bugün

batman filmleri içerisinde, ki begins öncesini hesaba katmamıza gerek de yok aslında, en iyi film olduğu gerçeği bir kenara; şu zamana kadar hayretle izlenen imdb top 250 macerasındaki sıralamalarını hakettiği tarafımdan şiddetle onaylanmış ultra sağlam film.

dark knight'ta begins'teki felsefi anlatımın yitirildiği düşünülebilir ilk bakışta fakat tüm hikaye tekrar gözden geçirilince begins'ten daha derin olduğu görülecektir. bu elbette begins'ten daha iyi olduğu iddiası değildir, kıyaslanacak bir durum yok ortada zaten, begins adı üzerine, hikayeye giriş idi, her neyse...

hani bir aksiyon filmi, kurgu falan, bir ders falan mı çıkarıcaz diye alaycı bir üslup ile kendilerince dark knight'ı hafife alacak kişiler olacaktır. onlar içinde şunları hazırladım: iyilik ve kötülüğe, iyiye ve kötüye, en önemliside adalet mekanizmasına farklı bir açıdan bakacağınız, hiç bilmediğiniz şeyler olmasalar bile belki farkına varamadığınız şeylerle sizi yüzleştirebilecek bir film.

joker'in yani toprağı bol olsun heath ledger'ın enfes performansı neredeyse 3 saatlik filmi en kötü izleyiciye bile izlettirebilecek yegane unsur şüphesiz. süslü kelimelerle zaten şu ana dek yeterince göğe çıkarılmış bir karakteri iyice abartmak değil niyetim fakat performans öyle böyle de değil hakikaten. resmen adam hayatının en iyi performansını sergilemiş ve ölmüş diye kabaca bir cümle bile kurabilirim, ki kurdum.

tüm bu güzelliklerin yanı sıra gümbürtüye giden, eksik bırakılan detaylar, ayrıntılar -ki ikiside aynı- yok değil.

misal, joker'in adamlarıyla olan ilişkisi çok muğlak bırakılmış. büyüsü bozulmasın diye belkide ama birazda rahatsız edici. harvey dent'i, ki filmin en antipatik insanı, joker'in o kadar kolay kafalayabilmesi de % 50 tatminde bıraktı şahsımı. gordon'un adamlarının da harvey ve rachel'ın evlerine götürülmesi konusundaki rolleride yine şahsımın tatmin olmadığı bir nokta. sorun bende mi bilmiyorum fakat bağlantıları bir yere kadar tatminkar buluyorum.

d.n: kafama takılan ve şu anda aklıma gelmeyen de çok şey var aslında. salt düşündüğüm eksik noktalar vesaire değil, filmin geneliyle ilgili bazı aklıma gelmeyen şeyler var, zamanla hatırladıkça editleyeceğimdir işbu entry'i.

herşey bir kenara, neticeye varırsak; gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olmayı haketmekten fazlasını yaptı dark knight. bir çizgi roman karakteri yapmadı fakat, güzel olan yanı da zira budur.

edit: batman'e ayıp olmasın, hacıya iki kelam edelim; brutal voice olayı feci güzeldi, joker'in why so serius'u, little push'u ne kadar iyiyse christian bale abimizin seside bir o kadar güzeldi, alınmasın toprağım.

