bugün

Dünya borç temelli bir köleleştirme sisteminin içine itildi.

Demokrasi denen deliler matinesi, bu köleleştirmenin ana motoru oldu.

Bütün insanlıktan tiksinmek için var olabilecek bütün nedenlere sahibim.

Adalet istiyorum!
Butun gun temizlik yaptim bulasik yikadim camasir yikadim enerjigim hastalik gitti derken an itibari ile bi kasvet coktu ustume halsizlestim uyku bastirdi. Amk ya iyilesmek istiyorum ben artik.
mazoşistim maalesef gerçek. ahahaahhahahabah umurumda mı ?
hayır.
Birisi yapacağım bir şeyi ben yapmaya başlamadan hemen önce "şunu yap" dediğinde. O işi yapmak hiç içimden gelmiyor.
kalbime takılan, beşiktaşta bir ihtimal,
rüzgara yazılı bir şarkı, bir garip hâl.
Binlerce insanı mağdur eden bir suç örgütünü çökertmek için gece gündüz uğraşıyorum ve bedeli ne olursa olsun uğraşmaya devam edeceğim .
Ben sanırım hayatı ciddiye alamıyorum,ne zaman hayatımda ciddi olacak bir şey olsa kaçışımda bu yüzden.Mesela geçen biri ile konuşmaya başladım görüşmedik bile daha,ama görüştüğümüz an ona karşı olan ilgim bitecekmiş gibi geliyor.Ayrıca biri hayatıma girerse hayallerimle arama bir duvar örecekmiş gibi de geliyor.Ayrıca beni benden başka kimse anlamayacakmış gibi de geliyor.O kadar soğumuşum ki insanlardan hepsi tenekeden farksız benim için,ses çıkarıyorlar ama içleri boş.
Gece gece yazıcam wp mp valla zor tutuyorum kendimi. Bugün dünya resmen tersine döndü. Baba ne yaşıyoruz biz? Seçim kazanıyoruz falan?

Kılıçdaroğlu zafer konuşması yapıyor lan.
Moralim bozukken “ahmetkarya”yı izliyorum, epey işe yarıyor.
Artık vur kaç timine dahil oldum.

iyi çocuk devri kapandı.
Uykum var okula gitmem lazim sinavlar basliyor. Enerjim yok mutsuzum. Yether ya.
bugünü idealizmi, ve kişiliğimi kaybedip canavara dönüştüğüm gün olarak hatırlayayım.
vazgeçmek ile geçmemek arasındaki ince çizgideyim. karmakarışık bir haldeyim.
Anı yaşamak çok eğlenceli çok güzel.. hayatımızdan hiç heyecan eksik olmasın.. dünyadaki hayattaki en güzel şey şu küçük heyecanlar. Yaşadığımızı ve kalbimizin attığını hissetmemize sebep olan o küçük şeyler ve yaşattıran insanlar iyi ki varlar.
Yaş ilerledikçe gençliğimi özlüyorum.
Yaşadıkça öğrendiğim bilgileri keşke Daha önce bilseydim diyorum.
Ve Bunca yıl hiç kimse için gözyaşı dökmesydim diyorum .

Hayat insanı keşke bir şans daha verse diyorum.. ama Yok öyle bir şey.. Biliyorum..
bugün çocukluğumun geçtiği insanlarla buluştum. biri öğretmen biri hemşire biri jandarma özel harekat. bense devletin kadro bile açmadığı kıytırık bir bölümden mezun olup alakamın olmadığı yerlerde sürünüyorum. ustelik bu adamlar okulu güç bela bitirken ben sehrin en iyi okulundan mezun olup cok yüksek puanlarla yerleştim. nerden nereye işte sözlük. insan çok üzülüyor.
yarın hayat bilgisi yazılım var ve çalışmadım.
ne zaman aptalca bir şey yapsam bedelini ödedim , ne zaman cesurca bir şeyler yapsam korkaklar tarafından eleştirildim. hala şunu anlamadılar. beni yargılayamazsınız çünkü ben düşsem de dizlerin kanasa da yürüyorum ve devam edeceğim.
bir şey var, adını koyamadığım. kırılmaktan öte, parçalanmak gibi. toplamaya çalıştıkça dağılıyorum. bir şey var, halledemiyorum.
yazacak halim yok, zaten mürekkep de bitmek üzere.
* geçenlerde masaların etrafında dolanırken (garsonum) telefonla görüşen yaşlı bir amca karşı tarafa şu sözü söyledi " oğlun evlenene kadar oğlundur, kızın ise ölene kadar kızındır."

* insanın vaktiyle çevresi ne ise "ona" dönüştüğü olgusuna inanmaya başladığım bir dizi süreç yaşamaya başladım. Yer edindiğiniz muhit/mahalle, komşularınız, işyeri, dostluklarınız, selam verip iki kelam ettiğiniz büfeciniz vs. değer yargıları ne noktada ise ona yönelimlisinizdir. Eğer buna karşı gelişleriniz her seferinde tavana çarpıyor ise zedelenen, hasar alan kişilik değerlerinizden başkası olmuyor, sosyal varlıksın işte amk, bir ömür odanda tıkılı kalıp izolasyonunu sağlayamazsın. Belki de aidiyetsizlik hissinin tesellilerinden birisidir bu açıklama (bahane) bilemiyorum.

* üşengeç olduğumu düşünürdüm keza olay başka yöne çekilmiş, yarım bırakmaları, bırakışlarımı hep met ederdim. illa da sonuçlanmamalı bir şey bırak hikaye yarıda kalsın at kafası ne gereği var. Bu alışkanlığa dönüşüvermiş. Şimdilerde yazıp yazıp siliverir oldum. Yaşamı ıskalamaya ve anksiyete krizleriyle boğuşmama sebebiyet verdi.

*bazı günler 2. Sigara paketimi açarken bunu kendime kabullendirmemek adına dünü salı bugünü perşembe yapıyorum. "Yok yok 1 günde bir paket işte olum, evvelsi gün aldın bunu." S.k kafalı daha dün akşam açıldı bu paket hepsini gömmüşsün işte az iç..

*neyse zaten hiç halim yok.
Ben Allah ve kısmen kız arkadaşım dışında bugün hiçkimse ne yaptığımı bilmeyecek.
Kız arkadaşımın yanına gidebilmek için sabahın 4'ünde kalktım. 7.30 da 1.5 yol saat sürecek olan otobüse binip yanına gideceğim.
Hava buz gibi.
Bu gibi havada 5.30 da motorla yola çıktım otogara gidebilmek için.
Sabah ezanı okunuyordu.
Ne yalan söyliyim hem ısınmak hem de namaz kılmak için girdim camiye.
Hayatımda kaç defa sabah namazı kıldım ki.
Böyle olmasını çok sevdim.
Teşekkürler herkese.
Karaktersiz, umursuz, umutsuz, ruhsuz bir insan olacağım. Ruhumdan, beynimden, düşüncelerimden uzak bir robot olacağım.
Cok yorgun hissediyom ben yine ya.
Ben bir otum sevgili sözlük.