bugün

az önce bireysel emekliliğe girdim iyimi yaptım kötümü bilmiyorum.
kapşonu takınca kendimi repçi zannediyorum.
iki senedir üniversitedeyim, bir kere bile finale girmedim, giremedim, olmadı yar.
3 gün üst üste sevişmediğim günler oluyor, ve 4. gün sabahı kendimi çok ezik hissediyorum. o kadar ezik ve büzük bir durumda oluyorum ki, medine dilencilerini geçiyorum amına koyayim.

işte böyle lanet günlerden birisinde iş nedeni ile isveç'e geziye gittim, ihale vardı. o siktiğimin ihalesine tam 4 ay hazırlandım, gece gündüz demeden, her gün elimde kağıt kalem çalıştım. ihaleye bizden başka 2 ingiliz firma daha katılacaktı. ingiliz piçlerini nasıl oyuna getiririm diye gece haftalarca uyumadım lan.

babam olacak adama ingilizcesi iyi olan bir kız bulalım, havamız olur dedim ama adımız çıkmış ya bir kere kabul etmedi. uçağın kalkmasına bir kaç saat kala iyi bir seviştim, yaban ellerde kaç gün kalacağım belli değildi. 4 tane sap uçağa atladık, o ibnelerle tam 5 saat havada kaldık, kulaklarım tıkandı ağlayacak seviyeye geldim, babama rahmet okudum, o kızı yollasa idi vakit geçecekti ne güzel diye. tam 5 saat toprağa basmadan indik başkent Stokholm'e. sarsılmıştım, o sağır halde koltuktan 15 dakika kalkamadım. haydi dediler bizi bekliyorlardır, ben güzel minili bir kız bizi karşılayacak düşünürken karşımdakini görünce dumur oldum, bildiğin top sakallı lavuktu lan bu, onun da avradına sövdüm. aldı bizi otele yerleştirdi, otele gidene kadar götüm dondu, türkiye'de kısa kollu gezerken, yollar buz tutmuştu, insanları bembeyazdı.

saatleri, günleri şaşırmıştım. otel resepsiyonunda ki ibne bir şeyler konuştu, ingilizce değildi bu, farklı bir aksanı vardı piçin. gittik odalara, uyumak istiyordum, uyuyamıyordum. ihale şartlarını tekrar okudum, okuyordum ama ne okuduğumu anlamıyordum. ihaleninde avradına sövdüm, isveç'i kuranın da avradına rahmet okudum, güzeldi ama benim kafa dumanlı gibiydi. akşam yemeğe indik, ihale 3 gün sonra 2 ayrı günlerde yapılacaktı.

ihale günü geldi, ben 3 gündür oradaydım ve bir kadınla sevişmemiştim, kadın bulmak belki sorun değildi ama babamın adamına güvenim yoktu, ibne her boku ispiyon ediyordu. ilk gün ihalede derdimi anlatamadım, tam 4 aydır hazırlandığım ihaleye, bütün maddelerini bildiğim maddeler kafamdan uçup gidiyordu, ara verildi. abazan olduğum aklıma geldi, kafam çalışmıyordu lan. babamın yeni yetme avukatı ne oluyor usta dedi, ne oluyor ne oluyor sus lan bir şey olduğu yok. ezik gibiyim dedim, neden dedi bizim koparmamız lazımdı ne oluyor sana, lan senin sakalını bilmem ne yaparım dedim, benim acilen sevişmem lazım dedim, adam bana deli gibi bakıyordu. dedim olum bak ben sevişemez isem bu iş olmaz, avucumuzu yalar gideriz. babam ilk önce benim anamı, sonra senin ananı beller dedim.