edit 2: hans zimmer'ın yaptığını öğrendiğim, o fevkalade sese de hasta kaldım. müzik diyemiyorum, tek bir nota çünkü. feci birşey. ellerine sağlık ustanın.
filmin adı the dark knight değil the joker olmalıydı.
(bkz: the joker)
he really jokes...
etkisi aylar süren bir joker karakteri vardır ki dillere destan her sahnede oyunculuk akmaktadır.
ölünün arkasından konuşulmaz ama anca psikopat bir kişinin böyle gerçekçi canlandırabileceğini düşünmeme yol açmıştır.
filmin üzerinden kaç ay geçmesine karşın avatarım hala jokerdir. ayrıca imdb'de ilk haftada 9,4 alarak baba'yı indirmiştir ama baba babadır ve gözünü kırpmadan batman al aşağı olmuştur. son yılların 10 numara filmi
izlendikten sonra bir çok kişiyi joker moduna sokan film. ha ben girmedim ancak eşiğinden döndüm modun. odamdaki casanova posterinden hınzır hınzır bakan rahmetlinin de payı var tabi. neyse filme gelirsek; 10 üzerinden 8 point. joker'in her türlü psikopatlığı hoştu. ancak batman'in bir türlü herifi öldürmemesi beni hafiften gıcık etti. yahu adam hem sevdiğin kadını, hem de şehre kahraman olarak monte ettiğin adamı rehin aldırmış. adresi söyledi, e sık artık ümüğünü. ayrıca hala filmi izlemeyenlere kesinlikle alt yazılı izlemelerini öneririm. lan yabancı film dublajla mı izlenir.
tüm zamanların en iyi 500 sıralamasında 15. olarak boy göstermektedir. gereken ilginin nasibini face'ten de almıştır; tam tamına 992.749 hayran'yapmıştır.
bugün bir arkadaşımla ufak çaplı tartışma yaşamama neden olan filmdir. ben "filmin çok güzel olduğunu kabul ediyorum ancak godfather dan daha iyi değerlendirmesi yapılması bence yanlış. güzeldi, ama en güzel değildi." dedim ancak kendisi bana "aaa sen boş boş izlemişsin. orda mesela batman in sevdiği kız o kadar da güzel değil. yani güzel olmasa da insanlar birine çok fazla bağlanabilir gibi bir mesaj veriyordu. bide böyle izle." deyince fitil oldum tabi.

arkadaşlar filmin her karesinde öyle bi mesaj yok. sırf eleştirmenler çok beğendi, listelere 1. girdi diye filmi beğenmek zorunda da değil kimse. fikrini özgürce söyleyenlere lütfen kızmayalım, kızanları uyaralım... * *
joker için izlenilesi film.
(bkz: imdb/#3703667)
anarşinin insanları nasıl harekete geçirdiğini. halkın yığın olduğunu belli zamanlarda doğru ve yanlışı ayıramadığını(demokrasiye sert bir darbe var) insanların sahalarına girildiğinde tamamen değiştiklerini( ne kadar idealist olursan ol (bkz: two face) )

ayrıca batman salt bir kahraman ama aslında o da bizden biri. o da herkes gibi. yani aramızda seçtiğimiz kahramanlar sadece piyonlarımız. o an görmek istediklerimiz. kimse kahraman veya muhteşem değil. onları o sıfata yerleştirenler bizleriz. kimi nerede görmek istiyorsak oraya cukk diye yerleştiriyoruz.

joker açısından bakarsak işe. joker gerçekleri söyleyip dokuz köyden kovulan. aramızda jokerler var bize acı gerçekleri gösteren. ama biz onları görmek istemiyoruz. bu sebepten joker görülmek için farklı bir yüz seçiyor bize hep gülen o istediğimiz suratı. ama acılı bir yüz var gülüyor ama acı gerçeklere gülüyor.

