazeteyle ilgili yalanlar söyleyecek.
Kim olduklarını bilmediğimiz bilirkişiler,çocuk tahrayla yerdeki mermiye vurdu, mermi yerinden fırlayıp kızın karnına saplandı türünden saçma sapan raporlar verecek.
Ve, herkes bunlara inanacak.
Eskiden yapıyorlardı bunları.
Kimse inanmıyordu ama biz bunlara inanmıyoruz diyen bir gazete çıkmıyordu.
Şu zavallı Ceylan la ilgili bilirkişinin verdiği rapora bir bakın.
“Daha önce araziye atılmış ancak patlamadan kalmış 40 mmlik bombaatar mühimmatına elindeki tahra ile vurarak patlaması neticesinde hayatını kaybettiği kanaatine varıldığını...
Tahra dedikleri herhalde Ceylan'ın koyunlarına daldan ot kesmek için kullandığı orağa benzeyen alet.
O aletle mermiye vurmuş da, mermi patlamış da...
Ceylan'ın ilk yapılan otopsisinde saptanan bazı gerçekler var.
Küçük kızın elleri ayakları sağlam.
Mermi karnına isabet edip o minik gövdesini parçalamış.
Bilirkişiler bize bir açıklasınlar bakayım, bombaatar mühimmatıymış nasıl oluyor da üstüne sopayla vurulunca yerinden fırlayıp, o tahtayı vuran kızın karnına saplanarak patlıyor.
Bu bilirkişinin mermisi öyle bir mermi ki üstüne vurulduğunda olduğu yerde patlamıyor, dimdik havaya doğru da gitmiyor, havalanıyor, bir metre yükseldikten sonra doksan derece kıvrılıyor, "hedefi" vuruyor ve vurduğu hedefin içinde infilak ediyor.
On iki gün araştırma yaptıktan sonra buldukları "gerçek" bu.
Bütün saçmalıkları bir kenara bıraktığımızda elimizde inanılır bir tek gerçek var.
Ceylan, bir bombaatar mermisiyle vurulmuş.
O merminin yerden havalanıp kızı karnından vurduğuna inanmamızı bekliyorlarsa daha çok bekleyecekler.
Çünkü buna inanmayacağız.
inanan birinin çıkacağını da sanmıyorum.
Haa, inanmış gibi yapanlar çıkacaktır ama onlar söz konusu ordu açıklaması olduğunda zaten her şeye inanmaya hazırlar, varlık nedenleri bu inançları zaten.
Biz şu soruyu sormaktan vazgeçmeyiz.
Ceylan'ı kim vurdu?
O bombaatarın tetiğini kim çekti?
Ordu, bu saçma sapan yalanlarla uğraşacağına gerçeği söylemek zorunda.
Yalana fena alışmışlar ve bu alışkanlıklarını değiştirmek zorundalar.
Yalan söylediklerini bizzat bizimle ilgili olarak söylediklerinden de biliyoruz zaten.
Ceylan la ilgili ilk açıklamalarını yaparken, basın mensuplarının önünde üç general orduya karşı asimetrik bir savaş verildiğini.
Yani onlara göre, Ceylan'ı kimin öldürdüğünü” soran, orduya karşı asimetrik savaş yapmak” maksadıyla soruyordu bunu.
O soruyu soran, Ceylan'ı mesele eden bizim gazete.
Şimdi o generallere soruyorum.
Bizim gazete orduya karşı asitmetrik savaş mı yürütüyor?
Bir gazetenin, kendi ordusuna karşı savaş yürütmesi için bu savaştan bir çıkarı, onu o savaşa yönlendiren bir bağlantısı olması gerekir.
Ordunun elinde kocaman bir istihbarat örgütü var.
Çıkartın bakayım şu bizim bağlantıları ortaya.
Hadi...
Deyin ki, bu gazete şu bağlantısı nedeniyle bize karşı savaş yürütüyor.
Somut somut, açık açık konuşun.
Konuşamazsınız... Çünkü yalan söylüyorsunuz.
Orduya karşı savaş falan yürütmüyoruz, ordunun siyasetten çekilmesini, hukuka uymasını, kendi vatandaşlarını öldürmemesini istiyoruz.
Bunların hepsi hukuki istekler ve bunları istemek bizim hakkımız.
Bir generalin birinci özelliği dürüst olmaktır, binlerce insan size inanıp; sizin emrinizle ölüme yürüyecek,dürüst olmayan birine nasıl inanacak peki o insanlar?
Siz dürüst değilsiniz.
Ceylan'ın ölümünü soruşturanların asimetrik savaş falan yürütmediğini bildiğiniz halde bunları uyduruyorsunuz.
Niye yapıyorsunuz bunu?
Ceylan'ı kimin vurduğunu saklamak için mi?
Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, eski usul yalanlarla, suçlamalarla gerçeklerin üstünü örtmek, insanları korkutup sindirmek mümkün değil.
Bırakın bunları, siz bize Ceylan'ın nasıl vurulduğunu söyleyin.
Bu yerden havalanan mermi palavrası,asimetrik savaş palavrası kadar saçma çünkü.
Sizleri televizyonda konuşurken gördüm, genç generallersiniz, önünüzde daha epey yol var gidecek, o kadar yolu yalanla gidemezsiniz.
Dürüst ve saygıdeğer olmayı deneyin.
Bu, sizin adınızı, omuzlarınıza iliştireceğiniz bütün yıldızlardan daha fazla ışıldatır.
Ahmet Altan'ın taraf gazetesindeki konuyla ilgili yazısı.
güncel Önemli Başlıklar