bugün

12 sonrası uyumazsa ölecek olarak ayarlanmış biyolojik saatim.alarm kuruyorum gecenin bi saatine ama tam bu saatte uyumam farz.
Çalışmıyo şuan kafam swf.
Annem ya da babama uyurlarken baktığımda çok hüzünleniyorum, siz gidince ben napıcam diyorum kendi kendime...
fazla naz asik usandirir.
bu itirafı yaparken utanıyorum.
ama şu gülben ergen'li hepsiburada reklamına bayılıyorum.
hani aynı ekranda 5 ayrı gülben ergen yürüyor ya salına salına. çok hoşuma gidiyor.
aha şu reklam;
https://i.hizliresim.com/nMDlya.jpg

hoplata hoplata yürüyor böyle, gözüm takılıyor. sabahtan akşama kadar seyredebilirim, o derece...

alın lan alın, bu da videosu.
https://www.youtube.com/watch?v=0RKfoYXmAH4
"beni siz giydirin" diyor. ah maturem ah...
Eksi aldığı için editleyen yazarın etryisini beğensem bile eksiliyorum.
Evet lisede deli gibi tripkolik, dj ateş, dj akman ve arsız bela dinlerdim.
Ayyy ömer koç'a aşık oldum iyicee.
görsel
(bkz: ömer koç)
Meraba ben yine onun bulunduğu ortama gidip sinirlerimi bozdum hadi beni eksileyin dövün ben akıllanmıyorum illa ağzıma sıçılması gerek çünkü onun yüzünden saatlerce yolda kendi başıma ağlamadım ve bugün onun tarafından salak yerine koyulmayıp yine yolda ağlayarak eve yürümedim dimi. Salağım ben yaptım bunları. Şimdide evlerinin önünde sigara içiyorum. Neden kimse bana yardımcı olmuyor? Abi kendime verdiğim sözü neden tutamıyorum. Bugün tek kelime etmedim suratına bile bakmadım. En sonunda çok aptalca bişey yaptı bende kalktım masadan çektim gittim. Sikerim ya bu ne abi. Kızın sevgilisi var ama maşallah sevgilisinden çok haşır neşirler. Ve yine o yüzden sinirlendim. Masadan kalktım gittim ne aradı ne bişey yaptı. Rahatsız bi demirde oturuyorum popom ağrıyana kadar sigara içicem burda kalkmıycam. Bi şekilde sinirimin geçmesi gerek.
bugün az itiraf olmus sasırdım. itiraf edeyim. içinizi ne götürmüş öyle yav
isten cikmak istiyorum kovmuyolar.
Anladim ki kader ne...
Anladım ki bütün asklarim yalan
Anladım ki ben sadece yerimde sayıyorum.
Anladim ki hayat sectiklerimden ibaret. Ve yaptığım küçük bir hata bütün hayatima mal olabilir.
Böyle aman faşistlik olmasın diye götünü verme noktasına gelen insanlardan ve bunu istismar eden ikinci grup insanlardan ayrıca bunların her yerde olmasından nefret ediyorum.

Yeter amk, hakimiyet alanı ile özgürlükleri karıştırmayın. A haber'in zdf önünde yaptığı habercilik de bir takım türk solunun pkk götü yalama noktasına gelmesi de bu akıl tutulmasının sonucudur.
ekşi sözlük'teki hesabımı tüm arkadaşlarım bildiği için orada her şeyi itiraf edemiyorum. kısmet burayaymış. *
zor lan zor. gerçekten. birine emek vermek de, birini hayatına sokup onun sende yer etmesine izin vermek de, biri için yıktığın duvarlarını gün gelip tekrar ona karşı örmek zorunda kalmak da, günü geldiğinde bağı koparmaya çalışmak da, gitmek de kalmak da, hele hayatınız benim gibi bok gibiyse, bir türlü bataklığınızdan bir dala tutunup çıkamıyorsanız, tuttuğunuz dal kırılıyorsa ya da yerinden kurtuluyorsa.

neyse. ben kendimin teröristiyim, henüz ölmedim. ölürsem bu konuların hepsini tekrar konuşuruz.
Uykum var Ama uyumak istemiyorum.
ilkokulda hoca andımızı ezberleyin haftaya tahtaya kaldircam demişti bir hafta sonra ezberlemiştim liste başında ben olduğum için ilk ben kalktım başla dedi içinden dedim içeri girerken kürsüde ki söylüyor bizde tekrar ediyoruz demek ki iki kez söylencek diye düşündüm
-türküm
- türküm
- doğruyum
- doğruyum
Derken hoca napıyorsun evladım dedi o zaman dank etti kafama bir kez söylenecegi.
Büyük konuşuyorum, eğer birgün evladım olursa ona sarılmaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğim. Babam gibi baba sevgisi görmediğim için ben de aynısını çocuğuma yapmayacağım! Hayatım da kocaman bir boşluk var, KOCAMAN!
Uzuuun bir yazı baştan uyarayım.

Bugün Markete gittim. içecek birşeyler aldım ve eve döndüm. Neden mi? Çünkü, ben hep tek başıma içerim.

Biraz Kızılay taraflarına gittim, eve dönüyordum. Devrim’de sohbet eden, içen insanları dinledim. Neden mi? Çünkü ben hep tek başıma gezerim.

Dersten çıktım. Kütüphaneye gidiyordum. Sevgilisiyle, arkadaşlarıyla takılan insanlara baktım. Neden mi? Çünkü, sevgilim de yok, arkadaşım da yok…

Gelelim işin detayına. Burada yazacağım çok basit birkaç sözcük bile bir çok kişinin beni hatırlamasına yardımcı olabileceğinden, bazı şeyleri üzeri kapalı geçeceğim. Bahar geliyor; havalar ısınıyor. Sabahları kuşlar cıvıldıyor. Her sabah, birçok insan, yeni, güzel güne uyanıyor. Zaman zaman bende böyle hissediyorum. insanın içi kıpır kıpır oluyor. Bahar geldi bile. Her akşamüzeri Devrim’in kalabalıklaşmasından rahatlıkla anlaşılabilir. Ama ben, hiç o kalabalıklarda olmadım. Birkaç yıldır bu okuldayım. Görüştüğüm kişi sayısı iki elin parmağını geçmez. Kimse benimle konuşmaz. Konuşmaya çekinir. işin kötüsü, bende öyle girişken bir insan değilim ama, sohbetim de fena değildir aslında yine de, dedim ya, insanlar çekinir. Kimseye kötü bakmam. Genelde gülümserim ama, pek kimse yaklaşmaz yanıma. Belki ilk anda biraz soğuk dururum ama, o soğuğun arkasındaki sıcaklığı kimse fark etmez. Ben ona hep özen gösterirken, reglolacağı günleri dahi aklımda tutup, hasta olduğunda ilaçlarını hatırlatırken, onu elimden geldiğince mutlu etmeye çalışırken; o benim için hiçbir şey yapmadı.Kız arkadaşım dediğim de, kadının odunuymuş, fark etmesi uzun sürdü. Hep bekledim, belki bir sürpriz yapar diye, sadece bir kere yaptı. Onu da neredeyse yine ben söylemiştim. Ve en kötüsü de bu kadın, kendini gerçekten bir şey zannediyor. Ne olduğunun farkında bile değil. Ben hep onunla konuşurdum; ona anlatırdım. O da bana anlatırdı ama, yerinden kalkıp da hiçbir şey yapmazdı kendini geliştirmek adına. Hoş, bu kadar az insanla iletişimi olan bir insanın nasıl sevgilisi oldu diyorsanız, onu bende bilmiyorum. Olmadı da zaten. Benim buz duvarlarımın arkasında, gökyüzünde uçurtmalar, uçan balonlar dolaşan, içerisinde yavru kedilerin oynadığı yaz bahçelerim vardı; benim sakin duruşumun ardında, sağlam kalelerim vardı; benim sessizliğimin ardında çok farklı bir sevgi vardı; benim içimde herkesten sakladığım şımarık bir çocuk vardı… Sevgili ya da arkadaş arıyor değilim, sadece bazen, çok, çok kötü hissediyorum be hocamlar. Etrafında, “alo, nereye gidiyoruz? Ya da, alo, şunu şunu yapalım mı? Veya, alo, neredesin, geliyorum” diyebileceğin hiç kimsenin olmaması çok kötü bir şey. Özellikle şu Bahar şenlikleri zamanları çok canım yanıyor. Arkadaşlarıyla konserlerden çıkıp eğlenmelerine devam eden güzel insanların mutluluklarını, şen kahkahalarını duymamak için yurt odasının camını kapatıp, erkenden uyumaya çalışıyorum. Çok canım yanıyor. Yolda yürürken tatlı tatlı sohbet eden sevgililerin yanlarından geçiyorum, canım yanıyor. Asla herkes mutsuz olsun” istemiyorum. Aksine, kimi zaman insanların güzellikleri beni de gülümsetiyor ama, çok fena canım yanıyor. Zaman zaman dışarıdan bir enstrüman eşliğinde şarkılar söyleyen çakır keyif insanların neşeli sesleri geliyor. Dinliyor, gülümsüyorum. Kendimi onların arasında hayal ediyorum. işte yine Bahar şenlikleri geliyor ve, yine benim canım yanacak. Her sene mutlaka bir şenlik akşamı boğazım düğümleniyor. Kampüste birbiriyle sohbet ede ede yürüyen güzel sevgililer, siz hiç ayrılmayın. Ben sadece size imreniyorum. Akşamları kafaları çekip şarkılar söyleyen güzel insanlar, siz hiç susmayın. Ben sadece sizi dinliyorum. Ve bu yazı yayınlanırsa okuyacak herkes, size söylüyorum. Yalnızlık güzel değil. Hem de hiç değil. Lütfen biraz da etrafınıza bakın, sizden uzak duran insanların, size ihtiyacı olabilir.

