bugün

umur talu'nun 22 şubat tarihli sabah gazetesindeki köşe yazısında dikkat çektiği, özelleştirmeye karşı gösteri yaparken üzerlerine kış günü soğuk su sıkılan kişilerdir. bu hangi insanlığa sığmaktadır tartışılır. seri katil yakalansa bile yasalara göre böyle bir muameleye maruz bırakılmazken bu insanlar ne yapmıştır da bunu haketmiştir? ben özelleştirmeyi savunan bir insanım ancak adı üstünde insanım ve gösteri yapan insana vurulan cop, sıkılan su, atılan göz yaşartıcı bomba insanlığıma dokunuyor.

ak parti hükümeti de özgürlükçü olduğunu başörtüsünün yanında kendi halinde gösteri yapanlara izin vermekte de gösterirse samimi olup olmadığını göstermiş olacaktır.
evet devlet işçilere teröristlerden daha kötü müdahele etti.

http://www.odatv.com/n.ph...-var-gormezler-1812091200
Tekel işçilerinin büyük bir çoğunluğunu da kadınlarımız oluşturmaktadır.

bu bilgiyle beraber şu bilgiyi de verelim.

80lerde kadının işgücü oranına katılımıyla bugün kadının işgücü oranına katılımı arasında dağlar kadar fark vardır.

bu fark olumlu bir fark mı?

Hayır değil!

millet gider mersine biz gideriz tersine sözünü doğrularcasına işgücüne katılım oranında kadının payı, 2010a geldiğimizde giderek azalmaktadır!

bu azalımın nasıl sosyal sonuçlar doğurabileceğini iyi görmek lazım. iyi anlamak lazım.

Tekel vatandır satılamaz sloganlarıyla tekel işçileri, bu vatanın sahipleri, Milletin malının değerini bilenler. Tekelin satılmasıyla, vatanın satılmasıyla, çok uluslu şirketlere peşkeş çekilip fabrikaların teker, teker kapatılmasıyla yenilmiştir, vatanı kaybetmiştir. Vatanı kaybetmiştir ama canlarını kaybetmemişlerdir. Şimdi 4 c ile hükümet canlarını da almak istemektedir. Canlarını alabilecek midir?

Türk siyaset kültürünün güzel bir sözüyle bitirelim.

(bkz: mağrur olma padişahım senden büyük allah var)
Sonunda özelleştirmeden kurtulamayıp emekliliği yakın işçilerdir .
haklarını aramak için yaptıkları eylemde, sordukları sorulara biber gazı, tazyikli su ve dayakla cevap alan işçilerdir.
ayrıca penguen in 24 aralık perşembe günü çıkan sayısının kapağına konu olmuşlardır;
(img:#39807)
eylemlerinin 33.gününe, oturma eyleminin 2. gününe girmiş işçiler.

ardından açlık grevi...

ardından ölüm orucu...

(bkz: ölmek var dönmek yok)

sıra doktorlarda!
Onurlu bir mücadele için var güçleriyle çabalayan insanlar ve işçi sıfatının gerçekten hakeden sınıf bilincine sahip,ezmeden ama aynı zamanda ezilmeden yaşayan topluluk.12 eylül'den sonra belkide yapılan en büyük grevi uygulayan,bütün işçilerin örnek alması gereken onurlu insanlar topluluğu.Bugün yaklaşık 25 bin işçinin daha tekel işçilerine destek amacıyla yağmura aldırmadan ezilenlerin sesini duyurmaya çalışması krizin teğet mi yoksa dik açıyla mı ülkemiz işçisinin içinden geçtiğini anlamaya yeter herhalde. (bkz: Hamdolsun kriz teğet geçti)
neden eylem yaptıklarını anlamadığım ancak 45 gündür kimse bu kadar çile çekmez dediğim el insaf dilediğim ancak kimden dilediğimi bilmediğim durumun nesnesi durumunda olan insanlardır.
tek istedikleri özlük hakkı olan çoğunun emekliliği yaklaştığı halde çocuklarına iyi bir gelecek hazırlama uğruna 30 küsür gündür ankarada nöbet tutan, akp politikalarına göre vatan haini, osuruğu sıcak yerden çıkan teröristler.
kendilerine "yan gelip yatan, yetim hakkı yiyenler" diyebilecek kadar arsız bir adama şöyle cevap vermişlerdir,

"yetim haKKı, bilal in gemiciğinde saklı.."

be yüzsüz, be gafil sen hala hangi yüzle bu adamlara senin ana özelliklerin olan hırsızlığı, şerefsizliği yakıştırabilyorsun.
bugün açlık grevine başlamış olan işçilerdir.

