bugün

bazen müzik dinlemeden yürüyemiyorum. özellikle kalabalığın arasından geçerken dinlediğim müzik bana güç veriyor.
'' yaşamak hüner değil, seninle ölmek istiyorum.
sevişmek hüner değil, yanında yaşlanmak istiyorum...

koskocaman 1 yıl oldu, koskocamannn .) acısıyla tatlısıyla dolu, ama bir o kadar umutlu 1 yıl... seni ço0ok seviyorum demek isterdim ama seni bu kadar az sevemem.

ben seni sonsuzluğu simgeleyen ''n''in karesi kadar seviyorum.
1 ''n'' benim için
1 ''n'' senin için
çünkü biz, iki ayri bedende atan tek yüreğiz. ''

Diye bir entry gireceğim saat 12'de sözlük, aramızda kalsın ha.
kelebeklerden korkuyorum. *
sana değmez bu sitemler sana değmez..2008 den beri her gece ..tamda bu saatte..hep var ol serdar kral.
bir dönem moda diye metal fırtına kitap serisini okumamama rağmen herkese okudum dedim.
elektronik müzik manyağı,rock'cılara ön yargıyla bakan ve nasıl dinliyorlar bu müziği amk diyen bi adamdım rock&metal'in krallarıyla tanışmadan önce *
aşık olan yerlerim ağrıyor.
grip oldum, sürekli hapşırıyorum. monitörüm minik parlaklılarla doldu.
son 1 aydır cep telefonuyla irtibatımı nerdeyse tamamen kestim sözlük nasıl rahatladım anlatamam hem param cebimde kalıyor hem de bir yığın insanla muattap olmuyorum gün boyu telefona bakmıyorum diyorum olup bitiyor ha zaten yemin etsem başım ağrımaz. zaten nadir kullanırdım ama böylesi çok daha iyi oldu eve geliyorum taa bu saate kadar bi telefona sahip olduğum bile aklımdan geçmiyor bu saatte de alarm kurmak için bakıyorum. * darısı internetin başına artık.
iyi peki tamam oldu o zaman bakınızını seviyorum.
itiraf ediyorum her zaman son yediğim mandalinanın son olmayacağını düşünerek atıyorum ağzıma.sonrada yeniden etrafta aradığımda bulamayınca yine o duyguya kapılıyorum.bazı şeylerin son olduğunu bilmek moralimi bozuyor.son olmadığını bilmeden yapıldığında sonradan anlayınca da hayal kırıklığına uğruyorum.ayy neyse.bu da böyle bir itiraftı işte.
bazen en yakın arkadaşlarımı bile yapmacık buluyorum.
Allah'ım... bizim hayır bildiğimizde şer, şer bildiğimizde hayır oluyor hakikaten. yaşatarak öğrettin. şükürler olsun...
temizlik hastasıyım her sıçışımdan sonra 40 dk banyo yapıyorum.istemesem bile elimde değil.olmuyor.
artık seninle yapamıyorum.
insanlara unut derken, kalbimin bir köşesi senelerdir onu unutamıyor. lanet olsun.
itiraf okumaya bayılıyorum. ilgilendiğim konularda insanların benim gibi düşünmesi sevindirici. Aslında iyi bir kılavuz şu itiraf başlığı. Seviyorum sizi canlarım.
yine hüsran yine hüsran sözlük.cidden artık ismail yk nın ulvi felsefesine inanmaya başladım. benim beğendiğim beni beğenmez beni beğeneni ben beğenmem.
(bkz: bu işte bir iş var)
seni başka sözlüklerle aldatıyorum sözlük. ben en azından herşeyi iyi de olsa kötü de olsa yüzüne söylemeyi tercih ederim.. hayatım boyunca arkadan konuşanları allah'a havale ettim. bu yaptığım hareketle de birkaç kişi de olsa vesile olursam ne mutlu bana. herkes herşeyi direk yüze söyleyebilmeli, arkadan iş çevirmemeli. unutmamalı o güzel günleri, anılarla gönülleri hoş tutmalı, avutabilmeli, hatırlamalı, sevgiyle anmalı, yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı.. iyi geceler sözlük.
şu msn penceresinin alt kısmındaki yenilikler bölümünden nefret ediyorum. çünkü onun sayesinde farkına vardım ki özlemişim be...
çok fazla pişmanlık duyuyorum sözlük.

