bugün

yazdığım şiirleri ve oyunları okudukça kendimden geçiyorum bir insan bundan daha iyisini yazamaz diyorum. kendi kendime kahkahalar atıyorum okudukça coşuyorum coştukça okuyorum sonra kısır döngüye giriyorum. gidip üç beş para kazansam bunlar üzerinden dediğim zaman üzerime bir tembellik çöküyor.
odtüdeyim ve okuldaki samimiyetsiz solcu safsatalarından tiksiniyorum. sanki hepsi okul bitince buldukları ilk güzel maaşlı işe kapak atıp, işleyen kapitalizmin çarklarından biri olmayacak, ne bu haller ?
Bazen çekip gidesim geliyo bu şehirden
Bu insanlardan ve bu dünyadan.
aslında buraya çok şey yazacaktım. bir an gözüme çok kalabalık geldi hepsini sildim. ayrıntıları eskisi kadar sevmiyorum. diyeceğim şu ki, insan özlüyor. geçip gitmiş bir mesele yeniden ağlatabiliyor insanı. çoktan unuttum dediği insan en son ne yazmış diye her gün bakabiliyor. belki de biz zavallı insanlar kendimizi kandırıyoruz.
Bir gün liseden çıkıp, 10 kişilik arkadaş gurubuyla yürüyoduk, konuşuyoduk. Önümüzde de 2-3 tane ilkokul çocuğu vardı. Bizim konuşma bittikden sonra önümüzdeki çocuklardan biri "ben istanbul nerede bilmiyorum yerini" gibi bi tabir kullandı. Sonra biz 10 kişilik gurup olarak hayvan gibi güldük. Çocuk bize bakıp yürüyüşünü hızlandırdı hemen. Neyse ertesi gün oldu yine okuldan çıktık yürüyoruz aynı kadro. Karşıdan'da önceki gün söylediği söze güldüğümüz küçük çocuk geliyodu. Bizi tanıdı hemen. Bulduğu ilk evin arkasına saklanıp bizim geçmemizi bekledi. Arkamızdan bizi izliyodu mahcup bi şekilde. istemeden tanımadığımız küçük bi çocuğun kalbini kırmıştık. Kalp kırmak bu kadar kolaymış valla. Hala ara sıra aklıma gelip üzülüyorum. Bazen çenemizi de tutmamız gerekiyor.
Sevmekten ve alışmaktan korkuyorum.
--spoiler--
ölücez lan hepimiz ölücez
inanabiliyor musunuz lan buna ölücez.
--spoiler--
nereye içimi dökeyim bilemedim sözlük. veda bile etmeden çekip giden vicdansız için üzülüyorum. haftalar aylar oldu, yıllar oldu yine de unutamıyorum. unutmak bir yana yaşattıklarını yaşasın bile diyemiyorum. hep mutluluğunu dilerdim, keşke dileklerimde biraz olsun kendimi de hesaba katsaymışım. şimdi ne mutluluğunu dileyebiliyorum samimi bir şekilde ne de mutsuzluğunu. yollarımız kesişmesin bundan sonra tek dileğim bu.
kimseyi kendinden çok sevmemek lazımmış, bilemedik.
yaş 23 ve hiç sevgilim olmadı lan.
bu ara kendimi çok amaçsız hissediyorum sözlük.
ileri de ne olacağına dair hiç bir fikrim yok. işe gidip geliyorum, içiyorum, uyuyorum. kendimi uyuşturuyorum gibi.
insanları sevemiyorum. kedim ile vakit geçirmek, insanlar ile vakit geçirmekten daha huzurlu geliyor.
garip bir acizlik var üzerimde ama bunu kabullenmiş gibiyim. havalardan mı ne?
günaydın takım elbiseli güzel adamlar, gününüz güzel geçsin.
çok sıkılıyorum..
iğrenç bir insanım. korkağın tekiyim. göz göze göre sevdiğim adamı bırakıp evlendim.
uzun zamanlarınızı, emeğinizi, düşüncelerinizi harcadığınız, yapmadan önce yüz farklı filtreden geçirdiğiniz hareketlerinize mazhar olan o insan sizi ilk ve en erken terk edecek olan bunu unutmayın. akşam elin boş gitmemek uğruna yüzündeki bir tebessüme herşeyi değer gördüğün insan varya, heh işte ilk o silkecek seni. kendine geleceksin. sonra da umursamaz olacaksın olabilirsen ve mutlu olacaksın.
hayat beni hakikaten çok umursamaz ve lafını esirgemeyen bir tip yaptı.
halimden gayet memnunum ve mutluyum.
Kusurlarımdan nefret ediyorum. Onlar yüzünden kendime güvenim kalmadı.
Şu sıra hayatım boyu geçirdiğim en kötü günleri geçiriyorum.
Desteğe ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Her şey geçecek, umarım.
çok şükür bugünde kaybettik. ekseriyetle devam ediyor bu durum

"inanmışım kaybetmek esrarıdır esrarın,
çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
ipimden kurtulmuşum kaybediyorum"

bu satırlardan ibaret hayatım ve sisyphosun aksine ben kendimi yuvarlıyorum. düşüyor. yazgıdaki musa, yabancıda ki meursault. insan bir neden bulmalı. ölünce mutluluk geçirmeyen dostoyevski paltosu örtsünler üzerime.

"sahte olmaktansa yaşamamak iyidir turgut"
galiba öleceğiz.
iğrenç bir espri kurbanı oldum saygıdeğer sözlük yazarları. Değer verdiğim biriyle soğuk olduğu için kapüşon takıyorduk. Bende heyecanla espri yapayım derken ikimiz tinercilere döndük dedim demez olaydım. içimdeki cem yılmaz öldü beyler. Esprisine gülünmeyen hasan mezarcı ruh halini taşıyorum.çok pişmanım.
ne biçim doğum günü.
mavi gözlü bir kızın yüzüne bakmak, denizi seyretmek gibi bir şeymiş ya la. olm hava kapalı ama kızın gözleri gökyüzü gibi amk.

(bkz: keşke benim olsa)
öyle güzel yağıyor ki

kokusunu özlemişim be ulu,

(bkz: yağmur)
bazı başlıklarda 2 yazar tartışırsa ikisine de eksi veriyorum. ikisi de diğerinin eksi verdiğini düşünüp daha da kızışıyorlar. *
Su lanet şehirden defolup gitmek için neler vermezdim tahmin bile edemezsin sozluk. Su işi kendim bulsaydim şimdiye 50 kez gitmiştim burdan. Yorgunluk ve stresten başka birşey vermedi bana. Igrendim buradan ve burayı bu denli şuursuzca istediğim için kendimden...
Yine husraaan feryaaat figan kalbiiim, diye ivir zivir soylenen bi sarki var idi ve ben su an o ivir zivir sozlerin reeldeki haliyim.