(bkz: bir direniş senfonisiydi onlar)
dirençli bir halkımızın olduğunun göstergesifir bu tekel işçileri. direnin direnin. buna direniyosanız asgari ücretlede geçinirsiniz siz. aslanlarım benim. hadi kalın sağlıcakla.
ellerinde türk bayrakları dillerinde milliyetç ve atatürkçü söylemlerine rağmen belki de yüzyıllar sonra dünya devrimleri tarihine isimleri altın harflerle yazılan emekçilerdir. sarı renkteki sendikalarına rağmen, tüm burjuva boku medya ve yazarlarına rağmen onurları için gelecek nesil yavruları için mücadele ediyorlar. kapitalizme boyun eğmiş tüm devletler gibi işçi düşmanı devleti korkuyor bu emekçilerden. korkuyor çünkü istediklerini verdikleri takdirde biliyorlar ardı sıra işçi direnişlerinin gerçekleşeceğini ve bundan omurgasız burjuvanın rahatsız olacağını.bu yüzden takmıyormuş gibi yapıyor iktidar sahipleri.

ankara da tekel işçileri 'kaybedecek bir şeyleri' olmadığını farkettiler ve artık açlık grevine başlıyorlar. umarım bununla yetinmeyip kazanacakları koca bir dünya olduğunu da farkedeceklerdir.
SiZLERi TUTAN ONLAR
ONLARA YAKIN SONLAR
PEŞiNiZDE MiLYONLAR
ÖZGÜRLÜK MAHKUMLARI..
sonuna kadar arkalarında olduğumuz emekçi kardeşlerimiz.
basında devamlı olarak yaptıkları ilginç gösteriler, işin show kısmı gösterilen işçilerdir. bir kişi de tutup mikrofonu sormadı kendilerine. 'ne istiyorsunuz, neden grev yapıyorsunuz?' diye.
ne istediklerini defalarca dile getirmiş işçilerdir.

özlük haklarının muhafaza edilerek başka bir kamu kurumuna nakledilmek istiyorlar!

hükümet diyor ki, ben sizin maaşlarınızı kuşa çevirip, özlük haklarınızı da elinizden alacağım.

bunu kamufle etmek için de "yan gelip yatıyorlar" diyorlar.

kendileri, tekel'in tütün fabrikalarında çalışırken, tekel'i özelleştiren hükümet bu kişileri depolara kaydırdı. kendisinin atıl hale getirdiği depolarda "mecburen" yatan bu adamları da yan gelip yatmakla suçladı.

yurdumun sığırları da padişahlarının ağzına bakar "hocu adam ilkokul mezunu olur mu yha" der.

sen bir devlet kurumunda çalışırken o kurum özelleştirilsin, 1500 lira maaş alıyorken, maaşın 647 liraya düşürülsün üstelik kadroluyken, sözleşmeli personel olsun statün, senede 1 ay ücretsiz izin verilsin, görürüm o zaman o nazik götlerinizi.

bu adamların özlük haklarını gasp etmeye çalışan adamların, "maliyeti fazla" diye kendi çaplarında ekonomi uzmanlığı yapan adamların aynı tekel'in alkollü içki bölümünü mey içki'ye içindeki stoklarla beraber 292 milyon dolara satıp, mey içki'nin yatırım yapmadan 1,5 sene sonra vergi dahil yaklaşık 1 milyar dolara yaptığı satışı ağzı açık izleyen adamlar olduğunu da belirtmek isterim.

adam elini soğuk sudan, sıcak suya sokmadan 1,5 yıl içinde yaklaşık 600 milyon dolar kar edecek, sen buna trene bakar gibi bakacaksın. sen bu adamları hem atıl hale getireceksin, hem çalışma ortamlarını ellerinden alıp yatıracaksın, hem yatıyorlar diye şikayet edeceksin, hem maaşlarını kuşa çevireceksin, hem özlük haklarını gasp edeceksin üstüne de kimsesizlerin kimsesizi edebiyatına vuracaksın.

