bugün

bir tatlı huzur almaya geldiiik kalamışşştaaan pardon o değildi
(bkz: yiğit muhtaç olmuş kuru soğana) elde yarım somun ekmek ağlamaya çalışan kadınlar,ziyarete giden muhalafet partileri.rahşan abla bile gitmiş devam edin demiş. bir kişi de dememişki rahşan hanım anamızı bellediniz kocanızla niye geldiniz diye.

öncelikle rakamların diliyle konuşalım.

ortalama onikibin işçiden bahsediliyor.
maaşları 1500 ortalama ile konuşursak, onsekiz milyon yani 18.000.000 tl
bir yıl maaşını koyalım.

216 milyon tl buna ssk primi ve diğer özlük hakları dahil değil
bence hükümet bu çalışanları çıkarmasın yıllık 300-400 milyon civarı oluşacak maliyeti kurulacak bir fonla halletsin.

Fonun %75 ini devlet karşılasın, % 20 sini türkiş konfederasyonu % 5 de sigaraya konacak tekel işçilerini destekleme fonu altında içiciler.

bir ara da kafamızı çevirip, karşıyaka, maltepe, kartal, sarıyer belediyelerinde çıkartılan işçilere de çevirelim. tamam karşıyaka küçüldü diğer üç ilçede ne oldu da milleti kovuyorlar.
çok vatanının seven kemalist/ulusalcı/milliyetçi/ülkücü tayfa tarafından nedense pek söz edilmeyen işçilerdir. neden bahsetmiyor o güruh? çünkü onlar hak arıyorlar. hak aramak - işçi - grev - sendika gibi kavramlar sol tandanslı terimler olduğundan sıcak bakmıyorlar.
24 Şubat 2008 de alıcı konsorsiyumun kurduğu Mey AŞ.ne 292 milyon dolar bedelle özelleştirildikten kısa bir süre sonra %90 hissesi bir amerikan şirketi olan Tekas Pasifik şirketine 810 milyon dolara devredilen Tekelin adına özelleştirme denilen yağmalatmanın mağdur işçileridir. 5.6.2003 tarihi itibarıyla 68,3 trilyon liralık bir öz varlığa sahip özelleştirilen kısım, ihale süreci içinde gerçekleştirilen mali yapı düzenlemesine ilişkin operasyonlarla 348,4 trilyon liralık bir öz varlığa sahip şirket şeklinde "özelleştirilmiştir". Şirket aktif ve pasifiyle devredilmemiş, işçi kıdem tazminatı (2004 tarihi itibariyle 31.9 trilyon liradır),vb borçlar TEKEL tarafından üstlenilmiştir.
Buna göre, içinde sonraki yıllar için alınmış üzüm, anason ve alkol gibi parasal tutarı büyük düzeye ulaşan varlıkların yanısıra , devir tarihine kadar üretilmiş ve stoklarda satışa hazır ürünlerle birlikte, borçsuz, Türkiye pazarının rakıda %100,Şarap’ta yüzde 8 ve Bira’da yüzde 1’( 2002 yılı itibariyle)ini elinde bulunduran, 17 fabrikasıyla bir çöpsüz üzüm Mey Aş adlı şirkete hediye edilmiştir. Mey Aş de 292 miilyon dolara aldığı hediyenin &90 hissesini 810 milyon dolara tekas pasifik şirketine satmış, işini bilen tacir olarak gayet de güzel bir komisyon almıştır.

Böylesi güzel karlı! bir özelleştirme sonucunda tekel işçileri ne istemektedir.işsiz kalmaktan, ücretlerin yarıya düşürülmesinden, her an işten çıkarılma endişesiyle çalışmaktan, birikmiş kıdem tazminatı haklarından feragat etmekten korkacak, mali ve sosyal haklarının peşine kış kıyamette düşecek ne vardır.

