bugün

hiç tanımadığım bir adamla evine gidip yattım. pişman değilim.
Ben sansli biri degilimdir. Yani bunu soylerken kendimi afrikadaki ac cocukla kiyaslayip soylemiyorum elbette. Cevremdeki arkadaslarima bakip soyluyorum bunu. Niye soyluyorum? En basitinden ; arkadaslarimin egitim surecleri bittiginde ve hayat mucadeleleri basladiginda bana karsi 1-0 falan degil bildigin 5-0 onde baslamislardi maca. Aileleri evlerini arabalarini almisti, hatta cevresi olanlar onlara is bulmus, imkani olanlar is de acmis, ben ise; zaten universite yillarimin yaz donemlerinde bile calistigim paralarin bir kismini ailemin borclarini kapatmaya harcamaya baslamistim bile. Universite bittikten sonra burs kazanip kore ye gidip geldikten sonra daha aileme, kiz arkadasima doyamadan hemen izmitten gelen teklifi degerlendirmek durumunda kalmis ve evimden, ailemden, sevgilimden cok uzakta zor sartlarda kazandigim parayla gene ailemin borclarini kapatmaya ugrasmistim. Neyse nitekim zorluklari atlattik ve borclarin onemli bir kismini kapattik. Ailem iyi para kazanan bi aileydi aslinda. Ama nedendir bilinmez, birikim yapilmamis, bazi yanlis dostlar tarafindan da kaziklanmalar eklenince birikimi gectim, emekli olduklarinda borclu bile cikmis bizimkiler. Neyse sanssizlik diyordum. Beni taniyanlar da bilir. Tavlada bile sanssizimdir ben. Gunluk hayatin her halinde gorulur bu halim. Bahtsiz bedevi misali... bi ugursuzluk, sanssizlik her daim mevcut.

Ama bi konuda sansimin cok yaver gittigini dusunurdum; ask. Hayat karsima oyle birini cikarmisti ki, oyle bir askti ki yasadigim... iste bu tanidigim hickimsede yoktu. Olamazdi da zaten. Sevgilimin bana duydugu ask, benim ona olan askim, o essiz anlar, duygular... bunlar essizdi. Dunyada herkesin basina gelmez. Sanki bir sekilde adalet bendeki sanssizligin geri odemesini bu sekilde yapmisti bana.

Ben sukretmeyi bilen bi insanim. En zor animda bile kor bi insanin, veya aclik ceken bi insanin yasadigi zorluklari dusunur, kendi hayatimin ne kadar da ufak sorunlarla kapli oldugunu dusunur ve mutlu olmaya calisirim. Bunu iyi ogrettim kendime. elimdekilerle mutlu olmayi ogrendim. ama benim essiz, sonsuz olarak gordugum, elimdeki en buyul avantajim, artim, nimetim olan bu bulunmasi zor askin da aslinda bir yalandan ibaret oldugunu ogrenmek, hem de bunu 6 yil gectikten sonra, omrunu ona adadiktan, onun icin yasadiktan, onun icin yaptigin onca seyden sonra cok aci sekilde ogrenmek... allah gunah yazmasin ama hazmedemiyorum bu basima geleni. ayrilmamizin uzerinden bir yil gecti daha hala hazmedemedim. anlik avutuyorum kendimi. yuzumu gulduruyorum. ama hemen geciyor. genel bi mutsuzluk hakim. duzelemiyorum. yaptigin nankorlugu, bencilligi, acimasizligi hazmedemiyorum. unutamiyorum. en illet oldugum insan tipi haline geldim. mutlu olamayan insan tipi. elindekilerle yetinemeyen insan tipi. ben omrumu senin uzerine kurdum. aklim fikrim sendin. kalbim sendin. gitmeyecektin. nolursa olsun yapmayacaktin bunu. ben bunu hak edecek bir insan degildim. sana olan kirginligimi kizginligimi ifade edecek kelime bulamiyorum. aptalca bulacaksin belki ama intihar etmeyi dusundum birkac kez. senin gitmenle beraber yasadigim bircok olay bu dereceye getirdi beni evet ama kendim icin degil, beni kendilerinden daha cok seven anam babam icin vazgectim hemen bu fikirden. utandim aklima getirdigim icin de. onlar icin yasiyorum nitekim. emin olabilirsin. cunku sen basardin sonunda. ben hep diyordum sana; bak ben olmedim yasiyorum beni de oldurme. ama basardin aferin. ben oldum. yasamiyorum. tek dayanagim annem babam. onlarin mutlulugu, varligi icin varim ben. onlar da olmasa coktan siktir olup giderdim bundan zerre kuskun olmasin. beni bu hale getirdin. benim gibi bi adami. allah razi olsun senden. allah seni nasil biliyorsa oyle yapsin. benim sana diyecek sozum kalmadi artik.
ilgi istiyorum sadece. bir şeylerin karşılığı olarak değil, içinden gelerek yapsın. devamı zaten mutluluk.
Günaydın sözlük,
Başım dönüyor yine. Çok üşüyorum falan.
Sebebini bilmesem de, sadece ben üşüyorum genelde.
içerisi soğuk değilmiş ama bence fazlasıyla soğuk.
Dengemi kaybediyorum.
Bazen düşecek gibi oluyorum.
Gözlerimin altı yine mor.

Nedir bunların sebebi bilmiyorum fakat düzelmesi için uğraşmayacağım.
6 yıl önce böbrek nakli olan arkadaşımın halen 3 ayda bir kontrollere gitmesini öğrendiğimde şok oldum. derin düşüncülere daldım.
nakili sorguladım. demekki nakil olmakla iş bitmiyormuş.
kodumun hükümeti nakil olan hastalara malulen emeklilik hakkı tanıdı. ama daha önce çalışamayıp primim olmadığı için benden 1200 gün prim ödememi istiyorlar.
bu amına kodumumuklarımın suriyeliye bu hakkı bedava tanırlar.
not:
ırkçı değilim.
kombiyi bugünde açık unuttum. Eve dönüp kapatayım diyorum ama afedersin bir soğuk girmiş karnıma kalksam kesin altıma sıçarım. Evet kol gibi fatura mı kol gibi sıçmak mı işte bütün mesele bu..
pc de bizimkileri açarak karşısında uyudum gece saat 3 gibi. sabah kalktım 8 gibi hala karşısındayım. yatakdan çıkmak gibi bir isteğim yok. bu işsizlik sonucu sanırım depresyona girdim. çok uyumuyorum ama hiçbir şey yapmak istemiyorum.
ama şu başbakanın 3 çocuk olayına takmış durumdayım. hala 3 diye yırtınıyor ya 3-4 tel kalan saçını yolasım geliyor. etrafına bak be azıcık milyonlarca işsiz var. birde terbiyesizce 'senin oğlunda işsiz kalsın' diyebilirsin ki dedin de senden beklenir.

ayrıca bizim burda markette çalışan afgan mülteciye 100 lira yardım yaparken bana mı sordun ? ulan adama sordum bütün mültecilere veriyolar abi dedin biz bu ülkenin vatandaşıyız her türlü sikin bizi.
nasıl mı? hemen söyleyim. gss prim borcu ile yapmadığım borç çıkıyor ulan yeni mezun olduk daha hastane kapısından geçmedim 3 bin lira borcum var olmayan borca af çıkarıcaklar diye sevindim af da çıkarmıyorlar. ulan felek bizi her yerden öpüyor.

lidyalılar sizede çok kızgınım ama barter olsaydı nasıl olurdu onuda bilemiyorum. olsun isyanlardayım sizlerede sövüyorum lidyalılar çok mu gerekliydi bu icadınız. insan kendi icadının kölesi olur mu? yaa bunu hiç düşünmedin de mi lidyalı.

şimdi beni rahat bırak lidyalı yorgan altında duracağım.
10 haftadır okula gitmiyorum sayın sözlük.
puff.. bazı dersler bu kadar sıkıcı olmak zorunda mı? sıkıntı krizi geçiriyordum az kalsın.
yemek beklerken sıkıntıdan ice tea m ile baloncuklar çıkarıyorum.
kuyudaydım. en dibinde. insan üstü çabalarım sonucu bir ışık buldum. cılız, sadece kendine hayrı olan ama yine de işe yarar bir ışık. sonra biri bana çok acımış olacak ki iki kitaptan oluşan bir de kitaplık yolladı. e anca sığıyordu kuyuma. okudum o cılız ışıkla, sürekli. bitmedi kelimeler. bitmedi cümleler. ve bitmedi o iki kitap ,ben okudukça çoğaldı. yavaş yavaş alışmıştım da. en azından artık sadece üstüm başım pisti.

ve hiç beklemediğim bir anda birden tüm ihtişamıyla bir ışık doğdu kuyuma. gözlerimi kamaştırdı. 'ben geldim' dedi. cılız ışığımı kırdı. kitaplarımı kuyunun çamurlu zeminine attı. kör oldum. sadece ışık vardı. yıllardır özlemini kurduğum ama ulaşamadığım ışık. yanında olurum artık ben dedi. mutlu oldum. öyle ya ben hep tektim, hep yalnızdım. elimden tuttu. yukarı çıkaracaktı. hep o bahsedilen güneşi görecektim sonunda. ellerim pisti , defalarca ayağa kalkmak için çamurlu yere dokunmuştum. ama sorun yapmadı bunu. beraber çıkıyorken yukarı birden başka bir ışık geldi. en az onun kadar parlak. diğer elinden tuttu. elimi bırakmak zorundaydı. ben sadece yüktüm. tekrar kuyuma düştüm. çamurlu zemine yattım. cızlız ışığım da yoktu artık kitaplarım da. yine kör oldum.

içimde kalan tek şey, son bir sarılma oldu. sarılırken yok olma.

tanrıya çok kzıgınım bugün yine. çirkinliğime kızgınım. kadersizliğime kızgınım. arkadaşlarıma kızgınım. anneme kızgınım. babama kızgınım. amcama kızgınım. okuluma kızgınım. işime kızgınım. kendime kızgınım.
geçen gece ben sarhoşken sevgilim benden ayrıldı. aradım telefonlarımı da açmadı. en son bir de eşyalarını da gönderirim diye mesaj atınca ben bildiğin anıra anıra ağladım ya la. otelde iki haftalık bir eğitimdeydik, on gün boyunca takılıp havalı havalı konuştuğum bir sürü insan gördü o halimi. salya sümük yerlerde yattığımı hatırlıyorum allah kahretsin. sonra biri geldi, sarhoşsun ondan bu kadar ağlıyorsun dedi de sustum birazcık. ne rezalet amk ya.
eskiden renegade diye bir pc oyunu vardı. kafayı o oyunla bozmuştum. gece rüyalarıma giriyordu.
hammaddesi para olmayan hayal kalmamış. insanoğlunun geldiği noktayı sikeyim.
çok kötü bişey yaptım. o kadar kötü ki yazmak bile moralimi bozuyor. evet o kadar kötü bir şey ki. çok üzüldüm çok ağladım. tabiki ne yaptığımı yazacak değilim. ben işin gırgırındayım kaynak yapmıyorum devam beyler.
pitbull ile marc anthony'nin bir şarkısı var hani adı rain over me. ha işte onu youtube'da yaklaşık 30000 lerde iken izlemiştim. şimdi bi baktım neredeyse 450 milyon olacak. öyle bi sebepsiz mutlu oldum lan.
Annem çalıkuşunu izliyor.
üzüleceğimi bile bile girmiştim bu yola. peki ya şimdi neden hazmedemiyorum olanları!?
bu sabah kan verdim sözlük inanmican bayılacaktım. gözlerim karardı kulaklarım duymaz oldu. lan dedim noluyor. nefes alıp veriyorum falan ama cıx. uzandım artık sonra düzeldim. şişeye girerken şırr diye çekiyor ya kanı sanırım o sesi kaldıramadı bünye.**
okulla ilgili en ufak bişey düşünsem bile midem bulanmaya başlıyor fena oluyorum.çünkü stresliyim ve hiçbir konuda kendime güvenim kalmadı.hergün saatlerce trafik çekmemde sorunumu arttırıyor sürekli hasta gibiyim.bıktım.
ben değil de aşk değişmiş. ben hala üç sene önce de kalmışım. ayak uyduramayacağım galiba.

evet ben bugün reddedildim.
Sözlük ben ağlamayayım da kim ağlasın ? Tam dört kilo almışım ve yarın yıllık çekimlerimiz var. Felaket !
4 gün arkadaşımın yanına gittim. Öğrenci evi gerçeği ile yüzleştim. ilk defa küçük bir şehir de kaldım. Okulunu da ziyaret ettim keşke etmeseydim. Ailemle okumama büyük güzel şehrime ve iyi eğitim veren okuluma şükrettim.
burnumu koluma siliyorum sözlük.