bugün

Hep iki arada bir derede kalmaktan ne yapicagima karar veremedim sozluk.
senden çok sıkıldım sözlük. sanırım hesabımı da sildireceğim. aylardır entry de girmemişim zaten. sırf bunu yazmak için giriş yaptım. durduk yerde kim dürttüyse.
Ne zaman guns n' roses dinlesem aglama istegi duyuyorum sozluk. Psikopatin tekiyim. Muziklerine asigim slash in sololarima asigim. Frenleyemiyorum kendimi.
online futbol menajer oynuyorum çok pişmanım.
bana sevinçle koşup sarılmanın dozunu ayarlayamayan bu yüzden de burnunu bacaklarıma sertçe çarptığı için göz yaşlarına boğulan mini mini ellerini öpmelere doyamadığım bu şekilde avuttuğum göz yaşlarını yanaklarıma bastığım bir yiğenim var. tüm bu duygusallık acaba yaşlanma belirtisi mi?
bir entry eğer hiç oy almamışsa ben de oy vermiyorum. artı veya eksi fark etmiyor.
kendimi yakışıklı zannederim ve sonra boyumu 1.69 cm çoğunun dediği gibi 1.70 olduğunu hatırlarım. insomnia ve dikkat dağınıklığı mağduruyumdur.
ruyamda cok tirstim. cok kotuydu o kadar psikolojik gerilim izledim boyle kotu olmadim
bir de üzerine kadın çığlığı duymaz miyim..
ağladım delice aklımda dilim de şu an bu şarkı var.. evet az önce deli gibi ağladım hunharca hem de burnum aka aka ağladım yıllar sonra ilk defa ağladım kötümü oldu hayır iyi oldu güzel oldu çok ta hoş oldu teşekkürler sana.
seni özlicem.
hayatım boyunca unutamayacağım bir şarkı edindim bu gece duvar bana bakıyor ben duvara kararsızım görmeli miyim kanımı duvarda.
*biseksüelim sözlük.. ve heteroseksüel olmayan arkadaşım çok.
*onların hakkındaki eleştirilere tahammülüm yok.
*kimseye ezdirmem işte o kadar!

*aşık oldum. sevgilim boksör. bana boks öğretiyor ehe.
*sokak ortasında kavga etmek desen bizde, duvara bira fırlatmak desen bizde..
*herkesin ortasında evlenme teklifi almak desen o da bizde.
*14 şubatta bana hediyesi, hatunmuş. evet bildiğimiz hatun. biseksüelsin sen siktir git seviş diye hediye mi verilir?

*bu aralar çoook ağır takılıyoruz, bokunu çıkarıyoruz sevgilim ben ve arkadaşlar.
*7/24 yanımda zaten. ama cidden. kaç gündür birlikte kalıyoruz. eve çıkıyoruz yakında birlikte.. eskiden insanlar bizi birlikte görünce şaşırırlardı, bunların ikisi de kimseyi sevmez piçin önde gideni bunlar diye. şimdi hemen sevgilime "breathe ablam nerde, yengemi niye getirmiyosun, ooo sen yalnız dolaşır mıydın oluum" gibi tepkiler gösteriyorlar. seviliyoruz ailecek.
*sağ olsunlar arada bize eğlence çıkaran insanlar da var. eski sevgilileri gibi. geliyor, bakıyor, yüzükleri görüyor, ohaa sen nişanlandın mı diye şaşırıp kalıyor, senin gibi biri nişanlandı mı inanamıyorum diyor, sonra ağlamaya filan başlıyor. neymiş, kıymetini anlamış sevgilimin vs. çok gülüyoruz böyle şeylere ama ağzımızla değil.

*poligona gitmek istiyorum. at binmek istiyorum.
*sürekli "aşk yeniden" dinlemek istiyorum.
*yine stüdyoya girip kayıt alalım istiyorum. ah, sevgilimin stüdyosu var. kardeşim gibi olan biriyle birlikte çok uzun ısrarlarda bulunmaları sonucu vokallik yapmaya başladım. bakalım neler olacak.

*ben böyle aşık olup yükseklerden uçarkenee dersleri siktir etmişim farkında olmadan. 6 dersten kaldım. şimdi bütlerde 2 ya da 3 tanesinden geçebildiysem çok şukela olur.

