bugün

itiraf ediyorum sözluk aileden uzak okumak kotu bisey ya özlemle ilgili değil her geldiğimde 3 bavulla geri dönüyorum bu kadar çok şey koymak zorundalar mı yaa.
Sözlük çok zoruma gidiyor... Zoruma giden ney biliyor musunuz ? Çevremdeki erkek arkadaşlarıma bakıyorum kadınları cinsel obje olarak görüyorlar sadece cinsel zevklerini gidermek için kullanacakları bir et parçası olarak görüyorlar ve bu arkadaşların çevrelerinden kız eksik olmuyor. Bizler kadınlara inanılmaz değer veriyoruz hatta şu hayatta en çok değer verdiğiz varlıklar kadınlar tek isteğiz elini tutabileceğimiz sarılıp yanağından öpebiliceğimiz başımızı dizlerinin üzerine koyabileceğimiz bi kız arkadaş ama biz bunları isteyince abaza oluyoruz . Dünyada adalet yok sözlük !
onca zamandır buralardayım eli yüzü düzgün bir hatun gel sevişelim demedi.
kız yok ulu yalan.
olayı çözdüm, milleti parmağımda oynatıyorum. öncelikle yalanıma inanıyorum, inanmadığın bir şeye kimseyi inandıramazsın.

şaka şaka, o kadar da yavşak bi insan değilim. ama yine de milleti parmağımda oynatıyorum. keşke yapmasam..
hayat o kadar yok ki içlenemiyorum bile. canım sıkkın. yani bir şeye sıkkınlık yok. canım üzgün sadece.

yalnızım demeye de dilim varmıyo. yalnızım desem değilim, ailem var, birkaç arkadaşım var. yalnız değilim desem o da değil. durum o kadar can sıkıcı ki durumu anlatamıyorum bile. hani nasılsın diye sorulduğunda "halim vaktim yerinde, ters giden bi durum yok" deriz, eğleniriz, gezeriz filan. ama akşam olunca da nedensizce efkarlanır da içmeye gideriz ya yalnız başımıza... öyle bi durum işte. ortada ne mücadele edilecek bir şey var, ne de bizi üstesinden gelmeye çağıran bir durum. dışarı bakıyorum. ne tatlı komşum ayşe teyze ne de emekli salih öğretmen var. her yer taş. sanırsın kimse yaşamıyor. bomboş bir sokak ve sadece 3-5 arabanın geçtiği bir cadde. burdan kapitalizmin insanları içerisine soktuğu durumdan uzun uzun bahsedip komşuluk, arkadaşlık ilişkilerine girmeyecem. sistemleri oluşturanlar da insanlar netice itibariyle. bi çay demleyip balkona konu komşu çağırsam ya evlilik muhabbeti açar, ya futbol konuşur, ya arabadan ya evden... ulan biriniz de hal hatır sorun be. nasılsın deyin. herkeste bir ciddiyet. ciddiyet kravatla olmaz.

günümüz insanı uygarlığın nimetlerinden yararlanan ama uygarlıktan nasibini almamış, ilkel bir insan.

sevgi, saygı, paylaşmak... bunlarla gelin lan bir kere de. bana yaklaştığınızda maskenizin arkasındaki yüz ifadenizi merak etmeyim. bilinç altınızı okumak için söylediğiniz yalanları çözmek zorunda kalmayım.

bıktım anlıyor musun hayat. beklemekten bıktım. ben hep bekledim ama zaman beklemedi. oysa tek çözüm beklemekti... sahnedeki rolümü bekliyorum ama o rol bi gelmedi. bana verilen rolü oynamaktan bıktım. bazen hastane önlerine gidiyorum. tedavi gören hastalara ziyaret saatlerinde hal hatır soruyorum. oturup dert dinliyorum. niye* kendi halime şükretmek için. bunda bile bencillik var be. insan içinden diyor ki "iyi ki benim başıma gelmemiş" diyor. onları ziyaret edip hayır dua alıyorum. ne kadar mübarek bir insan olduğum tartışılır ama hasta ziyaretinden çıkıp bazen mezarlıklara gidiyorum. bakıyorum anlamsız anlamsız... bazen dayımın mezarına gidip ağlıyorum. sonra da dua ediyorum. sonra çıkıp barın yolunu tutuyorum. asla eğlenmek için değil. yalnız başıma içiyorum... düşünüyorum... ağlıyorum çaktırmadan... yanıma arkadaş çağırsam beni bu durumda görüp belki üzülecek. belki sıkılacak halimden ama belli edemicek. belki rol kesecek bana.