Tekel işçileri bu soğukta gece gündüz hak arama mücadelesine giren ve fakat haklarının ödendiği gaspedilmediği öne sürülen , birkısım komşularımızdır. Sussalar da işyerleri gibi kendi hakları da yağmalansın denilen kişilerdir.
(bkz: onurumuz)

direnişlerine tüm olumsuzluklara rağmen devam eden emekçilerimiz. kadın, erkek demeden ekmeklerinin kavgasını veren türkiye işçi sınıfı için büyük bir mücadele örneği sergileyen işçilerimiz günlerdir süren direnişte yorgun düşmüş bedenlerine aldırmadan, yağmurda ıslanarak, geceyi kaldırımda battaniyelerin üstünde sabahalayarak geçirmektedirler.

yağmur çamur olsa da kış kıyamet kopsa da direneceğiz diyen işçilerimiz, sokakta yakılan ateşlerin etrafında ısınarak ankaranın soğuna inat direniyorlar.

ölmek var dönmek yok

şalter inecek bu iş bitecek

gün gelecek devran dönecek akp halka hesap verecek

diyerek sıkılı yumruklarını kaldırıyorlar havaya.

direnişiniz direnişimizdir.
venezuela'dan selam yollanan direnişçilerdir.

http://www.latinbilgi.net...ylem=yazi_oku&no=3293
(bkz: sözlüğün tekel işçilerine yardım yapmaması) *
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel
dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı
bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel
bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel

tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark
ve durdu muydu bir gün bu kör, avara kasnak
bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak
sen de o dünyadansın sınıfın bil safa gel
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel

köylükler uykusunda döndü dönüyor sola
güne bakıyor bebek büyüyen yumruğuyla
başaklar gövderdi bak başkoydular bu yola
şaltere uzanıyor tanrıya açılmış el
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel

senlik-benlik bitip de kuruldu muydu bizlik
asgari ücret değil; hür ve günlük güneşlik
bir türkiye olacak aldığın son gündelik
halk kalacak geride bitince bu zalım sel
hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel

tarihiyle yürüyenler, tarihiyle adım adım
safları sıklaştırın tarihle hızlanalım
lakin hızlandık derken, kolu dağıtma sakın
başları bozuklar var şimdi bize tek engel
hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel

sen ki ferhatsın işçi günün senin gelecek
indir külüngün indir, del, şu karanlığı del
del ki dağlar ardından önümüzde bir çiçek
gibi açsın aydınlık tekmil olunca tünel
hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

can yücel
ajitasyonda kürtleri solladılar. sokaklarda bir sürü insan işsiz güçsüz dolaşıyor. çalışanlarda üç kuruşa çalışıyor. bu arkadaşlar sırtlarını devlet dayamışlar 2500 lira maaşla kadro istiyorlar. oldu anam devlet bir de dönseydi size. allah tan korkun emekliliğiniz gelene kadar 1400 lira para verilecek zaten. emekliliği gelenler de 41000 lira kıdem ve ihbar tazminatı alacak. el insaf...
''eğer ben buradan eli boş dönersem , direniş kırılırsa 500 milyona çalışmak zorunda kalacağım , ama burada ölürsem ailem sigortadan 1.300 alacak , o yüzden burada ölmek benim için daha anlamlı'' diyen gözleri dumandan kıpkırmızı , üşümüş , kırk gündür onur direnişini sürdüren , işçilerimizdir. bu sözü söyleyen abi ile birebir konuştum kendisi 7.sınıf işçi olduğunu yani en üst kademelerde olduğunu söyledi , aldığı maaş mı? 1.350. heyecanlanmayın iki milyar falan değil öyle birilerini bir tarafından uydurduğu gibi.

edit: eksilemeniz , ya da yaptığınız başka bi bok umrumuzda değil , elinizden geleni yapın sonuçta bu sakarya meydanında olan olayları değiştirmiyor .
davaları tüm Türkiye işçilerinin onur ve hak davası haline gelmesi gereken, yeterince önemsenmediğini düşündüğüm çok azimli ve cesur topluluk. eğer bu mücadeleyi zafere dönüştüremezlerse bu ülkede "tüm umutlar" bir başka bahara kalacaktır. bi daha da kimse hak hukuk iddia edemeyecek, halkça avcumuzu yalayacağızdır.!!!
bazı geri zekalıların 2500 tl maaş aldığını zannettikleri işçilerdir.

bir de utanmadan "emekliliği gelenler 41.000 lira kıdem ve ihbar tazminatı" alacaklar demiş bazı gençler.

ulan bu ülkede bu kadar çok okuduğunu anlamaktan, duyduğunu anlamaktan aciz adam olduğunu biliyordum da, geri zekalı insan sayısının bu kadar fazla olduğunu bilmiyordum.