çok kızın bekaretini bozduğum, kedi öldürdüğüm, damacana ile seviştiğim, referanduma evet oyu verdiğim, komünistim deyip convers giydiğim için değil ama. onlardan pişmanlık duymuyorum, aferin bana.

kalp kırdığım için köpek gibi pişman oluyorum. anneme "ne şimdi bu allah aşkına" diye çemkirdiğim, babama "kalk baba şu bilgisayarın başından, aaa" dediğim için, kardeşimi küçükken patakladığım için, ortaokulda hoşlandığım çocuğa şaka olsun diye tokat attığım için, kovulduğum iş yerindeki bir amcaya "bu gereksiz, ben karar verebilirim" diyerek otoritesini sarstığım için, aşık olduğum adama düpedüz küfrettiğim için ve hiç de kötü niyetli olmayan arkadaşlıklarım için aylarca kavga ettiğim için, o kötü niyetli olmayan insanları kalplerini kırarak kendimden uzak tutmaya çalıştığım için, en yakın arkadaşımın ne kadar çekingen olduğunu bile bile yapmadığı şeylere sinirlenip çemkirdiğim için, hayatıma girmek isteyen insanlara kendilerini bok gibi hissetmelerini sağlayacak şeyler söyleyerek adeta s.ken seviliri gerçeklediğim için, iş görüşmelerimden birinde "siz bu parayla biraz zor mühendis istihdam edersiniz" deyip görevini yapan beygir gibi hatunun ağlamaklı olmasına neden olduğum için, zor günlerimde yanımda olan insanları aşk uğruna terk ettiğim ve yok saydığım için, iyi niyetimi anlatmaya çalışırken folikül kistlerimin gazabına uğrayarak kaba ve rencide edici konuştuğum bir de üstüne kendimi suçlu çıkardığım için, 5 yıl önce anneanneme yandan kötü baktığım için, 2 yıl önce teyzemin telefonunu açmadığım için, libya'daki arkadaşım aradığında telefonda uyuyakaldığım için, ilk sevgilimi lost'un üçüncü sezon sonunu söyledi gibi bir sebeple terk ettiğim ve üzerine hiç özür dilemediğim için, aşk ile savaşı karıştırıp asla barışı sağlayamadığım için;

en çok da fedakarlık ve vicdan ile paranoyayı karıştırıp geçmişimdeki kırgınlıklar için üzülerek kendi kalbimi mütemadiyen her an kırdığım için pişmanlık duyuyorum.

dünyanın en çok pişmanlık duyan ve en çok iş teklifi reddeden hatunu benim.

sonuç olarak rate my avatar'ın da dediği gibi: biri beni ağzımdan yüzümden kan akana kadar dövsün istiyorum amına koyayım.* nefes alamadan dayak yemek istiyorum.
bu gece dünyaya ne kadar dar bir açıdan baktığımı fark ettim. ön yargı denilen bir illetin gözlerimi ne kadar kör ettiğini. insanların göründüklerinden ibaret olmadığını anladım. önce kendimden çok utandım. sonra geçmişimden. sonra onlar diye adlandırdığım insanlara olan tavrımdan... şimdi anladım ki herkes kendi doğrusunu yaşıyormuş. doğrular sana ve bana göre değişiyormuş. bana ise sadece o doğrulara saygı duymak düşüyormuş.
akademik kadro ilanına başvuracağım için, çukurova üniversitesinde (tercihen hukuk) okuyan bir uuser var mıdır acep, meraktan ölüyorum sözlük. varsa şayet, bir msj ltf pls çk tşk kib öpt aeo.
dün akşam yeğenim bana yaptığı resimleri gösterdi.(1. sınıf) resimdeki çizilen herşeyin bir koruyucu öğresi bulunmakta koruma iç güdüsü fazla gelişmiş canım benim. neyse hadi bana bir resim çiz dedim sonra bende aldım elime bişeyler çizeyim dedim uzun zaman olmuş.bana bir kale yapmış heykeli bile var bahçesinde. galiba beni rapunzel yaptı burda da bir koruma iç güdüsü seziyorum ben yine.
neyse bende kendime pembe panjurlu bir eb yaptım. ömrümde yaptığım en güzel evdi nasılda çizim taktikleri ürettim birden öyle:))
artık arkadaş istemiyorum sözlük, insanlara değer vermek, insanları önemsemek, ne severler ne sevmezler bilmek, kırılmasınlar diye düşündüklerimi saklamak, ince düşünceli olmak, ya üzülürlerse diye her kelimeyi her davranışı dikkatle seçmek, her istediklerini elimden geldiğince yapmak, insanlara gülümseyip belki bir parça gülümsetebilirim diye düşünmeye çalışıp gülümsemek, kibar olmak, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak ve daha da iyi olmak için kendimi hırpalamak, daha iyi nasıl olurum diye düşünmek, bugün kimi mutlu edebilirim diye düşünmek istemiyorum!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!. hiç kimse değmiyor, herkes değmediğini en iyi şekilde kanıtladı. ama beni kendimi olduğum halimi var olanı değiştiremiyorum, başka türlü davranamıyorum!!!!!!!!!!!!