bugün

kin ve nefreti kendine yapılan haksızlıklar sonucu arttığı doğrudur fakat yakıştırılan statü yanlıştır, Türkiye sınırları içerisinde yazarın saydığı kötülüklerde eline su dökemeyeceği Trabzon'un önünde yaklaşık 61 şehir vardır,
bu başlığı bir fenerli yazarın dün akşamki Aykut kocamanın yüz ifadesi ile açmış olduğunu garanti edebilirim. Siz Trabzon'un nefretini ve kinini henüz görmediniz, inşallah ta görmezsiniz, bu fuhuş falan demiş arkadaşım kulaktan dolma safsatalarla da başlık açmayın artık lütfen,
Kendinizi o şehrin insanının yerine koymayı bir deneyin ben size özet geçeyim, objektif ve tarafsız olun alt paragrafı okurken ne hissedeceksiniz, ve siz nasıl davranırdınız bana ondan sonra durumu izah edin lütfen.

Trabzon'un bir köyünde doğdunuz varsayalım;
dik yamaç ve toprak yollar, yaz dahil sürekli yağmur ve çamur, kışın pencerelerinizin hizasında kar, ve soğuk, hava şartları yanı sıra sınırlı iş imkanları, kısıtlı tarım arazilerin de tarım yapmak zorunda hissetmek kendini, devletten destek beklemeden kendi imkanlarınla evinin önündeki yolun bir kısmını güzel görünsün diye beton dökmek, köy halkı kendi arasında para toplayıp cami yaptırmak, belediyenin yaptığı su deposundan kendi çabanla kendin kazarak su borusu döşemek eve kadar, ucuna belediyeden satın alınan su sayacını takmak, köyün ortasından geçen elektrik ve telefon tellerinden yine kendi imkanları ile eve tel çekmek telefonu şehre inip kayıt ettirmek elektrik kablosunun ucuna sayaç satın almak, birkaç ay üst üste fatura gelmediğinde sayacı söküp ilgili makamlara götürüp bak bakalım benim borcum neymiş diyebilmek, yiyecek ekmeğin olmasa da ilk önce borcunu ödemek sonrada Trabzonspor maçına gitmek, gelmiş geçmiş hiçbir Trabzonlunun devlet bize yardım etsin dememesi, sizi kalkındıracağız diyen devlete baş kaldırmak, doğa dengemizi bozmayın sizden bir şey istemiyoruz demek, ve en önemlisi seni hayata bağlayan tek unsur Trabzonspor, bir evde, bir köyde, bir ilçede, kısaca Trabzon da herkes sus pus ve mutsuz ise o gün bil ki Trabzonspor yenildi, yıllarca şampiyonluk göremeyen bu şehir 1996 da intihar eden 3 genç kardeşine şampiyonluk gitti diye kalp krizi geçiren amcasına bu kadar üzülmedi, 1996 da ki kayıp becerisizlik ti belki belkide şansızlık ama 2010 öyle değildi, becermişti bu sefer, bu sefer şansın senden yanaydı, şampiyon olamadığına öfkeli değil bu insanlar anlamıyorsunuz, şampiyon olamadı diye kızgın değil bu insanlar, ortada hak var ortada hukuk var kupa alamadık diye öfkeli değiliz, bizim öfkemiz hakkımız yenildi diye, bizim öfkemiz adalet yok diye bizim öfkemiz hak, hukuk, insanlık, kardeşlik, futbol ayaklar altına alındı diye.

elinizi vicdanınıza koyun şunu düşünün, bir başkan var bir yıl şikeden dolayı hapis yattı ve şartlı tahliye oldu, bir takım var adalet onu suçlu buldu ve haksızlık yaptığını açıkladı, ve bir ülke düşünün adaletinin verdiği kararı vermeyen bir federasyona sahip, boş verin uefayı, cası, insan hakları mahkemesini teferruatı boş verin siz olsaydınız ne yapardınız?

