bugün

dersanenin dağıttığı ozpack'lerden haki renkte olanlardan almıştım. tesadüfen o gün de haki giyinmiştim. adım hakigiyenadam olarak kaldı.
küçükken anneannem kızdığında, yarı öfke yarı şefkat karışık söylerdi. tam olarak nedir ne iş yapar bilmem essek cobani. sormadım da anneanneme nedir bu çabanlık meselesi diye. şefkat olayı falan da benim kendi uydurmam, belki hakikaten çok kızdığında aşağılayıcı olarak kullanıyormuştur ama yok ya koskoca anneanne torununa öyle şeyler söyler mi hiç. kesin sevdiğinden söylüyormuştur. *
Jahrakal - The Troll Warlord Hikayesi * *
Sentiel,Scourge'a karşı birliklerini toplamaya başladığı zaman,Troll savaşçılarının çoğu, kendilerine yapılan yardım çağrısına karşı çıktı. Hatta bazıları Scourge tarafında yer aldı.içlerinden sadece Jah'rakal adlı genç bir savaşçı Sentinel'e katıldı. Troll dilinde " göz kamaştıran balta " olarak bilinen, 2 baltasınıda gözün anlayamıyacağı bir hızda ve karşıdakini kör edicek kadar hızlı kullanabildiği harika bir tekniği vardır.Ve Troll'un meşhur öfkesi,onu müttefikleri arasında bir efsane yapmıştır.Jah'rakal ne Sentinel için,ne de Atalarını savunmak için savaşmaktadır.Onun tek amacı, Elf'lere,insanlara ve orclara, troll'lerin en iyi savaşçılar olduğunu ispatlamak istemesidir.
o sırada okuduğum en sevdiğim karikatür dergisinden esinlendiğim ve ondan esinlendiğimi belirtmek için almıştım. kamuoyuna duyurulur.
o gün canım bal ve kaymak çekmişti.ama evde hiç bişe yoktu.açlıktan aklıma başka bişe gelmedi azizim.
reklamlardaki inatçı lekelere ithafen "aslında o lekeler benim, aslında ben ünlüyüm" mesajı vermekti.
(#13382614)
çok ama çok derin mevzu , anlatılmaz yaşanır denilesi olay.
ahududulu yaşpastaya olan zaafımdan dolayı.
Sözlük jargonu ilen son nesil filolog olaraktan, toplumun bu bilimin adını ilk duyduğunda yaptıkları espriyi kendime nick olarak seçmekten gurur duyar, esenlikler dilerim...
almanca çalışırken aklıma halid ziya uşaklıgil in mai ve siyah adlı romanının gelmesiyle oluşmuştur. ayrıca en sevdiğim renklerdir.
universitedeyken, java içerken java yazmayı hayal edişimle ortaya çıkan bir hevesti.
(bkz: guns n roses)
mensubu olduğum müzik forumundan dolayıdır.

ha forum çöktü, o ayrı.
sadece sözlüğe üye olmak için kıytırık bir isim ararkene evin önünde duran arabam gözüme ilişti ve aha deyip yazdım ama kabul edilmedi ve bende başına x koyup devam ettim.
internet üzerinde kullanılan "asdsadasd", "dwqdwqdwq" veya "ksjadklwhqjlkdqw" gibi gülme şekilleri ilk moda olduğu zaman karşı tarafa aynen o şekilde güldüm, farkında değildim ama ortaya "şewakldawk" çıktı. o sırada yazışmakta olduğum rahmetli nur arkadaşım da "o ne demek" diye sorunca küçük bir gülümsemenin ardından facebook'ta kullanmaya başladım. sonrası malûm..
küçücük ufacık bir ergenkene, ekşi sözlüğe yazar olma hayaliyle giriş yapıyordum. onu denedim, böyle nick olmaz dedi, şunu denedim bu var dedi, ben de 'lan nie ki, ne dertmiş' filan derken nie ki kaldı. patladı gitti.*
doğduğumda bacak aramda asılıydı, yaşım ilerledikçe oda normal sayılabilecek ölçülerde gelişti.( yanlış anlamış olabilirim nick olayını)
nick altıma çeşitli yorumlar döşenince hikayeyi anlatmak farz oldu.

samanla uğraşan varsa bilir. he lan bildiğin ineklerin yediği saman. köy çocuğuyum bildiğin anadolunun küçük ve sevimli köyü işte. daha 10-11 yaşlarında çocuğum tarlada saman basıyoruz.basmak deyince torbalıyoruz nişantaşı çocugu.neyse bu saman işi de zor bir iş ağzına burnuna kaçıp durur tozu. sabahtan akşama kadar tarlada samana belendikten sonra akşam hava kararınca tarlanın altında göl vardı.abimle tuz görmüş keçi gibi seyirdirdik göle. tabi sen keçinin tuza niye seğirttini de bilmezsin entel abi.neyse işte bu bende alışkanlık yaptı.geceleri suya girmeye başladım.