akşam benim iş hal oldu, pek güzel sayılmasa da idare ederdi. ertesi sabah ihaleyi kopardık, sanki benim yerime başkaları gelmişti. babama telefon açtı hemen yalaka ibne, müjde dedi ihaleyi aldık, babam beni istedi, o sinirli adam gidip, yerine mübarek bir adam gelmişti. nasıl yaptın lan dedi nasıl; hal ederiz dedik mi hal ederiz. ama ingilizce bilen o kız olsaydı bugüne kalmazdı, adamların dilinden bir bok anlamadım gibisinden laf ettim. neyse dedi, bir başka sefere inşallah dedi. şimdi ne yapacaksınız dedi, dandaryd'de bir ziyaret yapıp, geleceğiz dedim. orada ne yapacaksınız diye sormadı, neden sorsundu ki istediğimizi almıştık, bilmiyordu oranın avratlarının meşhur olduğunu, o ingilizce bilen kızı ihaleye konsantre olmam amacı ile yollamamıştı ama haberi yoktu ki, bu ihaleyi sevişmeseydim alamazdım ve bundan haberi yoktu.

şu anda çok eziğim lan, tam 4 gün oldu. hafif sinirlenmeye başladım.
kızdan yakın arkadaş olmaz. oldumu aşık olursun yaprak gibi kalırsın ortada.
aldatılmanın itirafı.

hayata daha yeni başlamak üzeredir det, karşı cinsi tanımak aşkı tatmak, sevmek nedir sevilmek nedir hepsini merak etmektedir ve ilk olanı arar. çok ta uzakta bulmamıştır ilk aşkını. o yaşlarda kendine güvenemediğinden arkadaşlar devreye sokulur ve mahallenın o zamanlar en güzel kızına çıkma teklifi edilir ve ilk aşk olan pınarla artık sevgili olunmuştur. ilk ya hiç bir detay unutulmuyor işte ilk defa elini tutmak için 20 gün beklenmiş, ilk öpücük için 50 gün sabredilmiştir. mahalle arkadası oldugundan hemen heraksam merdivenlerde oturulur, çekirdek kola ikilisiyle grupça gece 2-3 lere kadar takılırdık. herşey öyle güzeldi oyle heyecanlıydı ki, arkadaşlardan kaçıp gizli saklı köşelerde elele tutuşulur, karanlık sokaklarda öpüşülürdü. ilişki son sürat giderken mahallenin abileriyle maçlarda yapılırdı. hatta onlardan biriyle aşkım için maç bile yapmıştım ondan habersiz. eğer dedi kaybedersen pınardan uzak duracaksın kazanırsan da bir daha asla yanınıza gelmiycemdi teklifi. benden 4-5 yaş büyüktü napabilirdim ki. ya pes edicem sevgilimi ona vercem yada maçı kazanıcaktım. o maçı yaptım ve onun için yara bere içinde kaldım dizlerim kanamış ayaklarım morarmıştı ama yılmamış kazanmıştım. delikanlıymış bir daha hiç uğraşmadı benimle o abi de. içimde öyle bi duygu vardı ki mutluluktan ağlaycaktım. aşkıma durumu açıkladığım da sen salakmısın ya dedi, ben seni bırakıp niye onunla çıkayım ben seni seviyorum demişti ve o gün ilk kez seni seviyorum cümlesini duymuştum. şimdi düşünüyorumda artık o kadar alışmış ki bu bünye seviyorum zırvalıklarına, dünyanın en değerli seni seviyorumlarından birisiymiş o zaman.

gel zaman git zaman ilişkimiz dolu dizgin ilerliyordu, 9 ay olmuştu bile aşkımız. yine oturuyor gülüşüyoruz artık gizli saklı değil merdivenlerde bile sarmaş dolaş oturabiliyoruz. birgün yine mahallenin abileri bizimle takılıyor birol diye piç vardı, zengindi arabası vardı kendisine ait. yanımıza geldi ve bana "şimdi sen kalkıyorsun beni sevgilimle başbaşa bırakıyorsun" dedi. anlamamıştım ne diyon sen abi dememe kalmadan ilk aşkım, ilk çıktığım kız lafa atladı. "biz birolla çıkıyoruz" dedi. hala elimi tutuyosun farkındamısın dedim sustu elini bıraktım ve birol piçine önce kafa sonra yumruk atıp yürüdüm ve arkamdan bırakın lan geberticem o piçi laflarını duyordum. ama hiç iplemedim. gelse dövse de umrumda değildi zaten yemiştim en ağırından o dayağı. mahallede grubumuz dağılmış, dısarı çıkıldığında diğer kızlar da pınarı dışladığından pınar yanımıza gelemiyordu. 1 hafta ağladım erkek halimle. ilk çıktığım kızdı o benim. daha ilkinden darbeyi yemek daha fena koyuyordu adama. gel zaman git zaman unuttum dedim ama başlığı görünce bak yine hatırladım. aldatılmak çok kötü lan.
he şuan da pınarla konuşuyoruz whatsapptan, çok iyi arkadaşız da hala, yaza nişanlanıcak ve ara ara hatırlıyorz o günleri gülüyoruz ve her seferinde yüzüne vuruyorum sen beni aldatmıştın diye, herseferinde özür de diliyor benden ve gülüyoruz . beni aldatığında ona duydugum nefret ne kadar büyükse şuan aynı büyüklükte dostluk duygusu taşıyorum.

sonuç olarak aldatılmak adama çok koyar ama asla hayata küsmeye değmez ve diyorum ki;

bugünkü aklım olsaydı dün yaptıklarımı yapmazdım ama dün yaptıklarımı yapmasaydım bugünkü aklım olmazdı
4 yıllık sevgilimle ayrılmıştık. bugün son kez yalvardım 2 dakika gördüm. ağlıcaktım konuşamadım istemedim bi kere öptüm eve geldim. sonuç elde var sıfır. filmlerde ki gibi romantik hayal edip son görüşme filan istemeyin.
marketten konserve aldığım zamanlara çok sövüyorum. onları oraya yan yana, sık bir şekilde koyuyorlar. arkadaş kırmadan almak için gereksiz triplere giriyorum. her seferinde onun için ayrı bir çaba gösteriyorum.* ve bunu böyle koyanlara giydiriyorum sözlük. salıyorum küfürleri. küfürler havada uçuşuyo böyle. aslında iyi de oluyo lan. sinirim falan geçiyo. o şekil *
gevşek insanın tekiyim!

edit: yazar gevşek derken umursamazlığını kastediyor.
çok korkuyorum sözlük. annemi kaybetmekten çok korkuyorum. ortada hiçbir şey yokken bile bu korku hep içimi sarıyor. korkuyorum, korkuyorum, korkuyorum...
yaklaşık 1 yıldır facebook kullanmıyorum. ve anladım ki insani ilişkiler buna endekslenmiş. bugün doğum günüm ama kızılay ve şekerbank dışında kimse hatırlamadı. kimseye de söylemedim, zira hatırlayıp hatırlamamaları çok da önemli değil. yalnız es kaza bugün doğum günüm olduğunu öğrenen bir kezbanın aaa facebook'ta görmedim amaa demesi sinirlerimi zıplattı. sokayım facebook'unuza afedersiniz.
bir zamanlar bir kızla çok iyi arkadaştım.

çok seviyordum, aşık değildim belki gerçekten ama çok değer veriyordum. zarar görmesini hiç istemedim.

ve * hödüğün biri bunun aklını başından alınca bu yüzden 'seviyorum' dedim ve engellemeye çalıştım.

kavgalar, iftiralar, yalanlar, tehditler derken 2 yıla yakındır sevgili durumunda bulunmaktalar.

ben bütün bu (devam etmekte olan) süreç boyunca mutlu olsun diye sustum; ne iftiraları sikime taktım ne de gelen tehditlere, olay çıkartıp beni yemek için yer arayanlara koz verdim.

bugün uyandım, bir duşa girdim.

duştan çıkmış başımda havluyla otururken telefon öttü.

'naber' yazısının solunda o isim ve soyadı görünce ne yapacağımı şaşırdım.

uzun düşüncelerden sonra (niyeyse?) cevap verip onun cevabını bekledim.

bir iyiyim dedi, sonrasını demedi.

geçen yılların açlığıyla alttan almak istedim, sen istediğin zaman yaz ben burdayım dedim.

ve özür diledim.

ayrılmışlar da bu yüzden mi bana yazıyor, yoksa sevgilisiyle taşak geçmek için mi yazdı bilmiyorum.

ama bundan sonra geceleri rüyalarıma girip kendini hatırlatmayı kesecektir diye umuyorum.

yanlışım var mı be sözlük?

ben onun benimle tekrar eskisi gibi konuşabilme ihtimalini sevdim.
arkadaşlarım dışında herkesten nefret ediyorum.
Başak burcuyum, pişman değilim. Yine olsa yine yaparım.
hayatımda belli bir yaştan sonra dövüş kulübünde izlediğim o sahne başıma gelicek galiba yani sanki başka açıklaması yok gibi bu durumun.
Onun böyle güzel olmasında meleklerin bir hilesi olmalı. yada şeytan aşk ile gözlerimi boyamıştır. her iki durumdada yaratıcı, sanatını her zamanki gibi mükemmel sergilemiş.
cam4 e girdim. evet yaptım bunu. kanadalıydı hemcinsimdi. yaradanı severim yaradılandan ötürü.
sevgilisi olduğunu bildiğim halde beni inanılmaz bi güç ona çekiyor.aynı şekilde o da bana bunu söylüyor.iki günde hayatımı alt üst etti. sanırım bu defa mantığımla değil duygularımla hareket edicem. umrumda değil hiç bişey.
* unutkan sayılacak biriyim fakat babamın, ben 6 yaşımdayken -kardeşim doğduğunda - bu çocuğu da abisi gibi salak yapmayalım lafını hala unutamam.

* çok sevdiğim babamın hala beni salak olarak bildiğini düşünürüm.

* 8 yaşımdayken zeytinyağı şişesini su sanıp kafama dikmiştim, acaba ölür müyüm diye de çok korkmuştum.

* 9-10 yaşlarımdayken evde yalnız kalınca telefon rehberinden o zamanlar 24-25 yaşında, akrabamız olan bir ablayı arardım ve konuşmadan beklerdim. 2-3 aramadan sonra o abla -kensine aşık genç bir delikanlı olduğu düşündü heralde- bildiğin cilveli konuşmaya başlamıştı.

* kedi, köpek gibi hayvanları sevdiğim kadar kurbağadan nefret ediyorum. neden bilemedim.

* çok güzel bağlama çalmak isterdim ama sanırım yeteneğim yok.

* 3 yaşımdayken annemin bana zorla etek giydirdiğini ve hüngür hüngür ağladığımı hayal meyal hatırlıyorum.

* 13 yaşıma kadar altıma işedim.

* 2 aylıkken çekildiğim bir fotoğrafımı görünce ister istemez ağlamıştım. şu an olmadığı kadar masum uyuyordum ve bu masumiyetin yok olması ağlattı beni.
az önce boza boza diye bağıran biri geçti. hala kaldı mı ya böyle.. çok mutlu oldum. hatta çocukluğuma döndüm.
o kadar tembelim ki tuvalete gitmeye bile üşenirim ama 5 yıldır o kadar çok şey yapmışım ki uğrunda kendime hayretle bakıyorum artık.
Oha sözlük "aşığım yea ühühüü" cülere gülen ben hayatımda ilk defa aşk acısı çekiyorum, bildiğin. hayır liseli falan da değilim noluyor lan.
ders çalışmam gerek, fakat bir türlü havaya giremiyorum. aslında girmek de istemiyorum. soranlara bu bahaneyi yapıştırıyorum.bu da naçizane benim bir itirafım olsun.
bi insanın tek tesellisi facebook da yazan ilişkisi yok yazısı olur mu lan!? yemin ediyorum çok eziğim.
canım sözlük,
artık korkmaya başladım. önce hoşlandığım çocuğu hiç gitmediğim ve sevmediğim bi fast food zincirine girip görüyorum, ertesi gün her gün dondurma almaya gittiğim yere gitmeyip ilk aşkımı annesiyle kültürel bi konu hakkında konuşurken görüyorum ve en son bugün o hoşlandığım çocuğu binmem gereken otobüsten başka bir otobüse bindiğim için çaprazımda buluyorum. hepsi 7-8 gün içinde daha hiçbirinin şokunu atlatamamışken gerçekleşiyor. tuhaf güçlerin olduğuna inanmaya başladım.