iyiler sadece filmlerde kazanır, iyiler gerçek hayatta hep kaybedendir, çünkü adil dövüşürler.
trabzon agresif insanların şehridir. tıpkı diğer yerlerdeki gibi. özellikle trabzona laf atmanın manası yok. türkiye burası.
futbol üzerinden tespit yapıp bunu genelleyen, şiddeti oluşturan diğer bütün faktörleri göz ardı eden yazarın söylemidir. gerçeği yansıtmıyordur. futbol; rekabet, öfke ve şiddetten filizlenmiş bu mefhum bugün dünyanın hangi yerinde romantik, duygusal ve sevgi çağrışımı yapıyor? "ölmeye, ölmeye, ölmeye geldik!" ve "vur kır parçala bu maçı kazan!" şeklindeki ilkel, yamyam toplumlarına has bir söyleme sahip bir oyun hangi millete huzur, barış ve saygı getirir? çocuklarımızı bir futbol takımının mensubu yaparken onlara rakiplerimizi yücelten kaç söz söyledik? onlara saygıyı, sevgiyi ve anlayışı aşılayan kaç kelime söz ettik? savaş askeri yetiştirir gibi futbol taraftarı yetiştirilen bir sistemde kalkıp kin ve nefreti bir şehire, bir yöreye endekslemek ne kadar sakat bir anlayıştır!

mevzuda eksik bırakılan bir faktör olan vatan ve millet bilinci dikkate alındığında çok kolay çürütülebilecek bir önermedir.
istanbul'un rezalet halini görmeyen maho yorumu.

lan trabzon'nun taşağı ye lan!
insanlıktan nasibini almamış insanların trabzonlu olduğu bir gerçek.
Yanlıştır, Trabzon Türkiye'nin tek şehri olsaydı doğru olurdu ancak...

Trabzonspor, paralelinde Trabzon şehri futbolun her mecrasından golü yemiş bir şehirdir. Gerek siyasi güç, gerekse medya gücü ile alın teriyle kazanılan maçlar kesinlikle farklıdır. Bir tarafta Türkiye'nin en büyük ekonomisine sahip spor kulübü, en büyük medya gücü ve siyasi gücü olan spor kulübü; bir tarafta da, henüz yeni büyükşehir olmuş 750.000 nüfusu olan, futbol mecrasında hakları sürekli yenmiş öfkeli bir kesim... Yaptıkları holiganlık belki ama gözardı edilen ve hep bu holiganlığın arkasına sığınarak işleri yürüten bir camia...

Artık trabzonspor'un haklılığı haksızlığı tartışılır, çünkü kendilerini bitiriyorlar şu hareketlerle. Ancak objektif bakarsak trabzon'un bu olaylarda günah keçisi ilan edilmemesini en azından karşı taraftaki kulübün kışkırtıcılığı ve hesapçılığını anlayabiliriz... Trabzonlu olmamama rağmen bu satırları yazabildim. insanlar medyaya göre hareket etmesin. Medya taraflıdır.
katıldığım tespittir. silah hastası tipler kaynar (o silahlar altınlada kaplanır. hobiye bak sen!) böyle tiplerin yer aldığı bir yer için birileride çıkıp bunları melekmiş sanki gibi şeyler yazar. kürdün deniz görmüşleri söylemini getirirler akla.
toplumca çok sakin bir toplum olmayı başarabilmiş bir millet miyiz ki bunu sadece tek bir şehire yükleme hakkını kendimizde görüyoruz? bugün o mağdur rolü yapan fenerliler değil mi her sene kaçan şampiyonluklardan sonra oturup kendi statlarını yakan, polis arabalarını deviren? insan biraz aynayı kendine tutmalı... kimsiniz ki trabzon halkını böyle yaftalayabiliyorsunuz a şefkat timsalleri(!)
kedinin erişemediği ciğere mundar demesi gibi bişey.
Tamamen yanlıs onermedir, aksine güvenli bir yerdir Trabzon.
askerliğimi orda yaptım ondan biliyorum.
jandarmayken sadece bir hırsızlık vakası olmustu koskoca 6 ayda.
oda adamın cıftlıgınden lahanaları calınmıs, jandarmayı aramıstı, buda boyle bir anımdır.
korkak fenerbahçeli cümleciğidir.
ktü'de okumuş kişinin nefret kusmuğudur zannımca.
adaletsizliğe karşı hakkını aramaktan korkmayan iki şehirden birisidir. diğeri (bkz: izmir)