orhan baba'dan alıntılayan hasip kaplan'ın da dediği gibi; batsın bu dünya, işte arabesk bu!
yağmur çamur demeden 1 aydan fazla süredir direniyorlar. 1 ay..! ankaranın soğuğunda, karasalında sokaklarda sabahlıyorlar. hepsi köleleştirilmeye, 4c ye hayır demek için, zincirlerini kırmak için tek bir amaç uğruna toplanmış. türkişin türlü dalaverelerine ve genel grev kararını hala ısrarla açıklamamasına rağmen direniyorlar. istediklerini elde edinceye kadar da direnecekler. onların lügatında "ölmek" var "dönmek" yok.
onurlu tekel işçilerine bin selam olsun.
4c statüsünün çağdaş kölelik statüsü olduğunun farkında olan, özlük hakları için direnen, yattığı yerden para kazanmak değil, yalnızca hakları korunarak çalışmak isteyen, an itibariyle 150 tanesinin açlık grevinde olduğu, direnişçi işçi grubu.
niye devlet bir türlü anlamak istemiyor o insanlar hedeflerini. daha ne kadar ciddi olabilirler. çocukları tıpkı bizler gibi üniversiteye hazırlanıyor, kendileri bizler gibi olmasa da kirada oturup aile geçindirmeye çalışıyolar. yani haksız bir şey için mücadele vermiyolar. biz ise Cumhuriyet tarihinin en büyük aydınlarından birini vurmuş birisini kahramanlaştırarak kulaklarımızı tıkıyoruz. yazık, çok yazık.
bugün evime aldığım 3 gazetenin de ilk sayfasında başladıkları açlık grevi hakkında tek satır yazı olmayan işçi grubu.sen git baş sayfanda amerikan silahlarını yaz,ağca'nın şovunu yaz ama işçin ölüm orucuna gidiyor onlara orta sayfanda 2 satır yer ver.ama varsın hiç yazmasınlar tekel işçileri sonuna kadar direnecekler ve kazanacaklar.
medyanın tekelleştiği günümüzde görmezden gelinen, ölseler bile çoğu hükümet yöneticisinin umrumda olmayacak olan işçilerdir. bizler görüyoruz ve duyuyoruz seslerini ama.

iş pkk ya da terörist başına gelse, sesleri cumhurbaşkanına kadar duyulup, muhattap alınıp, diyalog içine girilir.
bugun ellerinde ekmekle chp genel başkanının yanına gidip gözyaşlarıyla iç burkmuş işçilerdir.
hükümet , yandaş medya ya da diğerleri onları görmese de tüm kalbimizle destek verdiğimiz onurlu işçilerdir.
4-C öncesi halleri.
1200 ila 1500 lira arasında maaş alırlar.(3-4 bin liradan bahsedilen eylemde olmayan mühendis tekniker tayfasıdır.)
Sendika hakları vardır.
Kadrolulardır. Yani meslekleri garanti altındadır.
Haftada 1 gün izin hakları vardır. (muhtemelen pazar)
işten kendileri kaynaklı atılma dışında atılma durumları yoktur.

4-C Yasasından sonra.
600 ila 750 lira arasında maaş alırlar.
Sendika hakları kesnlikler ortadan kalkmıştır.
Kadrolu değil sözleşmeli çalışırlar ve 10 ay sonra sözleşme yenilenirse devam ederler yenilenmezse işsiz kalırlar.
Ayda 1 gün izin hakları vardır.
10 aylık sözleşme dahilinde patron istediği her an işten atabilme yetkisine sahiptir.

Tekel işçileri tüm bunlara karşı çıkan ve yaklaşık 40 gündür direnişteki insanlara verilen addır.

Bu durumu içine sindirip bir de üstüne polis vs. nin müdahalelerini meşru görenlerin
babalarının analarının da tekel işçisi olabileceği ihtimalini yok saymaları ve dolayısıyla
Yedikleri baba parasının bu gün dahi kesilebilceği bir sistemde yaşadıklarının farkında olmayan
Parazitlerin görmezden geldiği insanlardır.

(bkz: 89 bahar eylemleri)
(bkz: 91-92 zonguldak direnişi)

Ve bu gün Tekel işçilerinin dışında devam eden direnişlerden bazıları.
Rent A.Ş
Kent A.Ş
izmir park bahçe işçileri.
Çemen tekstil işçileri
Eczacılar.
Sağlık işçileri.
Arçelik işçileri.
Bafra temizlik işçileri.
Gökçe su maden işçileri.
Rize Belediye Çöp toplama işçileri.
Torgem işçileri
Ve daha uzayıp giden koca bir liste.

Çok şaşırdın değil mi öyle senin bildiğin gibi laylaylom değilmiş yaşadığın ülke.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar