bugün

uzun zaman sonra güzel bir gün geçirdim diyebilirim. hem de pazara denk geldi. emeği geçene teşekkür ederim.
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim. Oysa ne de güzel gülerdim.
Bazen istediğim bir şey için fazla çaba harcamıyorum hoş fazla değil hiç harcamıyorum. Böyle her şey bana gelsin ben hiç yüz göz olmayayım diyorum. O da olmuyor işte.
Her seçim yapmak zorunda kaldığımda, seçmediğim o diğer şey aklıma takılıyor. Onu seçsem de diğeri takılacak. ikizler burcu da değilim ama bilemiyorum niye böyle...
Eskiden popo düşkünüydüm, yaşlandıkça memeci olmaya başladım. Meme görünce tansiyonum çıkıyor, kalp daha hızlı atmaya başlıyor...
*
Bir kere daha geldim bu güneşli şehre sözlük. Sabahın 8'inde" kapıdayım" yazdım. Perdeyi açıp beni görünce inanamadı. Olan bitene girmeden sarıldık sözlük. Bunlara girmeye, açıklamalara gerek yoktu.

Döneceğim zamansa gözlerime bakamıyordu. Onun için zorluğunu bildiğimden bir şeylerle uğraşıyor gibi yaptım. Daha önce beni yolcu ederken de o bir şeylerle upraşmıştı, ben onu beklerken de: "hadisene ama bakamıyorum böyle giderken işte" demişti.

Açıkçası ben hiç o kadar duygusal değilim galiba; ama insanlar üzerindeki etkilerimi önemsediğim için doğru yerde doğru hamleler yapıyordum. Sonuç olarak benim için tahmin edilebilir bir gelişmeydi ve istediğim ortama yakın bir ortamda gerçekleşti.

Şehre ilk adımımı attığım zamansa beklemediğim bir şey olmuştu. Bir fotoğraf ve üstü kapalı tarzda beni yanında istediğini belirten bir mesaj. Buna çok mutlu olmuştum. Elbette istenilen cevabı vermedim ve şehir dışındayım dedim. Sonuçta beni bazen az bazense inanılmaz derecede geren biriydi bu. Son zamanlarda ise cidden biraz fazla kaçmıştı. Tamam benim hamle yapacak çok zamanım olmuştu, ama pek istediğim tarzda değildi ortam ve bunları değerlendirmemiştim.

Bir de şu olay vardı mesela, ben bir teklifte bulunuyorum; hayır demiyor fakat uygun olmuyor (cidden), ama sonradan da bana benzer bir teklifle gelmiyordu. Yani insanın yapması gereken uygun olunca geri dönüş yapmaktır sonuçta.

Neyse açıkçası ağırdan sattım. Hoşlandığım herkes gibi o da dengesizdi, sadece çok daha fazla. Ben de son 2 yılın getirisi olarak çok rahattım, piçtim, kaybetmekle ilgili bir sorunum yoktu ve kaybetmiyordum, kaybetmeyeceğimi de biliyordum. Fakat bu kızda en farklı bulduğum, dikkatimi en çok çeken şey aynı zamanda aklımı dağıtan şeydi: "Bendr uyandırdığı ve sebebini bilemediğim o gerilim:".

Cidden aşırı etkilendiğim kişileri düşününce hepsi bir zamanlar bende bu etkiye sahipti. Neyse duyguları şimdilik geçeyim. Konuştuk ettik, uzun zamandır yapmadığımız kadar. Sonra beraber dışarı çıkmaya karar verdik. Ben bilerek biraz uzağa ayarladım, dönüşümden sonra kollarına koşayım kafam yoktu ne de olsa. Olsa da aynısını yapardım gerçi.

Tekrar neyse, bugün kaçta döneceğimi sordu. Bahaneyle karışık görüşelim ayağı yaptı. Gülümsetti. Yol + ders vs derken şöyle bir düşündüm, haberleşiriz dedim. Üstüm başım normalde olduğundan çok daha casual ama yapacak bir şey yok.

Yaptığı hamle hoşuma gitti. Ne olur bilinmez ama şu 2-3 günde işlerin gidişatı istediğim yönde değişti. Biraz hareketlenmek de canlandırdı. Bakalım yarın ve özellikle cuma gecesi neler olacak...
Bazı kişiler hariç insan sevmemeye başladım. Son birkaç gün önceye kadar böyle değildim ama bu hale getirdiler sonunda. Sevinin lan insanlığı katledenler!
sözlük erkeklerinden rahatsızım. malesef hiçbir hobileri yada zevkleri yok. en büyük zevkleri abazalık.

elbette türkiye az gelişmiş bir ülke. Türkiye'de bu yaşıma gelene kadar bende her genç türk'le aynı etkilere maruz kaldım. Ama bu etkilerle kendi tarzımda başa çıkmak zorundaydım.

kendimi geliştirdim. zeki ve entelektüel bir delikanlı oldum. Filtre kahve içiyor, günlük gazete okuyor, piramitlere, özellikle keops piramidine ilgi duyuyor, gıldamış destanında endiku karakterını beğeniyor ve zamanımı dolu dolu yaşıyorum.

benim gibi bir insanın burada olması alsında sizin için bir firsattır.

umarım bunun farkına varırsınız. zira ben pek ümitli değilim arkadaşlar.

Sosyal felsefeci ve antropolog Eric Fromm'un büyükbabası ünlü Yahudi hahamlarından biriydi. Bavyera'da yaşar küçük bir dükkan işletirdi. Hikaye bu ya, bir müşteri gelip, Talmud'u incelesini böldüğü sırada müşteriye şunu demiş, burada başka dükkan yok mu? Neden gelip ibadetimi bölmek zorundasın?

bende bu yazarlara böyle diyorum. neden burada yazıyorsunuz? başka yazacak yer yok mu? Sözlük kızlarıyla baş başa kalmak istiyorum bu o kadar zor mu?
(bkz: bayım saçmalamayın lütfen)
genelleme yapmışsın. olmamış o yazı.
TEYZEMGiL FiLAN GELMiŞ HEPiMiZ SALONDA OTURUOZ O. ÇOCUĞU KUZENiM YANIMDAYDI BENiMDE TiKiM VAR KARIN YANINA HANi BiRi BÖBREĞE KADAR PARMAĞINI DEYDiRiR YA O ŞEKiLDE BiR SOKTU SONRA DiĞER O. ÇOCUKLARI GELDi BUNLAR BENi GIDIKLIYORLAR , EN SON TAM ALLAH'INiZi KiTABINIZI SEViYORSANIZ DURUN DiYECEĞiME, ALLAH'INiZi KiTABINIZI Si**M DURUN DEDiM HERKES BiR AN BANA BAKTI ODADAN ÇIKIP TUVALETE BU itirafı yazmayA GELDiM iÇERi GiRERKEN NE YAPICAM BEN AMK.
Sürekli başım ağrıyor sürekli ama sürekli. sinir hastası oldum bu yüzden sinirden oturup ağlamak istiyorum nasıl sürekli ağrıyabilir ki? Bedenim bundan önce hiçbir şeyde bu kadar istiklallı olmamıştı. ışık ve ses en nefret ettiğim iki şey, lütfen güneşi kapatın.

