bugün

babet denen minnak ayakkabılar çok pis ayak kokutuyor. dikkat edin.
havanın güzel olduğu bi günde balkonda kahvaltı yapan insanları,
pazar günü dışarıda dolaşan aileleri,
bi mekanda oturmuş eğlenerek muhabbet eden bir grubu vs. gördüğümde durup onları izleme isteği doğuyor içime, izlemek istiyorum o insanları..
ne bileyim bence o anda onlar çok mutlular ve sanki onları izlersem bende mutlu olacağım..
sonra sessizce uzaklaşıyorum oradan..

edit: 00.00 da entry girmemek için 10 dk bekledim. *
artık bunu söylemek istiyorum. kimseye söylemedim. ve kimsenin de aklına gelmez. en yakın arkadaşımla testli sınava girdik. teste iyi olduğum iÇin bana bakıyordu. kağıtlar aynıydı. a, b yapmamıştı hoca. bende bunu görünce kağıda yanlış cevapları işaretledim. o bunları geÇirince cevap cetveline doğruları yazdım. ben 75 aldım, o 30. pişman oldum sonradan. kendine bile güvenmeyeceksin bu devirde.
aylar sonra ilk kez dinlediğim şarkıları türküleri üstüme alınmıyorum. bu gece hüzünleniyorum evet ama zevk alıyorum aynı zamanda. kahrolmuyorum. mutluyum sözlük mutluyum. elhamdülillah.
Her güzel günü bok edecek bir sebep oluyor ya, o sebepler öldürüyor her gece.
sözlüğün eski havası yok, bunu sözlükte itiraf etmeli artık. vaktinde o kadar laf edilen itü sözlükte dahi bir nizam var.
Çok güçsüzüm.
sözlük niye böyle oldu lan oysa ki gün ne güzel başlamıştı yataktan küftetmeden kalktım bu gün durduk yere sırıtırken yakaladım kendimi birkaç defa. sonra gitti şaka sanmıştım halbuki. sözlükten çekti gitti öylece arkasından bakakalmak derler ya işte öyle oldu gitme de diyemedim. muhtemel göreşemeyeceğiz bi daha. yok lan sevgili de değildik ama huzur veriyordu varlığı. hem daha ne oldu hele bi dur kavga falan etseydikte öyle gitseydin bari sebebi olurdu en azından. şimdi diyeceksinki itiraf bunun neresinde ne bileyim lan burdan bakınca itiraf gibi görünüyor.
bu aralar suya atılan aspirin gibiyim. hoşurtulu ve paramparça.
şu sözlüğe "benim annem, güzel annem" reklamını alan editör, moderatör kimse onun amına koyım. anneler günü de kutlu olmasın. annelerinizin de kıymetini bilin. hediye alacak bi anneniz olduğuna şükredin.
mutsuzum be, yirmibeş yıldır mutsuzum; aklım erdi ereli mutsuzum.. basit düşünmeyi, ottan boktan şeylerle mutlu olabilmeyi bir türlü beceremedim be arkadaş, kısır bir döngünün içinde paradokstan paradoksa koşuyorum sanki, beynimin içinde nöronlar birbirini sikiyor adeta, birinin ak dediğine öbürü kara diyor, biri kalk gidelim diyor, diğeri bok yeme otur... insan görmeyi geçtim, aynada kendimi görmeye bile tahammül edemiyorum bazen, benim diyen psikoterapisti bile çileden çıkaracak kıvamdayım an itibariyle.
Umudum yok. Ama zaten hep varmış gibi davranırsam, yeterli miktarını, tekrar var edebileceğime inanıyorum.
gözlüğümle uyuya kalmışım. az önce yarı uykulu şekilde ayağıma takılan cismi yatağın dışına itmeye çalıştım. bir ses geldi ve ayağıma rahatsız eden küçük parçalar meydana geldi, meğer paramparça olan gözlüğümden arta kalanlar ayağıma batıyormuş. yine bir süre gözlüksüzüm lan.
116.hiç sevgilim olmadı yaş 22.
güzel kızların yanındaki gejoları görünce kıskanıyorum cok az kıskanıyorum ama.
beklentılerım yuksek kolay kolay kız begenmıyorum .

benı bır sene once sıktır eden kızı unutamıyorum
günde en az 2 -3 defa onun profılıne girip resmıne bakıp dalıyorum
onun resmını kaydetdım haberı olmadan telefon profıl resmı yaptım bu kızla hiç cıkmadık bır ıkı muhbabbet ettık sadece
sacma oldugunu bılıyorum .
5 aylık yeğenimin el ve ayaklarının fotoğrafını çektim. sıkıldıkça açıp bakıyorum, tombik tombik ellerini ayaklarını seviyorum, rahatlıyorum.
yeni harekete geçmiş metroya paralel bir şekilde koşup omuz atmayı ve beni en az 15 metre savurmasını planlıyorum. bunu söylediğimde kimi dostlarım; ''siktir git lan ruh hastası göt!'' şeklinde tepki verdi. dağdan tepeden paraşütle atlayan, yüzlerce metreye takım taklavatsız tırmanan insanlar adrenalin bağımlısı, macera düşkünü oluyor; ben ruh hastası yavşak göt oluyorum. ne güzel memleket. vay arkadaş ya.
3 aydır konuşmadığım bir hatunla konuşmak istedim. hatunun işte olup olmadığını bilmediğim için aramadım sms paketi alıp mesaj çektim, gitmedi. numarasını değiştirmiş. 2 ay önce facebook hesabımı kapattığım için facebook' tan da yazamadım. tekrar kaydolup numarasını alayım sonra kapatırım yine dedim ama facebook' un kimlik fotokopisi isteğine takıldım. sikem facebook' unu deyip bıraktım. iletişim çağında iletişimsizlik çekiyorum amk.

