bugün

... Ve sonra uyandım.
aynen öyledir efendim. bu ataerkil sistem kadını güçsüzleştirip erkeğe yük bindirdikçe de değişmeyecek. kadının bu ful hatta zorla özgürleştirilmesi taraftarıyım.
ayrıca topluma pragmatist bakarsak kadına misyon olarak evliliği ve doğurmayı yüklemenin ne faydası var?
sonuçta doğurmak hiçbir kutsiyeti olmayan zeka belirtisi bile göstermene gerek kalmayan biyolojik bir süreç. gidip onların arasında zekalı olanları seçip akademik alanda kullanıp devlete üretim sürecinde faydalı olmasını sağlamak varken eve hapsedip doğurtup sonra doğurttuğunu büyütmesiyle onu kutsamak bana çok boş geliyor.

aynı şekilde onu evde asalak olarak besleyip tek yanı bir ekonomiyi bölüşüp var olanın altında fakirliğe zorunlu olmak da öyle. sonuçta bu üretici olarak tamam evde emeği var ama çocuk doğurup onu büyütmenin bir altyapı isteyen, gidip eğitim alması gereken hiçbir durumu yok. bir köylünün çocuğu da prof olabiliyor çünkü bunu sağlayan şey eğitiminin iyi olması. ailenin önemi olsa da üst düzey bilgi gerekmez.
yani birini gidip okutup okutup eve kitleyip doğurturup o doğurttuğunu büyütmesi kayıptır. onun topluma atılıp bir şeyler üreten konuma geçmesi cahillerin veya daha zekalı olmayanların üreyip topluma çocuk sağlaması daha yerinde bir hareket. sonuçta onun başka bir fonksiyonu olamaz ama diğerinin olabilir.

o yüzden anneliği veya kadını annelik üzerinden kutsamayı boş görüyorum. evlilik hayalinin pufpuflanması, kadının mutluluğu için bunu sanki şartmış gibi sunulması da saçma.

erkek açısından da aynı düşünüyorum, çocuk üretmek toplumun alt kesiminin yapacağı şeyler olmalı ve bunların tek işi bu olmalı. geri kalanlar üretici konuma geçip ekstra bir yük almamalı.
düşüncelerim bu yönde evet.