bugün

âğuş'u nev-bahâr'da, hâbîdedir cihân;
sürsün sabâh-ı haşr'e kadar, hâb uyanmasın.
*
(bkz: ibret alınıyor)
az önce yağmuru sen sanıp bir miktar yaşadım.
bir miktar yaşadım seni hasretin baş aşağı.
elimde kaşağı, kağıtlar asil bir at gibi,
yaşıyorum her zerresini seni götüren yasağın.
Ne hasta bekler sabahı
ne taze ölüyü mezar
ne de şeytan bir günah
benim seni bekledğim kadar.
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana

Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana

Sihr ü efsûn ile dolmuşdur derûnun ey kalem
Zülfü Hârut'un demek mümkin ki nâl olmuş sana

Şöyle gird olmuş Firengistân birikmiş bir yere
Sonra gelmiş gûşe-i ebrûda hâl olmuş sana

Ol büt-i tersâ sana mey nûş eder misin demiş
El-amân ey dil ne müşkil-ter suâl olmuş sana

Sen ne câmın mestisin âyâ kimin hayrânısın
Kendin aldırdın gönül n'oldun ne hal olmuş sana

Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden
Lâ'lin öptürmek bu hâletle muhâl olmuş sana

Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm
Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana ..

(bkz: nedim)
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey

seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum... *
senin gözlerin dünyanın en güzeli
çünkü, bilirim görür bende kimsenin görmediğini.
üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar
*
ak saçlı başını alıp eline,
kara hulyalara dal anneciğim.
o titrek kalbini bahtın yeline,
bir ince tüy gibi sal anneciğim.

sanma birgün geçer bu ayrılıklar
gecenin ardında gene gece var.
çocuklar hıçkırır anneler ağlar
yaşlı gözlerinle kal anneciğim.

gözlerinde aksi bir derin hiçin,
kanadın yayılmış çırpınmak için.
bu kış yolculuk var diyorsa için,
beni de beraber al anneciğim.
ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum

durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar

sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız

işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.

küsmesi,barışması,ayılması,bayılması

hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması

meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!

iyi sevgili* insanın ömrünü uzatır derdi.

bir sürü adam* girdi hayatıma

hepsi ağzıma sıçtı..
giderken bura için,
gelirken ora için
sakladığın kendini böldün ki yarım'a
iki kez yaraladın bir yarım yara için.
unutmak kolay mı deme,
unutursun mihribanım,
oğlun kızın olsun hele,
unutursun mihribanım...
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ger derse fuzuli ki güzellerde vefa var
aldanma ki şair sözü elbette yalandır.
aradığın şey o kitaplarda değil,
aradığın şeyi okuyarak bulamazsın.!
sende eksik olan şeyi gözlerinle tamamlayamazsın.!
aradığın şeyi dünya’da arayacaksın,
aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın.!
dünya’da ki tüm kitaplar,tüm hesaplar,akıl oyunları,sayfalarca laflar, sevginin yerini tutmaz.
okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.!
ne atom bombası
ne londra konferansı
bir elinde cımbız
bir elinde ayna
umurunda mı dünya ?

(bkz: orhan veli)

ezberimde olan tek serbest şiir. lise boyunca edebiyat dersimi kurtarandır.
bülent ersoy şarkı yapmayaydı iyiydi.
gökyüzünün kalkıp dudaklarıma bir değmesi var,
oysa kapılar var,
duvarlar var,
perdeler var.
diz dize.
aşkın nöbeti tuttu
gül yüzünü görmedikçe ayılmaz
ağzım dilini yuttu
muhabbetin sahtesine açılmaz
sevmeyi bilirsin
acıyı tasayı bilmezsin lakin
zaman davul senin mekanında
tokmak senin elinde
mekan hayallerinde
hayal senin elinde
sen istediklerinle cirit oyna
ben isteyebileceklerimin sınırında
volta atarım boyuna
aşk sana oyun
bana ibadet
sesinin sihrine takılmış koyun
bulamaz ülkende bir gülüş saadet.
(...)
size imrenmiyorum çünki
çünki ölümsüz gibiyim yalnızlığımda
çünkü yalnızlığımda öyle güzelim"

T.U.
ne hasta bekler sabahı
ne taze ölüyü mezar
ne de şeytan bir günahı
seni beklediğim kadar.

nfk
........

ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
bir cıgara atmışsak denize
sabaha kadar yandı durdu.
kendi olarak, sana gelen-
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- -
o, işte...
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

Ülkü tamer.

http://www.youtube.com/watch?v=5xR9OB9UiYg
kavuşursan meşk olur,
kavuşamazsan aşk olur.*
ne efsunkar imişsin ey didar ı hürriyet
esir i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten

namık kemal - hürriyet kasidesi