neymiş, emekliliği gelenlere 41.000 lira para ödenecekmiş. ulan, 8.364 tekel işçisi işten çıkarılacak ve "ortalama" olarak (iyi oku lan burayı sığır, or-ta-la-ma) 41.000 lira kıdem ve ihbar tazminatı ödenecek... yani angut herifler, adam 6 yıl çalıştıysa tazminatı ona göre olacak, 20 sene çalıştıysa ona göre! emekliliği gelenlerin emekliye sevk edilmesi diye bir şey söz konusu değil! kaldı ki, bu nasıl bir kurummuş lan çalışanlarının neredeyse tamamı toplam 8.364 kişi emeklilik hakkını elde edebilmiş? neymiş, 2.500 lira alıyorlarmış sen ya hesap bilmiyorsun ya dayak yemedin. o yalakalıkta sınır tanımadığınız adam çıksın açıklasın lan, 8.364 tekel işçisinin şu kadarı, şu kadar ila şu kadar arasında almakta, bu kadarı şu kadar ila şu kadar arasında almakta diye? neden açıklayamıyor?

kıdem tazminatı yatırılan sigorta primine göre olur emekliliği gelmiş biri standart olarak bir meblağ almaz en başta bre geri zekalı. 25 sene çalışan birinin kıdem tazminatı ile 30 sene çalışan birinin kıdem tazminatı bir olmaz. ayrıca sigorta primi basamakları farklı olan kişiler de aynı kıdem tazminatını almazlar! neymiş, 41.000 lira ödenecekmiş emekliliği gelenler. sen önce google denen sihirbazı kullan da, ömer dinçer'in açıklamalarının tamamını iyice bir oku sonra da emeklilik koşullarını kafana sok, ayrıca ihbar tazminatının emeklilik için değil, işveren çalışanı işten çıkardığı zaman işçiye çalıştığı süre oranında ödenen bir para olduğunu da iyi öğrenmeli beynini siktiklerim.

ha ayrıca bilmeyen sığırlara da söylemem gerekir ki, 2.500 lira alan bir işçi mimimum 35 seneliktir bu bir. emekli olurken minimum 75.000 lira kıdem tazminatı alır -yani, bazı sığırların 41.000 lira teorisi zaten bu noktada bile çöker- bu iki. bu adamlar emekli olduktan sonra da kendilerine minimum 1.800 lira maaş bağlanır bu da üç! bu koşullara sahip bir tekel işçisi de kusura bakmayın emekliliğini ister, hiç öyle ankara soğuğuyla, hükümetle falan uğraşmaz. 75.000 lirayı bankaya yatırsa vadeli olarak yaklaşık olarak 500 lira faiz geliri elde eder aylık olarak. yani adamın geliri 2.300 lira olacak üstelik evinde sıcacık götünü yayacak, manyak mı lan bu adamlar? mantığını az çalıştır oğlum bu şartlara sahip olsa o adamlar 1 dakika durur mu lan? 8.364 kişi lan?

8.364 tane tekel işçisi minimum 35 senedir orada çalışıyorlar yani bu adamların mantığına göre. mantıklarına soktuklarım.

anlayacağınız birilerinin götünü yalamaktan en ufak araştırma fırsatı yakalayamayan sığırlar anca öterler öyle "abi 2.000-2.500 lira alıyorlar" deyu. hassiktirin lan!

velev ki, diyelim 41.000 lira verilecek lan kıdem tazminatı zaten o adamlardan kesilen para, o adamların yasal hakkı, cebinden mi veriyorsun düdük? hem işten çıkaracaksın hem bir de kıdem tazminatını "lütuf" olarak sunacaksın bu mudur lan sizin anlayışınız, anlayışını siktiklerim?

neyse, konumuz dağıldı birkaç göt yalama uzmanı sığır yüzünden.

kendileri ile alakalı bugün aslında değinmek istediğim şuydu; bir tek devletin kasasını soymakla yaftalanmadıkları kalmıştı, o da oldu.