hayattan ne bekliyorum, iyi bir iş ve iyi bir eş. her şey için çok erkenmiş, çevremdekiler öyle diyor. ben dolu dolu yaşamak istiyorum oysa ki. bazı şeyler tek başına yaşanmaz. ben artık tek başıma yaşamaktan bıktım. sevdiğim hayali bir sevgilim bile var. beni seviyor mu bilmiyorum. sadece sevmesini umut ediyorum.

kendimi hayal ediyorum ellili yaşlarda. yalnız öldüğümü hayal ediyorum. ölürken balkona çıkıp bağırdığımı... yalnız başıma ölmektense beni hayatında ilk ve son defa görecek olan birinin kollarında can verdiğimi...

yolumu çizmek için sabırsızlanıyorum. yanlış bir çizim yapmaktan da korkuyorum... yalnızlık bir tercih mi, evet buna da katılıyorum. ama ne olur artık kesişsin yollar. tek başıma direnmekten bıktım, bunaldım. hep güçlü görünmekten, güçlü kalmaya zorlanmaktan gerçekten usandım. kendimi sorgulamaktan, beynimin ve anılarımın labirentlerinde dolaşmaktan...

görüldüğü üzere hiç kötü giden bir durum yok. param var. sağlığım sıhhatim yerinde. kafama göre yaşıyorum hayatı. modern dünyaya göre iyiyim. anlatacak hiçbir sıkıntım yok çok şükür. bunlar da ipe sapa gelmez şeyler işte. neden? çünkü şu an acil kapısında bekleyen hasta yakınları var. ömür boyu sakat kalan insanlar var.

yakınmıyorum, sızlanmıyorum. sadece çok yalnızım. ama bunu şikayet etmeye bile utanıyorum...
hiçlik uçurumuna giderek dahada yaklaşır bir haldeyim.
Ben korkagım, ödlegin tekiyim. öyle olmasam bunca acıya ragmen ona sarılmamak için kendimi tutar mıydım?
5 senedir matematik okuyorum, hala abstract algebra,topoloji, differential equations ve bazı şeyler hakkında diyecek kayda değer tek bir cümlem yok...zamanında bu dersleri es kaza geçmiştim, ama iş onla da bitmiyor, son senemde katlanarak tekrar çıkıyorlar karşıma. differential equation partial differential oluyor, algebra, rings and modules oluyor, group theory oluyor, toplogy analize dönüşüyor...hani biri sorsa sen bu kadar zamandır naptın ne öğrendin diye mal mal bakarım. şu anda naptığım ve mezun olunca napacağım hakkında da hiç bi fikrim yok.
üniversite matematiği bana akademik anlamda özürlü olduğumu gösterdi, bu kadar basit olamaz daha karışık bişelerdir kesin sanısı yüzünden pratik zekamdan da oldum, bildiğimi de unuttum...
yeminle matris çarpımı yaparken bile 3 kere düşünüyorum...
Lise 4 yani son siniftayken bir gün bile sabah yüzümü yikayarak okula gittigimi hatirlamiyorum.
hastayım diye işe gitmedim ama bildiğin iyiyim lan.. şimdi hasta numarası yapıyorum kendimce ayıp olmasın diye.. ama biraz baş ağrısı halsizlik var.
Odtü'de olay çıkaranların hapise atılmalarını istiyorum.
en nefret ettiğim kelime; eksik.

kelimenin kendisi soğuk bir kere. eksik, ek-sik, sikeceği duruşundan belli.