Hayatımın fon müziği baş ağrısı yapıyor sanırım.
6 yıl önce yazdığım günlüğümden bir parça buldum. gelecek hedeflerimi kaç yaşında ulaşmam gerektiğini sıralamışım. 31 yaşında ulaşmayı hedeflediğim konuma geçen yıl nisan ayında ulaşmışım, daha 31 ime 5 sene var. bi gülümsedim, heyecanlandım, yanaklarım kızardı. ama çok zor oldu, oluyor. beynim, vücudum, ruhum. işimde başarılı olabilmek için binlerce şeyi kaçırıyorum, hayatı kaçırıyorum ve yine yetmiyor.. kurslara gideyim, ne bileyim bi enstrüman öğreneyim, başka diller öğreneyim, bi aktivitem olsun diyorum vaktim yok. güzelim gençliğim hergün 12-13 saat bir dakika kıçımın üzerine oturmadan, yemeden içmeden bebeğim gibi koruyup kolladığım bir mutfakta geçip gidiyor. meslek kader mi bilemiyorum ama bazen canıma tak edince neden benim de bir masabaşı işim yok, neden 8-4 çalışamıyorum diyorum. bazen yorgunluktan uyuyamıyorum. bi fondip absent içip, bi sarma ot içip yüz üstü bayılıyorum yatağa. bu gece de olduğu gibi.