kendilerinin yarattığı o devlet soygunu ile alakalı bir kaç kelam etmiştik; (bkz: recep tayyip erdoğan/#7121725)
ben bir mühendis olarak meslektaşlarımın özel sektörde asgari ücretle çalışmalarını kanıksayacak hale geldiysem sadece tekel işçisi değil hiç kimse devlete sığınarak daha az emek karşılığı daha yüksek maaş alamaz.

bakıyorum kendi iş yerime asgari ücrete insnaların nasıl da bir dakika bile duraksamalarına izin verilmeden çalıştırıldıklarını, nasıl emek sarfettiklerini ve karşılığında asgari ücret alıp ondan da yol ve yemek masraflarının kesildiğini görüyorum ve çalıştığım yer gerçekten üretim yapan, büyük bir firma. serbest piyasada bunun karşılığı bu ise eğer bunun gibi bir üretim yaptıramayıp, bunun gibi bir kar getiremeyen bir devlet doğru düzgün çalıştırmadığı insanların parasını nereden ödüyor?
tabi ki farklı olmasını isterdim ama benim yanımda çalışan insanlar onca emekleirnin karşılığını 3 kuruş para ile alıyorlarsa bunun sebebi ülkenin bulunduğu bu kötü durumdur, bu durumda da devlet adam gibi insan çalıştırıp adam gibi para vermek için önce adam gibi üretim yapıp kar elde etmelidir.

burada kendini kurtarmak isteyen tekel işçileri değil esas hem suçlu hem güçlü olan başbakanımız mercek altına alınmalıdır. sen koskoca tekel'i adam gibi işletip kar elde edeme git özelleştir bir başkası kendini zengin olurken sen elindekinin .mına koy ondan sonra da git tekel işçilerine saydır. bu ülkede herkesin hakkı o tekel işçilerinin uğruna eylem yaptıkları şeylere sahip olabilmek, bu da şu anki iktidarımızın görevi zannımca.

burada hemen bir dipnot niteliğinde anımı paylaşmak istiyorum:

ilk çalıştığım şirket cemaat ortamlarının içinde yer alan bir şirketti, öyle ki öğle yemeğine çeşitli akp'li bakanlarımızın konuk olduğunu hatırlarım. çalışanlar özel sektörde doğal olarak 3 kuruşa nefes almadan çalıştırılan insanlardı ve en ilginci de neydi biliyor musunuz? adamların çoğu bundan memnundu, hayallerindeki lider tayyip, örnek aldıkları ülke de "çin"di!!! makina şefinin sözleri:
"inşallah her yer özelleşecek, yabancı kurumlar gibi olacak biz de küçük çin olucaz. işsiz kimse kalmayacak" derken acaba hepimizin hayatta kalabilmek için para verilen köleler haline getirileceğimizin farkında mıydı. ayrıca bunu söyleyen bunu da söyledi:
zaman gastesinin üstüne oturma, içinde dua yazıyordur, günah.
sakarya caddesini kurdukları sobalarla dumana boğmuş olan işçilerdir. olsun, arasınlar haklarını, destkeleriz. ayrıca sakarya esnafınıda takdir etmek gerekir. kısmende olsa müşteri kaybına uğradılar, ama hem sesleri çıkmıyor, hem de çorba ikram etmesini biliyorlar. allah yardımcıları olsun işçilerin, zira şu anda felaket bir soğuk var ankarada, yarım saat kırk beş dakika dışarıda kalırsanız parmak uçlarınızı hissedemezsiniz, tecrübeyle sabittir.
http://www.fotograf.net/fnShows/Ali.Oz.S03.php
Canları yanınca ortaya çıktılar. Bugün zammı alsınlar yarın ortadan kaybolurlar. Merinos fabrikası kapatılırken neredeydiler? Merinos fabrikasındaki işçilerin tekel işçilerinden farkı ne? O işçilerde 4-c ye kapatıldı. Ama o fabrika kapatılırken sesleri bile çıkmıyordu. mezarda emekliliğe son verilsin diye bağırılırken dayak yerken neredeydiler? Ekonomik talepler üzerine kurulu bir direniş olduğu için başarılı olmuş sayılamazlar ne zaman direnişleri siyasallaştırılıp gerçekten örgütlü işçi haline getirilirse o zaman başarılı olurlar.
nihayetinde hükümetin dikkatini çekmeyi başaran işçilerdir. rte ve tayfası sendika temsilcileri ile bir araya gelerek çözüm üretme konusunda anlaşmışlar.
(bkz: durmak yok direnişe devam)
bu ülkeye işte böyle insanlar lazım, ne istediğini bilen, haksızlıkları hazmetmeyen, direnen...

tanım:efsane direnişleri bir ömür boyu unutulmayacak insanlar topluluğu...
artık tekel işçisi olmayan insanlardır. 4/c den önce şöyleydi, böyleydi diye yalan yanlış yazılar yazanların dedikleri gerçek değildir. 4/c öncesi özelleştirme olan kurumda çalışan insanlar tazminatları verilerek kapı önüne konurdu. 4/c ile işten çıkarılanlara isterlerse 11 ay çalışma imkanı verildi. önce doğruları konuşalım. adam olan sendika, 4/c kaldırılsın diye gider dava açar. niye açılmıyor. çünkü 4/c olmadığı günlerdeki gibi kapı önüne konmak istenmiyor.

şimdi geçmişi söyleyelim.
25/4/2002 tarihine kadar özelleştirilen kurumlarda çalışanlar tazminatı verilerek kapı önüne konuluyordu.
25/4/2002 tarihinde çıkarılan geçici bir kanunla 31/7/2002 tarihine kadar işsiz kalacak 1800 kişiyle sınırlı bir düzenleme getirildi. yani önlerindeki 3 ay boyunca işsiz kalacak 1800 kişiyi kapsıyordu. bu 1800 kişiyi hükümet kendi yandaşlarını işe alabilmek için çıkardığı savunuldu. kanun aşağıdaki ögeleri kapsıyordu.

"işçinin nakli mümkün değildir. Bu nedenle herhangi bir daimi işçi kadrosuna atanabilmek için DiS'e girmek zorunludur. Ancak bu düzenleme ile özelleştirilen kurumlarda çalışıp da özelleştirme nedeniyle işsiz kalan işçilere istisna getirilmiştir.
Bu haktan özelleştirmenin yapıldığı tarihte işçi olarak çalışan veya özelleştirme işleminden sonra ilgili kurumda çalışmaya devam edip işsiz kalan kişiler yararlanabilir.
Getirilen yeni düzenlemeden sadece özelleşen kurumlarda çalışan işçileri kapsamaktadır. Kapsam dışı işçiler 4046 sayılı Kanuna göre nakle tabi olduğundan bu düzenlemeden yararlanamayacaktır.
Düzenleme 31/7/2002 tarihine kadar geçerlidir ve toplam 1.800 kişi yararlanacaktır."

sonra akp hükümetinde bir bakanlar kurulu kararı çıktı ve 4/c uygulaması başladı. insanlar geçici istihdam ediliyor ve yılın 11 ayına yakın, ücreti az da olsa bir işte çalışabiliyorlar. ya 4/c olmasa daha iyi diyorsanız isteyen yararlanmasın...

hükümetin bu konuda yapabileceği 4/c'lilerin durumunu düzeltmek olabilirdi ki zaten zam verdiler.

tekel işçilerinin eylemlerinden hiçbir şey çıkmaz. genel grev de çıkmaz. bu tartişma yeni bir şey değil. 20 senelik mesele bu gün birilerinin isteğiyle siyasi malzeme oldu. zaten genel grev yapacak kadar büyük sendika türkiye'de bulunmuyor. tüm sendikaları toplasan çalışanların % 10'u etmez. grev olduğunun tv'ler vermese farkında bile olmayız.
garip bir şekilde not isteme malzemesi oldular. bizim fakültedeki hocalardan bazıları emekçi. işçi hastası böyle. hoca ve öğrenci arasındaki tasarıda kalan diyaloglar:

+ hocam bi maruzatım var.
- söyle!
+ hocam son senem ve artık uzatamam okulu. ama mezun olmaya dd yetmiyor.
- ee?
+ hocam zor da durumdayız. harçlar falan. uzatamam yani. bb yapamaz mıyız?
- baban ne iş yapıyor?
+ hocam tekel işçisi. şimdi ankara'da eylemde. havuza atlayanlardan birisi. sonra haşat etmiler adamı. üzüntüden arayamıyorum.
- * hmm. tamam evladım. adın neydi?

ulan bilen bilir. üniversite hocaları çok acımasız. en azından bizde öyle. adamlar başka yol bulamıyor not istemek için. hoca solcuysa biz de solcu, sağcıysa biz de sağcı. hakkınızı helal edin tekel işçileri.

(bkz: köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek)
bana kalsa 4/c ile falan uğraşmam. kapının önüne koyarım. yıllar önce bir şekilde torpille bir işe girmişsin. iş yeri kapatılmış, satılmış. bana aynı haklarla başka kurumda iş ver diye ağlaşıyorlar. milyonlarca üniversite mezunu asgari ücretle olsa bile bir iş için kıvranıyor. bu insanlar ise devlete kapağı attık. iş yerimiz artık olmasa bile bize ömür boyu aynı şartlarda iş vermek zorunda diye bakıyorlar. bu 4/c olmasa 4/c lilerin rahatça girdiği işlere insanlar kadrosuz-geçici olsa bile girmek için binbir türlü sınavlardan tecrübelerden geçiyorlar. hazır iş bulmuş bunuyorlar.

bunları destekleyenler aralarında para toplasın maaşlarını ödesin veya kendi işyerlerinde işe alıp çalıştırsın. benim vergimi çalışmayan insana verecek hükümetin de benim gözümde değeri kalmaz. o devlet hepimizin devleti ise hepimizin orda çalışmaya hakkımız var. bunun tek yöntemi de kpss'ye girmekten geçmeli.

ben 4/c'li çalışmalarına bile razı değilken onlar o işi beğenmiyorlar.
Birileri 4cli çalışmalarına bile razı değilmiş.

Doğru bu ülkede kimse çalışmasın.

Bıraksınlar fabrikalar kapansın, üretim dursun, çok uluslu şirketler kafalarına göre Türkiye'nin işçisini sömürsün.

tekelin özelleştirilmesi hakkında bir tane mantıklı argüman sunsun, bir tane fayda söylensin Türkiye'ye açık seçik yazıyorum Taksimin ortasında beni siken yok mu diye bağırırım.

Hatta domalır bütün Lümpen Akplilere veririm yüzde 47 oyun yüzde 20si kör gözlü Lümpen AKPliliğe devam etse milyonlar eder hepsine teker teker veririm.

ama benimle bu iddiaya girip faydalı bir argümanla Tekel'in bu şekil özelleştirilmesinin
faydasını kanıtlayamazlarsa Alayının anasına, bacısına, kuzenine,karısından da benim yaptığım şeyi yapmasını beklerim.

Sanki tekel işçisi devlet bana baksın diye yırtınıyor. Kur tekel işçisine yeni bir ekmek kapısı, üretim kapısı çalışsınlar ekmeğini çıkarsınlar. O ekmek kapısı büyüsün gelişsin daha fazla kişiye ekmek versin.

Farkında mısınız bilmem Ama British american Tobacco Samsun Hariç aldığı bütün sigara fabrikalarını kapattı. Oralarda da binlerce işten çıkarma olacak. Bakalım Hükümet bu kadar işsiz adama nasıl çözüm bulacak? Özel sektörün hali de bu.

300 milyon liraya çalışırlar artık dökümhanede, kot taşlama atölyesinde, olmadı hırsızlık yapsınlar.

Üniversite mezunları işsizmiş.

TEkel işçilerinin aç kalmasıyla Üniversite mezunlarının işsizlik sorunun çözülmesi arasındaki bağlantıyı çözebilen varsa beri gelsin. Herhalde akıl yoksunu lümpen insan bu zekayla, bu bağlantı kurmadaki ustalıkla Aya falan gidebilir.

Ha bir de bak lümpene akıl vereyim, ücretli öğretmenlerin saat fiyatını 5-6 liradan 3 liraya düşürsünler, Ne o öyle fazla alıyorlar 2 liraya bile çalışacak binlerce işsiz öğretmen var onlar şanslı ücretli öğretmenlik bulmuşlar. Kadrolu öğretmenleri de tamamen ücretliye çevirelim.

Lümpenleri anası baya güzel be.
bazılarının sadaka kültürünü ne kadar özümsediğini gösteren işçilerdir.

adam "en azından parası az da olsa bir işe sahipler, hiç seslerini çıkarmamalılar" modunda.

aynı at yarraklarının ülkedeki işsizlik mevzusuyla alakalı tek bir eleştirisini de görmedim.