kısacası batman size yumruk vuruyor farkında olmadan. değerlerinizi sorgulatıyor. kötüyü ve iyiyi bizim ortaya çıkardığımızı ve hepimizin buna sahip olduğunu anlatıyor.
en sonunda dvd'si çıkan filmdir. hasret sona erdi.
Gelmiş geçmiş en iyi filmdir.
hakikaten muhteşem tanımlamasını hak etmiş olan film. ancak mükemmel demek yersiz. zira filmin hikayeyi zedeleyecek yanları da var. bütün havasını birden kesip heyecanı öldüren kısımlarsa can sıkıcıydı. heath ledger'ın performansı için mükemmel demekse tamamen gereklidir. insan böyle birinin varlığına resmen inanıyor izlerken. filmin en rahatsız edici yeri christian bale arkadaşın brutal performansıydı. kimi yerde çok iyi olan bu gereksiz ayrıntı kimi yerde batman insanının dudaklarında rezil bir görüntü ortaya çıkarmaktaydı. bir de bu filmi dublajlı izleyenler beğendiyse tıraştan izlemişsiniz numara yapıyorsunuz oğlum derim. filmin bütün orijinalliği dublajla kepaze olmuştu çünkü.
çok fazla konuşulan film. hiç kötü bir yorum yapıldığını duymadım, sinepuanları rekora koşmuştur ben de bu sırada 'noluyo lan' diyerek izlemekteydim.
filme çok büyük beklentilerle gitmedim. gittim izledim geldim ve film bitti. film bitti çünkü üzerine düşünülecek bir şey yoktu. halbuki başyapıtların * üzerine günlerce düşünür eder bi kere bi kere daha izlerim. bi kere batman in doğaüstü güçleri olmaması filmi baştan basit yapıyor. öyle ilgiyle izleyemedim, olağanüstülük bekleyemedim. filmde yorum yapılacabilecek tek karakter joker. oyunculuğunun üstüne tanımayanlar var ama ben çok çok daha iyi oyuncular bilirim, rolunu yaşayan, yaşatan * toplumsal olaylar bakımından her filmde gördüklerimi gördüm. izlenilesi ama abartılmaması gereken bir film.
saygılar
p.
dvd ve vcd'si tiglon'dan çıktı. parası olan herkese hiç düşünmeden vcd yerine dvd'sini almalarını öneririm... birinci sebep; joker'in dublajı olmamış. karakterin etkileyiciliği ciddi oranta baltalanmış. ikincisiyse çeviri kötü olmuş. çeviriye dair bariz bir örnek veriyim; filmin kapanış cümlesi bile yanlış türkçeleştirilmiş. gary oldman'ın son sözü olan 'dark knight', 'kara şövalye' yerine 'karanlık şövalye' şeklinde aksettiriliyor. bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil... filmin adıyla çelişiyor en başta. jokerin dublajı ve kötü çeviri hariç kalite iyi sayılır ancak şahsen, sinemada aldığım zevkin onda birini alamadım cd'den izlerken. oysa ki geçen sene izlemiş olmama rağmen çok net hatırlayarak söyleyebilirim ki 'sin city'nin vcd'si çok lezizdi. dört beş defa seyretmiştim aralıklarla ve orijinalini aratmıyordu (palermo'dan çıkmıştı)... ne yazık ki 'the dark knight' vcd'si arşivde tozlanmaya mahkum olacak gibi görünüyor.
herşeyiyle akıllarda tek kalan "joker" ve onun replikleri jest ve mimikleri!why so serious?
freud'un id ego süperego tanımları üzerinden filmin bir değerlendirmesi için:

http://www.isteksiz.com/genel/the-dark-knight/
joker'in polis otosunda yüzünü rüzgara verdiği sahne akıllara zarar bir keyifle yükülüdür.
joker'in gotham merkez hastanesini havaya uçurmak için harvey dent'in -ki öncesinde yüzünün yarısı yandığı için hastanelik olmuş ve belki de en önemlisi sevgili rachel ölmüştü- yanına gelip manidar bir gülüşle "hi" demesi ve sonrasında white knight olan harvey dent'i kötülüğe teşvik etmesi, değil sadece filmin dünya sinema tarihinin en özel sahnelerinden birisidir.
Dvdsi sonunda türkiyede çıkmış olan film. ayrıca Collectors Editionuda çıktı ama maalesef collectors editionun kutusu özensiz yapılmış.
imdb sitesinde en çok aratılan film.
special edition soundtracki harika olmuştur. why so serious? parçasının filmdeki hali eklenmiştir.
185 milyon dolarlık bütçesini tüm dünyada 996 milyon dolar hasılat elde ederek kat be kat çıkaran , ticari olarak da büyük bir başarı elde eden cristopher nolan filmi.
23 ocak'ta yeniden gösterime girecekmiş.
oscar'da sadece joker'ın yardımcı erkek oyuncu adaylığı dışında hiç adaylığı olmayan film. çok iyi sahneler olmasına karşın "gelmiş geçmiş"le başlayacak bir övgüyü hakettiğini düşünmüyordum. akedemi de bu abartı tufanına kapılmayarak sevindirmiştir.
zibilyon tane oscar ödülü almış olan bazı filmlere baktığınızda ''oscar mı? çok da fifi.'' diyerek beğenileri gayet hak eden film.