neyse benden öğrenceğin bombaya geldik entel abi seni de düşündüm tabi.akdenizin akdenize kıyısı olmayan ilinden kıyıya yakın olan iline üniversiteye gittim. bir de sevgili yaptım hemde bildiğin sosyete sizin semtten yani.ardından ver elini olimpos. hatun güneşlenelim diyor gidiyoruz güneşin altına yağlıyorum ama sudan hiç zevk aldığım yok geceleri girmem lazım. hatunu taktım koluma indim tekrar sahile bilen bilir büyük ihtimal sende bilirsin entel abi olimpos sahilde enstüruman çalıp ateş yakan tipler olur bir yanda müzik bir yanda su bir yanda hatun yunan tanrıları yaşayacak yeri bilirmiş ağa.aslında ben köylüyüm ya seviyom böyle doğal yerleri. hatunu zorla ikna ettim ellerinden tutup beraber denize girdik. abi hatun ilk başta üşüdüm dedi sonra gözlerime bakıp senden önce yaşamıyormuşum dedi. bende gece denize girmeden evvel yaşamadını düşündüm.işte böyle güzel bir zevk dedim. ulan adam senden önce yaşamıyormuşum deyip beni ballı öpücüklerine gömdü. sonra ayrıldı benden entel abi benden öğrendiği zevkleri bulamamış geri geldi ama ben yoktum. neyse entel abi saralım birer tane yapıştıralım.
hikayeye ne gerek... (bkz: aman be)
ekşinin bi radyosu var bilen arkadaşlar vardır. podcast olarak indirdim dinliyordum bi ara otobüs yolculuklarında. gökyüzünde karpuz kesen kırgızlar'ı betty puf puf die bi hatun sunuyor. sesi gayet tatlı olsa da kendisini görünce acayip şaşırmıştım bunu da söylemeden geçemem, sahip olduğu kilolar nedeniyle. neyse babacım. işte yazarlar mail falan mı atıyolar ne yapıyorlarsa yayın esnasında betty de bunları okuyor falan filan. efkarın ukala yaptığı akil diye bi eleman var sürekli yazan. derdi hatunu kaldırmak mıdır nedir bilmiyorum ama herif paso mesaj atıyo. bu hatunda çocuğun nickini o kadar hızlı okuyo ki hiç bi bok anlamıyorum arkadaş. ne diyo olum lan bu diye anlamaya çalışsam da çabalarım başarısız çıkıyor her seferinde geri alıyorum kaydı falan ama e-eh kurtarmıyor bir türlü. neyse bi gün bi arkadaş ne dinliyorsun öyle gülerek lan dedi. ben de kısaca anlattım. çok fazla bilen araştıran bi adam değildi az çok sözlük kültüründen bahsettim. enteresan nickleri olan adamlar var oğlum lan falan diyorum. mesela bi herif var efkarın uçkura yaptığı akım diye çok enteresan bi nick lan bence diyorum çocuğa. gülüyoruz mülüyoruz.
neyse sonra ekşiden onaylanmam 2023'e kadar sürebilir diye ulu'ya takılıyim ben de bari deyince,bi nick arayışına girdim tekrardan. efkarın uçkura yaptığı akım diye arıyorum gugıl amcada bi türlü sonuç vermiyor, yanına ekşi mekşi yazıyorum yok abi. sonra 1 saatlik uğraşlar neticesinde nihayet meğerseM efkarın ukala yaptığı akil olduğunu öğrendim o nickin. haliyle de efkarın uçkura yaptığı akım bana kalmış oluyordu fekat çok kolpa duracağından mütevellit değiştirmek istedim o sırada öseseğ möseseğ derken karşımda fizik kitabı basınç açık falan sıkıntının uçkura yaptığı basınç olsun babacım dedim. beğendim de öyle yaşıyoruz birlikte.
tamam lan biraz abazan ve sapıkça bir söylem gibi duruyor ama aslında değil ha,çok samimi içten gibi hissediyorum ben bu nicki,sanki bizden biri gibi. ama sözlüğe bir daha gelmiş olsam alacağım nick: havada vurgun yiyen marjinal kuş olurdu... patenti ben de ha ona göre.
(bkz: kime ne)
bir şehir efsanesidir.

(bkz: uyku haplı gazoz)
potasyum siyanid; badem kokulu bi zehirdir. aşure, güllaç gibi tatlılara konulursa hiç farkedilmez. kayısı, kiraz, şeftali gibi meyve çekirdeklerinde bulunan renksiz sıvı, siyanür tuzu. Anında geberten cinsten zehirli madde. yani dilinize değdiği anda her şey için çok geçtir. zaten miktara bağlı olarak en fazla 15 20 saniye içinde öldürür. Ayrıca Sadece Bu Yeterli Değil'in Galicia albümünün ilk parçasıdır.
sevgili sözlük yazarları...nickimi öğrenen değerli arkadaşlarım. nickimi kime söylesem "o ne lan puhaha" gibi tepkiler veriyorsunuz beni rencide ediyorsunuz.evet haklı olabilirsiniz.çünkü ben bu nicki ergenlik zamanımın şuursuz günlerinde internet ortamında çözdüğüm bir "karakter testi" nin sonucunda buldum.kıytırık bir çevirme sitesi * nde de çevirttirdim. gaddar öğretmen diye çevrilen bu nicki, nick kasmaktan nefret eden ben sözlük nicki olarak kullanmaya karar vermiştim. biz ergenken böyle absürd yabancı kelimelerden oluşan nickler modaydı. badgirl'lerin, crazboy'ların arasında yetiştik biz yapmayın din kardeşiyiz.