Not: “Burada yazacağım çok basit birkaç sözcük bile bir çok kişinin beni hatırlamasına yardımcı olabileceğinden, bazı şeyleri üzeri kapalı geçeceğim.” Kısmına takılanlar olacağını tahmin ederek şöyle bir ek yapmak istiyorum. Evet doğru dürüst arkadaşım falan yok fakat, bazı özellikleriniz vardır, bir kelimeyle dahi onu ima etseniz, çoğu insanın kafasında bir şeyler belirir. Bu da öyle bir şey.
sinirden sakız çiğniyorum.
farkettim ki ben ağlayınca içi giden bir sevgilim var. artık ne yaptırmak istiyorsam dozu kaçırmadan ağlamayı taktik olarak kullancam. ne yapacağını bilemiyor, şaşırıyor filan direkt tamam diyor.
Ajdarla beraber denize girdim.. (#32111046)
bugün itibariyle iş yükümü baya azalttım, yıllar önce yazarlık yaptığım bir çok sözlüğe girip sağ sola sataşmaya zaman öldürmeye geldim yavru kuşlar.
önümüzdeki bir iki ay içersinde evlenme kararı aldık. tamam aşk, sevgi, değer filan herşey iyi hoş da iş dolayısıyla bir kaç yıl boyunca ayrı upuzak şehirlerde yaşamak zorundayız. sonrasında nerede ve beraber mi yaşayacağımız da garanti değil. yarın işyerimde yemek var ve aileleriyle katılcakmış herkes. bense tek başımayım, şu an eve geldim yatağıma uzandım ağlıyorum. bu hep böyle mi devam edecek, ben bununla nasıl baş edicem ?
Trafik gibi amk.
Şuan stajyerim. düşünüyorum sadece. staj elbetteki bitecek. iş hayatına başladığım ucu bucağı olmayan şekilde çalışmak zorunda kalacağım. 9 ayın bitmesini iple çekerken, yıllarca çalışmayı nasıl başaracağım. sanırım burda devreye eğer evlenirsem ailem olacak. karıma ve ilerki zamanlarda çocuklarım için çalışmam gerektiği hissine bürünüp yıllık ve bayram tatilleriyle kendimi avutacağım. mutlu olmuş olmak için mutlu olacağım açıkçası.