gidip yatayım, yarın ömrümün kalan günlerinden birinin daha 13 saatini feda ederek yönetmem gereken mutfağıma uyanmam gerek.
konuştuğum hiçbir kadını sevmiyorum. neden konuşuyorum onuda bilmiyorum.
seni o çocukluk fotoğrafından çekip çıkartmak baştan büyütmek istiyorum baba. annenden babandan görmediğin sevgiyi şefkati sana ben vermek istiyorum. sahi o hiç doğru düzgün hissetmediğin görmediğin bilmediğin şeyleri bize nasıl verebildin? bazen keşke bu kadar iyi bir insan olmasaydın diyorum. o zaman belki böylesine özlemezdim seni.
Sonumuz çok kötü olacak.
Gece yurtta kulaklıkla porno izlerken kulaklığın çıkması ve odada 5 6 saniye son ses pornografik seslerin yankılanması sonucu seksüel utangaçlığım minimum düzeye indi. Her şerde bir hayır varmış.
Henüz tanışmadığım sevgiliyi özlüyorum.
Kendimi adıycak birşeyim kalmadi fazla. Bir şeylere tutkuyla bağlanmayalim ki delirmeyeyim.çunku insan birşeylerle uğraşmadikca deliriyor. Böyle birşey bulmalıyım artık.
Gece uyumak istemiyorum, vakit geçireyim, zaman öldüreyim gibisinden .. sonra sabah da kalkmak gerekirken uyanmak istemiyorum. Böyle bir dilemma.
Bakma şu an buraya sersebil şeyler yazdığıma şu an acaip gerginim şu gün bir bitse. .
insanlar kabullenmek istemedikleri şeyleri reddetmekten çok, hiç anlamamaya daha çok eğilim gösteriyorlar. işte bu durum da bilin bakalım kimi kahrediyor?
Bir sürü defterini kapatmış insan.. evet bir şeyler olsun diye bekliyorlar, açıklama bekliyorlar, cevaplar istiyorlar. Fakat cevapları kafalarına işlemekten fersah fersah uzaklar. Geçen gün bir arkadaşımla konuştum. Çocuğuyla telefonda bir konu üzerinde tartışırken eşi çocuğun elinden telefonu alıp kapatmış, ben hallederim deyip. Ve bunun da bir saygısızlık olduğunu kabullenmek istememiş. Kadın, artık susuyorum dedi. Anlatmak için çok uğraştım ama insanların kapattıkları defterler var, artık anlamayacaklar. Bu deftere sahip olanlara sadece susuyorum dedi. Karşımdaki insanlar değer verdiğim insanlarken susmak istemiyorum. Tekrar tekrar tekrar anlatmak istiyorum ama gücüm bitiyor. Zanamanında hem suçlu hem güçlü olmuş olsam da benim de gücüm bitiyor. Artık kapanmış defterlere bir şeyler yazmak için çabalamak git gide zorlaşıyor.
Bugün okula giderken dolmuşta şahit olduğum bir olay beni 15 sene öncesine götürdü sözlük.
Bir kadın 4-5 yaşlarında çocuğuyla birlikte bindi arabaya. Tam ısırmalık yanakları vardı sıpanın görseniz bi nasıl gülücükler saçıyordu etrafa. Bir sivil verdi kadın, çocuk için para vermedi. Şoför de 6 yaş üstü ücrete taabidir olmaz öyle şey falan dedi. Kadın çocuğunun 5 yaşında olduğunu söyledi ama adam ikna olmayınca onun için de para verdi ve arkalara doğru ilerledi. Yolculuk esnasında kadın oğluna bok vardı di mi takıldın peşime gibi şeyler söyledi. 3 kuruş yol parası verdi ya zoruna gitti tabii. Çocuğun yüzündeki gülümseme gitti ve gözleri doldu. Arabaya gülerek mutlu bir şekilde binen çocuğun bütün neşesini sikip atmıştı annesi oracıkta.
O çocuk bana sırf 75 kuruş yol parası vermemek için beni evde akşama kadar tek başıma bırakan ebeveynlerimi hatırlattı sözlük.
Maddi durumunuz iyi değilse kendinize bir zahmet dur diyeceksiniz ve çocuk yapmayacaksınız amk.
Bir yol parası için çocuğuna afra tafra yapıp onu gittiğin yere götürmemek nedir lan?
Benim bugün gördüğüm annesi ona laf söyleyene kadar etrafa gülücükler saçan çocuğun, 15 sene önce yalnız kalmaktan, karanlıktan, börtüden, böcekten her boktan korkan ama ailesi tarafından 75 kuruş yüzünden evde saatlerce tek başına bırakılan çocuğun ne suçu vardı amk?
Sizlerin gerizekalılığını bitirme tezime konu yapacağım.