http://skorer.milliyet.co...detay/1655733/default.htm
içinde yükselen faşizan milliyetçilik, futbolu şiddet için bir araç olarak görme anlayışı yüzünden "kin ve nefret başkenti" namını hak edeceği konusundaki düşüncelerin netleştiğini gösteren başlık.
diyarbakır , mardin , hakkari görmemiş, veya görmüşse bile oralarda yapılanları demokratik eylem olarak algılayabilmiş olan yazar sıçmığıdır.
kuyruk acısı olan şerefsiz itlerin, iğrenç iddiasıdır.
vatanperver insanların yaşadığı, barış şehridir.meğer ki kıçınız başınız oynamasın hemen alırlar boşluğunuzu.
istanbul, izmir ve adana gibi şehirler de yaptığınız, ihanet gösterilerini bu güzel şehrimiz de, yapamazsınız. *
trabzon şehri en milliyetçi şehirlerden biridir. anası sikilmesi gerekenin anasını siken nadir şehirlerden biri olduğu için işine gelmeyenler bok atarlar. 50bin oç pkk lı götü varsa trabzonda toplansın. lazlar neden bölmeye çalışmıyor bu ülkeyi? vatanseverler çünkü. trabzonun taşaklarını yiyin.

not: trabzonlu değilim.
Genelleme yapmamak konusunda kendime soz versem dahi, bu sehrin insanlarinin biraz fasist kani tasidigini kabul etmek gerekiyor. Kotu anlamda degil belki ,umut sarikaya'nin il ovenler karikaturu aslinda tam trabzon icin cizilmis birseydir. Her yerde nereli oldugunu bu kadar bastiran bir millet daha gorulmemistir. Trabzon da trabzon. Bu memleketin her insani guzel,her yeri ayri degerliyken sizi ayiran ne ki lan bu kadar diye isyan edesi geliyor insanin.
(bkz: ogün samast oley)
(bkz: sadri şener in semih şentürk e saldırması)
(bkz: ödp yürüyüşüne saldırı)
(bkz: orospu çocuğu aziz yıldırım)
(bkz: 6 mayıs 2012 trabzonspor fenerbahçe maçı)
(bkz: 23 aralık 2012 trabzonspor galatasaray maçı)

diye gider...
geçmişini unutmuş, asimilasyonun dibine vurmuş bir milletin kendini devlete ispatlama çabasından öte bir şey olmadığındandır.
neyden nefret ettiğine bağlı olarak haklılığının değişeceği durumdur. Memlekete ihanet eden birini sırf yakalalık olsun diye sevmekten, çekip vurmak yeğdir.
sizin gibi serefsizlere barinacak yer birakmadigi icin oyle hissettiren sehir. tabi yarasi olan gocunur derler.
kısmen doğru olan ifadedir. trabzon şehri haksızlıktan nefret eder. şerefsizlere kin duyar vs.
kökleri pontus rum'a dayandığından dolayı meydana gelen durum.
öncelikle bu başlığı okuyup, ardından da birkaç entry e göz gezdirince, hayatlarında karadeniz i bile görmeyen insanların bilmedikleri şehirler için atıp tutmasını hayretle okudum. kendi bataklarına o kadar alışmış ki bu insanlar, azıcık doğallık ve içtenlik gördüklerinde ne yapacağını bilmez insanlara dönüşüyorlar. bunları doğma büyüme bir trabzonlu olarak yazıyorum. bir şehrin ismine bakarak tanımadığı insanları eleşirmek ne derece doğru ve objektif bir davranıştır ?