(bkz: göte geldi aşkımız ikimiz de şaşkınız)
kuklaya aşığım sözlük. Ama o bana pas vermiyor.
Hemen gidip kendime dişi bir kurbağa alacağım, biz kavuşamadık belki guklalarımız kavuşur..
bir başlıkta eksi oy aldığım zaman benimle farklı düşünen herkesi seri biçimde eksiliyorum ben bir eksi oy aldım diye o eksiyi vermiş olabilecek bir çok kişiyi hatta bazen herkesi eksiliyorum. eminim sizde yapıyorsunuzdur.
Uzun zamandir aglamayamanin da birikmesiyle dun gece arkadasla bi saat boyunca agladik. Cok rahatladim. Oh be.
mesafenin , gün geçtikçe, dayanılmaz olmaya başladığını anladım sözlük. uzun mesafe ilişkisi denilen şey, hakikaten adamın ağızına s*çıyormuş. mevlam tez kavuştura.
Esra erola çıkmayı düşünüyorum.
Yoksa umutsuz vakayım.
bu sabah ağlaya ağlaya birini aradım. telefonu kapattığımda gülüyordum..
Sıkıcı bir ekim sabahı . Günlerden pazar . Kalabalık bir halk otobüsünde sıkıldığım dolayı suratımı asmış oturuyorum . Kimsenin sabah kalkmak istememesinden dolayı da herkesin suratı asık . Bir kişinin hariç . O son derece sakin . Yüzünden bir şeyi anlayamazsın tepki yok ve çok güzel minicik gözleri var . Kedi yavrularının gözleri gibi . Yumuk yumuk . Saçlarının metrelerce öteden bile yumuşacık olduğu anlaşılıyor . Tam böyle çikolata kahvesi saçlar . Bembeyaz bir ten , beyaz peynir gibi . Orta boylu , zayıfça bir şey . Gördüğüm anda vurulmuştum . " Allah'ım " dedim . " Tamda hayalimdeki erkeğin yandan yemişi . " O gün öyle geçti gitti . Aklımda kaldı siması ama . Sonra farkettim ki bu bizim mahallede . Hep denk geliyoruz hepte benden 1 durak sonra biniyor . Daha çok kafama girmeye başladı . Bazen oturup düşünüyordum . Bir de adresi soramayacak kadar utangacımdır ama ne hikmetse onu her gördüğümde gözlerinin içine bakıyordum . Bir gün arkadaşımla beraberdik dedi ki : " şurdaki çocuk sürekli sana bakıyor . " Ben bunu bir duydum , nasıl gaza geldim bilmiyorum . Bindim otobüse , o yer buldu ben bulamadım . Bir de bir takıntısı vardı , sürekli en arkaya otururdu . Ara ara dönüp bakıyordum . Adak diledim . Allah ' ım dedim ne olur tanışayım vallahi 2 gün oruç tutucam 10 günde namaz kılacam dedim . ( hepsini de yerine getirmedim sonradan o ayrı mesele . ) Onun yanındaki koltuğun boşalması için bildiğim bütün duaları okudum herhalde . Neyse o arada telefonumun notlar kısmına tanışabilir miyiz diye bir not kaydettim . Yanındaki koltuk boşaldı neyse ki . Heyecandan geberecektim . Cesaretimi topladım ve notu uzattım . Okudu ve gülmeye başladı . içimden " şimdi b.ku yedik " diye düşündüm , içime inceden bir üzüntü kondu , beni kesin tersleyecekti . Ama öyle yapmadı . ilk gözlerinin ne kadar güzel olduğunu nota bakmayı kesip gülerek kafasını kaldırıp bana bakınca farketmiştim . Küçük ela gözler . Baya şaşırmıştı daha önce hiç başına böyle bir şey gelmediğini söyledi . Tanışabiliriz ama dedim . Arkadaş oluruz dedim . ( Aslında amacım arkadaşlıktan öteydi . ) Mesela adın ne diye sordum . Adım Mert dedi . Ondan sonra konuştuk konuştuk indi sonra . Ondan sonra numarasını alma fırsatım oldu . Birkaç gün sonra da sohbet etme fırsatım oldu o kadar . Sonra bir şeyler oldu , uzaklaştı benden . Kime anlatsam saçmalama otobüste tanıştığın birine aşık olunur mu diyordu . Ben onu hala seviyorum , o bunu bilmiyor . Kim bilir arkadaşlarıyla ne haltlar yiyor , aslında çok yakınımda da aylardır göremiyorum bile yine de bir yerlerden alıyorum haberlerini . 6 ayı geçti ben hala seviyorum .
Ama itiraf ediyorum : Onunla tanışmam hayatımın en büyük saçmalıklarından biridir .
bahçe eriği gibisi yok arkadaş. pazarda satılanlar cidden tatsız tutsuz.