"işin var ya lan daha ne istiyosun" vay vay vay.

aslında direkt kapının önüne koyarlarmış da, falanmış filanmış.

aileleriyle birlikte yaklaşık 25.000 insan hırsızlık yapsın, gebersin falan filan değil mi?

neydi bu yavşakların mottosu? "yaratılanı severiz, yaratandan ötürü" değil mi? insan sevginiz nasıl bir şeymiş be? "kapının önüne koyarım" koçum benim, kim tutar seni?

ülkedeki bütçe açığının sorumlularına en ufak laf edemezler, ülkedeki dış ticaret açığına, cari açığa en ufak laf edemezler, ekonomik küçülmeye laf edemezler, işsizlik oranına laf edemezler, devletin en önemli gelir grubunun dolaylı vergiler olmasına laf edemezler, kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilmemesine laf edemezler, "varlık barışı" adı altında kara paradan medet umulur hale gelinmesine laf edemezler, gelir dağılımı makasının açılmasına laf edemezler, ülkede 10 milyon yeşil kartlı, 5 milyon asgari ücretli, 6 milyon işsiz olduğu halde ekonomik destandan bahsedenlere laf edemezler, insanların köle niyetine görülmesine laf edemezler, devlet parasıyla parti mitingleri yapıp üstüne bir de harcirah alanlara laf edemezler ondan sonra burada 8.000 kişi üzerinden kendi çaplarında ekonomi muhabbeti yaparlar.

hassiktirin ibneler!

milyonlarca üniversite mezunu asgari ücretle iş için kıvranıyor da, hükümete yönelik en ufak eleştirin var mı bu konuda be anam? bu kadar da çelişkiye düşülmez ki amına koyim.

herkes asgari ücretle çalışsın, herkes kömüre, makarnaya muhtaç olsun o ihtiyaçları da sosyal devlet(!) karşılasın, onu karşılayanlara kamyon kamyon oy aksın onlar da siyasi partiler kanunu'nu, seçim kanunu'nu, anayasa'yı değiştirmeden, dokunulmazlıkları kaldırmadan demokrasi(!) getirsin.

siktirin gidin bokunuzla oynayın amına koyduklarım.
ülkemin gerizeklaı zevatının lan paralarını alıyorlar ben bi dakika durdurmam dediği insanlar. insanlar!

bugün onlara yapılan yarın sözleşmeli öğretmenlik yapanlara yapılabilir. sözeşeyi feshetme hakkı var meb'in o zaman da öğretmenlik mi yapıyorlardı sanki diyecek yine bu zevat.

ülkenin cahiller tarafından yönetilmesinden daha kötü bir şey varsa o da ülkedeki cahillerin yöneten cahilleri haklı çıkartma çabasıdır. yapılanın kapitalist bakış açısı hariç hiçbir bakış açısında yeri yokken gelip boşuna para alıyorlar çalışmıyorlardı da zaten diyen mahlukatlar var. gözünü kör eden yalakalık ne zaman bitecek arkadaşım? bu yağlı kazıkların ucu sana dokunduğunda mı? o tekel işçilerinin de birçoğu birzamanlar senin gibi hükümet iyi yolda en iyisini yapıyor diyordu. noldu? kendi canları yanınca bu şekilde isyana başladılar.
sen eğer bugün bu insanlara destek vermezsen yarın canın yandığında bir merhem süren olmaz!
ne canımız yansın ne merheme ihtiyaç duyalım isteriz ama olmuyor işte.
verilen parayı beğenmeyen züppelerdir kendileri. memlekette aç insan dolu, işsiz dolu. rahatlıkla yerleri doldurulur. kovun gitsin. zamanında yediklerine saysınlar. pasta yesinler.
haklı eylemlerini devam ettiren emek insanlarıdır. bunlar bu paraya çalışıyoarla bulmuş bunuyorlar diyen gavatlara gidip john steinbeck'in gazap üzümleri romanını okumalarını tavsiye ederim. tabi kitap okuma gibi bi özellikleri varsa.
en dirençli topluluk olarak dikkat çekmişlerdir.