2017 yılı bu aylar, 10 gün izin almışım izne gidip para yememek için kıbrıs'ta takılıyorum. akşamüzeri arkadaşım aradı falanca misafirim geldi akşam bi casinoya götürelim ortam görsün diye. çok ucuza bi polo gti düşürmüşüm ama pencereden izlemekten binmeye kıyamıyorum. tamam dedim yarına izin yazdır çünkü casinodan asla erken dönülmez. hazırlandık akşam 7.5 gibi çıktık. o arada ince bir detay oldu. berkay adında bi stajyerim vardı kulakları çınlasın. lojmanın asansöründe karşılaştık, şef nereye dedi, casino yapalım dedik dedim. yarım yamalak gülümseyerek ya usta casino parasından hayır gelme etme eyleme dedi. hadi len ordan işine bak deyip tersledim. neyse, gittik merit royal casinoya. hüseyinle bende ortalama 600 tl para var, misafiri sağlam gelmiş ben bu gece 4-5 bini piç edicem diyor. iyi, et. slot makinaya 100 tl salladım rus kurpiyerleri kesiyorum. casinolarda garsonlar öpücükle çağrılır ona buna öpücük atıyorum bişeyler istiyorum. jackpot denilen bi olay var, casinonun tamamında oynanan bütün oyunların her hamlesinin bahis miktarından % 0.5 oranında pay düşüp, jackpot sisteminin havuzuna gönderilir. jackpotta para birikir ve şanslı bir müşteriye düşer. her yerde ışıklar yanar müzikler çalar. ortalama 20-50 bin civarında seyreder. buna black jackpot denir, black jackpot en yüksek miktarı belirler. 2. ve 3. jackpotlar daha azdır, 500 tl, 2.5 bin lira gibi. bizim elemana 4 bin lira jackpot patladı, biz de avel avel kime düştü acaba diye bakıyoruz. para alındı. bu arada benim 100 lira 800 tl oldu 2.40 tl bete aldım otomatiğe salladım izliyorum. hüseyin de artıda. saat 12 olsun kalkalım başka biyere gidelim diye plan yaptık. ben 1.5 bin lirayla, o arkadaş da 3 bin lirayla kalktı. hüseyin fifti fifti. alkol aldığımız için ben soldan soldan 40la gidiyorum. ıslık çalındı bi arkadaş, nereye? casinoya. ben de gelicem dedi onu da aldık. nereye gidelim nereye gidelim, hadi elexusa gidelim dendi. gece 3 e kadar ben ne var ne yok verdim. 200 liram kaldı. hüseyin fifti fifti. eleman 4.5 bin lira yapmış. restorana inip işkembe içince kendimize geldik. eve kaçalım ufaktan muhabbeti oldu. hüseyinin arkadaşına para tatlı geldi tabi. 4.5 bin lira karda. normalde bu kadar artıya hemen çıkamazsınız. makina sizi saatlerce oynatır bu parayı vermesi için. bunu bildiğim için hani almışsın ilerisini düşünme al git modundayım. yok oynamak istiyorum dedi. o kafayla kalktık adanın öbür ucuna gittik limak'a. giderken elimizde biralar şarkılar türküler söyleniyor. eleman 2 bin lirayı salladı makinaya. beti 20 ye aldı, hüsoyla ben arkasında izliyoruz. en büyük parayı veren resim 7. ne kadar peş peşe 7 gelirse o kadar para derken makina bi patladı 24 tane 7 li. huge win! bi baktık 18 bin lira. haydaaaa.. kurpiyeri çağırdık parayı getirmesi için. kartı alıp gitti. abi napıyoruz? kalkalım mı? yok dedi. hüseyine 3 bin lira bana 3 bin lira hibe etti alın ezin bunu diye. oturdum, ilk basmamla birlikte 7 bin lira da ben düşürdüm. elimiz ayağımız titriyor noluyor diye. kurpiyerler gelip gidiyor bize bakıyor falan. paraları çektik çıktık. alkolden kör olmuşum 80 km yolu nasıl gideceğimi düşünüyorum. bi ara gözlerim kapanır gibi olunca arabayı bi night club'a çektim. yarım saat kadar striptizci ablaları izleyince kendimize geldik. koyulduk yola, ortalama hızımız 170 km saatte. rüzgardan arabanın içinde paralar uçuşuyor oradan oraya. alkolün bana verdiği yetkiye dayanarak deniz seviyesinden 2000 feet irtifaya tırmanıyorum..
bumm! makas atarken arabanın sol kıçını bir başka arabaya takıyorum ve 3 tur dönüp 1 takla atıp duruyoruz. araba havalanıp, tavanın üzerine vurup tekrar havalanıp 4 tekerin üzerine düşüyor. ağlaya zırlaya arabadan inip oramızı buramızı yokluyoruz eksik parçamız var mı diye.. kimsenin burnu bile kanamamış. gören araçlar geliyor iyi misiniz diye, polis geliyor çekici geliyor. ifade veriyoruz, sigorta şirketine haber veriyoruz. o gece karakolda ve hastanede geçiyor. ertesi gün sanayiye gidiyorum. adam 23 bin liraya aldığım arabaya 16 bin lira masraf çıkarıyor. motor pert. tavan pert. amortisörler pert. ebenin amortisörü diyorum.. hüseyin arıyor. beni merak etti diye aradı diyorum bi açıyorum arkadaşı gıda zehirlenmesinden yoğun bakıma alınmış. haydaa.. hüseyinin 3 kaburgası kırılmış yeni farkediyor haydaaa. sonraları ben arabayı hurdaya bırakmak zorunda kalıyorum. hüseyin iyileşiyor. arkadaşı kısmi felç kalıyor, 8 ay fizik tedavi alarak normale dönüyor falan.. bazı insanların haram paradan çok çektiğine şahit oldum, bizzat kendim de yaşıyorum. bu 'haram' neyse hiç hoş bişey değil sanırım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar