bugün

bu aralar birini özlemeye başlıyorum ne bilim böle garip güzel bişi tarif edilemez bi özlem var içimde.
sözlüğe güzel eğlenceli görseller girmeyi çok seviyorum, özellikle çalışmak zorunda olduğum zamanlarda olması beni daha da mutlu ediyor; stresimi bu yolla biraz olsun hafifletiyorum.
bizim izmirin gevrekçileri bir alem valla.

dün gece çok geç yatınca tek isteğim cumartesi öğlene kadar uyumaktı, camışlar gibi uyuyacaktım ki sabahın en kör saatinde daha kargalar kahvaltıdayken dışardan gelen bir sesle uyandım.

''aaaeeeaaeeekkkccciiii'' gibi bir ses.

''birini gırtlaklıyorlar galiba'' dedim ve hemen fırladım yataktan. * balkona çıktım ki gevrekçiymiş, meğersem ''gevrekçiii'' diye bağırıyormuş.

balkona paldır küldür çıkınca gevrekçi döndü bana baktı ve gülümseyerek;

+gevrek mi lazım abi?
-biraz sessiz bağır.
+abi sessiz nasıl bağırılır bi anlatsana bana.

haklıydı len herif. sessiz bağırmak diye birşey olur mu? * ''denize gir ama sakın ıslanma'' demek gibi bişey. *
güldüm bende.

+gevrekler valla sıcak.
-iyi bakalım ver bi tane.
+2 olsun abi sıcak dedik.
-hem uykumu defet hemde gevrekleri kitle, ver hadi ver 2 tane.

güleryüzlü fırlama gevrekçi ''aaaeeeaaeeekkkccciiii'' diye uzaklaşırken hiç sinirlenmemiştim erken uyanmaya. mis gibi bir kahvaltı heyecanı sarmasından mütevellit sanırım.

mutlu göbişler. *
tamam lan hadi itiraf ediyorum; 6 şampuan ile duş aldığım doğrudur. soranlara inkar ediyorum ama böyle. altısının kokusu karışınca çok hoş bir koku ortaya çıkıyor. saçlarımı koklayan bir daha koklamak istiyor. rüzgarda savrulurken kokusunun yayılması beni bile tahrik ediyor. ayrıca bu yazdığım tutmazsa bir daha yazıcam ihihiihih.
doğanın kanunu mu bu?yoksa kanunları biz mi yazarız?
Maddi durumumuz küçükken çok yoktu, babam eve biraz baklava almıştı. O akşam çayla beraber bir güzel yedik. Ertesi gün yerli malı haftası vardı sınıfta... Annem de kavanozun içine 1 tane baklava koydu bir kaba da zeytin peynir falan, her neyse sınıfa girdim herkesin önünde börekler falan... Sınıfın en gıcık çocuğu başıma dikildi ve gülmeye başladı.. -O baklavayı fareler için getirdin galiba dedi. Ben o anda utancımdan yerin dibine girdim herkes gülmeye başlamıştı. Ağlayarak okuldan çıktım eve gelip anneme bağırmaya başladım. -Nasıl bir tane baklava koyarsın sınıftakilerin çantalarında bir sürü yiyecek vardı bende ise bir baklava biraz zeytin yarım ekmek beni rezil ettin dedim. O anda annem kırgın bir şekilde; -Baklavalardan benim payıma düşen sadece buydu yavrum dedi. O anda kendimden nefret ettim anneme sarılmaya bile yüzüm kalmamıştı... Biliyorum annem bana kırılmaz ama ben kendime kırıldım böyle bir anneye bunu yaptığım için kendimden nefret ediyorum. Annelerinizin değerini bilin!.
Şu an sevgilimi aldatıyorum. Laboratuvar' da tanıştığım esmer hatunla iki gündür yiyişiyoruz garibim beni aşk yorgunu sanıyor, bilmiyor ki pompadan iliklerim kurudu.
He diğer sevgilim mi?. O zaten diğer sevgilim.
çok kadınla birlikte olduğu için cinsel hayatıyla övünen bir erkeğin "ayrılalım" diyebilecek kadar taşaklı olmaması da ayrı bi konu tabi.
şu istanbulda martıları bile her gün bir yeriyle güldüren bir olay var ama çözemedim. bulunca söyleyeceğim.
ev arkadaşımın odası o kadar kötü kokuyor ki odaya girmek zorunda olduğum zaman, her seferinde kendime ait olan nefes tutma rekorumu egale ediyorum.
ne zaman sevsem mutlaka ağlarım.
sürekli hastalanıyorum. çok büyük şeyler değil, ama haftanın 2-3 gününü çeşitli sağlık problemleriyle geçirmekten sıkıldım. en çok da eşimi sürekli benim sağlığımla uğraşmak zorunda bıraktığım için, onu sürekli uykusuz bıraktığım için çok üzülüyorum.yine de çok şükür diyorum. allah çaresiz dert vermesin.
Bu güne kadar aşkta hiç reddedilmedim ama pek çok bayanın aşkını reddetiğim oldu. Ve şunu söyleyebilirim ki bundan dolayı kesinlikle gurur duymuyorum. Aksine reddedilme korkusu yüzünden gömdüğüm aşkın ezikliğini taşıyorum. Evet... söz konusu aşk ise ben korkak bir eziğim.
Demın tatlı sarısın bır kız cocugu gordum, benımde boyle bır kızım olsa keske ılerıde.
2 şeyi merak ediyorum.

1)insanoğlu uygarlaşırken `sabahın köründe uyanıp güne başlayalım´ fikrini ortaya atan kimdi?

2)Onu neden dinlediler?"*
sözlüğe geri döndüm.
Hala mutluyum.
şimdi koltuğumdan kalkacağım, mutfak, oturma odası, yatak odam ve çamaşır odamı toplayacağım güzel bir yemek alıp ayaklarımı uzatıp discovery channel izleyeceğim, güzel bir cumartesi gününü bu şekilde piç edeceğim.
hoşlandığım kızı eklesem mi ya da eklemesem mi derken sonunda ekledim. (bkz: çekingen erkek) ***
Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunbiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan... Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları söyleme bana...
Elinde olanlardan bahset can!
Üzelme!
Geceler hep kimsesiz mi geçecek!
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir pencerede
Veya bir bahar karşısında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzelliklerde var bu hayatta...
Gel Gitlerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
' Hüzün olgunlaştırır. '
'Kaybetmek sabrı öğretir.'
Bugun bi arkadas sayesinde duyduklarim yuzunden hayati daha fazla sorgulamama karari aldim.
alkol yasağı beni çok korkutuyor.
uzun zamandan sonra aklıma sözlük geldi ve hazır 3 aylık kafa iznim bitmşken gireyim dedim. bakıyorum da sözlük bıraktığım gibi değil.iyice suyu çıkmış.yalan,dolan,türk erkek-kız sataşmaları,futbol,siyaset vs konular iyice abartılmış sözlük sözlük olmaktan çok herşeye benzemiş.geldiğime geleceğime pişman oldum. bir hoşgeldin diyen bile kalmamış.o değil 3-5 özlediğim yazar vardı. onlarda ben olmayınca gitmiş. inşallah geri dönerler.
sadece bende mi var, bilmiyorum.
bursumu çekmek için dışarı çıkıp başka hiçbir şey yapmadan eve dönünce kendimi 3 aylık maaşını çeken yaşlı amcalar gibi hissediyorum. bu yüzden en azından markete uğrayıp çikolata, cips filan alıp da dönüyorum eve.

edit: imla
başkasının mutluluğunu kıskanan, hiç tanımadığı bi çifti görünce dahi 'niye mutlu ki bu insanlar, mutsuz olsunlar' tribine giren uyuz, kıskanç, bencil insan tipinden nefret ediyorum...