bugün

seni bilardoda siyah topun 3. Suranın ortasına gelmesi gibi seviyorum. Bi onu biliyorum başka bi halt bilmiyorum.
etrafta bir şeyi çok isterseniz umutla beklerseniz gerçekleşir diyen insanlardan başka umudum kalmamış gibi sözlük. bir de Allah var. ne zaman dua etsem ağlamaktan alamıyorum kendimi. sanırım tüm umudum bunlar. ve yeni şeyler öğrendim sözlük. şükretmeyi öğrendim; dönüp yaşadıklarıma bakınca, ne zaman bulunduğum durumdan şikayetçi olsam ne zaman işte şimdi bittim desem daha kötüye gitti işler. şimdi düşünüyorum da nasıl bu kadar aptal olabildim, beni düşünenlere neden kötü davrandım. oysa onlar sadece zamana bırakmamı söylemişlerdi. neden zamanla yarışmaya kalktım. zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını; zamanla öğrendim sözlük (bkz: mevlana). şimdi insanlara değiştiğimi, ders aldığımı beni bir daha tanımaları gerektiğini anlatmalıyım. dün biraz denedim beklediğim tepki gelmedi sonra acele ettiğime aydım. sonuç olarak zamanı sevelim, bırakalım boşlukları doldursun. her şey daha sağlam olsun. yıkayıp temizlesin üzücü anekdotları, yalnız kalınca ağlamaya mahkum olmayalım. asıl itiraf şu ki; burada bunları söyleyince kendimi yaptığına değil söylediğine uyulması gereken hoca gibi hissediyorum.
artık yazamıyorum sözlük. içimden geçenleri dökemiyorum buraya eskisi gibi. kelimelerin bazı anlamlara gelmediği noktaya eskisinden daha yakınım. aslında hep o noktadaydım zaten, ama sanki daha da içine gömüldüm o noktanın şu son olaydan sonra. iyi miyim kötü müyüm onu da bilmiyorum. hikayenin devamını tahmin edebiliyorum az çok, bunun rahatlığı var üstümde. insanın içinde ne varsa er geç ortaya çıkar, buna inanıyorum. ne bok olduğu çıkacak ortaya zamanla. ama beklediğim gibi olmamasından çok korkuyorum. yine de ne olursa olsun o gemi gelecek, inanıyorum ben. belki 1 yıl, belki 5 yıl, belki daha uzun süre sonra ama sonunda bir haziranda ıhlamurlar ikimiz için açacak. inanıyorum ben.
thinkerbelle adlı yazarın itiraflarını görmekten cok sıkıldım.
Bir sürtüğe prenses gibi davranirsan kalbinin kirilabilecegini anlamam yaklasik 3 sene surdu.
gereksiz derecede onaylatma takıntım ve garanticilik problemim var sözlük. evet yanlış duymadın. bi' çay demleyeyim diyorum misal, en az iki kez toz çayı kaşığa alıp milimetrik hesaplarla ölçüp tartıp ''4 kaşık bu çaydan, yarım da diğerindendi diğ'mi anne'' diye kadıncağızı bezdiriyorum. online otobüs bileti vs. almak ayrı bir bela zaten hof. böyle yüz kere yanımda yamacımda bulunan arkadaşımı ''bir bakıver tarih saat kredi kart numarası falan doğru mu'' diye hayattan soğutmacalar. hayır yani bir kere de garantiye almayayım, bir işim de ters gidiversin. ölmem ya? duy sesimi sözlük, kurtar beni. çok rahatsızım.
taze mi bitti topik adlı yazarın itiraflarını görmekten çok sıkıldım.
uludağ sözlük bana çok kasvetli geliyor. ne zaman böğrüme taş otursa burada buluyorum kendimi. kötü gün dostu gibi. bir de üzgünüm ama sözlükten çok forum havası taşıyor artık. zevk vermiyor.çook eskiden ben okuyucuyken güzeldi burası.
şu insanoğlunun en sevmediğim yönü yalancı olmaları sözlük. özellikle ilişki başlangıçlarında.

bir insan tanıyorsunuz. size bebek gibi davranıyor. sevgilim yok seni çok tanımak istiyorum çok hoşlandım diyor.
sonra 1 gecede bi bakıyorsunuz whatsapptan facebooktan engellenmişsiniz.
sonra yeni sevgilisiyle fotoğrafını görüyorsunuz. gülüyorsunuz.

bu yalancı karaktersiz ve ucuz insanlar herkesi kendileri gibi sanıyor.
sevgili yapmasına ya da sevgilisiyle barışmasına ne diyebilirim ki sevinirim hayırlı olsun derim.
ama salak yerine konmak, üstüne üstlük sülük muamelesi görüp her yerden nedensizce engellenmek...