*seviyorum sözlüüüüüüüüüük..
sevdıgim bir vardı olmuş bir kahpe.
Akbank'tan taciz telefonları alıyorum! açmayınca da mesaj atıyor " aradık-ulaşamadık şu numaradan bizi ara" diye. korkuyorum.
Sirlarla doluyum, en yakinlarimin bile bilmedigi, ben olsem de bilmiyecekleri utanclar, buhranlar...
Kurtulmak istiyorum, herkesten.
internet kotamın bitmesinden çok korkuyorum sözlük. 1gb ney lan.
deliler gibi hoşlandığım kızla merdivenlerden inerken(toplamda) 3. defa muhabbet etmekteydik; bir anda bana eğildi (sonra kafasını tekrar normale döndü) ve 'parfümün çok güzel kokuyor' dedi.

güne bundan daha güzel bir başlangıç olabilir mi bilmiyorum; ama o saatten beri erimiş peynir gibi oturuyorum kütüphanede, ders çalışamıyorum sözlük.
bu yaşıma geldim ama gürültülü şekilde bir helikopter geçti mi hâlâ cama çıkar bakarım.
kitaplar okuyorum. her isim onun adı sanki. koskoca hükümdarları bile benzetmek neden? bu kadar yeniğim.
ailenden başka kimse yanında olmuyor bu dünya hayatında.

ne kadar arkadaş, dost ve sevgili edinsen dahi, yok. olmuyor. ailenin yeri bir başka. dostluk, arkadaşlık bunlar geçici şeyler. herkes menfaatleri ve çıkarları uğruna arkadaşlık kurar olmuş. aile en güzeli, en iyisi.

arkadaşlarıma olan güvensizliğimden dolayı bunları söylemiyorum. ne kadar iyi olursa olsun arkadaşta bir yere kadar. hepsinin amına koyim ben!

artık her şeyi anladım. insanları, çıkarları uğruna sattıkları dostlukları ve her şeylerini...

sonunda gözü açılan ben, sahalara yeniden döndüm.

şimdi korkun ulan benden!

ne demişler;

daddy's back.
hayal aleminde yaşıyorum.
sözlük bugün kendi kendimi yumrukladığım, ağıtlar yaktığım gündür. içime evlat acısı gibin bişey oturdu. durun da anlatayım:

bugün taksim'de arkadaşla yürüyoruz. bir tane kameranın önünden geçtik. bir televizyon kanalı çekim yapıyor, halktan bazı kişileri kenara çekip sorular soruyordu. normalde iplemem, dünya kadar var kadıköy'de bunlardan. ama mikrofonda kanji alfabesi yazılıydı. "ulan hangi kanal bu?" diye düşünürken, röportajı yapan adam, röportaj yaptığı kişiye "japonyada yayınlanacak bu. japonlar izleyecekler yani" demesin mi? "fransada yayınlanacak" dese iplemem, "ingilterede yayınlanacak" dese umurumda olmaz, "amerikada" dese, "ispanyada" dese, "italyada" dese, "almanyada" dese, "rusyada" dese dahi umurumda olmaz. bakmadan geçerim. ama japonya'nın yeri başka hacu. beni o an yerimde çivi gibi hareketsiz bırakacak tek ülke japonya'ydı. ve bıraktı da. arkamı döndüm ve kameramana baktım. o an "gidip ben de konuşsam mı lan? neler neler anlatırım amk, içimi dökerim japonlara. neden kimi to boku'nun yeni sezonunu çıkarmıyonuz lan! derim, derim derim. neler neler anlatırım başka" diye geçirdim. kameraman o sırada apaçi kılıklının tekiyle röportaj yapıyordu. onunla yapıyorsa benimle hayli hayli yapardı. yarım saat konuşurdum şerefsizim.

adımlarımı kameramana çevirdim, tam gidiyorum...... tam cesareti toplamış gidiyordum ki...... arkadaş kolumdan tuttu "hadi arda yav! neyi bekliyorsun, ilk kez mi kamera görüyorsun?" dedi ve toplanan bütün cesaretim gitti. ve istiklal'e doğru yürüdük, gittik.

o sırada arkadaşım beni engellemeseydi konuşacaktım lan! evlat acısı gibi oturdu içime. utangaçlığım yüzünden şimdi böyle oluyorsa, gelecekte neler olurdu kim bilir... keşke lan, keşke.. ne kaybedebilirdim? tamam bir şey kazanmazdım belki, ama insanın içine oturuyor böyle şeyler.

inşallah yine denk gelir (%0.00000000000000000000000000000000000001 ihtimalle bir daha dnk gelebilir). veya bir benzeri denk gelir. bu sefer içimin içimi yememesi için konuşacağım lan!

(bkz: seviyosan git konuş kanka)

öyle olmuyormuş hakikaten.
bu ara çok sığırım.
her gece yatarken herkes hayal kuruyor mu?
okulun bitmesini hiç istemiyorum . bölümümü seviyorum galiba .