bugün

kesinlikle gay değilim...
bugün 10 aralık pazartesi. hastayım biraz. son birkaç gündür çok sigara değiştirmekten boğazlarım yanıyor resmen. hafiften grip de var. normal. başka şeyler düşünüyorken pek ilgilendirmiyor boğazımın ağrıması ilgi beklemiyorum falan. keşke sadece grip olsaydım. fiziksel olsaydı. nasıl davranacağımı, ne yapacağımı bilirdim o zaman. belki bi nane limon biraz kalın giyinme ve sana çorba yapan bi arkadaş bikaç güne kurtarırdı durumu. ama öyle değil işte. insanı baştan sona etkisi altına alan bi şey geldi başıma. yemek düzenimi değiştirdi mesela. canımın çektiği şeyler bile farklı olur oldu. sokaktan geçerken yanımdan paytak paytak yürüyen 3 5 yaşlarındaki çocuk bile düşündürür oldu bana bu aralar. ağaçlar diyorum aslında ne kadar güzeller. kediler memnun mu acaba diyorum şu an şu yağmurda birinci katın balkonunun altına sığınmaktan, ne kadar yemeği karton kutudan minicik evi olsa da. arkadaşlarım daha şirin, sınıftan sevmediğim kızlar bile masum ve sevecen gelir oldu gözüme. herkese haykırasın gelir ya hani en basit saçma bi şeyi bile konuşmak istersin duramazsın yerinde. ne bileyim. sen olmayan hareketler yaparsın mesela işte. acaba diyorum. acaba benimle beraber kaç kişi daha beklentisizce kalbini teslim etmişti bu aralar birine?
Ehliyet dosyamı yaktım. inanabiliyor musunuz? 4 direksiyon sınavından da kaldım yani. Oysa güzel NFS oynarım ben :(((
Işten yeni geldim. 12 saati tamamlamadan çıkamıyorum bu aralar.
iş, ev vs hayatımın en boktan dönemlerinden birinde olabilirim.
Bedenen ve ruhen yorgunum.
Sürekli bir şeyleri kaçırmışlığın tedirginliği var. Sanki yarınki büt sınavına çalışmamışım ya da son treni kaçırmışım hissiyatı...

Biri gerçekten nasıl olduğumu soracak diye ödüm kopuyor.
gülşenin son şarkısını beğenmedim.
bir süredir gördüğüm ve hoşlandığım, ancak bir türlü tanışma fırsatı bulamadığım kızla dün bir partide karşılaştım. ayaküstü sohbet edip tanıştım ve "tamam daha fazla zorlamayayım, ilk tanışma tohumlarını attım. artık partiden sonra günlük hayatta karşılaştıkça konuşur işi hallederim" dedim ve kızın yanından ayrılıp eğlenmeye devam ettim.

aradan belli bir süre geçtikten sonra random sohbet ettiğim elemanlardan biri "şu arkadaki çekik gözlüye yavşamayı düşünüyorum" gibi bir laf etti. (çekik gözlü benimki oluyor) bunu duyan ben "yok, ona sakın yavşama" gibi, gerekçe göstermeye laflarda bulunuyorum. belli bir süre sonra alkolün de etkisiyle muhakeme mekanizmasını iyice kaybeden eleman "yok ben gidiyorum kızların yanına" diyor. çocuğun kolunda tutup "sen gel benle, ben sana başkasını bulacağım" diyip, o sırada partide tesadüfen denk gelen başka bir arkadaşımın yanına gidip "pınar, bak sana sevgili buldum, tanışın amk" diyip çocuğu kızın üstüne atıyorum ve kaçıyorum.

aradan belli bir süre geçtikten sonra çocuk geri geliyor ve "olmadı, kızın sevgilisi varmış" diyor. "siktir et" diyorum ve içmeye devam ediyorum. aradan belli bir süre geçiyor ve çocuk "ben bugün buradan yalnız ayrılamam, şu çekik gözlüye yavşayacağım" diyor. "ı-ıh! sakın!" diyorum. çocuk gitmeye davranıyor, belinden tutuyorum "dur, sakın o tarafa gitme" diyip çocuğu barın olduğu yere götürüyorum. (bu sırada çekik gözlü yarim bütün bunları görüyor mu, görüyorsa da ne düşünüyor hiç bilmiyorum)