hiçbir ilişkinin fazlalıktan bittiğini görmedim ben hep bir şeyler eksik olur.sevgi eksik, ilgi eksik, güven eksik. güvenim fazla diye ayrılanı duydunuz mu siz hiç? mal olanları atlayın canım şimdi ben duydum hayır gayet de var demenizin lüzumu yok. hak verin gitsin. vermek demeyeydim iyiydi, şimdi aklınıza binbir türlü pozisyon gelmiştir. neyse konuyu dağıtmak istemiyorum.

eksik olan her şeyi sikeyim. sen eksik bakıyorsun ondan eksik. olan kısmı sana yetse eksik gelmez ki. hayır yemek değil ki bu doymadım bu eksik diyesin. manevi ölçütlerden bahsediyoruz sonuçta. kriterlerini indir bak bakalım hala eksik mi? hem neye göre eksik? belki adamın elindeki maksimum güven o yani. onun maksimumu oyken sen nasıl kör görürsün bre kahpesu? ya da pezevenkcan?

neyse eksiklik sizin beyninizde olum. aslında eksik yok. tek eksik siz ve doymak bilmeyen egolarınız. onların da azcık insanlığı eksik.
beğendiğim entrylerin yanı sıra, beğenmediğim entrylere de pekiyi pek güzel veriyorum.

amaç, beğendiğim entrynin sahibini gaza getirmek, yine güzel şeyler yazmasını desteklemek.

beğenmediğim entry yazarını da gaza getirmek, iyice saçmalasını sağlayıp eğlenmek.
bir silahım biraz cesaretim olsaydı intihar ederdim sözlük
işyerine yeni bilgisayarlar geldi. ihtiyacım olduğu halde, kısıtlı olduğu için bana vermediler ve çok sinirliyim sözlük.
Biraz önce bir arkadaşı aradım ve bana, iflah olmaz virüs yüklü bir mail at dedim. birazdan onu açıcam ve ortalık kararacak. bunu hiçkimse bilmemeli. aramızda kalsın aga.
bilgisayarımı haciz aldı
(bkz: sömürdün bizi)
troll başlıkları açanları ve başlığı ciddiye alıp yazanları direkt eksiliyorum.
Ask acisi cektigim dogrudur.
aslında boğa burcu kadını filan aramıyorum. sadece beni sevebilecek sahiplenecek, elimden tutup karanlıktan aydınlığa çıkaracak, bana yeniden yürümeyi öğretecek birine ihtiyacımvar.
Ruyamda guzel guzel takilirken birden annemin uyan okula gec kalican diye seslenmesi hayattan sogutuyor beni.
itiraf ediyorum kopek gibi ozledim. daha 1 gun bile olmamisken.
birine eksi verdikten sonra arada entrysini tekrar kontrol ediyorum, "edit: ne eksi veriyon lan!" tarzı bir şey yazmış mı diye. yazdıysa zafer kazanmış gibi hissediyorum. sonuçta eksi vermenin amacı sevmediğin entry sahibini sinir etmek. *
abi olmayı seviyorum , kız kardeşimi korumak kollamak hoşuma gidiyor , birinin size abi demesi kadar güzel birşey çok azdır şu dünyada.
ilgi çekmek uğruna sağlığımdan olmayı bile göze alabileceğimi düşünüyorum bazen.
ne bileyim sürekli kendimi dinliyorum, başım mı ağrıyor, kulağım mı çınlıyor hemen kooş doktora. hem de umarım bu sefer birşeyim vardır diyerek gidiyorum inanabiliyor musunuz?
size uzun uzun sağlık sorunlarımdan falan bahsediyorsam (ki pek de sağlık sorunum yok) bilin ki sevgi, ilgi, alaka görmek istediğimden bahsediyorumdur.
öff bişey yoktur saçmalama falan diye tepki vermeyin lütfen.
liseli kardeşim içeride çizgi film izliyor ve ben bunu bildikçe deli oluyorum.. lan ben lisedeyken resepsiyonlara katılıyordum amk milli oluyordum yeni nesil çok bozdu çok.