kaldıramıyorum amk.
insanın mutluluğu için ne varsa içinde barındıran güzellikle randevum var sözlük. heyecanlıyım çok. eskıye dondum, nasıl yemek yıyeceğım yanında dıyorum kendı kendıme. burnumun direkleri sızlayana dek kokusunu çekeceğim içime, burnumu o mucizevi boynuna gömerek. parmaklarını her bir ekleminden öpeceğim. sımsıkı kalacağım kollarında. dokunuşuyla hayat bulan şeyler var içimde. allah herkese böyle mutluluklar nasip etsin. ama ben çok aşığım. bayılıyorum bu çocuğa. bir an evvel kavuşmak istiyorum ona.
tek aşkım motorum lan bildiğin özlüyorum sürekli iş saati bitse de binsem niyetindeyim.
Calismaktan nefret ediyorum amina koyim.
Sinirliyim çok, dağıtacağım buraları yakındır.
Ayrıca nedensiz çok da mutluyum, insanın dostları gibisi yok. Uzak da olsa yakın da olsa, iyi ki varlar.
daha demin balkonda otururken evimizin yakınlarında havai fişek atıldı izledim ve hemen gidip odamdan telefonumu aldım herşey bi anda gerçekleşti.meğersem o fişekleri kendim için sanmışım. etrafta beni izleyen bi çift göz aramışım .kafam takladıktan sonra ilk önce güldüm sonrada oturup kendime iyi bi acıdım .kafayı yemekten korkuyorum sevgiye acıkmışım belli ki. hayaller,rüyalar,düşünceler hiç iyiye gitmiyor.
içimdeki öfkeyi ilk defa dindiremiyorum. ilk defa nefret edecek olmaktan korkmuyorum. ilk defa bir konuda kendimi bu kadar çaresiz hissediyorum.
Hayatıma 'delete' tuşu yerleştirilsin, son bir yıl silinip gitsin istiyorum.
Bir insana ne kadar çok değer verilebilecekse verdim, çok yük taşıdım, çok yoruldum, dinlenmeme fırsat vermedi kimse. Kimsede soluklanamadım.
Ve bütün bunların sonunda, yaptığım her şeyin nasıl boşa gittiğini gördüm. insanın uğruna savaştığı bir şey için, tam tersi şekilde yargılanması çok yaralıyor.

Demiştim, ilk defa nefret etmekten korkmuyorum ben. Sevmekten çok yoruldum çünkü. Nefret edeyim, geçsin artık.
çok canım sıkkın.
eşşek kadar insanım, imanım da yerinde çok şükür, aklım da başımda... ama bu saatte cinli film açtım, izleyip hala ilkokuldaki halimdeki kadar korkuyorum.
gidip bizimkilerin arasına yatasım var.
bütün yarım kalmıslıgımla ondan bi an bile nefret etsem, kendimden daha da iğrenir oldum. içimdeki bi savaştı bu. asla bitmeyen, binlerce paradoksa sebep olan bi savaştı.
ne ondan vazgecebildim ne de ona adım atabildim. atmıs oldugum bi kaç adım da zaten olumsuz sonuclanmıstı.
benden ayrıldıktan sonra baskasıyla cıkmasını kaldıramadım, ayrılıgı bile asla kabullenemedim ki zaten.
işin en kötü yanıda, bu boslugu ne o ne de bi başkası doldurabilir.
ve bu tam 4 ay 2 gündür böyle. her an. her gün. ne hafifliyo ne de geciyo.

ve hala tek istediğim su, nasıl ve ya kiminle oldugu önemli değil, sadece mutlu olsun.
Yazacal kelimem kalmadi sozluk. Artik ne uzun mesajlara elim variyor ne de uzun sozlere. Tukendim sozluk. Ha mutsuzmuyum ? Hayir. Ama daha kotu olan , notr olmak. Hicbirsey hissetmiyorum. Hersey olasi geliyor artik beni hicbirsey sok etmiyor mesela. Bunun nedeni nedir bilmem.. Ve su da var.. Sevdigim insanlara bile baglanmaktan korkuyorum ve buna zorlaniyorum sozluk. Temennim odur ki sevdigim tum insanlar , ben onlari uzmeden insallah vefat ederler. Gercekten bu noktaya geldim..su yasimda kirk yil yasamis gibi hissediyorum. Herkes sanki bosuna yasiyormus gibi geliyor. Sevgililik arkadas gezip tozma hic heves ettiklerim arasinda degil. Sanki benden gecmis bunlar.. Sadece olumumu beklemek icin yasiyorum. Sadece olmek icin yasiyorum ..
parasizliktan ölüyorum.
oğlum bak uyuyan devi tekrar uyandırdınız sonunda ben kötü ama siz benden de kötü olacaksınız.
ya var ya ben üzüm manyagı oldum.

hiç meyve sevmeyen ben salkım salkım üzüm yiyo.
Gecenin laneti üzerinizde olsun.
Nabersiniz.

Kız rimella bende seni seviyom
kız dudu seviyom seni.
güncel Önemli Başlıklar