barın oraya çocuğu bırakıp "bak burada istediğin kişiye yavşa, sıkıntı yok. ama benim olduğum tarafa gelme" diyip gidiyorum. daha sonra ne mi oluyor? çocuk ben gittikten sonra rastgele bir kızı kolunda tutup "sikişelim mi?" diye soruyor. (buraları başkaları bana anlattı, ben tanık olmadım) kız ağlayarak garsonlara şikayet ediyor bu durumu. çocuğu barın dışına çıkarıp bir güzel dövüyorlar. ardından onları ayırmaya gelen bir arkadaşım da arada sağlam tokat yiyor. (çocuğun sol kulak pert. hala duymuyormuş)

ben bütün bunlar tabii daha bilmiyor, mutlu bir şekilde yerime, kızlara yakın olan masaya geçip, ara ara kesişiyorum. kız da genelde benim ona baktığımdan fazla bana bakıyor. ama gitmiyorum yanına, çünkü siktiğimin elektro müziği doğru düzgün konuşmamıza izin vermeyecek, biliyorum.

derken kıza yavşamak için başka insanlar da geliyor. "şu çekiğe yürümeye gidiyorum" diye. hasta orospu çocukları, bana ne soruyonuz amk? direkt gitseler bir şey demeyeceğim. ama bana sordukları için hepsini geri gönderiyorum. bayağı pc oyunlarındaki escort görevi gibi. yada tank 1990 oyunundaki kuş gibi kız benim için. kimseyi yaklaştırmıyorum.

parti öyle veya böyle bitti. kız, başka bir kızla partiden ayrıldı. görevim başarıyla tamamlanmıştı. kızın kısmetini kapatmış, kimseyi, ama kimseyi yavşatmamıştım.

olay biraz abzürd gelse de, bence çok romantik lan! yani kız duysa güler sanki. (belki de fark etti, bilemiyorum)
Ee zeki Müren demiş zaten.

Bende sevdim bir zamanlar
içimde bin hatıra var
Dünya malı neye yarar
Dostluklarla Yaşıyorum diye.
Aşkın da gururu olmalı arkadaşlar kendinize saygınızı yitirmeyin daha kötü hissettiğim bi an olursa hayatımda bu anı hatırlayacağım.
salak gibi ünv.'yi erteleyip askerliği hiç tecil ettirmeden uzun dönem yaptım. başım göğe erdi, memleketi ben kurtardım. gençlik işte.
Romantik komedi filmlerinde çiftler hep birbirine, birlikte yemek yiyelim deyip, makarna pişiriyor ya çok gülüyorum buna. Aşırı saçma değil mi? Klişe de olabilir bilemedim.
Vallahi yoruldum, kendimi cok yasli hissediyorum.
su ana kadar ki her seyi annem sayesinde gerceklestirdim. bana hem anne hem babalik yapti. onun olmayisini bir anlik bile dusununce kalbimdeki aciyi fiziksel olarak hissediyorum. beni bu hayatta mutlu eden en buyuk sey de onu mutlu etmek oldu.
Bir ara pentagonu hacklemiştim. Sonra sabah güneşimi yüzlerce f-35 kapatmıştı.
bana ilgi duyan kadınlara ilgi duymuyorum. onlar bana sahip olmaya çalıştıkça ben onlara sahip oluyorum ve bu durumun farkında değiller.
bugün ilk kez ders anlattım ve olmak istediğim yerde olduğumu hissettim.
Bunu okuyor biliyorum. Dün seni çok üzdüm. Ama sen de hakettin.
Bu sözlükteki tiplerle dalga geçmek beni mutlu ediyor.
Sana ne şartlarda mesaj atıyorum haberin yok söylemiyorum diyen canım sevgilim şimdi attığın mesajın ne değeri kaldı?
yaptığım işi ve kazandığım parayı kıskanan arkadaşlarım var lan...
naylon fatura kesiyorum.
Hayaller dünyasında yaşıyorum. Kurduğum hayallerin çoğunun dizi senaryosu bile olabileceğini düşünüyorum. Nokta kadar bile olsa belli bir kısmının gerçek olmasını istiyorum.
Bugun kucuk bir trafik kazasi gecirdim. Surucuyken ufak tefek kazalarim olmustu fakat bugun yayaydim ve ilk kez bir araba bana carpti cok garipti.
Markete gitmem gerek lakin hava buz, kendimi dışarı çıkma konusunda kandıramıyorum.
süslü cümleler kurabilirim bunu benden daha iyi biliyorsun ama sadece şunu söyleyeceğim

unutamıyorum sevgili unutamıyorum.:(
Ben sodexo kartımın bile şifresini onun Doğum günü yapmışken, o bugün Twitter'a izmirli ve son derece güzel bir bayanla sohbetinden bir kesit paylaşmış.
Napalım, hayat.